Bugün köşem; Ankara, Çankaya, Ayrancı ahalisinin sevgilisi, Begonvil çiçeğimiz Cevo’ ya
Sabahın erken saati, bir telefon sesi, sonrası...
Koşmak…
Vardım...
Bir ağaca rastladım, düşmüştü dalları ve altında sen yatıyordun...
Kuşlar bakıyordu sana ve yanındaydı dostların.
Eğildim, tuttum patilerini soğuktu, üşümüştün. Tıpkı haberinle içimizin üşüdüğü gibi...
Okşadığım başına konmuştu, dökülen güz yaprakları…
Biliyorum bir gün önce hazırladın beni vedaya...
Biliyorum bir gün önce son gücünü harcadın, yine sevgini göstermek için bana...
Çok sevdin beni...
Seni çok sevdim...
Ceviz, ben sevmeyi senden öğrendim...
Çıkarsız, yalansız, karşılıksız sevmeyi bana sen öğrettin…
Öğrettin Ceviz zorluklara direnmeyi, her şeye rağmen gülmeyi, gülen gözlerinle öğrettin…
Tüm hayatının geçtiği bu sokakta, sevdiğin bu ağaç mıydı?
Veda etmek için seçtiğin yer, kaldırım kenarında bir ağaç altı mıydı?
Oysa ki; iki adım ötende, hep yaşadığın bahçemizde, hani hemen kaldırdığında başını beni gördüğün yerde, bir yuvan vardı…
Yok muydu bir dakikan.
Bildiğin yere gitmek için...
Her şeyin sonuydu, biliyordun değil mi?
Yine beni korudun...
Beni üzmek istemedin…
Bilmiyorum bu muydu istediğin...
Hayal ettiğin bu muydu?
Ama hep yaşadığın bahçende, yuvanın olduğu yerde, bir ağaç altında şimdi yerin…
Ceviz gitmek zorunda mıydın?
Ne yapacağız; bahçemiz sensiz, sokaklar sessiz, gecede sesin yok, yıldızlar çıkmadı bu gece, her yer ıssız…
Daha açar açmaz Pencereyi, hissedip beni sevgiyle bakan gözlerini aradım bugünde…
Bugünde bekledim, giderken markete, yanımda yürümeni…
Gözlerim Özlem’ in seramik atölyesinde kaldı...
Öyle ya yağmurluydu hava, hemen koşarsın. Kaşiger’e, sığınağına...
Ahhh Ceviz
Her yere dokunan, yağan. Bir Yıldız tozu gibiydi sevgin...
Ayrancı’da, kimlere o koca yüreğinle dokunmadın ki…
Sensiz ne yapacaklar şimdi.?!
Gezindiğin, dolaştığın yerler nasıl dolu kokunla...
Canım sıkıldığında, mutlu ya da mutsuz anlarımda, güzel veya kötü günlerimde hep yakınımda bir yerlerdeydin.
Hele ağladığımda omuzlarıma konardı partilerin ve o şapşik bakışlarınla beni ne de güzel güldürürdün...
Türküler söylettin bana, besteler yaptırdın adına, bağıra bağıra, dans ede oynaya birlikte söyledik...
Koca 12 yılı bir köşe yazısına sığdıramıyorum Ceviz...
Duyguların çokluğu adamı yazmaktan alı koyarmış demek ki.
Bir türlü bilemiyorum.
Seni anlatmaya nereden başlamalı…
Sevmiyorum vedaları...
Cümlelerle barışık değilim bugün, yazamıyorum…
Biliyorum yokluğuna aşılacağız. Devam ediyor hayat, yaşayacağız...
Özlemin basacak zaman zaman ağır.
Ama biliyorum bir yerlerde seninle yine karşılaşacağız…
Yani...
Demek istiyorum ki Ceviz…
Ben seçeni çok sevdim...
Ve hep seveceğim...
İyi ki dokundun bana…
İyi beni seçtin...
Öğrettiklerin içimde…
Sevgin yüreğimde…
Seni çok özleyeceğim…
Hoşçakal Ceviz...
Namı diyar, Cevom….
Hoşçakal…
