Dr. Serpil GÜRER - Yazar - Edebiyat Doktoru
Köşe Yazarı
Dr. Serpil GÜRER - Yazar - Edebiyat Doktoru
 

Pierre Loti ve “Aziyade”: İstanbul’un Büyüsü ve Aşk

Julien Viaud, takma adıyla Pierre Loti, denizci olarak geçirdiği hayatında birçok ülkeyi ziyaret etmiş ve bu seyahatler onun edebi kariyerine yön vermiştir. Ailesinin eğitimine devam etmesini istemesine rağmen, ağabeyinin izinden gitmeyi tercih eden Loti, deniz yolculuklarıyla dolu bir yaşam sürmüştür. Japonya, Tahiti, Senegal, Türkiye, Çin ve İran gibi pek çok farklı kültürü deneyimlemiş olan Loti, Protestan bir aileden gelmesine rağmen, hayatının ilerleyen dönemlerinde İslam dinine ve onun kültürüne derin bir ilgi duymuştur. Loti’nin hayatında Türkiye’nin özel bir yeri vardır. Yazdığı siyasi makalelerde ve eserlerinde Türkiye’yi her fırsatta savunmuş ve desteklemiştir. Toplamda elli kitap kaleme alan Loti, Türkiye ve Türklerle ilgili ilk romanı olan "Aziyade" ile dikkat çekmiştir. Bu eser, 18 yaşındaki genç ve güzel bir Çerkez kızı olan Aziyade’nin hikayesini anlatmaktadır. Asıl adı Hatice olan bu karakter, Loti’nin sevgilisi olup, yazar onu korumak amacıyla romanında Aziyade adıyla tanıtmıştır. Senegal ve Tahiti’deki görevlerinden sonra, 26 yaşındaki Loti, 16 Mayıs 1876 tarihinde Selanik’e doğru yola çıkar. Senegal’deki Fransız sevgilisi Joseph Bernard ile yollarını ayıran Loti, kırgın ve umutsuz bir ruh hali içindeyken Sultan Abdül-Hamid’in ülkesini keşfeder. Bu yeni Doğu ülkesine daha çabuk alışabilmesi için bir kadına âşık olması gerektiğini fark eder. İlk görüşte etkilenip âşık olduğu Aziyade ile Selanik’te bir kayıkta tanışır ve İstanbul’un kutsal semti Eyüp’te dört ay sürecek büyük bir aşk yaşar. Bu aşk, Loti’nin eski gönül yarasını unutturur ve ona yeniden hayata bağlanma fırsatı sunar. Ancak, Loti bu dört ayın sonunda geri dönüp Aziyade’yi alacağına söz vererek Fransa’ya döner. Geri dönmeyeceğini anlayan Aziyade, derin bir üzüntü içinde kendini ölüme terk eder. "Aziyade" romanı, hayata küsmüş bir kahramanın, aşk ve dostluk sayesinde yeniden hayata bağlanmasını konu alan trajik bir hikâye sunar. İstanbul’un büyüleyici görüntüleri altında gelişen bu aşk, Loti’nin hem Aziyade’ye hem de İstanbul’a olan derin sevgisini yansıtır. Aziyade, uzak ve yabancı bir ülkenin kadınının, harem dışındaki özellikleriyle tanıtıldığı ilk roman olma özelliğini taşır. Yabancı okuyucular için Osmanlı-Müslüman kadınının temsilcisi haline gelen Aziyade, XVII. yüzyılda yayımlanan Doğu kaynaklı eserlerdeki geleneksel Türk kadını imajının ötesine geçer. Trajik bir sona sahip olan Aziyade, sevgilisi uğruna kendini ölüme terk eden ve yaşarken bile hayalete dönüşebilen bir karakter olarak, kutsal ve ölümsüz bir varlık haline gelir. Bu romanın karakterleri ve temaları üzerine düşündüğünde, Loti'nin Aziyade ile olan ilişkisi gerçekten de karmaşık bir yapıya sahiptir. Loti Aziyadeyi çok sevdiğini söylese de; romanın birçok yerinde tembel, cahil Türk kadını imgesini gözler önüne serer. Ayrıca, Loti'nin Aziyade'ye karşı olan tutumu (örneğin romanda Loti genelde sedirde otururken, Aziyade Loti’nin ayaklarının dibinde oturmaktadır) da onun üstünlük hissini pekiştirmektedir. Bu tür bir anlatım, yazarın Türk kültürüne ve kadınlarına dair önyargılarını da yansıtmaktadır.  Loti’nin evli olan Aziyade ile Eyüp’te 4 ay boyunca yaşaması gibi romanın gerçekçilikten uzak bazı unsurları, Loti'nin “Türk dostu” olma özelliğini de tartışmaya açmaktadır.   Roman, bu karmaşık ilişkiler üzerinden, kültürel önyargıların ve sömürgeci bakış açısının edebi eserlerde nasıl yansıtıldığını anlamamıza da yardımcı olmaktadır. Ayrıca, Aziyade'nin karakteri, Türk kadınlarının sadece birer nesne olarak değil, aynı zamanda kendi kimlikleri ve duygusal derinlikleri olan bireyler olarak ele alınması gerektiğini vurguluyor. Bu bağlamda, romanın eleştirisi, sadece Loti'nin bakış açısıyla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda dönemin toplumsal ve kültürel dinamiklerini de sorgulamaktadır. Bu tür analizler, edebi eserlerin sadece birer hikâye değil, aynı zamanda kültürel ve toplumsal eleştiriler sunduğunu da göstermektedir.  
Ekleme Tarihi: 26 Temmuz 2025 -Cumartesi

Pierre Loti ve “Aziyade”: İstanbul’un Büyüsü ve Aşk

Julien Viaud, takma adıyla Pierre Loti, denizci olarak geçirdiği hayatında birçok ülkeyi ziyaret etmiş ve bu seyahatler onun edebi kariyerine yön vermiştir. Ailesinin eğitimine devam etmesini istemesine rağmen, ağabeyinin izinden gitmeyi tercih eden Loti, deniz yolculuklarıyla dolu bir yaşam sürmüştür. Japonya, Tahiti, Senegal, Türkiye, Çin ve İran gibi pek çok farklı kültürü deneyimlemiş olan Loti, Protestan bir aileden gelmesine rağmen, hayatının ilerleyen dönemlerinde İslam dinine ve onun kültürüne derin bir ilgi duymuştur.

Loti’nin hayatında Türkiye’nin özel bir yeri vardır. Yazdığı siyasi makalelerde ve eserlerinde Türkiye’yi her fırsatta savunmuş ve desteklemiştir. Toplamda elli kitap kaleme alan Loti, Türkiye ve Türklerle ilgili ilk romanı olan "Aziyade" ile dikkat çekmiştir. Bu eser, 18 yaşındaki genç ve güzel bir Çerkez kızı olan Aziyade’nin hikayesini anlatmaktadır. Asıl adı Hatice olan bu karakter, Loti’nin sevgilisi olup, yazar onu korumak amacıyla romanında Aziyade adıyla tanıtmıştır.

Senegal ve Tahiti’deki görevlerinden sonra, 26 yaşındaki Loti, 16 Mayıs 1876 tarihinde Selanik’e doğru yola çıkar. Senegal’deki Fransız sevgilisi Joseph Bernard ile yollarını ayıran Loti, kırgın ve umutsuz bir ruh hali içindeyken Sultan Abdül-Hamid’in ülkesini keşfeder. Bu yeni Doğu ülkesine daha çabuk alışabilmesi için bir kadına âşık olması gerektiğini fark eder. İlk görüşte etkilenip âşık olduğu Aziyade ile Selanik’te bir kayıkta tanışır ve İstanbul’un kutsal semti Eyüp’te dört ay sürecek büyük bir aşk yaşar. Bu aşk, Loti’nin eski gönül yarasını unutturur ve ona yeniden hayata bağlanma fırsatı sunar.

Ancak, Loti bu dört ayın sonunda geri dönüp Aziyade’yi alacağına söz vererek Fransa’ya döner. Geri dönmeyeceğini anlayan Aziyade, derin bir üzüntü içinde kendini ölüme terk eder. "Aziyade" romanı, hayata küsmüş bir kahramanın, aşk ve dostluk sayesinde yeniden hayata bağlanmasını konu alan trajik bir hikâye sunar. İstanbul’un büyüleyici görüntüleri altında gelişen bu aşk, Loti’nin hem Aziyade’ye hem de İstanbul’a olan derin sevgisini yansıtır.

Aziyade, uzak ve yabancı bir ülkenin kadınının, harem dışındaki özellikleriyle tanıtıldığı ilk roman olma özelliğini taşır. Yabancı okuyucular için Osmanlı-Müslüman kadınının temsilcisi haline gelen Aziyade, XVII. yüzyılda yayımlanan Doğu kaynaklı eserlerdeki geleneksel Türk kadını imajının ötesine geçer. Trajik bir sona sahip olan Aziyade, sevgilisi uğruna kendini ölüme terk eden ve yaşarken bile hayalete dönüşebilen bir karakter olarak, kutsal ve ölümsüz bir varlık haline gelir.

Bu romanın karakterleri ve temaları üzerine düşündüğünde, Loti'nin Aziyade ile olan ilişkisi gerçekten de karmaşık bir yapıya sahiptir. Loti Aziyadeyi çok sevdiğini söylese de; romanın birçok yerinde tembel, cahil Türk kadını imgesini gözler önüne serer.

Ayrıca, Loti'nin Aziyade'ye karşı olan tutumu (örneğin romanda Loti genelde sedirde otururken, Aziyade Loti’nin ayaklarının dibinde oturmaktadır) da onun üstünlük hissini pekiştirmektedir. Bu tür bir anlatım, yazarın Türk kültürüne ve kadınlarına dair önyargılarını da yansıtmaktadır.

 Loti’nin evli olan Aziyade ile Eyüp’te 4 ay boyunca yaşaması gibi romanın gerçekçilikten uzak bazı unsurları, Loti'nin “Türk dostu” olma özelliğini de tartışmaya açmaktadır.  

Roman, bu karmaşık ilişkiler üzerinden, kültürel önyargıların ve sömürgeci bakış açısının edebi eserlerde nasıl yansıtıldığını anlamamıza da yardımcı olmaktadır.

Ayrıca, Aziyade'nin karakteri, Türk kadınlarının sadece birer nesne olarak değil, aynı zamanda kendi kimlikleri ve duygusal derinlikleri olan bireyler olarak ele alınması gerektiğini vurguluyor. Bu bağlamda, romanın eleştirisi, sadece Loti'nin bakış açısıyla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda dönemin toplumsal ve kültürel dinamiklerini de sorgulamaktadır.

Bu tür analizler, edebi eserlerin sadece birer hikâye değil, aynı zamanda kültürel ve toplumsal eleştiriler sunduğunu da göstermektedir.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Nevzat
(26.07.2025 10:05 - #3471)
Dün de bugün de yabancının gözünde güzel ülkem ve insanlarım böyle. Çok güzel bir tahlil olmuş Serpil Hanım. Bu gerçeği görmeyenlerin gözü kör olsun. Mevlana ne demiş: "Hiç kimse görmek istemeyen kadar kör olamaz"
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Recep Gedikoğlu
(26.07.2025 13:13 - #3472)
Kutluyorum güzel kardeşim
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.