Merve KABAKUŞ FİLİZCAN
Köşe Yazarı
Merve KABAKUŞ FİLİZCAN
 

“IKEA Etkisi: Dağılmış Parçalardan Yeniden Bir Hayat Kurmak”

İnsan garip bir yaratık… Hazır olana değil; elinin değdiğine, uğraştığına, sabrettiğine değer verir. Buna psikolojide IKEA Etkisi deniyor: “Kişilerin, kendi yaptıkları ürünlere; daha kaliteli, daha hazır hâlde gelen seçeneklerden bile daha fazla değer vermesi.” Adından da anlaşılacağı üzere IKEA’nın “kendin kur” stratejisinden ilham alınmış bir kavram bu. Mesela… Bir kitaplığı saatlerce uğraşıp monte ettiğinde, mağazada kusursuz duran ama senin emek vermediğin o hazır üründen çok daha kıymetli gelir. Çünkü dokunduğun şey artık senindir. Parmak izindir. Hikâyendir. Geçenlerde bu kavramı okurken düşündüm: Hazır gelenin değeri yüzeyseldir. Emek verilene ise kalbimizde yer açılır. Belki de bu yüzden bir evi düzene sokmak ne kadar zorsa, bir ilişkiyi büyütmek de o kadar zordur. Belki de çabamız kadar bağlanır, acımız kadar severiz. IKEA Etkisi bize şunu fısıldar aslında: “Sen dokunduğunda değer artar.” Bir şeyi özenle kurduğunda, o artık yalnızca bir nesne olmaktan çıkar; bir anlama dönüşür. Belki bu yüzden kırılmış bir insan, yeniden toparlanınca daha güçlüdür. Belki bu yüzden acıyla büyüyen kalp, bir gün şefkatin en büyük öğretmeni olur. Belki bu yüzden yılgın ruhlar, kendi hayatlarını yeniden kurduklarında eskisinden daha parlak görünür. Peki sen… Hayatının hangi parçasını yeniden kurmak istersin? Bir masa değil belki… Ama bir sabah, bir umut, bir başlangıç? Hangisini elinden geçirsen yeniden parlar? Şunu bil: Hayat bazen seni parçalara ayırabilir. Tıpkı kutudan çıkan 24 vidalık karmaşık bir kitaplık gibi… Ama parçalanmak, yok olmak değildir. Parçalanmak, yeniden yapılabilir olmanın kanıtıdır. Ve sen, en zor günlerinde bile, kendine bir vidalık yer bırakan insanlardansın. O yüzden sakın unutma: Sen emek verdikçe güzelleşiyor, Sen dokundukça toparlanıyor, Sen çabaladıkça anlam kazanıyor dünyan… Elini, tornavida gibi bir umutla donat. Ve usulca… kendi ritminde, kendi nefesinde… Kurduğun hayata bir parça daha ekle. Bir gün başını kaldırıp bitmiş hâline baktığında, şaşkınlıkla gülümseyeceksin: “Bunu gerçekten ben yaptım.” Yolun kendini sana açıklaması için, önce o yolu senin inşa etmen gerekir, sevgili okur… Hadi şimdi, ilk vidayı birlikte sıkalım.
Ekleme Tarihi: 28 Kasım 2025 -Cuma

“IKEA Etkisi: Dağılmış Parçalardan Yeniden Bir Hayat Kurmak”

İnsan garip bir yaratık…

Hazır olana değil; elinin değdiğine, uğraştığına, sabrettiğine değer verir. Buna psikolojide IKEA Etkisi deniyor:
“Kişilerin, kendi yaptıkları ürünlere; daha kaliteli, daha hazır hâlde gelen seçeneklerden bile daha fazla değer vermesi.”
Adından da anlaşılacağı üzere IKEA’nın “kendin kur” stratejisinden ilham alınmış bir kavram bu. Mesela…
Bir kitaplığı saatlerce uğraşıp monte ettiğinde, mağazada kusursuz duran ama senin emek vermediğin o hazır üründen çok daha kıymetli gelir. Çünkü dokunduğun şey artık senindir. Parmak izindir. Hikâyendir.

Geçenlerde bu kavramı okurken düşündüm:

Hazır gelenin değeri yüzeyseldir.
Emek verilene ise kalbimizde yer açılır.
Belki de bu yüzden bir evi düzene sokmak ne kadar zorsa, bir ilişkiyi büyütmek de o kadar zordur. Belki de çabamız kadar bağlanır, acımız kadar severiz.

IKEA Etkisi bize şunu fısıldar aslında:
“Sen dokunduğunda değer artar.”

Bir şeyi özenle kurduğunda, o artık yalnızca bir nesne olmaktan çıkar; bir anlama dönüşür.
Belki bu yüzden kırılmış bir insan, yeniden toparlanınca daha güçlüdür.
Belki bu yüzden acıyla büyüyen kalp, bir gün şefkatin en büyük öğretmeni olur.
Belki bu yüzden yılgın ruhlar, kendi hayatlarını yeniden kurduklarında eskisinden daha parlak görünür.

Peki sen…
Hayatının hangi parçasını yeniden kurmak istersin?
Bir masa değil belki…
Ama bir sabah, bir umut, bir başlangıç?
Hangisini elinden geçirsen yeniden parlar?

Şunu bil:
Hayat bazen seni parçalara ayırabilir.
Tıpkı kutudan çıkan 24 vidalık karmaşık bir kitaplık gibi…
Ama parçalanmak, yok olmak değildir.
Parçalanmak, yeniden yapılabilir olmanın kanıtıdır.

Ve sen, en zor günlerinde bile, kendine bir vidalık yer bırakan insanlardansın.
O yüzden sakın unutma:

Sen emek verdikçe güzelleşiyor,
Sen dokundukça toparlanıyor,
Sen çabaladıkça anlam kazanıyor dünyan…

Elini, tornavida gibi bir umutla donat.
Ve usulca… kendi ritminde, kendi nefesinde…
Kurduğun hayata bir parça daha ekle.

Bir gün başını kaldırıp bitmiş hâline baktığında, şaşkınlıkla gülümseyeceksin:
“Bunu gerçekten ben yaptım.”

Yolun kendini sana açıklaması için, önce o yolu senin inşa etmen gerekir, sevgili okur…
Hadi şimdi, ilk vidayı birlikte sıkalım.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
I. Ersin KABAOĞLU
(28.11.2025 13:50 - #4201)
Kişisel anlamda çok güzel ve yararlı bir etki imiş. Keşke toplumlar için de geçerli olabilse... Milyonlarca insanın tertemiz kalpleri, iyiniyetleri ve uretkenlikleri ile dağılıp parçalanmaya yüz tutmuş bir topluma özgür iradeleri ile dokunup tekrar ayağa kaldirabilmelerine de izin verilebilse...
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Yasin
(28.11.2025 23:41 - #4205)
Kaleminize sağlık hocam
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.