Nedir memleketin bu bitmez imtihanı…
On yıllardır bir adaletsizliktir gidiyor…
1980’ler ve 2020’ler…
90’lar…
Sonrası KHK’lar, KHK’lılar…
Sanki omacasına kadar sökülmüş, geri alınamaz bir ağaç yazgısı gibi, düzen tutmuyor adalet, memlekette...
Ne oldu da bu halemi geldik?
Şöyle oldu;
Hukuk dedik, şu an bize lazım değil.
Öyle ya, baktık bizim başımızda bir şey yok. O an için hukuka ihtiyaç yoktur diyebiliyorduk belki...
Başka bir yerlerde hukukun olmayışına aldırmayabiliyor, hatta tıkadık mı kulağı duymuyor, duymadığımız bir şeye vicdan da yapamıyorduk.
Hiç olmadı, “Aman benle alakası yok” diyerek göz de yuma biliyorduk...
Yakınımızda yahut uzağımızda fark etmeksizin; Dağılmış aileler, gözü yaşlı çocuklar, geleceği kararmış gençler, her yerde kol gezen zulüm bizi ilgilendirmeyebiliyordu.
İşte böyle başladı memlekette, düzen tutmayan adalet...
Oysa dönüp bir baksaydık görecektik; Bin değil yüz binler, hukuk arıyordu...
Hatta, sadece demokratik protesto hakkını kullanan binlerce genç, sırf iki üç cümle ile derdini haykırmış diye hapse bile atılıyordu…
Dahası, suçunun ne olduğunu dahi bilmeyen, yüzbinler vardı.
Soruşturmalar…
Koşuşturmalar...
Mahkumiyetler…
İşten atılmalar…
Yetmez gibi, yaftalamamalar yaşıyor ve hakkını aramak için kafasını vuracak bir hak duvarı arıyordu...
Haberimiz oldu mu?
Hayır?
Öyle ya, mesele bizim değildi.
Kapattık kulakları, yumduk gözleri…
Ama şimdi; duyuyor, görüyoruz. Çünkü hepimize dokunuyor.
Görüyoruz. Öyle bir hale geldik ki; ünlü, ünsüz, emekli, emekçi her kesimden direnenlerin hayatı kararıyor...
Peki şimdi ses edebiliyor muyuz? İşte orası biraz karışık.
Zamanında göz yumulan her hukuksuzluk öyle büyüdü ki, bugün ses etsek de fayda vermiyor yahut o hukuksuzluk bizim başımıza da gelir diye, korkuyoruz…
Ama artık biliyoruz; Suçsuz bir dünya adam içerde ve oldukları yerden, hukuk bekliyorlar...
Ve veren yok. Gelip hallerini soran yok.
Peki, artık korkuları alt edip, verilmeyen hakların neden verilmediğini sorgulamak gerekmez mi?
Zira; hukuk birilerinin değil, birileri için değil.
Hukuk herkes için. Hukuk, bizim...
İşte şimdi; tam da bu yüzden, başkasının başına gelmiş olsa da ve bizden çok uzaklarda yaşanıyor olsa da.
Görüp, duyduğumuza ses yükseltmek gerekir.
Çünkü hukuksuzluk bizi de ilgilendirir...
Çünkü insanız...
Belki bugün lazım değil bize, ama yarın lazım olabilir...
Hayattır bu. Kaybedebilir insan her şeyini.
Geleceğini, hayallerini.
Kaybeder bazen insan, umutlarını, hatta huzurunu.
Ama eğer, orada hukuk varsa, kaybedilen her şey yeniden yeşerir ve geri gelme ihtimali kuvvetlidir. Kaybedilen özgürlükler, geri gelebilir eğer, “adalet” denilen yüceliği sağlayacak hukuk olursa…
Hukuk güzeldir.
Açılırsa adil bir şekilde o kapı, gider hatta beklersin elinizden kayıp giden hakları, hukuktan geri istersin…
Çünkü, hukuk adalete açılan kapıdır…
Ne olur, hep birlikte isteyin…
