Kurtarıcı Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın, “Türk’ün gerçek kurtuluş güneşi, 30 Ağustos sabahı ufuktan, bütün şaşaasıyla…” doğuşu olarak tanımladığı, “her aşaması düşünülen, hazırlanan, idare ve zaferle sonuçlandırılmış olan” 30 Ağustos başarısı ile ilgili olarak, ulusal kurtuluşun 103. yılı vesilesiyle anımsanması gereken kimi tümcelerine özetle de olsa aşağı satırlarda değinilecektir. **  30 Ağustos; “Türk ordusunun, Türk subay ve kumanda heyetinin, yüksek kudret ve kahramanlığını tarihte bir daha tespit eden muazzam bir eserdir. Bu eser, Türk milletinin özgürlük ve bağımsızlık düşüncesinin ölümsüz anıtıdır." Bu başarı; “Türk milletine giydirilmek istenilen Sevr paçavrasını kesinlikle yok ettiği gibi diplomasi sahasındaki başarıların da kaynağı olmuştur.” "Ordumuzda subay ve kumandanların kendilerine verilen görevin yerine getirmesinde gösterdiği istek ve hissî namusu göstermek isterim. Ordumuzdaki subay ve kumanda heyeti yüceliği diğerine karşı böyle bir sevgi, hürmetle, emniyet ve güvenle bağlı aldıkları emri bir toplumsal değerlerin kurtarılması sayarak yerine getirirler."  "Bu Anadolu zaferi tarih arasında, bir millet tarafından tamamen benimsenen bir düşünce ne kadar değerli ve ne kadar yaşatan bir güç olduğunun en güzel örneği olarak kalacaktır. Bu zafer bize bir imkân bahşediyor. Biz bu imkânı memleketimizin, milletimizin münevver, mesut ve müreffeh geleceği için kullanacağız.” "Bilirsiniz ki, ekonomisi zayıf bir bünye fakirlikten kurtulamaz; kuvvetli bir medeniyete, refah ve saadete kavuşamaz; sosyal ve siyasî felaketlerden yakasını kurtaramaz. Memleketin idaresindeki başarı da ekonomik kazanım kadar olumlu olur. Hiçbir çağdaş devlet yoktur ki, ordu ve donanmasından evvel ekonomisini düşünmüş olmasın. Memleket ve bağımsızlık savunması için bünyeye gerekli olan bütün güçler ve araçlar ekonominin genişlemesi ve gelişmesiyle güçlü olabilir.” "Gençler! Cesaretimizi destekleyen ve sürdüren sizsiniz. Siz almakta olduğunuz eğitim ve kültür ile insanlık meziyetinin, vatan sevgisinin, düşünce özgürlüğünün en kıymetli temsilcisi, devam ettirecek olanı olacaksınız. Ey yükselen yeni nesil! Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu sonsuza dek koruyacak sizsiniz"  “Bu eser, Türk milletinin özgürlük ve gelecek düşüncesinin ölümsüz bir abidesidir. Bu eseri yaratan bir milletin evladı, bir ordunun başkomutanı olduğumdan, mutluluk ve bahtiyarlığım sonsuzdur.” ** *Türk milletinin özgürlük ve bağımsızlık düşüncesinin ölümsüz anıtlarının, Sevr paçavrasını yok eden başarılarının diplomasi alanında başarılara dönüştürerek sürdürülebilmesi için, *Verilen görevi, toplumsal değerlerin kurtarılması sayarak canla-başla yerine getirme sorumluğu taşıyan bireylerin yetiştirilmesi için,  *Elde edilen olanakların ülkemiz ve milletimizin yararına kullanılarak, halkımızın mutlu ve mesut olabilesi için, *Ekonomik güç sağlanarak, ordun da güçlenmesine katkı verebilmek için, *Geleceğin güvencesi gençlerin Cumhuriyetin koruyucusu bilinç ve sorumluğunda olabilmeleri için, Devletin yönetimi kadrolarında görev üstenmiş olanların; gökevlerin öneminin bilincinde olarak, iç cephenin güçlendirilmesi yönünde önlemler almaları en başta gelen görev ve sorumlulukları kurtarıcı ve kurucu Kemal Atatürk’ün tümceleriyle aşağıdaki satırlara yansıtılmıştır: "Kendilerine bir milletin talihi verilen adamlar (yöneticiler), milletin kuvvet ve kudretini yalnız ve ancak yine milletin gerçek ve gerçek yararları yolunda kullanmakla sorumlu olduklarını bir an hatırlarından çıkarmamalıdırlar. Bu adamlar düşünmelidirler ki bir memleketi zapt ve işgal etmek, o memleketlerin sahiplerine egemen olmak için yeterli değildir. Bir milletin ruhu ele geçirilmeden, bir milletin azim ve iradesi kırılmadıkça, o millete egemen olmanın imkânı yoktur. …, güçlü ve daimî bir ulusal iradeye hiçbir güç karşı koyamaz."  Ulusal iradenin gücendirilerek iç cephenin sağlamlaştırılması; başta devlet kadrolarında görev alanlar ile birlikte, başka devletlerin güdümünde yaşamak istemeyen her yurttaşın görevi olmalıdır.