Hidayet ERİŞ - Büyükelçi (E)
Köşe Yazarı
Hidayet ERİŞ - Büyükelçi (E)
 

KEMAL PAŞA

Merhaba, Geçen haftaki yazımda adı geçen ‘Baringo' nedir, neyin ismidir diye soracak olursanız… Kenya’nın kuzeyinde Uganda sınırına yakın, bulanık suyu ve timsahları ile maruf bir göl olmanın yanı sıra esasen, ailemize 90’lı yılların başında aynı ülkeden katılan 'Jack Russel’ (JR) teriyer cinsi köpeğimizin adıydı. Dışişleri bakanlığındaki yurt dışı görevlerim sırasında biriken anılarımı derlediğim kitaplarımda kendisi bir 'anlatan' olarak rol üstlendi. Kenya’dan Almanya’ya, İran'dan Bosna Hersek’e, bizimle beraber yaşadığı 14 yıl içinde ailemizde kapladığı yer ile mutluluğumuzu arttıran, başımıza gelebilecek birtakım tatsız olayları kendi üzerine çekerek, özellikle küçük yaşlardayken çocuklarımızı koruduğuna dahi inandığımız Baringo, maalesef kitabın açılış sahnesi Saraybosna’da aramızdan ayrıldı. O zamanlar İstanbul-Tuzla’da mevcut olan hayvan mezarlığına gömdüğümüz mezar yerinin ise, yıllardır rant uğruna hızla betonlaşan kentte halen yerinde durup durmadığı ise şimdi bir soru işareti!  Sözü buraya getirmişken bizim Baringo’nun araya girmesine izin vererek, geçmişe yapacağı bir seyahati ve kitaplara nasıl ilham kaynağı olduğunu kendi ağzından dinleyelim: ‘’Patron’un meslek hayatındaki beş tayin döneminde aile ile beraber oldum. Daha birkaç aylıkken bile dünyayı fena şekilde merak eden bir kişiliğe sahip olduğumu fark eden Patron, başından geçen sıradan günlük olayları dile getirecek en uygun karakter olduğumu ve bu anıları ilerde benim basit söylemimle yayınlatmayı düşündüğünü söylemişti. Hatırımda tutabildiğim kadar bu çerçevede bir görüşmemiz olmuştu.  Her neyse, soyumun ortaya çıkışının aslında ‘’Jack Russel’’ isimli İngiliz bir papazın çalışmalarına dayandığı söylenir. Teriyer cinsi olarak 1800’lü yıllarda tavşan, tilki avcılığında ortalığa renk katmak için yetiştirilmekle beraber avın takibi sırasında süvarinin eyerinin önünde oturur, borular çalıp ava doğru dörtnal koşu başladığında havlayarak hedefe kilitlenirmişiz. Benim başımdan böyle olaylar geçmemiş olmakla beraber, ırkımızın genel özellikleri olduğu için kısaca bahsetmek istedim. Bendeniz, yani nam-ı diğer Baringo, Nairobi’de 90’lı bir Mayıs gününde İngiliz kökenli bir ailenin çiftliğinde dünyaya gelmişim. Sonraki günlerde, haberi duyan ve JR türüne ilgi duyan bizim Patron, eşi ve kızları ile çiftliği ziyaret edip, birkaç kardeşimin arasından beni seçmişler. Bu tercihte benim oldukça fit, iri görünümüm ile nadir rastlanan 3 renkli (siyah, beyaz, kahverengi) olmamın rol oynadığını tahmin ediyorum. O gün doğruca yeni evime doğru yola çıktığımızda arabada, Patron ve ailesinin şimdiye kadar duymadığım değişik bir dil konuştuğu dikkatimi çekti. Sonradan öğrendiğime göre, burası lalettayin bir çiftlik olmayıp farklı özelliklere sahip bir yermiş. Yani diplomatik bir temsilcilik, kısacası bir büyükelçilikmiş! Bahçedeki direkte ilk defa gördüğüm kırmızı renkli bayrağın ortasında beyaz bir yıldız ile yarım ay bulunuyor. Bu değişik geldi, zira buradaki bayraklarda kalkan ve mızrak var, renkler de kırmızı, siyah ve yeşil. Bahçe güzel, toplam 10-15 dönüm vardır. Binanın içinde Patron’un diğer ofis arkadaşlarını da gördüm. Onlar da beyaz adam, ama tipleri pek bizimkine benzemiyor. Daha kısa boylu, bıyıklı ve esmerler! Girişte masada oturan Kenyalı tıknaz kız, sekretermiş, bizimkine birgün: ‘’ Siz beyaz adamlar, hepiniz birbirinize benziyorsunuz!’’ demiş. Amma da güldüm, esas Kenyalılar birbirlerine benziyor bence. Bence diyorum, zira Patron, 32 kabileden oluşan bu ülkedeki yerel insanların Samburu mu, Kalenjin mi, Luo mu, Massai mi vs. olduklarını dış görünüşlerinden az çok  anlayabiliyor. Patron’un odasında ise, masasının arkasındaki duvarda şık giyimli, yaşlıca bir adamın siyah beyaz büyük bir tablosu asılı. Bakışları çok derin ve manalı, etkilendim. Bizimkinin babası herhalde!  - ‘’ Evet Baringo, bir yerde babam sayılır, O, ülkemiz Türkiye’nin kurucusu ulu önderimiz Atatürk’tür!’' Patron’un bu şekilde araya girişleri arada sırada meydana gelebilir. Hatta bazen müdahaleler daha uzunca da sürebilir. Bir keresinde Bosna Hersek’teydik galiba. Bana uzun uzun ülkenin Federasyon ve Sırp Cumhuriyeti’nden oluşan hayli karışık idari yapısını anlatırken dikkatimin dağılması üzerine, ‘’bunları başkatiplikten önce su gibi öğrenmen gerekirdi Baringo!’’ Diye çıkışınca ben de,’’açıkçası müsteşarlık bekliyordum Patron, tamam tamam kifayet-i müzakere!’’ Havlaması ile mekanı terk ettiğimi hatırlıyorum. Her neyse Kenya günlerine döneyim en iyisi… O günlerde, bahçede hemen bir dost edindim. Benden yaşça büyük bir Alman Kurdu! Konuşkan ve cana yakın görünüyor. - ‘'Selam, ben Foksi yani tilki, yan bahçedeki büyük patronun evinde yaşıyorum, sen yeni geldin galiba!’' - ‘'Selam, ben de Baringo, hani o bulanık suyu olan timsahlı göl. Senin patron benimkinden daha mı büyük ki öyle diyorsun?’' - ''Tabii, o buradaki en büyük patrondur. Herkes ona beyefendi der. Seninki onun yardımcısıdır, sonra diğer katip ve ataşeler, haberleşme memurları, sekreterler, kavaslar gelir. Burada hiç sıkılmazsın, eğlenceli bir yerdir, sıkça diğer ülke ‘monşer’lerinin katıldığı davetler düzenlenir. Hele o ‘döner' dedikleri silindir şeklindeki dana-kuzu eti karışımı kebabın tadına doyum olmaz. Tabii bu arada yere dökülen viskileri yalarken, kaju fıstıklarını da ağzına doldurmayı ihmal etme, neşelenirsin!'' Bu Foksinin burada olması benim için şans, herşeyden haberdar. Yalnız ne de çok piresi var. Arada sırada şu havuza itmeli! ‘’ Bak Baringo dostum dinle, bunlar burada sadece Kenya’ya değil, tam 6 ülkeye daha bakıyorlar. Somali,Tanzanya, Zimbabve, Malavi, Uganda ve Komorlar. Dolayısı ile işleri yoğun sayılır. Büyük patron geçenlerde Malavi’ye güven mektubunu sunmaya gitmişti. Dönüşte seninkine anlatırken duydum. Malavi’nin 90’lı yaşlarındaki başkanı, Kamuzu Banda mı neymiş, çok sıkı İngiliz protokolü uygulanan törende bastonu ile Beyefendi’ye doğru sokulup aralarında şöyle bir diyalog geçmiş: -Hoşgeldin bakalım büyükelçi, Kemal Paşa nasıllar? Kemal mi, Kenan mı dedi diye tereddüt geçiren bizimki de; -Kemal Paşa’yı 38’de kaybettik Ekselans! İsimleri karıştırdığı aşikar olan yaşlı adam bunun üzerine; -Kemal Paşa’ya saygımız büyüktür. Ben, Büyük Harp’te (I.Dünya Savaşı) lise talebesiydim. Londra’da okurken O’nun emperyalistlere karşı yürüttüğü bağımsızlık savaşından, ülkesini işgalden kurtarmasından çok etkilenmiştim. Kendisini her zaman bir idol olarak görürüm. Büyük insandı! Kısacası Baringo, senin patronun odasında ve buradaki her odada gördüğün resimler, o Kemal Paşa’ya, yani Atatürk’e aittir!. Çok net hatırlıyorum, 3 sene önce buraya tayini çıkıp ilk geldiği günlerde seninkinin, Afrika’daki 50 küsur ülkenin 7’sine akredite olmanın güçlüğünden dem vurmakla beraber şöyle bir şeyler mırıldandığını da duymuştum. ‘’16 büyükelçilikle tüm kıtayı kapsıyoruz. Şimdilik bizim bakanlıkta nicelikten çok niteliğe önem veren bir anlayış hakim. Ancak, ilerde umarım bu değişip -artık dünyanın hemen her ülkesinde temsilciğimiz var, sıralamada üçüncüyüz, beşinciyiz- şeklinde böbürlenen yönetimler gelmez de, önüne gelen yerde misyon açıp, büyükelçi ünvanları dağıtılmaz!''  
Ekleme Tarihi: 12 Eylül 2025 -Cuma

KEMAL PAŞA

Merhaba,

Geçen haftaki yazımda adı geçen ‘Baringo' nedir, neyin ismidir diye soracak olursanız… Kenya’nın kuzeyinde Uganda sınırına yakın, bulanık suyu ve timsahları ile maruf bir göl olmanın yanı sıra esasen, ailemize 90’lı yılların başında aynı ülkeden katılan 'Jack Russel’ (JR) teriyer cinsi köpeğimizin adıydı. Dışişleri bakanlığındaki yurt dışı görevlerim sırasında biriken anılarımı derlediğim kitaplarımda kendisi bir 'anlatan' olarak rol üstlendi. Kenya’dan Almanya’ya, İran'dan Bosna Hersek’e, bizimle beraber yaşadığı 14 yıl içinde ailemizde kapladığı yer ile mutluluğumuzu arttıran, başımıza gelebilecek birtakım tatsız olayları kendi üzerine çekerek, özellikle küçük yaşlardayken çocuklarımızı koruduğuna dahi inandığımız Baringo, maalesef kitabın açılış sahnesi Saraybosna’da aramızdan ayrıldı. O zamanlar İstanbul-Tuzla’da mevcut olan hayvan mezarlığına gömdüğümüz mezar yerinin ise, yıllardır rant uğruna hızla betonlaşan kentte halen yerinde durup durmadığı ise şimdi bir soru işareti! 

Sözü buraya getirmişken bizim Baringo’nun araya girmesine izin vererek, geçmişe yapacağı bir seyahati ve kitaplara nasıl ilham kaynağı olduğunu kendi ağzından dinleyelim:

‘’Patron’un meslek hayatındaki beş tayin döneminde aile ile beraber oldum. Daha birkaç aylıkken bile dünyayı fena şekilde merak eden bir kişiliğe sahip olduğumu fark eden Patron, başından geçen sıradan günlük olayları dile getirecek en uygun karakter olduğumu ve bu anıları ilerde benim basit söylemimle yayınlatmayı düşündüğünü söylemişti. Hatırımda tutabildiğim kadar bu çerçevede bir görüşmemiz olmuştu. 

Her neyse, soyumun ortaya çıkışının aslında ‘’Jack Russel’’ isimli İngiliz bir papazın çalışmalarına dayandığı söylenir. Teriyer cinsi olarak 1800’lü yıllarda tavşan, tilki avcılığında ortalığa renk katmak için yetiştirilmekle beraber avın takibi sırasında süvarinin eyerinin önünde oturur, borular çalıp ava doğru dörtnal koşu başladığında havlayarak hedefe kilitlenirmişiz. Benim başımdan böyle olaylar geçmemiş olmakla beraber, ırkımızın genel özellikleri olduğu için kısaca bahsetmek istedim. Bendeniz, yani nam-ı diğer Baringo, Nairobi’de 90’lı bir Mayıs gününde İngiliz kökenli bir ailenin çiftliğinde dünyaya gelmişim. Sonraki günlerde, haberi duyan ve JR türüne ilgi duyan bizim Patron, eşi ve kızları ile çiftliği ziyaret edip, birkaç kardeşimin arasından beni seçmişler. Bu tercihte benim oldukça fit, iri görünümüm ile nadir rastlanan 3 renkli (siyah, beyaz, kahverengi) olmamın rol oynadığını tahmin ediyorum.

O gün doğruca yeni evime doğru yola çıktığımızda arabada, Patron ve ailesinin şimdiye kadar duymadığım değişik bir dil konuştuğu dikkatimi çekti. Sonradan öğrendiğime göre, burası lalettayin bir çiftlik olmayıp farklı özelliklere sahip bir yermiş. Yani diplomatik bir temsilcilik, kısacası bir büyükelçilikmiş! Bahçedeki direkte ilk defa gördüğüm kırmızı renkli bayrağın ortasında beyaz bir yıldız ile yarım ay bulunuyor. Bu değişik geldi, zira buradaki bayraklarda kalkan ve mızrak var, renkler de kırmızı, siyah ve yeşil. Bahçe güzel, toplam 10-15 dönüm vardır. Binanın içinde Patron’un diğer ofis arkadaşlarını da gördüm. Onlar da beyaz adam, ama tipleri pek bizimkine benzemiyor. Daha kısa boylu, bıyıklı ve esmerler! Girişte masada oturan Kenyalı tıknaz kız, sekretermiş, bizimkine birgün: ‘’ Siz beyaz adamlar, hepiniz birbirinize benziyorsunuz!’’ demiş. Amma da güldüm, esas Kenyalılar birbirlerine benziyor bence. Bence diyorum, zira Patron, 32 kabileden oluşan bu ülkedeki yerel insanların Samburu mu, Kalenjin mi, Luo mu, Massai mi vs. olduklarını dış görünüşlerinden az çok  anlayabiliyor. Patron’un odasında ise, masasının arkasındaki duvarda şık giyimli, yaşlıca bir adamın siyah beyaz büyük bir tablosu asılı. Bakışları çok derin ve manalı, etkilendim. Bizimkinin babası herhalde! 

- ‘’ Evet Baringo, bir yerde babam sayılır, O, ülkemiz Türkiye’nin kurucusu ulu önderimiz Atatürk’tür!’'

Patron’un bu şekilde araya girişleri arada sırada meydana gelebilir. Hatta bazen müdahaleler daha uzunca da sürebilir. Bir keresinde Bosna Hersek’teydik galiba. Bana uzun uzun ülkenin Federasyon ve Sırp Cumhuriyeti’nden oluşan hayli karışık idari yapısını anlatırken dikkatimin dağılması üzerine, ‘’bunları başkatiplikten önce su gibi öğrenmen gerekirdi Baringo!’’ Diye çıkışınca ben de,’’açıkçası müsteşarlık bekliyordum Patron, tamam tamam kifayet-i müzakere!’’ Havlaması ile mekanı terk ettiğimi hatırlıyorum.

Her neyse Kenya günlerine döneyim en iyisi… O günlerde, bahçede hemen bir dost edindim. Benden yaşça büyük bir Alman Kurdu! Konuşkan ve cana yakın görünüyor.

- ‘'Selam, ben Foksi yani tilki, yan bahçedeki büyük patronun evinde yaşıyorum, sen yeni geldin galiba!’'

- ‘'Selam, ben de Baringo, hani o bulanık suyu olan timsahlı göl. Senin patron benimkinden daha mı büyük ki öyle diyorsun?’'

- ''Tabii, o buradaki en büyük patrondur. Herkes ona beyefendi der. Seninki onun yardımcısıdır, sonra diğer katip ve ataşeler, haberleşme memurları, sekreterler, kavaslar gelir. Burada hiç sıkılmazsın, eğlenceli bir yerdir, sıkça diğer ülke ‘monşer’lerinin katıldığı davetler düzenlenir. Hele o ‘döner' dedikleri silindir şeklindeki dana-kuzu eti karışımı kebabın tadına doyum olmaz. Tabii bu arada yere dökülen viskileri yalarken, kaju fıstıklarını da ağzına doldurmayı ihmal etme, neşelenirsin!''

Bu Foksinin burada olması benim için şans, herşeyden haberdar. Yalnız ne de çok piresi var. Arada sırada şu havuza itmeli!

‘’ Bak Baringo dostum dinle, bunlar burada sadece Kenya’ya değil, tam 6 ülkeye daha bakıyorlar. Somali,Tanzanya, Zimbabve, Malavi, Uganda ve Komorlar. Dolayısı ile işleri yoğun sayılır. Büyük patron geçenlerde Malavi’ye güven mektubunu sunmaya gitmişti. Dönüşte seninkine anlatırken duydum. Malavi’nin 90’lı yaşlarındaki başkanı, Kamuzu Banda mı neymiş, çok sıkı İngiliz protokolü uygulanan törende bastonu ile Beyefendi’ye doğru sokulup aralarında şöyle bir diyalog geçmiş:

-Hoşgeldin bakalım büyükelçi, Kemal Paşa nasıllar?

Kemal mi, Kenan mı dedi diye tereddüt geçiren bizimki de;

-Kemal Paşa’yı 38’de kaybettik Ekselans!

İsimleri karıştırdığı aşikar olan yaşlı adam bunun üzerine;

-Kemal Paşa’ya saygımız büyüktür. Ben, Büyük Harp’te (I.Dünya Savaşı) lise talebesiydim. Londra’da okurken O’nun emperyalistlere karşı yürüttüğü bağımsızlık savaşından, ülkesini işgalden kurtarmasından çok etkilenmiştim. Kendisini her zaman bir idol olarak görürüm. Büyük insandı!

Kısacası Baringo, senin patronun odasında ve buradaki her odada gördüğün resimler, o Kemal Paşa’ya, yani Atatürk’e aittir!. Çok net hatırlıyorum, 3 sene önce buraya tayini çıkıp ilk geldiği günlerde seninkinin, Afrika’daki 50 küsur ülkenin 7’sine akredite olmanın güçlüğünden dem vurmakla beraber şöyle bir şeyler mırıldandığını da duymuştum. ‘’16 büyükelçilikle tüm kıtayı kapsıyoruz. Şimdilik bizim bakanlıkta nicelikten çok niteliğe önem veren bir anlayış hakim. Ancak, ilerde umarım bu değişip -artık dünyanın hemen her ülkesinde temsilciğimiz var, sıralamada üçüncüyüz, beşinciyiz- şeklinde böbürlenen yönetimler gelmez de, önüne gelen yerde misyon açıp, büyükelçi ünvanları dağıtılmaz!''

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (3)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Veysel İsmai̇l Eri̇mi̇
(12.09.2025 19:15 - #3704)
Sevgili Hidayet aramıza hoş geldin, makalenin akıcılığı ve okuyucularına, anı yaşama duygunu vermen çok önemli, zevk ile okuduğum yazının devamını dört gözle bekliyorum. Sevgilerimle,
Eriş Çok teşekkürler değerli yorumunuz için.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Ayfer
(12.09.2025 19:48 - #3705)
Hidayet Bey yüreğinize sağlık kitaptanda okumuştum çok güzel gazeteden okumak ise daha güzel Yazinin konusu çok anlamlı Basarilar diliyorum Saygilarimla
Eriş Çok teşekkür ediyorum.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Uğur YALÇIN
(12.09.2025 20:57 - #3706)
Baringo’yu bir kez daha özlemle anıyoruz. Dışişleri Bakanlığı’ndaki nitelik-nicelik vurgusu yazınızın en önemli mesajı olduğunu gördüm. Katılmamak elde değil. Saygılarımla
Eriş Değerli görüş ve yorumunuza çok teşekkür ediyorum.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.