Ali YILMAZ - Yazar - Program Yapımcı
Köşe Yazarı
Ali YILMAZ - Yazar - Program Yapımcı
 

GENÇLİK PARKI

Ankara'da yaşayıp da Gençlik Parkı ile anısı olmayan var mıdır acaba? Büyüklerimizden dinlediğimiz, çocukluğumuzda ve gençliğimizde bizzat yaşadığımız bu park, bir zamanlar başkentin en özel köşelerinden biriydi. İş yerime yakın olması nedeniyle, öğle aralarında biraz nefes almak, doğanın seslerini duymak için sık sık uğrarım Gençlik Parkı’na. Ancak parkı her adımlayışımda, geçmişin gölgeleriyle yürüdüğümü hissederim. Burası, benim çocukluğumun, gençliğimin Gençlik Parkı değil artık. O güzelim doku, 1980’lerden sonra yavaş yavaş silindi. O eski parkın yerine, soğuk beton yapılar, lokanta ve kafeler dikildi. Sanki bir şeylerden intikam alınır gibi, Cumhuriyet’in değerleriyle birlikte parkın ruhu da yıkıldı. Bir Zamanlar Gençlik Parkı… Bundan yıllar önce, parkın lunaparkında çarpışan arabalara binmek, çay bahçelerinde semaverde demlenen çayları yudumlamak, gölde kayıkla gezmek büyük bir keyifti. Yaz akşamlarında minyatür trenle gölün etrafında tur atmak, aile gazinosunda dönemin ünlü sanatçılarını dinlemek unutulmaz hatıralardı. Hatta buz gibi fıçı birasını yudumlayarak parkın keyfini sürenler için burası, bir başkentte adeta bir vaha gibiydi. O günler geride kaldı, şimdiyse sadece anılarda yaşıyor. Bataklıktan Cumhuriyet’in Göz Bebeğine Gençlik Parkı’nın hikâyesi, Ankara’nın başkent oluş süreciyle başlar. Bir zamanlar İncesu Deresi'nin taşkın alanı olan 270.000 metrekarelik bataklık, Cumhuriyet’in modernleşme hamleleri kapsamında büyük bir park olarak düzenlenmek istenir. 1936 yılında, parkın bu bataklık alana yapılmasına karar verildiğinde, tasarımcı olarak Fransız mimar Theo Leveau seçilir. İncesu deresinin mecrası temizlenir, üstü kapatılır. Filtre istasyonundan 40 mm’lik borularla saniyede 150 litre su akıtılacak şekilde bir sistem kurulur. Parkın tam ortasında büyük bir havuz planlanır, ortasında bir adacık bulunan bu havuzda motor ve sandallar yer alacaktır. Adaya iki de köprü yapılır. Projede ayrıca gül bahçeleri, kahvehaneler, gazinolar, açık hava tiyatrosu, çocuk bahçesi, labirent, yüzme havuzu ve atlı gezinti yolları gibi detaylar da düşünülmüştür. 1936 yılında inşaatına başlanan park için TBMM tarafından 600 bin TL ödenek ayrılır ve iki yıl içinde tamamlanması planlanır. Ancak savaş yıllarının zorlukları, projenin gecikmesine neden olur. O yıllarda, ülke içinde işgücü sıkıntısı yaşanırken, 22 Nisan 1941’de jandarmalar tarafından evlerinden alınan 12 bin gayrimüslim erkeğin bir kısmı, 20 Kur'a İhtiyatlar adı altında parkın yapımında çalıştırılır. Nihayet, 19 Mayıs 1943’te, Gençlik ve Spor Bayramı’nda parkın açılışı yapılır. İşte bu yüzden de adına "Gençlik Parkı" denilir. Eğlencenin Başkenti: Gençlik Parkı Açıldıktan sonra yıllarca Ankara’nın en gözde eğlence ve dinlence alanı olur Gençlik Parkı. Semaverde demlenen çaylar, parktaki gazinolarda sahne alan İstanbul’un en ünlü ses sanatçıları, büyük havuzda düzenlenen yüzme, kürek ve yelken yarışları, parkı bir cazibe merkezi haline getirir. Özellikle 1951 yılında gösteri için gelen İtalyan lunapark ekibinden ilham alınarak park içinde kurulan lunapark, kuşaklar boyunca çocukların ve gençlerin en büyük eğlencesi olur. Zamanla, Ankara gibi su kaynakları kıt, kurak bir şehirde böyle büyük bir göl ve yeşil alanın ne kadar değerli olduğu daha da iyi anlaşılır. 30 Ağustos 1944’te burada düzenlenen yüzme ve kürek yarışları, parka spor alanında da önemli bir kimlik kazandırır. Bugün Gençlik Parkı… Günümüz Gençlik Parkı, o eski büyüsünü yitirmiş olsa da hâlâ nefes almak için güzel bir alan. Göl kenarında yürümek, lunaparktan gelen müzik seslerine karışan insan seslerini dinlemek, geçmişin hatıralarını canlandırmak adına buraya gelmek bir nebze de olsa huzur veriyor. Ama içimizde hep bir eksiklik var; çünkü artık eskisi gibi değil. Belki bir gün, geçmişteki o eşsiz atmosferi yeniden yaşatmak için adımlar atılır, belki yine bir gün semaverde çay içilen, kayıkla gezilen, gazinolarında sanatçıların sahne aldığı bir Gerçek Gençlik Parkı’na kavuşuruz…
Ekleme Tarihi: 04 Kasım 2025 -Salı

GENÇLİK PARKI

Ankara'da yaşayıp da Gençlik Parkı ile anısı olmayan var mıdır acaba? Büyüklerimizden dinlediğimiz, çocukluğumuzda ve gençliğimizde bizzat yaşadığımız bu park, bir zamanlar başkentin en özel köşelerinden biriydi.

İş yerime yakın olması nedeniyle, öğle aralarında biraz nefes almak, doğanın seslerini duymak için sık sık uğrarım Gençlik Parkı’na. Ancak parkı her adımlayışımda, geçmişin gölgeleriyle yürüdüğümü hissederim. Burası, benim çocukluğumun, gençliğimin Gençlik Parkı değil artık. O güzelim doku, 1980’lerden sonra yavaş yavaş silindi. O eski parkın yerine, soğuk beton yapılar, lokanta ve kafeler dikildi. Sanki bir şeylerden intikam alınır gibi, Cumhuriyet’in değerleriyle birlikte parkın ruhu da yıkıldı.

Bir Zamanlar Gençlik Parkı…

Bundan yıllar önce, parkın lunaparkında çarpışan arabalara binmek, çay bahçelerinde semaverde demlenen çayları yudumlamak, gölde kayıkla gezmek büyük bir keyifti. Yaz akşamlarında minyatür trenle gölün etrafında tur atmak, aile gazinosunda dönemin ünlü sanatçılarını dinlemek unutulmaz hatıralardı. Hatta buz gibi fıçı birasını yudumlayarak parkın keyfini sürenler için burası, bir başkentte adeta bir vaha gibiydi. O günler geride kaldı, şimdiyse sadece anılarda yaşıyor.

Bataklıktan Cumhuriyet’in Göz Bebeğine

Gençlik Parkı’nın hikâyesi, Ankara’nın başkent oluş süreciyle başlar. Bir zamanlar İncesu Deresi'nin taşkın alanı olan 270.000 metrekarelik bataklık, Cumhuriyet’in modernleşme hamleleri kapsamında büyük bir park olarak düzenlenmek istenir. 1936 yılında, parkın bu bataklık alana yapılmasına karar verildiğinde, tasarımcı olarak Fransız mimar Theo Leveau seçilir.

İncesu deresinin mecrası temizlenir, üstü kapatılır. Filtre istasyonundan 40 mm’lik borularla saniyede 150 litre su akıtılacak şekilde bir sistem kurulur. Parkın tam ortasında büyük bir havuz planlanır, ortasında bir adacık bulunan bu havuzda motor ve sandallar yer alacaktır. Adaya iki de köprü yapılır. Projede ayrıca gül bahçeleri, kahvehaneler, gazinolar, açık hava tiyatrosu, çocuk bahçesi, labirent, yüzme havuzu ve atlı gezinti yolları gibi detaylar da düşünülmüştür.

1936 yılında inşaatına başlanan park için TBMM tarafından 600 bin TL ödenek ayrılır ve iki yıl içinde tamamlanması planlanır. Ancak savaş yıllarının zorlukları, projenin gecikmesine neden olur. O yıllarda, ülke içinde işgücü sıkıntısı yaşanırken, 22 Nisan 1941’de jandarmalar tarafından evlerinden alınan 12 bin gayrimüslim erkeğin bir kısmı, 20 Kur'a İhtiyatlar adı altında parkın yapımında çalıştırılır.

Nihayet, 19 Mayıs 1943’te, Gençlik ve Spor Bayramı’nda parkın açılışı yapılır. İşte bu yüzden de adına "Gençlik Parkı" denilir.

Eğlencenin Başkenti: Gençlik Parkı

Açıldıktan sonra yıllarca Ankara’nın en gözde eğlence ve dinlence alanı olur Gençlik Parkı. Semaverde demlenen çaylar, parktaki gazinolarda sahne alan İstanbul’un en ünlü ses sanatçıları, büyük havuzda düzenlenen yüzme, kürek ve yelken yarışları, parkı bir cazibe merkezi haline getirir. Özellikle 1951 yılında gösteri için gelen İtalyan lunapark ekibinden ilham alınarak park içinde kurulan lunapark, kuşaklar boyunca çocukların ve gençlerin en büyük eğlencesi olur.

Zamanla, Ankara gibi su kaynakları kıt, kurak bir şehirde böyle büyük bir göl ve yeşil alanın ne kadar değerli olduğu daha da iyi anlaşılır. 30 Ağustos 1944’te burada düzenlenen yüzme ve kürek yarışları, parka spor alanında da önemli bir kimlik kazandırır.

Bugün Gençlik Parkı…

Günümüz Gençlik Parkı, o eski büyüsünü yitirmiş olsa da hâlâ nefes almak için güzel bir alan. Göl kenarında yürümek, lunaparktan gelen müzik seslerine karışan insan seslerini dinlemek, geçmişin hatıralarını canlandırmak adına buraya gelmek bir nebze de olsa huzur veriyor. Ama içimizde hep bir eksiklik var; çünkü artık eskisi gibi değil.

Belki bir gün, geçmişteki o eşsiz atmosferi yeniden yaşatmak için adımlar atılır, belki yine bir gün semaverde çay içilen, kayıkla gezilen, gazinolarında sanatçıların sahne aldığı bir Gerçek Gençlik Parkı’na kavuşuruz…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Nrvzat
(05.11.2025 12:46 - #4092)
Sevgili Yazar, bir Ankara'lı olarak bana nostalji yaşattınız. Parka yakın yaşamam nedeniyle, hemen hemen gün aşırı, sandallarında gezindiğim, yeşilliklerinde nefeslendiğim Gençlik Parkı Cumhuriyetin armağanıdır Ankaralılara. Ama her Cumhuriyet armağanına yaptığımız tahribi ona da yaptık ne yazık ki. Teşekkürler elinize sağlık....
Ali yılmaz Çok teşekkür ederim NEVZAT Bey
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.