PROF. DR. MUSTAFA ALTINTAŞ  ÜNİVERSİTEDEN BAKIŞ
Köşe Yazarı
PROF. DR. MUSTAFA ALTINTAŞ ÜNİVERSİTEDEN BAKIŞ
 

DEVLET + ÖZEL GİRİŞİM/VAKIF YÜKSEKÖĞRETİM KURUM ORTAKLIĞI İLE ÖĞRENCİ SÖMÜRÜSÜ/SOYGUNU (2)

Bay Başkan,  Amacım, yukarıya alıntıladığım büyük bir ilerleme gerçekleştiğini kabul ettiğiniz niceliği azdırdığınızı ve daha da kötüleştirdiğiniz yükseköğretimin niteliğini, YÖK’ün görev alanını üniversiteler arasında eşgüdüm ve standart belirleyici olarak sınırlama yerine kuruldan kuruma dönüştürdüğünüzü, üniversitelerin yönetsel özerkliğe ve akademik özgürlüğe sahip kılma,öğretim elemanları ve öğrenciler üzerindeki baskı,dayatma ve anti-demokratik uygulamaların daha da azgınlaştırılmasını bilgi ve ilginize sunmak değildir.Amacım, kapatılmış 17si ile,  sayıları 23’den 96’ya erişmiş olan özel/vakıf yükseköğretim kuruluşlarının uyguladıkları ücret tarifelerinin, Anayasaya,2547 Sayılı Yükseköğretim Yasası’na ve yayımladığınız 1/7/2024 Günlü 8703 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’na aykırı olarak soyguna/sömürüye dönüştürülmesine izin vermemenizi dilemektir. Çünkü, özel/vakıf yükseköğretim kurumları,” kazanç amacı güdemezler” (Anayasa,Md.130 ve 2547 S.Y.Ek Md 2). Yürütücüsü da olduğunuz,8703 Sayılı Kararınız”,2024-2025 Eğitim-Öğretim Yılında Yükseköğretim Kurumlarında Cari Hizmet Maliyetlerine Öğrenci Katkısı Olarak Alınacak Katkı Payları ve Öğrenim Ücretlerinin Tespitine Dair Karar” olarak isimlendirilmiş olup, hedef kitlesi; “MERKEZİ YERLEŞTİRME ESASLARINA GÖRE YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARINA YERLEŞTİRİLEN ÖĞRENCİLER” olarak tanımlanmaktadır. Bay Başkan, Kararınızın eki olan 4 Cetvel bulunmaktadır.Bu cetvellerde,yükseköğretim kurumlarının cari hizmet maliyetleri, bu maliyetlere öğrencilerin katkısı/öğrenim ücretleri ve devlet katkısı yer almaktadır.Bunlardan “I Sayılı Cetvel(A) “Fakülte ve Programları”nı,bu fakülte ve programların “cari hizmet maliyeti” ile, bu maliyetlerin “öğrenci katkısı” ile “devlet  katkısını”göstermektedir.Cari hizmet maliyeti,öğrenci katkı payları ve öğrenim ücretleri,Yükseköğretim Kurulu(YÖK)’nca belirlenmektedir(Bkz.2547 S.Y.Md.46),siz ise Kararınıza dönüştürüp,imzalıyorsunuz. Buna göre; en yüksek cari hizmet maliyeti Tıp Fakültesi için 67.288.-TLsı olup, bunun 2.557.-TLsı (%3.7) öğrenci, 64.732.-TLsı (%96.3) devlet katkısı olarak ödenmektedir. Cari Hizmet Maliyeti en düşük olan fakülte/program“ Açıköğretim Fakültesi” olup, öğrenci katkısı 279.-TLsı (%35.8), devlet katkısı 500.-TLsı (%64.2)dır. Fen,Teknik,Mühendislik Fakülte/programlarının cari hizmet maliyetleri 13.234.-TLsı olup, öğrenci katkısı 1.677.-TL(%12,6),devlet katkısı 11.557.-TL (%87.4); Sosyal Bilimler Fakülte/Programlarının cari hizmet maliyeti 10.000.- TL sı olup,öğrenci katkısı 1.354.-TLsı(%13.5),devlet katkısı 8.646.-TL((%86,5)’dır. ÖĞRENCİ KATKISI, BİRİNCİ ÖĞRETİM VE AÇIK ÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNDEN ALINMAMAKTADIR (Bkz. Karar, Md.1(3). Bu tarife, yurt dışından kabul edilecek öğrencilere ve süresinde mezun olamayan öğrencilere uygulanmaktadır (Bkz. Karar, Md.3(1) ve Md.10(1). Ve İkinci Öğretimde alınacak öğrenim ücretlerinin %10’u,öğrencilerin başta beslenme olmak üzere barınma üzere  barınma, sağlık, spor, kültür ve diğer sosyal hizmetlerinde kullanılır” denmektedir (Bkz.Karar,Md.4). Bay Başkan, Gelelim,özel/vakıf yükseköğretim kurumlarından alınan ücretlere.Sahiplenenlere ve fakülte programlarına göre öğrencilerden alınan öğrenim  ücreti,çeşitlilik göstermekte ve BİR MİLYON TLnın  ötesine varmaktadır ve her yıl da artırılmaktadır.Bu fahiş ücretler,özel/vakıf yükseköğretim kurumu açma iştahını artırmış ve başbakan ve cumhurbaşkanı olarak sorumluluk üstlendiğiniz 23 yılda,17sini kapattığınız 73 özel/vakıf yükseköğretim kurumu kurulmuştur.Ve bunlarca alınan öğrenim  ücretlerin yöneltilmesi gereken beslenme başta olmak üzere,öteki sosyal hizmetlerde kullanılmamakta,tam tersine anılan sosyal hizmetler de,ek ticaret kazançlarına dönüştürülmüş bulunmaktadır. Oysa ki,Anayasanın 130 uncu ,2547 S.Ynın Ek 2nci,13.12.2005 G.26040 Nolu RG ile yayımlanan “Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği”nin 28.Mdsi,”Vakıf Yükseköğretim Kurumlarının KAZANÇ SAĞLAMASINI YASAKLAMIŞTIR.Bu yasaklamayı değiştirmeksizin alıntılıyorum:Madde28–(değişik:RG-19/11/2015-29537)Vakıflar kendilerine kazanç sağlamak amacı ile yükseköğretim kurumu kuramazlar.Kurmuş oldukları yükseköğretim kurumundan herhangi bir surette gelir, kazanç ve hak elde edemezler.Vakıf yükseköğretim kurumunun her çeşit gelirleri yükseköğretim kurumunda kalır ve geçici ya da dolaylı olarak dahi hiç bir surette vakıf mamelekine veya üçüncü şahıslara intikal ettirilemez”.Ve ikinci öğretim dışında normal öğretimin “harca/katkı payı” yerine “ücret” alamazlar (Bkz.Anayasa 130.Md). Bay Başkan, Özel/Vakıf Yükseköğretim alanına, vakıf adı altında, yatırım yapmak, en çok kazanç getiren bir sektör olmuştur. Pıtrak gibi vakıf yükseköğretim kurumlarının ortaya çıkmasının dayanağı, 31.12.2005’de çıkarttığınız Yönetmelik’te yer alan “DEVLET YARDIMI”DIR (Bkz.Md.30).Bu maddeye göre devlet yardımı,”Devlet Yükseköğretim Kurumlarına o yıl ayrılan toplam bütçe ödeneklerinin örgün öğrenci sayısına bölünmesiyle elde edilen tutarın,ilgili vakıf yükseköğretim Kurumunda okuyan örgün öğrenci sayısıyla çarpılması sonucu bulunacak miktarın %30 unu geçemez” denmekle birlikte,bir de YÖK’e bu oranları %50 oranında artırma yetkisi tanınmıştır. Örneğin Vakıf Yükseköğretim Kurumu,tıp fakültesi öğrencisinden 1.000.000’na varan ücret alacak,koşulları yerine getirenlere,öğrenci başına, devlet üniversitelerinde cari hizmet maliyetinin(67.288 TL), % 30’u olan 20.018 TLsı ya da %45’i olan 30.027.-TLsını da ek olarak alacak ve hiçbir de sosyal hizmet sağlamayacaktır.Bundan daha elim olanı da,bu oranın,kimi koşullarla devlet yardımı %60 ve %80’ne kadar yükselmektedir.Bunun yanı sıra,özel7vakıf yükseköğretim kurumlarına tanınan,bir dizi “Mali Kolaylıklar”da vardır. (2547 S.Y.Md.56) Bay Başkan, Ciddi Devlet olmanın ilk koşulu, koyduğu kurallara, önce devlet organlarının ve yanısıra, bu kuralların muhatabı olan kişi ve kurumların uymasını sağlamak ve denetlemektir. Eğer, bu gerekleri yerine getirmeyecekseniz, yapılacak iş, devlet kurumlarına olan saygıyı yitirtmemek için, kural koymaktan vazgeçilmesi, daha yerinde bir yönelme olur. Çağdaş dünyada artık yükseköğretimi-eğitimi, vazgeçilmez temel bir öğrenim olarak kabul edilmektedir. Bunun da gerekçesi, yükseköğretimin toplumlar için artık lüks, ayrıcalık olmayıp, nitelikli yaşam için vazgeçilmez, onsuz olunmaz bir eğitim konumuna gelmiştir. (Bkz.Dünya Bankası Raporu,2000). Anayasamızda T.C. laik, demokratik Cumhuriyet ve Sosyal Hukuk Devleti olarak tanımlanmaktadır. Varolan halktan toplanan kaynaklarımızı, bazı ayrıcalıklı kesimlere tatlı kar alanı yaratmak ve vazgeçilmez olarak tanımladığınız itibarı/saygınlığı elde tutmak için harcama yerine, en büyük zenginliğimiz olan insan gücümüzün bilgi ve yeteneklerini yükseltmek, onları gününden mutlu, geleceğinden umutlu olarak yetiştirme yolunda yeniden planlamamız gerekmektedir. Dünya, kötülük yapanlar yüzünden değil, buna seyirci kalanlar yüzünden tehlikelidir. Ben, kötülük ve haksızlığa, eşitsizliğe seyirci kalmak istemiyorum. Seslenişimi, Goldman’ın eşitsizliğe dikkat çeken satırları ile bitireceğim: “Ben Tanrıya inanırdım. Ancak insanlar arasında bu denli büyük eşitsizlik olduğunu görünce, insanı yaratanın Tanrı değil, Tanrı’yı yaratanın insan olduğu gerçeğini kabullendim”.
Ekleme Tarihi: 15 April 2025 - Tuesday

DEVLET + ÖZEL GİRİŞİM/VAKIF YÜKSEKÖĞRETİM KURUM ORTAKLIĞI İLE ÖĞRENCİ SÖMÜRÜSÜ/SOYGUNU (2)

Bay Başkan,

 Amacım, yukarıya alıntıladığım büyük bir ilerleme gerçekleştiğini kabul ettiğiniz niceliği azdırdığınızı ve daha da kötüleştirdiğiniz yükseköğretimin niteliğini, YÖK’ün görev alanını üniversiteler arasında eşgüdüm ve standart belirleyici olarak sınırlama yerine kuruldan kuruma dönüştürdüğünüzü, üniversitelerin yönetsel özerkliğe ve akademik özgürlüğe sahip kılma,öğretim elemanları ve öğrenciler üzerindeki baskı,dayatma ve anti-demokratik uygulamaların daha da azgınlaştırılmasını bilgi ve ilginize sunmak değildir.Amacım, kapatılmış 17si ile,  sayıları 23’den 96’ya erişmiş olan özel/vakıf yükseköğretim kuruluşlarının uyguladıkları ücret tarifelerinin, Anayasaya,2547 Sayılı Yükseköğretim Yasası’na ve yayımladığınız 1/7/2024 Günlü 8703 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’na aykırı olarak soyguna/sömürüye dönüştürülmesine izin vermemenizi dilemektir. Çünkü, özel/vakıf yükseköğretim kurumları,” kazanç amacı güdemezler” (Anayasa,Md.130 ve 2547 S.Y.Ek Md 2).

Yürütücüsü da olduğunuz,8703 Sayılı Kararınız”,2024-2025 Eğitim-Öğretim Yılında Yükseköğretim Kurumlarında Cari Hizmet Maliyetlerine Öğrenci Katkısı Olarak Alınacak Katkı Payları ve Öğrenim Ücretlerinin Tespitine Dair Karar” olarak isimlendirilmiş olup, hedef kitlesi; “MERKEZİ YERLEŞTİRME ESASLARINA GÖRE YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARINA YERLEŞTİRİLEN ÖĞRENCİLER” olarak tanımlanmaktadır.

Bay Başkan,

Kararınızın eki olan 4 Cetvel bulunmaktadır.Bu cetvellerde,yükseköğretim kurumlarının cari hizmet maliyetleri, bu maliyetlere öğrencilerin katkısı/öğrenim ücretleri ve devlet katkısı yer almaktadır.Bunlardan “I Sayılı Cetvel(A) “Fakülte ve Programları”nı,bu fakülte ve programların “cari hizmet maliyeti” ile, bu maliyetlerin “öğrenci katkısı” ile “devlet  katkısını”göstermektedir.Cari hizmet maliyeti,öğrenci katkı payları ve öğrenim ücretleri,Yükseköğretim Kurulu(YÖK)’nca belirlenmektedir(Bkz.2547 S.Y.Md.46),siz ise Kararınıza dönüştürüp,imzalıyorsunuz.

Buna göre; en yüksek cari hizmet maliyeti Tıp Fakültesi için 67.288.-TLsı olup, bunun 2.557.-TLsı (%3.7) öğrenci, 64.732.-TLsı (%96.3) devlet katkısı olarak ödenmektedir. Cari Hizmet Maliyeti en düşük olan fakülte/program“ Açıköğretim Fakültesi” olup, öğrenci katkısı 279.-TLsı (%35.8), devlet katkısı 500.-TLsı (%64.2)dır. Fen,Teknik,Mühendislik Fakülte/programlarının cari hizmet maliyetleri 13.234.-TLsı olup, öğrenci katkısı 1.677.-TL(%12,6),devlet katkısı 11.557.-TL (%87.4); Sosyal Bilimler Fakülte/Programlarının cari hizmet maliyeti 10.000.- TL sı olup,öğrenci katkısı 1.354.-TLsı(%13.5),devlet katkısı 8.646.-TL((%86,5)’dır. ÖĞRENCİ KATKISI, BİRİNCİ ÖĞRETİM VE AÇIK ÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNDEN ALINMAMAKTADIR (Bkz. Karar, Md.1(3). Bu tarife, yurt dışından kabul edilecek öğrencilere ve süresinde mezun olamayan öğrencilere uygulanmaktadır (Bkz. Karar, Md.3(1) ve Md.10(1). Ve İkinci Öğretimde alınacak öğrenim ücretlerinin %10’u,öğrencilerin başta beslenme olmak üzere barınma üzere  barınma, sağlık, spor, kültür ve diğer sosyal hizmetlerinde kullanılır” denmektedir (Bkz.Karar,Md.4).

Bay Başkan,

Gelelim,özel/vakıf yükseköğretim kurumlarından alınan ücretlere.Sahiplenenlere ve fakülte programlarına göre öğrencilerden alınan öğrenim  ücreti,çeşitlilik göstermekte ve BİR MİLYON TLnın  ötesine varmaktadır ve her yıl da artırılmaktadır.Bu fahiş ücretler,özel/vakıf yükseköğretim kurumu açma iştahını artırmış ve başbakan ve cumhurbaşkanı olarak sorumluluk üstlendiğiniz 23 yılda,17sini kapattığınız 73 özel/vakıf yükseköğretim kurumu kurulmuştur.Ve bunlarca alınan öğrenim  ücretlerin yöneltilmesi gereken beslenme başta olmak üzere,öteki sosyal hizmetlerde kullanılmamakta,tam tersine anılan sosyal hizmetler de,ek ticaret kazançlarına dönüştürülmüş bulunmaktadır.

Oysa ki,Anayasanın 130 uncu ,2547 S.Ynın Ek 2nci,13.12.2005 G.26040 Nolu RG ile yayımlanan “Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği”nin 28.Mdsi,”Vakıf Yükseköğretim Kurumlarının KAZANÇ SAĞLAMASINI YASAKLAMIŞTIR.Bu yasaklamayı değiştirmeksizin alıntılıyorum:Madde28–(değişik:RG-19/11/2015-29537)Vakıflar kendilerine kazanç sağlamak amacı ile yükseköğretim kurumu kuramazlar.Kurmuş oldukları yükseköğretim kurumundan herhangi bir surette gelir, kazanç ve hak elde edemezler.Vakıf yükseköğretim kurumunun her çeşit gelirleri yükseköğretim kurumunda kalır ve geçici ya da dolaylı olarak dahi hiç bir surette vakıf mamelekine veya üçüncü şahıslara intikal ettirilemez”.Ve ikinci öğretim dışında normal öğretimin “harca/katkı payı” yerine “ücret” alamazlar (Bkz.Anayasa 130.Md).

Bay Başkan,

Özel/Vakıf Yükseköğretim alanına, vakıf adı altında, yatırım yapmak, en çok kazanç getiren bir sektör olmuştur. Pıtrak gibi vakıf yükseköğretim kurumlarının ortaya çıkmasının dayanağı, 31.12.2005’de çıkarttığınız Yönetmelik’te yer alan DEVLET YARDIMI”DIR (Bkz.Md.30).Bu maddeye göre devlet yardımı,”Devlet Yükseköğretim Kurumlarına o yıl ayrılan toplam bütçe ödeneklerinin örgün öğrenci sayısına bölünmesiyle elde edilen tutarın,ilgili vakıf yükseköğretim Kurumunda okuyan örgün öğrenci sayısıyla çarpılması sonucu bulunacak miktarın %30 unu geçemez” denmekle birlikte,bir de YÖK’e bu oranları %50 oranında artırma yetkisi tanınmıştır. Örneğin Vakıf Yükseköğretim Kurumu,tıp fakültesi öğrencisinden 1.000.000’na varan ücret alacak,koşulları yerine getirenlere,öğrenci başına, devlet üniversitelerinde cari hizmet maliyetinin(67.288 TL), % 30’u olan 20.018 TLsı ya da %45’i olan 30.027.-TLsını da ek olarak alacak ve hiçbir de sosyal hizmet sağlamayacaktır.Bundan daha elim olanı da,bu oranın,kimi koşullarla devlet yardımı %60 ve %80’ne kadar yükselmektedir.Bunun yanı sıra,özel7vakıf yükseköğretim kurumlarına tanınan,bir dizi “Mali Kolaylıklar”da vardır. (2547 S.Y.Md.56)

Bay Başkan,

Ciddi Devlet olmanın ilk koşulu, koyduğu kurallara, önce devlet organlarının ve yanısıra, bu kuralların muhatabı olan kişi ve kurumların uymasını sağlamak ve denetlemektir. Eğer, bu gerekleri yerine getirmeyecekseniz, yapılacak iş, devlet kurumlarına olan saygıyı yitirtmemek için, kural koymaktan vazgeçilmesi, daha yerinde bir yönelme olur.

Çağdaş dünyada artık yükseköğretimi-eğitimi, vazgeçilmez temel bir öğrenim olarak kabul edilmektedir. Bunun da gerekçesi, yükseköğretimin toplumlar için artık lüks, ayrıcalık olmayıp, nitelikli yaşam için vazgeçilmez, onsuz olunmaz bir eğitim konumuna gelmiştir. (Bkz.Dünya Bankası Raporu,2000).

Anayasamızda T.C. laik, demokratik Cumhuriyet ve Sosyal Hukuk Devleti olarak tanımlanmaktadır. Varolan halktan toplanan kaynaklarımızı, bazı ayrıcalıklı kesimlere tatlı kar alanı yaratmak ve vazgeçilmez olarak tanımladığınız itibarı/saygınlığı elde tutmak için harcama yerine, en büyük zenginliğimiz olan insan gücümüzün bilgi ve yeteneklerini yükseltmek, onları gününden mutlu, geleceğinden umutlu olarak yetiştirme yolunda yeniden planlamamız gerekmektedir. Dünya, kötülük yapanlar yüzünden değil, buna seyirci kalanlar yüzünden tehlikelidir. Ben, kötülük ve haksızlığa, eşitsizliğe seyirci kalmak istemiyorum.

Seslenişimi, Goldman’ın eşitsizliğe dikkat çeken satırları ile bitireceğim: “Ben Tanrıya inanırdım. Ancak insanlar arasında bu denli büyük eşitsizlik olduğunu görünce, insanı yaratanın Tanrı değil, Tanrı’yı yaratanın insan olduğu gerçeğini kabullendim”.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.