GERÇEK GAZETECİ KORKMAZ, KORKMADAN DOĞRULARI YAZAR!
Bugün ve daima!
Gerçek gazeteci, gördüğünü korkmadan yazar ve söyler. Gazetecileri korkutarak satın alamazsınız?
Halk görür, korkar söylemez. Gerçek gazeteci görür ve gördüğünü korkmadan açıkça söyler. Bu ilke, bugün olduğu gibi gelecekte de geçerliliğini koruyacaktır.
Bugünlerde toplumumuzda herkesin aynı şeyi düşünmesi gerektiği düşüncesi yayılmaya çalışılıyor. Bir insan fikrini açık ve net söylediğinde, katılırsınız ya da katılmazsınız, kimseye zarar gelmez. Asıl olan, fikirlerin ifade edilmediğinde zarar görmesidir. Demokrasilerin olduğu toplumlarda, kim olursa olsun, sizin gibi düşünmediği için gözaltına alınamaz ve suçlu ilan edilemez.
Hatırlıyor musunuz, bir zamanlar demokrasiyi savunuyorduk, demokrasi nöbetleri tutuyorduk, ne oldu?
Ülkemizde son derece ciddi bir durumla karşı karşıyayız. Ülkeyi yönetenlerin ilk işi, gazetecileri, sanatçıları kontrol altına almak oluyor. Gazetecileri, sanatçıları, aydınları etki altına aldıklarında her şeyi kolayca halledeceklerini sanıyorlar. Ancak unuttukları bir gerçek var. “Gerçek gazeteci ruhunu satmaz. Satılık ruhtan gazeteci doğmaz!”
Yıllarca el etek öperek, 15 Temmuz gecesi ülkemizin bekasına saldıran FETÖ/PDY liderinin ayaklarına kapanan, aynı karede yer almak için kırk takla atan, sözüm ona sporcusu, sanatçısı ve dalkavuğu iyilik meleği gibi görülecek, açıkça fikrini beyan eden, doğru bildiğini yazan ve savunan gazeteciler tu kaka edilecek, hapse atılacak! Böyle demokrasi dostlar başına...
Ezeni ve ezileni bol bir dünyanın kızanı, isyan edeni ve direneni daha fazla olacaktır. Gerçek sanatçılar, ozanlar, aydınlar; derisi yüzülenlerinden darağacında sallananına, kurşuna dizilenlerinden yanıp yakılanına kadar bir direncin sesidir.
“Barış Terkoğlu, Kürşad Oğuz, Serhan Asker, Suat Toktaş ve Seda Selek” gibi gerçek gazeteciler de aynı şekilde, bedel öderler ama asla korkmazlar. Bildiklerini yazmaktan asla geri durmazlar.
Hukukun üstünlüğü, demokrasinin temel taşıdır. Adil yargılanma hakkı, düşünce özgürlüğü ve basın özgürlüğü, demokratik toplumların vazgeçilmez unsurlarıdır. Bu ilkeler, toplumun her bireyinin eşit haklara sahip olduğu bir düzeni sağlar. Anayasalar, bu hakları korumak ve savunmak için vardır.
Bağımsız yargı ve özgür basın, demokrasinin bekçileridir. Gerçek gazeteciler ve sanatçılar, gördükleri yanlışları ve haksızlıkları korkmadan dile getirirler. 2013 yılında Gezi Parkı protestoları sırasında da gördüğümüz gibi, insanların sesini yükseltmesi ve adalet talep etmesi, demokrasinin temel taşlarındandır. Ancak, Gezi olaylarını halkı korkutmak amacıyla kullanmak, hukuk ve demokrasiyle bağdaşmaz. Bu, aynı müflis iş insanlarının eski defterleri karıştırmasına benziyor.
“Halk görür, korkar söylemez. Sanatçı görür ve korkmadan söyler.” sanatçının dediği gibi gazeteci görür korkmadan yazar."