Hayatta her şeyin fazlası zarar derler ya… Tuzu fazla kaçan yemek gibi, fazlası da ilişkilerin tadını kaçırıyor. Denge, mutlu olmanın gizli reçetesi aslında.
Nasıl ki çorbanın tuzunu fazla atınca dudak büzülür, çok iyi niyet de bazen mideye oturur.
“Ben çok özledim” diyorsun, ama karşı taraf tatilde.
“Ben çok sadığım” diyorsun, o seni hâlâ “belki” listesinde tutuyor.
Çok saygılı olunca ciddiye alınmıyorsun; fazla anlayışlıysan, “aman o idare eder” köşesine konuyorsun.
Çok sevmek, maalesef çok sevilmek anlamına gelmiyor; bazen tam tersi, “garanti müşteri” muamelesi görüyor insan.
Altan almak sorun çözmüyor, sadece yerden kalkmanı geciktiriyor.
Değer göstermek değer kazandırmıyor, çünkü piyasa doyuma ulaşmış.
Kısacası, “çok”un sonu yok. Her “çok”un içinde gizli bir “keşke az olsaydı” saklı.
Hayat, tuzla baharatın dengesini bulma sanatı.
O yüzden, abartma.
Ne sevgini ne ilgini ne de çayı fazla koy.
Çünkü denge; hem mutluluğun hem çayın kıvamıdır.
