Hukukun evrensel üstünlüğünü kabul etmeyen her ülke, ekonomide çalkantılı sürece mahkûmdur.
Zira ekonomi; sadece güven ikliminde gelişir.
Dolayısıyla güven de hukuktan can suyu alır.
Bizde de hukuk; bir çalışıp bir çalışmayınca oldu mu size ekonomi bayır aşağı.
Eee güven endeksi de sıfır, yatırımcı gelmiyor.
Eldeki yatırımcı; gitmek mi zor, kalmak mı zor ikilemi içinde karar kara düşünüyor.
Patladı mı size enflasyon. Elde ne kaldı; pahalılık…
Kime? Vatandaşa.
Hiç uzak değil, üç beş ay sonra tayın ve yıllık kira artış mevsimi.
14 bin lira maaşlı emekli, bırakın daireyi, bir baraka bir bile kiralayacak durumda değil.
Eee ne olacak?
Söyleyeyim efendim. Bundan sonra emekliye barınak, parklar olacak…
Demeyin o kadar mı? O kadar efendim.
Emekli; aç geziyor, barınamıyor.
İşte; biz de bu duruma şimdiden dikkat çekiyoruz ki önümüzdeki sonbahar da emekliyle dolmasın diye parklar…
Şimdilik durumumuz fıkradaki gibi.
Dursun arabanın sinyallerini kontrol etmiş. Kontrol amaçlı Temel’e “Çalışıyor mu?” diye sormuş. Temek bakmış: “Çalışayii, çalışmayii, çalışayii, çalışmayii…”
Hani; sırtımızda bin bir vergi, ödeyip duruyoruz durmadan ya.
Ekonomi düzeldi mi_
Peki; düzelir mi, düzelmez mi?
Ya hukuk; evrensel değerlere ulaşır mı ulaşmaz mı?
O da şu an bilinmez değil mi?
Ama bilinen bir gerçek var:
Halk yoksullukta boğuluyor, emekli can çekişiyor…