Hamdi Özdemir
Köşe Yazarı
Hamdi Özdemir
 

Yaşasın 23 Nisan

23 Nisan Çocuk Bayramı Coşkusu! Bir zamanlar biz de çocuktuk. Sabahın erken saatlerinde uyandığımızda içimizde tarif edilemez bir heyecan olurdu. O gün sıradan bir gün değildi. Annemin odama girip yüzünde sıcacık bir gülümsemeyle saçlarımı taraması, en güzel kıyafetimi özenle seçmesi, her şey o günü özel kılardı. Dışarıda kuş sesleri, baharın kokusu, hafif esen rüzgâr… ama asıl güzel olan, çocuk sesleriydi! Mahalledeki arkadaşlarımla buluşup okula doğru yürürken herkesin yüzü gülerdi. Sokakta karşılaştığımız komşular bile, “Bugün sizin bayramınız, mutlu olun çocuklar!” diye bizlere seslenirlerdi. "Bugün bile o sesleri düşündüğümde içimde o sıcaklığı ve gururu hissediyorum; çocukken ne kadar önemli olduğumuzu bize hissettiren şey işte tam da buydu.” Bayram Sabahının Büyüsü Okula vardığımızda bahçedeki kalabalık bizi karşılıyordu. Siyah önlüklerimizin üzerine taktığımız beyaz yakalarımızla hepimiz sanki bir bütünün parçasıydık. Ne fakir vardı ne zengin. Hepimiz eşittik, hepimiz aynı sırada oturur, aynı hayalleri kurardık. Öğretmenimiz yüzünde o bilindik sabırlı gülümsemeyle yanımıza geldi. Sesindeki gurur her zamanki gibi belirgindi: “Bugün sizin en büyük gününüz! Atatürk size bu bayramı armağan etti, bu yüzden ne kadar değerli olduğunuzu unutmayın.” O an içim mutlulukla dolmuştu. Sadece bir günlüğüne değil, her zaman özel olduğumuzu hissetmek. Çocuk olmak ne güzel şeydi! Tören Heyecanı ve Gözyaşları Tören alanında herkes yerini almıştı. Bayraklar dalgalanıyor, çocuk sesleri yükseliyordu. Güneş, okul bahçesini sıcacık ışığıyla yıkarken, öğretmenimiz sahneye çıkacak öğrencileri bir kez daha kontrol ediyordu. Hepimiz heyecanlıydık. Ancak bazıları için bu heyecan, kontrol edilemez bir korkuya dönüşmek üzereydi. Ali, elinde sıkıca tuttuğu şiir kağıdına son kez göz gezdirdi. Günlerdir ezberliyordu. O an sahneye çıkıp tüm arkadaşlarının ve öğretmeninin önünde konuşma yapacak olması ona hem gurur hem de büyük bir tedirginlik veriyordu. Derin bir nefes aldı ve adı anons edildiğinde titreyen adımlarla kürsüye yürüdü. Kelimenin tam anlamıyla sahnenin ortasında duruyordu. Kalabalık sessizdi. Ali gözlerini kapayıp şiiri zihninde tekrar etmeye başladı. İlk mısrayı güçlü bir şekilde söyledi. Ardından ikinci satıra geldiğinde, beklenmedik bir şey oldu: Kelimeler zihninden tamamen silinmişti. İçinde büyük bir boşluk vardı. Aniden yüzü kızardı, elleri titremeye başladı. Birkaç kez kelimeleri toparlamaya çalıştı ama olmadı. Gözleri doldu, kalabalığa baktı ve gördüğü yüzler ona daha da yük oldu. Bir anda gözyaşları yanaklarından süzüldü, sahneden indi ve herkesin şaşkın bakışları arasında okulun kapısına doğru hızla koşmaya başladı. “Ali, bekle!” diye seslendi öğretmeni. Ama Ali duymuyordu bile. Gözyaşlarının içinde kaybolmuştu. Onun için bu bayram artık bir kutlama değil, büyük bir hatanın acısıydı. Ülker’in Sessizliği Ali’nin kaçışının ardından sıra Ülker’e gelmişti. O da günlerdir şiirini ezberlemiş, her kelimesini defalarca tekrarlamıştı. Ama Ali’nin sahnede yaşadığı korku, onun kalbinde de bir yankı oluşturmuştu. Ülker yavaşça sahneye çıktı. Herkes onun şiiri okumaya başlamasını bekliyordu. Ama Ülker’in dudakları kıpırdamıyordu. O sadece kalabalığa bakıyordu. Koca bir sessizlik oluştu. Öğretmenler ona destek vermek için yaklaşınca, Ülker’in gözlerinde büyük bir korku oluştu. Sonunda, derin bir nefes aldı ama yine konuşamadı. Zihni boşalmıştı, nefesi sıkışmıştı. Kelimeleri hatırlıyordu ama söyleyemiyordu. Arkadaşları alkışlamaya başladı, öğretmeni ona şefkatle yaklaşıp omzuna dokundu. Ama Ülker’in içindeki düğüm çözülmüyordu. Ne kadar teskin etmeye çalışsalar da, kelimeler diline gelmiyordu. Tören devam etti ama o an Ülker için zaman durmuştu. Bayramın Tatlı Hatırası Gösteriler sona erdiğinde okul bahçesi büyük bir eğlence alanına döndü. Çocuk sesleri yükseldi, bayraklar dalgalandı, kahkahalar gökyüzüne yükseldi. Ve en güzel an: öğretmenimiz sırayla herkese küçük bir çikolata dağıttı. O küçücük çikolatanın tadı, bayramın içimizde bıraktığı mutluluğun en tatlı simgesi gibiydi. O gün biz sadece çocuk değil, bir milletin en değerli parçasıydık. Bugün geri dönüp baktığımda, 23 Nisan’ın sadece bir bayram olmadığını daha iyi anlıyorum. Bu, çocuk olmanın, eşit olmanın, sevgiyle büyümenin simgesidir. Büyük kurtarıcı Atatürk’ün bizlere sunduğu en güzel armağan. Bugün de aynı ilk günkü heyecanla, aynı coşkuyla kutlamalıyız! Çünkü biz çocukken, dünya daha güzeldi. Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı! Atatürk’ten çocuklara bırakılan eşsiz bir miras… Bugün inadına neşeyle, inadına umutla kutlamak gerek! Bugün 23 Nisan, neşe doluyor insan!
Ekleme Tarihi: 22 Nisan 2025 -Salı

Yaşasın 23 Nisan

23 Nisan Çocuk Bayramı Coşkusu!

Bir zamanlar biz de çocuktuk.

Sabahın erken saatlerinde uyandığımızda içimizde tarif edilemez bir heyecan olurdu. O gün sıradan bir gün değildi. Annemin odama girip yüzünde sıcacık bir gülümsemeyle saçlarımı taraması, en güzel kıyafetimi özenle seçmesi, her şey o günü özel kılardı.

Dışarıda kuş sesleri, baharın kokusu, hafif esen rüzgâr… ama asıl güzel olan, çocuk sesleriydi! Mahalledeki arkadaşlarımla buluşup okula doğru yürürken herkesin yüzü gülerdi. Sokakta karşılaştığımız komşular bile, “Bugün sizin bayramınız, mutlu olun çocuklar!” diye bizlere seslenirlerdi. "Bugün bile o sesleri düşündüğümde içimde o sıcaklığı ve gururu hissediyorum; çocukken ne kadar önemli olduğumuzu bize hissettiren şey işte tam da buydu.”

Bayram Sabahının Büyüsü

Okula vardığımızda bahçedeki kalabalık bizi karşılıyordu. Siyah önlüklerimizin üzerine taktığımız beyaz yakalarımızla hepimiz sanki bir bütünün parçasıydık. Ne fakir vardı ne zengin. Hepimiz eşittik, hepimiz aynı sırada oturur, aynı hayalleri kurardık.

Öğretmenimiz yüzünde o bilindik sabırlı gülümsemeyle yanımıza geldi. Sesindeki gurur her zamanki gibi belirgindi:
“Bugün sizin en büyük gününüz! Atatürk size bu bayramı armağan etti, bu yüzden ne kadar değerli olduğunuzu unutmayın.”

O an içim mutlulukla dolmuştu. Sadece bir günlüğüne değil, her zaman özel olduğumuzu hissetmek. Çocuk olmak ne güzel şeydi!

Tören Heyecanı ve Gözyaşları

Tören alanında herkes yerini almıştı. Bayraklar dalgalanıyor, çocuk sesleri yükseliyordu. Güneş, okul bahçesini sıcacık ışığıyla yıkarken, öğretmenimiz sahneye çıkacak öğrencileri bir kez daha kontrol ediyordu. Hepimiz heyecanlıydık. Ancak bazıları için bu heyecan, kontrol edilemez bir korkuya dönüşmek üzereydi.

Ali, elinde sıkıca tuttuğu şiir kağıdına son kez göz gezdirdi. Günlerdir ezberliyordu. O an sahneye çıkıp tüm arkadaşlarının ve öğretmeninin önünde konuşma yapacak olması ona hem gurur hem de büyük bir tedirginlik veriyordu. Derin bir nefes aldı ve adı anons edildiğinde titreyen adımlarla kürsüye yürüdü.

Kelimenin tam anlamıyla sahnenin ortasında duruyordu. Kalabalık sessizdi. Ali gözlerini kapayıp şiiri zihninde tekrar etmeye başladı. İlk mısrayı güçlü bir şekilde söyledi. Ardından ikinci satıra geldiğinde, beklenmedik bir şey oldu: Kelimeler zihninden tamamen silinmişti. İçinde büyük bir boşluk vardı.

Aniden yüzü kızardı, elleri titremeye başladı. Birkaç kez kelimeleri toparlamaya çalıştı ama olmadı. Gözleri doldu, kalabalığa baktı ve gördüğü yüzler ona daha da yük oldu. Bir anda gözyaşları yanaklarından süzüldü, sahneden indi ve herkesin şaşkın bakışları arasında okulun kapısına doğru hızla koşmaya başladı.

“Ali, bekle!” diye seslendi öğretmeni. Ama Ali duymuyordu bile. Gözyaşlarının içinde kaybolmuştu. Onun için bu bayram artık bir kutlama değil, büyük bir hatanın acısıydı.

Ülker’in Sessizliği

Ali’nin kaçışının ardından sıra Ülker’e gelmişti. O da günlerdir şiirini ezberlemiş, her kelimesini defalarca tekrarlamıştı. Ama Ali’nin sahnede yaşadığı korku, onun kalbinde de bir yankı oluşturmuştu.

Ülker yavaşça sahneye çıktı. Herkes onun şiiri okumaya başlamasını bekliyordu. Ama Ülker’in dudakları kıpırdamıyordu. O sadece kalabalığa bakıyordu. Koca bir sessizlik oluştu.

Öğretmenler ona destek vermek için yaklaşınca, Ülker’in gözlerinde büyük bir korku oluştu. Sonunda, derin bir nefes aldı ama yine konuşamadı. Zihni boşalmıştı, nefesi sıkışmıştı. Kelimeleri hatırlıyordu ama söyleyemiyordu.

Arkadaşları alkışlamaya başladı, öğretmeni ona şefkatle yaklaşıp omzuna dokundu. Ama Ülker’in içindeki düğüm çözülmüyordu. Ne kadar teskin etmeye çalışsalar da, kelimeler diline gelmiyordu.

Tören devam etti ama o an Ülker için zaman durmuştu.

Bayramın Tatlı Hatırası

Gösteriler sona erdiğinde okul bahçesi büyük bir eğlence alanına döndü. Çocuk sesleri yükseldi, bayraklar dalgalandı, kahkahalar gökyüzüne yükseldi.

Ve en güzel an: öğretmenimiz sırayla herkese küçük bir çikolata dağıttı. O küçücük çikolatanın tadı, bayramın içimizde bıraktığı mutluluğun en tatlı simgesi gibiydi. O gün biz sadece çocuk değil, bir milletin en değerli parçasıydık.

Bugün geri dönüp baktığımda, 23 Nisan’ın sadece bir bayram olmadığını daha iyi anlıyorum. Bu, çocuk olmanın, eşit olmanın, sevgiyle büyümenin simgesidir. Büyük kurtarıcı Atatürk’ün bizlere sunduğu en güzel armağan.

Bugün de aynı ilk günkü heyecanla, aynı coşkuyla kutlamalıyız! Çünkü biz çocukken, dünya daha güzeldi.

Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı!
Atatürk’ten çocuklara bırakılan eşsiz bir miras…
Bugün inadına neşeyle, inadına umutla kutlamak gerek!

Bugün 23 Nisan, neşe doluyor insan!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (6)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Kemal Barış
(22.04.2025 17:28 - #2934)
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun.....
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Mesut ÖZDEMİR
(22.04.2025 23:38 - #2936)
Nu iktidar çocukların neşesini umudunu gülüşünü geleceğini elinden aldı
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Hüseyin Arslanbaş
(23.04.2025 10:21 - #2943)
Çocukluğuma gittim,kalemine sağlık Hamdi bey. 23 Nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı kutlu olsun.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Mustafa
(23.04.2025 10:54 - #2947)
Ne mutlu Türküm diyene, kutlu olsun tüm çocukların bayramı ❤️
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Murat SARITAŞ
(29.04.2025 18:01 - #2975)
Birkaç prova ile (aynı kalabalık ortam oluşturulup) çocukların heyecanı geçiyor. Bu tür heyecanlı öğrencileri kalabalığın karşısına çıkarıp "23 Nisan kutlu olsun" demeleri Bile yeterli oluyor. Daha sonraki yıllarda kendilerine güvenerek şiirlerini okuyorlar.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Naci özcan
(06.05.2025 05:28 - #3049)
günümüz çocuklarının da bu duyguları yaşayacakları nice bayramlara.....
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.