Merve KABAKUŞ FİLİZCAN
Köşe Yazarı
Merve KABAKUŞ FİLİZCAN
 

“Öyle Bir Geçer Zaman ki…”

Bir fotoğrafa saatlerdir bakıyorum. Siz görmediniz o kareyi ama eminim kalbinizde bir karşılığı var. Bir yaşlı adam… Eşini toprağa verdikten günler sonra evinin kapısını çekip çıkmış. Sessizce. Çantasını kavramış, bastonuna dayanmış. O evde yıllarca yan yana duran iki sandalye, aynı tabaktan paylaşılan yemekler, aynı nefesin ısıttığı bir oda… Hepsi artık geçmişin gölgesi… Sonra dönüp son kez bakmış evine… Yanında kırmızı bir çanta, bir poşet ve ömrün ağırlığını taşıyan bir baston… Bütün bir hayat; üç eşya, bir kapı ve sessiz bir bakışa sığmış. . İşte en çok orası dokunuyor insana. Bu sahne bana şunu düşündürdü: Bir gün hepimiz bir çantaya sığacağız. Duvarlara sinmiş kahkahalar, iki kişilik sofralar, “geldim” sesiyle aydınlanan salon… Bir gün susacak. Ve geride kalanlar o sessizliği omzunda taşımayı öğrenecek. Ama hikâyemiz burada bitmiyor. Çünkü o sahne, sadece bir veda değil; insana kendini yoklayan bir ayna tutuyor. Peki ya sen? Şimdi bir an dur. Yaşın kaç olursa olsun: 20, 30, 40, 50… hiç fark etmiyor. Asıl mesele şu: Bugüne kadar olduğun insan, bu dünyaya ne bıraktı? Hangi sözlerin havada kaldı? Hangi adımların yarım? Hangi duyguları susturdun, hangi hayalleri rafta unuttun? Eksik kalan bir sözün var mı? İçin için sızlayan bir yara? “Hallederim” deyip geçiştirdiğin ama geceleri aklına düşen bir hayal? Kendine bile yüksek sesle söylemeye çekindiğin bir başlangıç? Eğer varsa… Bil ki bu senin bitişin değil.  Bu senin yeniden başlama yerin. Film bitmedi. Perde kapanmadı. Hikâyen hâlâ akıyor. Hem de tam en can alıcı yerinde. O yüzden koş. Evet, koş. Belki de filmlerin sonunda trene yetişen sevgili gibi, sen de tam zamanında hayatının kapısına yetişirsin. Belki kaçırdığını sandığın şey aslında seni bekliyordur. Belki de “ikinci bahar” dedikleri, sandığın kadar uzak değildir; sadece cesaret ettiğin ilk adımdadır. Bir bölüm bittiyse, bu sadece yenisinin başlayacağı anlamına gelir. Çünkü hayatın yaşı yok. İnsan kendini kaç kez kurarsa, o kadar kez yeniden doğar. Küllerinden değil; sırf içindeki o sessiz kıvılcım hâlâ üşenmediği için. Ve belki de hayat, sonunda hepimize tek bir soruyu fısıldıyor: “Bıraktığın iz ne?” Bu dünyada seni hatırlatacak olan, neye cesaret ettiğindir. Ne kadar sevdiğin, neye emek verdiğin, neyi yarım bırakmadığındır. Gerçek veda kapıyı kapattığın anda değil… O kapıya son kez bakıp, “Ben hâlâ devam ediyorum” diyebildiğin anda başlıyor. Çünkü öyle bir geçer zaman ki… İnsanın elinde sadece devam etmeye cesaret ettiği anlar kalır.
Ekleme Tarihi: 14 Kasım 2025 -Cuma

“Öyle Bir Geçer Zaman ki…”

Bir fotoğrafa saatlerdir bakıyorum.

Siz görmediniz o kareyi ama eminim kalbinizde bir karşılığı var.

Bir yaşlı adam… Eşini toprağa verdikten günler sonra evinin kapısını çekip çıkmış. Sessizce. Çantasını kavramış, bastonuna dayanmış. O evde yıllarca yan yana duran iki sandalye, aynı tabaktan paylaşılan yemekler, aynı nefesin ısıttığı bir oda… Hepsi artık geçmişin gölgesi… Sonra dönüp son kez bakmış evine…

Yanında kırmızı bir çanta, bir poşet ve ömrün ağırlığını taşıyan bir baston… Bütün bir hayat; üç eşya, bir kapı ve sessiz bir bakışa sığmış. . İşte en çok orası dokunuyor insana.

Bu sahne bana şunu düşündürdü:
Bir gün hepimiz bir çantaya sığacağız.
Duvarlara sinmiş kahkahalar, iki kişilik sofralar, “geldim” sesiyle aydınlanan salon… Bir gün susacak. Ve geride kalanlar o sessizliği omzunda taşımayı öğrenecek.

Ama hikâyemiz burada bitmiyor.
Çünkü o sahne, sadece bir veda değil; insana kendini yoklayan bir ayna tutuyor.

Peki ya sen?

Şimdi bir an dur.
Yaşın kaç olursa olsun: 20, 30, 40, 50… hiç fark etmiyor.
Asıl mesele şu:
Bugüne kadar olduğun insan, bu dünyaya ne bıraktı?
Hangi sözlerin havada kaldı?
Hangi adımların yarım?
Hangi duyguları susturdun, hangi hayalleri rafta unuttun?

Eksik kalan bir sözün var mı?
İçin için sızlayan bir yara?
“Hallederim” deyip geçiştirdiğin ama geceleri aklına düşen bir hayal?
Kendine bile yüksek sesle söylemeye çekindiğin bir başlangıç?

Eğer varsa…
Bil ki bu senin bitişin değil.  Bu senin yeniden başlama yerin.

Film bitmedi.
Perde kapanmadı.
Hikâyen hâlâ akıyor.
Hem de tam en can alıcı yerinde.

O yüzden koş.
Evet, koş.
Belki de filmlerin sonunda trene yetişen sevgili gibi, sen de tam zamanında hayatının kapısına yetişirsin.
Belki kaçırdığını sandığın şey aslında seni bekliyordur.
Belki de “ikinci bahar” dedikleri, sandığın kadar uzak değildir; sadece cesaret ettiğin ilk adımdadır.

Bir bölüm bittiyse, bu sadece yenisinin başlayacağı anlamına gelir.
Çünkü hayatın yaşı yok.
İnsan kendini kaç kez kurarsa, o kadar kez yeniden doğar.
Küllerinden değil; sırf içindeki o sessiz kıvılcım hâlâ üşenmediği için.

Ve belki de hayat, sonunda hepimize tek bir soruyu fısıldıyor:
“Bıraktığın iz ne?”
Bu dünyada seni hatırlatacak olan, neye cesaret ettiğindir.
Ne kadar sevdiğin, neye emek verdiğin, neyi yarım bırakmadığındır.

Gerçek veda kapıyı kapattığın anda değil…
O kapıya son kez bakıp,
“Ben hâlâ devam ediyorum” diyebildiğin anda başlıyor.

Çünkü öyle bir geçer zaman ki…
İnsanın elinde sadece devam etmeye cesaret ettiği anlar kalır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (5)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Nevzat
(14.11.2025 10:27 - #4128)
İnsanı tabiattaki diğer canlı yaratıklardan ayıran özellikleri "öyle bir anlatmışsın ki...." Sevgili Yazar. Okudukça yüklendiğim duyguları anlatmak olanaksız.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
güreşçi kardeşin
(14.11.2025 10:29 - #4129)
Çok duygulandım hocam kalemine sağlık
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
mehmet
(14.11.2025 10:33 - #4130)
Kalemine sağlık kardeşim
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Arzu Kök
(14.11.2025 12:20 - #4132)
Yüreğinize sağlık… Bir fotoğraftan hikâye kurmak değil sadece yaptığınız; insanın kendi içindeki eksik kelimeleri hatırlatmak. Hem üzmek hem düşündürmek ve de hâlâ vakit varken değişilenebilineceğini anımsatmak... Tebrikler...
Mustafa GÜNSAL Bıraktığın iz ne?” Bu dünyada seni hatırlatacak olan, neye cesaret ettiğindir. Ne kadar sevdiğin, neye emek verdiğin, neyi yarım bırakmadığındır. Çok doğru
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
görkem
(14.11.2025 15:55 - #4133)
Gerçek veda kapıyı kapattığın anda değil… O kapıya son kez bakıp, “Ben hâlâ devam ediyorum” diyebildiğin anda başlıyor. kesinlikle...
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.