Başlığa siz bakmayın siyaset politikaya karşı değildir. Aslında siyaset ve politika aynı anlama gelir.
Batıda politika devlet işlerini yönetmektir. Ama bizde öyle değil.Siyasetin bizdeki anlamı ya da uygulamadaki anlamı diyelim, kendi düşünce ve isteklerini gerçekleştirmek için halkı yönlendirmektir.
Onun için başlıkta siyaset politikaya karşı dedim. Yani bizdeki uygulamasını betimlemeye çalıştım.
Şimdi burada Thomas Paine’den yararlanacağım. Onun fikirlerine göre bugün bizdeki durum, çoğunlukçuluğa ve plebisite indirgenmiş, adalete, ve eşitliğe ve özgürlüklerin garantisine dair olması gerekeni, bir diğer deyişle özü giderek yok edilen, içi boş bir demokrasi anlayışının yükseldiği zaman.
Öyledir bizde, plebisite, yani seçim denen şey, kendi düşünce ve isteklerini gerçekleştirmek için yönlendirilen halktan icazet almaktır. Bu geçmişte de böyleydi bugün de böyle.
İcazet öyle sanki halkın arzusu gibi alınıyor sanmayın. Politikada çok yönlülük varken, bizdeki siyasette adeta kırbaç vardır. Bizdeki plebisitte yani seçimde kendi istediğini elde etmek için seçim öncesinde yapılan siyasette sindirme vardır, korkutma vardır, yani kırbaç vardır.
Politika kelimesi devleti yönetme anlamı ile Batıda kullanılmaktadır. Yunanda politika şehir yönetmektir. Arapça’dan gelen siyaset kelimesinin anlamı bir bakıma seyisliktir. Seyislik kelimesinin anlamı ise malum.
Özellikle çok partili siyasete geçtiğimiz tarihten bu yana, çoğunlukla taassuba dayalı türlü ideolojik fanatizmler ve/veya iktidarda kalma hırsları siyasetçilerimizin ellerini kirletti ve kirletiyor. Üstelik bizde siyasal problemler ve özelde siyasetin ahlakla ilişkisi, Batı toplumlarının aksine, özgürce tartışılmıyor. Görebildiğim kadarıyla bizde bu seviyede yapılan az sayıdaki entelektüel değerlendirmeler de çoğu “yandaşlar”ın çıkardıkları gürültüler arasında kaybolup gidiyor. Hatta böylesi geliştirici değerlendirmeleri yapanlar arasından sesini fazla yükseltenler türlü şekillerde susturulabiliyor.
Bunlar bir yana, bizdeki siyasetçinin siyasette ne anladığına bakalım. Siyasete girmiş milletin vekili olmuş erdemli siyasetçimiz, yani milletvekilimiz, gelecek seçime bakar, tabanı kalmayan, siyaseten anlamını yitirmiş partilerde ne işi var. Çıkarları için elbette partisini değiştirecek, kim daha iyi kırbaç kullanıyorsa onun yanına gidecek. Çünkü siyaseti madrabazlık sanıyor.
Eh kendisine uygun bir siyasi ortam bulunca da haliyle o ortama geçiveriyor.
Şimdi haklımıyım, siyaset versus politika demekte.
Hz. Peygamber’in uzunca bir hadisindeki şu ifadeyle bitirelim yazıyı: “Zalim yöneticinin yanında adaleti seslendirmenizden daha erdemli bir davranış yoktur. Böyle bir kötülüğe şahit olduğunuzda insanlardan korkup çekinmeniz, hiçbirinizin gerçeği seslendirmesine asla engel olmamalıdır.”
