Hamdi Özdemir
Köşe Yazarı
Hamdi Özdemir
 

TRT'de Ses Var, Muhalefet Yok.

Sabah kahvesinde televizyon açılır. Sobadan çıtırtılar yükselir, çay kaşıkları bardaklar ritim tutar, mutfağın camları buğuyla örtülür. Köşedeki rafta TRT logosu parlar: “Halkın sesi.” Ama duyulan ses hep aynı makamda çalar; iktidarın resmi marşı yankılanır, muhalefetin nefesi ise asla duyulmaz. Spikerin tok sesi kahveye yayılıyor: “İktidar konuştu, müjde verdi.” Bir masa kenarından ses yükseliyor: “Müjdeyi biz neyle içelim? Çayımız bile yarım doluyor.” Spiker devam ediyor: “Muhalefet konuştu, iddia etti.” Bir başka köşeden cevap geliyor: “İddia değil, açıklama. Ama ekranda biz hep ‘iddia’ ediyoruz.” Televizyonda spikerin sesi tok: “İktidar konuştu, müjde verdi.” Bir masa kenarından ses yükseliyor: “Müjdeyi biz neyle içelim? Çayımız bile yarım doluyor.” Arada başka bir sandalye gıcırdıyor, biri söze giriyor: “Çarşı pazar, fiyatlar uçmuş. Domates ateş pahası, ekmek zamlı? Müjdeyi biz markette bulamıyoruz.” Bir başkası ekliyor: “Ekranda bolluk, bizim cebimizde yokluk. Çarşıda fiyatlar konuşuyor, ama TRT’de hep müjdeler.” Sonra kameralar İstanbul’a dönüyor: “Kasalar boş çıktı.” Kahvehanenin kasası açılıyor, bozukluklar sayılıyor: “Bizim kasalar da boş, ama kimse haber yapmıyor.” Garaj görüntüleri ekrana geliyor: “Lüks otomobiller…” Bir sandalye gıcırdıyor, ses yükseliyor: “Bizim garajda paslı bisiklet var. Ama ekranda hep lüks arabalar.” Bavullar taşınıyor. Spikerin sesi tok: “Bavullardan para çıkacağı iddia ediliyor.” Bavullar açılıyor, içinden “cemırlar” çıkıyor. Kahvehanede gülüşmeler: “Bavul dolusu ironi, para değil.” Arada “yerli ve milli” diziler başlıyor. Kahramanlar boş konuşuyor, senaryo boş ama reyting dolu. Masalardaki bardaklar boş kalıyor: “Biz burada boş bardakları masaya vuruyoruz, onlar boş sahnelerle reyting topluyor.” Ankara’dan haber geliyor: “Su verilecek, ama dikkatli olun.” Bir bardak dolduruluyor: “Su akıyor, ama ekranda hep yokluk. Bizim evde var, ama TRT’de yokmuş gibi.” Kahvehanede bardaklar masaya vuruluyor. Sobanın çıtırtısı, kaşıkların şıngırtısı, televizyonun sesi birbirine karışıyor. Her vuruş kendi marşını çıkarıyor. TRT tarafsızdır, çünkü tarafını çok iyi bilir. Kasalar boş, bavullar boş, diziler boş… Ama TRT ekran dolu. Ve biz, kahvede oturanlar, bardaklarımızı masaya vuruyoruz. Her vuruş, bu ülkenin masalını söylüyor.  
Ekleme Tarihi: 08 Aralık 2025 -Pazartesi

TRT'de Ses Var, Muhalefet Yok.

Sabah kahvesinde televizyon açılır. Sobadan çıtırtılar yükselir, çay kaşıkları bardaklar ritim tutar, mutfağın camları buğuyla örtülür. Köşedeki rafta TRT logosu parlar: “Halkın sesi.” Ama duyulan ses hep aynı makamda çalar; iktidarın resmi marşı yankılanır, muhalefetin nefesi ise asla duyulmaz.

Spikerin tok sesi kahveye yayılıyor:
“İktidar konuştu, müjde verdi.”

Bir masa kenarından ses yükseliyor:
“Müjdeyi biz neyle içelim? Çayımız bile yarım doluyor.”

Spiker devam ediyor:
“Muhalefet konuştu, iddia etti.”

Bir başka köşeden cevap geliyor:
“İddia değil, açıklama. Ama ekranda biz hep ‘iddia’ ediyoruz.”

Televizyonda spikerin sesi tok:

“İktidar konuştu, müjde verdi.”

Bir masa kenarından ses yükseliyor:

“Müjdeyi biz neyle içelim? Çayımız bile yarım doluyor.”

Arada başka bir sandalye gıcırdıyor, biri söze giriyor:

“Çarşı pazar, fiyatlar uçmuş. Domates ateş pahası, ekmek zamlı? Müjdeyi biz markette bulamıyoruz.”

Bir başkası ekliyor:

“Ekranda bolluk, bizim cebimizde yokluk. Çarşıda fiyatlar konuşuyor, ama TRT’de hep müjdeler.”

Sonra kameralar İstanbul’a dönüyor:
“Kasalar boş çıktı.”

Kahvehanenin kasası açılıyor, bozukluklar sayılıyor:
“Bizim kasalar da boş, ama kimse haber yapmıyor.”

Garaj görüntüleri ekrana geliyor:
“Lüks otomobiller…”
Bir sandalye gıcırdıyor, ses yükseliyor:
“Bizim garajda paslı bisiklet var. Ama ekranda hep lüks arabalar.”

Bavullar taşınıyor. Spikerin sesi tok:
“Bavullardan para çıkacağı iddia ediliyor.”
Bavullar açılıyor, içinden “cemırlar” çıkıyor. Kahvehanede gülüşmeler:
“Bavul dolusu ironi, para değil.”

Arada “yerli ve milli” diziler başlıyor. Kahramanlar boş konuşuyor, senaryo boş ama reyting dolu. Masalardaki bardaklar boş kalıyor:
“Biz burada boş bardakları masaya vuruyoruz, onlar boş sahnelerle reyting topluyor.”

Ankara’dan haber geliyor:
“Su verilecek, ama dikkatli olun.”
Bir bardak dolduruluyor:
“Su akıyor, ama ekranda hep yokluk. Bizim evde var, ama TRT’de yokmuş gibi.”

Kahvehanede bardaklar masaya vuruluyor. Sobanın çıtırtısı, kaşıkların şıngırtısı, televizyonun sesi birbirine karışıyor. Her vuruş kendi marşını çıkarıyor.

TRT tarafsızdır, çünkü tarafını çok iyi bilir.
Kasalar boş, bavullar boş, diziler boş… Ama TRT ekran dolu.

Ve biz, kahvede oturanlar, bardaklarımızı masaya vuruyoruz. Her vuruş, bu ülkenin masalını söylüyor.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.