Türk Ulusu adına yargı erkini ulanmakta olan yargının,güven yitiriminin, siyaset dışından,sıradan yurttaşlarının da yaşamakta olduğuna ilişkin örneğimi sürdürüyorum.
- MÜŞTEKİNİN TEK KANITI OLARAK DİLEKÇESİNE EKLEDİĞİ DVD VE İÇERİĞİNE İLİŞKİN DEĞERLENDİRMEM:
Bayan Savcı,
- Bilirkişi incelemesine konu olan görüntüler, OLAY YERİ KAMERA GÖRÜNTÜLERİ OLMAYIP, müşteki tarafından, olayın üzerinden 33 gün geçtikten sonra kendi bilgisayarından DVD’ye aktarılmış video kaydıdır (Bkz.21/06/2022 günlü Bilirkişi Raporu, s.1). Müşteki, bunu, 09/03/2022 günlü suç duyurusunda bir dinleyici tarafından kaydedilen video olarak tanımlamaktadır (Bkz. Müştekinin suç duyurusu s.2).
- Bunun yanı sıra, Bilirkişi Raporunu bile okumamışsınız. Eğer okumuş olsaydınız Müştekinin, kendisinin düzenlediği DVD’de tarafıma; “tutanaklar sahte, tutanaklar”, (anlaşılamayan kelimeler),”hayınlık yapma”,( anlaşılamayan kelimeler),“sizi mahkemeye veriyorum”,”seni mahkemeye veriyorum”, “bu tarihi şeyi niye saklıyorsun”, “niye saklıyorsun” diye, 8 niteleme ile saldırdığını (Bkz.s.5);
- Bilirkişi raporunu okumuş olsa idiniz, şikâyet konusu kılınanın, müştekiye yönelik tek yanlı olmayıp, ”KARŞILIKLI TARTIŞMA” olduğunu (Bkz.s.1) ”Müşteki ve Şüphelinin BİRBİRLERİNE KARŞI KULLANILMIŞ SÖZLER” olduğunu (Bkz.s.4);
- Bilirkişi raporunu incelemiş olsa idiniz, Resim 2 ve Resim 3’de, oturduğu ilk sıradan kalkıp, üçüncü sırada eşim ile birlikte hamle yapanın Müşteki olduğunu;
- Bilirkişi raporunu okumuş olsa idiniz;” Tespit ve Sonuçlar” başlığı altında “olayın karşılıklı tartışma” olduğunu, şüphelinin tartışma sırasında 5 kez sözlü nitelemede bulunduğunu, iddianamenizde bunu 15’e çıkartmakta olduğunuzu görebilirdiniz (Bkz.s.5);
- ŞİKÂYET DİLEKÇESİ İLE İDDİANAMENİZ ARASINDAKİ TUTARSIZLIKLAR:
Müşteki Başsavcılığınıza; olayın üzerinden 42 gün, tek kanıtı olan DVD’yi hazırladıktan 33 gün geçtikten sonra 09/03/2022 günlü dilekçesi ile hakkımda suç duyurusunda bulunmuştur. Müşteki bu dilekçesinde; benim sunulan bildirilere yönelik, Divan Başkanlığından izin alarak söz aldığımı, Divan Başkanının süre uyarısı üzerine kestiğim sözümü, ısrarı üzerine sürdürdüm. Bu sırada sözümü kesmek için çırpınan müşteki olmuş ve bana yönelik olarak, Bilirkişi Raporunda belirtildiği gibi, üzerime yürüyerek, sövgülerde bulunmuştur (Bkz s.5). Bunun üzerine, bana yönelttiği kimi nitelemelerini (bunlar Bilirkişi Raporunda 8 olarak yer almaktadır) kanıtlamaya çağırdım ve bunları kanıtlamazsa düşeceği duruma işaret ettim.
İddianamenizde, bana atılı eylem (koşullu sövgü) 15olarak sıralanırken, davacının suç duyurusunda sözlü eylem sayısı 5’dir ve bu eylem sayısı Bilirkişi Raporunda da 5 olarak yer almaktadır (Bilirkişi Raporu s.5). Sanırım, savcıların kendilerini müştekinin ve bilirkişinin ötesine geçerek suçlama gibi görev ve yetkisi yoktur. Ve savcıya düşen görev, taraflara eşit uzaklıkta olmasıdır ve suçlananın da hukukunu gözetmesi gerekir.
- ŞÜPHELİNİN SAVUNMASI İÇERİĞİ KONUSUNDAKİ GERÇEK DIŞI, UYDURMA ÜZERİNE
İddianamenizde/Sav Belgenizde, sevk nedenleriniz arasında “ŞÜPHELİNİN SAVUNMASI İÇERİĞİ” yer almaktadır. Öncelikle Savcıların görevi arasında “savunma almak” var mıdır? Savcıların görevi, müşteki ve şüphelinin ifadesini almak değil mi? Savunma, iddianamenin yargıç tarafından kabul edilmesi sonrasında, sanık kimliği kazanacak tarafından yargıç huzurunda yapılmaz mı?
Dava dosyası içinde benim, iddianamenize dayanak oluşturduğunuzu ileri sürdüğünüz savunmama rast gelmedim. Siz de benim yokluğumda yaptığım savunmamı ne zaman aldınız? Bunun imzalı belgesi hangi tarihi taşımaktadır? İddianameniz, tek başına bu uydurma nedeniyle geçersizdir ve yok hükmündedir.
Sizin iddianameniz,23/09/2024 tarihini taşıyor. Ben ise, ifademi T.C. Fethiye Cumhuriyet Başsavcılığı Talimat Bürosu’nda,10.10.2024 günü verdim. Yani siz, İddianamenizi yazdıktan 17 gün sonra ifademi vermişim. Olmayan ifademe/savunmama(?) karşın, nasıl bunu yapabilir siniz? Eğer, 10.10/2024 günlü, T.C. Fethiye Cumhuriyet Başsavcılığı Talimat Bürosunda, Savcı huzurunda verdiğim ifademi okumuş, Bilirkişi Raporunu incelemiş olsa idiniz, eylemimin Haksız Tahrik/Kışkırtma kapsamına girdiğini ve hakkımda en fazla, TCY 129’un uygulanması gereğinin ayırdına varırdınız. Bu uydurmacılık, görevi kötüye kullanmak suçuna girmez mi?
Burada, bilginiz içinde olduğu varsaymama karşın, Yargıtay 4.Ceza Dairesi’nin 20/04/2015 Günlü, 2013/12593 E.ve 2015/2736 K. Nolu Kararı ile 2011/816 K.Nolu Kararını bilginize sunmak istiyorum.
“…Ancak, Hakaret eyleminde karşılıklı gerçekleştiği sabit görülerek TCK’nın 129/3 Maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve olayın kimin haksız hareketi ile başlatıldığının tespit edilememesi karşısında, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği tehdit suçundan aynı kanunun 129.maddesindeki haksız tahrik hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
SONUÇ: Kanuna aykırı ve sanık M.A. müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine…oybirliği ile karar verildi”.
- SORUŞTURMA EVRESİ SONUNDA TOPLANAN DELİLLER/KANITLAR
İddianamenizde,”…kamu davasına açılmasına yeterli delil elde edildiğinden”, “soruşturma evresi sonunda toplanan deliller” diyorsunuz. Bunlar nelerdir? Dava Dosvası içinde topladığınızı ileri sürdüğünüz kanıtlara rast gelmedim. Amacınız, müştekinin tarafına geçip, suçlamanızı güçlendirmek mi? Bunlar, yargı erkinin kullanılması ajanı olarak, yansız ve bağımsız olmanız ile nasıl örtüşür?
SONUÇ VE İSTEMİM:
Sayın Bayrak Kara; Hazırladığınız ve yukarıda irdelediğim 23/09/2024 günlü imzanızı taşıyan iddianamenize, duruşma Savcısı (Umut Sadak 41856), 29/04/2025 günlü 2.Oturumda, tüm itirazlarıma karşın, dayanarak mütalasını/görüşünü bildirerek, hakkımda TCY 125’in uygulanması isteminde bulunmuş, Yargıç Barış Baki (41891), bu görüşe uymuştur. Henüz, başvurmama karşın 2.Oturum Tutanağı” tarafıma verilmemiş, “Gerekçeli Karar” ile verileceği bildirilmiştir.
Sayın Bayrak Kara, sorumlusu olduğunuz Kararı, Bölge Adliye Mahkemesi’ne taşıyacağım, orada adalete uygun bir karar çıkmaz ise, Yargıtay’da hak arayışımı sürdüreceğim. Bu ise, seksenine gelmiş olan bana yük olacak ve belki de ömrüm sonucu görmeme yetmeyebilir. Bunun sorumlusu, öncelikle sizsiniz. İçinde yer almaktan onur duyduğum Türk Ulusu adına karar verme yeri ile onurlandırılmış sizin ve benzerlerinizin, böyle bir sorumsuzluk sergilemelerinin, olmayan ifadeleri ve kanıtları varmış gibi iddianame/sav belgesi hazırlamalarının ve buna dayanarak karar verenlerin önünü kesmek için, gereğini yerine getirmeyi görev bileceğim.
Üzüntülerimle.”
NOT: Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına, gerçeklik taşımaya bu iddianame konusunda yapılan suç durusunun üzerinden 5 ay geçti. Yanıt yok…. Gerçek olmayan ve itiraz edilen bu iddianame, yargıç tarafından, tüm karşı çıkışlara karşın, dikkate alınmadı. Oluşturulan hüküm, AYM’ne, taşındı. Hakimler ve Savcılar Kuruluna da kayda geçsin diye taşınacaktır.
