Bugün her zamankinden daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Toplum olarak ayrıştıkça değil, birleştikçe güçleniriz. Farklı düşüncelerimiz olabilir, farklı hayatlar yaşayabiliriz; ama bizi bir arada tutan en önemli bağ ortak değerlerimizdir.
Bu değerlerin başında hak, hukuk ve adalet gelir. Adaletin olmadığı yerde güven olmaz, huzur olmaz. Her bireyin hakkını alabildiği bir düzen, ancak adil bir sistemle mümkündür.
Hukukun üstünlüğü, sadece bir kavram değil, yaşamın her alanında hissedilmesi gereken bir gerçektir.
Bu noktada Z kuşağına da büyük görev düşüyor. Onlar dijital dünyanın içine doğmuş, değişimin tam ortasında büyümüş bir kuşak. Sorgulayan, cesur ve duyarlı olmalarının yanında her şeyin farkındalar. Toplumda nelerin eksik olduğunu, neyin adil olmadığını görüyor ve seslerini yükseltiyorlar. Adalet, eşitlik ve özgürlük konusundaki hassasiyetleri, geleceğe dair umut veriyor.
Gelin, öfkeyi değil anlayışı, ayrılığı değil dayanışmayı büyütelim. Çünkü bir toplum ancak birlik içinde, adaletli bir zeminde ve gençlerin bilinçli katılımıyla geleceğe umutla yürüyebilir.