Ben ki rüzgârda savrulan buğday başakları gibiydim. Hayatıma yaptığım en büyük dokunuştu Feride ile hayatımı birleştirmek...
13 yaşında hiç tanımadığım bir memlekette buldum kendimi. Bir başına... Alışması zor, sevmesi zor, yaşaması zor... Nerden bilebilirdim ki hayatımın burada alt üst olacağını ve nerden bilebilirdim ki bu duruma hayıflanırken Şemsi Tebrizi'nin asırlar ötesinden bana sesleneceğini:“Düzenim bozulur, hayatım alt üst olur diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağinı?”
Ve bir gün o çıktı karşıma. Daha ilk anda anladım, yıllar öncesinden yazdığım siirlerimin öznesini bulduğumu. Hep hayalini kurduğum evlenme teklifini etmeliydim ona. Akabinde fark ettim ki o benim ekmeğim, suyum olacaktı.
Dünyada tarımın ilk ürünüydü buğday. Kutsal olan, bolluk, bereket simgesiydi buğday. Yere düştüğünde öpüp alnımıza koyduğumuz ekmeğin ham maddesiydi buğday. Madem her şeyin başlangıcını buğdaya borçluyduk, ben de evliliğimi buğdayla taçlandırmalıydım.
Elime 3 tane buğday tanesi aldım.
Ona “Bu nedir?” diye sordum.
“Buğday mı arpa mı?”dedi.
Bu basit bir soruydu, zor olanı sonraya sakladım:
“Peki bu buğday tanesinin ortasında neden bir çentik var?” diye sordum.
Tahmin ettiğim gibi bilemedi.
“Ben söyleyeyim. Yaradan bunu ortasında bir çentikle yaratmıştır. Gerektiğinde bu buğday tanesini bile paylaşalım diye. Birazdan sana 'benimle evlenir misin?' diye bir soru soracağım. Ancak bu soru ne çok güzel ne de çok akıllı olduğun için gelecek sana. Bu soru gerektiğinde bu buğday tanesini bile seninle paylaşabileceğime inandığım için gelecek.”
O an gözleri ışıldadı. Ben ise sorumu daha da derinleştirdim.
“Ben sana bu evlilik teklifini tek bir buğday tanesi ile de yapabilirdim. Sence neden 3 tane buğday tanesi koydum avucuna?”
Cevabı yine bilemedi
“Çünkü biz 3 çocuğumuz olsun istiyoruz. Her birini bir çocuğumuza ithafen sana teslim ediyorum. Zamanı geldiğinde çocuklarımıza miras olarak sadece bu buğday tanelerini bırakacağız ama kolye içinde ama künye içinde sen nasıl istersen. Onlara emanet ettiğimiz bu buğday tanelerini hikayesi ile beraber nesiller boyu iletmelerini isteyeceğim. Böylece İsmail ile Feride dünyanın herhangi bir yerinde hayata gözlerini yumup, toprak olacak. Lakin aşkları hep baki kalacak"
Siz de bu dünyaya bir mezar taşından öte buğday tanesi bırakın. Ya ekin için ya nimet için, ya bolluk ya bereket için ya da tokluk için ama en çok da aşk için...
