Hamdi Özdemir
Köşe Yazarı
Hamdi Özdemir
 

Boş Koltuk

Adaletin Oturmadığı Yer! Koltuk boş, ama program dolu! Yorum yok, ama herkes dinliyor. Yasak var, ama herkes konuşuyor. Fatih Altaylı’nın tutuklanmasıyla birlikte ekranlarda beliren boş koltuk, artık bir medya figürü. Konuşmuyor, tartışmıyor, bağırmıyor. Sadece orada duruyor. Ve bu duruş, kamuoyunun en çok satın aldığı içerik haline geldi. Kamuoyunun Yeni Gözdesi! Kamuoyu, boş koltuğu izliyor. Çünkü orada bir eksiklik değil, bir fazlalık var: susturulmuş bir sesin yankısı. Herkes biliyor ki o koltukta biri vardı. Ve herkes hissediyor ki o koltukta hâlâ biri var. Boşluk, doluluğun en gür hali oldu. Yasak, merakın en güçlü çağrısıdır. Fatih Altaylı’nın yokluğu, varlığından daha çok konuşuluyor. Koltuk, artık bir sembol: hem adaletin oturmadığı yer, hem de kamuoyunun oturup izlediği sahne. Adalet Nerede Oturuyor? Adalet, bu koltuğa uğramadı. Tutukluluk hâli devam ediyor. Gerekçeler, kamuoyunun vicdanında yankı bulmuyor. Ama koltuk, her hafta yeniden kuruluyor. Ve her hafta, kamuoyu yeniden oturuyor karşısına. Adaletin sesi kesildiğinde, halk kendi sesini buluyor. Boş koltuk, bu sesin yankı odası oldu. Koltukta adalet yok. Ama adaletsizlik var. Koltukta yorum yok. Ama yorumlanamayan bir ülke var. Koltukta Altaylı yok. Ama Altaylı’nın yokluğu var. Satın Alınan Sessizlik İzleyici, artık yorum değil, yasak satın alıyor. Program değil, protesto izliyor. Koltuk değil, koltuksuzluk konuşuyor. Ve belki de en ironik olanı: Susturulan bir yorumcunun yokluğu, ülkenin ve dış dünyanın en çok konuşulan içerik haline geldi. Boş koltuk, dolu ekran! Yasaklı ses, özgür izleyici! Kamuoyu, artık bir yorumcunun söylediklerini değil, söyleyemediklerini izliyor. Adaletin ne dediğini değil, ne demediğini dinliyor. Ve koltuk, tüm bu sessizliği sırtında taşıyor. “Koltuk Konuşmasa da Sokak Konuşur” Bir sokak performansı hayal edelim: Ortada bir koltuk, üzerinde bir ceket, altında bir vantilatör. Çocuklar etrafında dönüyor, ellerinde karton mikrofonlar. Her biri sırayla bağırıyor: “Yorumlayamıyoruz ama görüyoruz!” “Adalet oturmadı, biz buradayız!” “Koltuk boşsa, vicdan doludur!” Sonra hep birlikte koltuğun etrafına oturuyorlar. Sessizce. Ama herkes anlıyor: bu sessizlik, bir haykırış. Ve tam bu sessizliğin ortasında, ekran kararırken, Fatih Altaylı’nın sesi duyuluyor: Ne bağırıyor, ne fısıldıyor. Sadece diyor ki: “Bize biraz müsaade…”
Ekleme Tarihi: 06 Ekim 2025 -Pazartesi

Boş Koltuk

Adaletin Oturmadığı Yer!

Koltuk boş, ama program dolu!
Yorum yok, ama herkes dinliyor.
Yasak var, ama herkes konuşuyor.

Fatih Altaylı’nın tutuklanmasıyla birlikte ekranlarda beliren boş koltuk, artık bir medya figürü. Konuşmuyor, tartışmıyor, bağırmıyor. Sadece orada duruyor. Ve bu duruş, kamuoyunun en çok satın aldığı içerik haline geldi.

Kamuoyunun Yeni Gözdesi!

Kamuoyu, boş koltuğu izliyor. Çünkü orada bir eksiklik değil, bir fazlalık var: susturulmuş bir sesin yankısı. Herkes biliyor ki o koltukta biri vardı. Ve herkes hissediyor ki o koltukta hâlâ biri var.
Boşluk, doluluğun en gür hali oldu.
Yasak, merakın en güçlü çağrısıdır.

Fatih Altaylı’nın yokluğu, varlığından daha çok konuşuluyor. Koltuk, artık bir sembol: hem adaletin oturmadığı yer, hem de kamuoyunun oturup izlediği sahne.

Adalet Nerede Oturuyor?

Adalet, bu koltuğa uğramadı.
Tutukluluk hâli devam ediyor.
Gerekçeler, kamuoyunun vicdanında yankı bulmuyor.
Ama koltuk, her hafta yeniden kuruluyor.
Ve her hafta, kamuoyu yeniden oturuyor karşısına.

Adaletin sesi kesildiğinde, halk kendi sesini buluyor.
Boş koltuk, bu sesin yankı odası oldu.

Koltukta adalet yok. Ama adaletsizlik var.
Koltukta yorum yok. Ama yorumlanamayan bir ülke var.
Koltukta Altaylı yok. Ama Altaylı’nın yokluğu var.

Satın Alınan Sessizlik

İzleyici, artık yorum değil, yasak satın alıyor.
Program değil, protesto izliyor.
Koltuk değil, koltuksuzluk konuşuyor.

Ve belki de en ironik olanı:


Susturulan bir yorumcunun yokluğu, ülkenin ve dış dünyanın en çok konuşulan içerik haline geldi.
Boş koltuk, dolu ekran!
Yasaklı ses, özgür izleyici!

Kamuoyu, artık bir yorumcunun söylediklerini değil, söyleyemediklerini izliyor.
Adaletin ne dediğini değil, ne demediğini dinliyor.
Ve koltuk, tüm bu sessizliği sırtında taşıyor.

“Koltuk Konuşmasa da Sokak Konuşur”

Bir sokak performansı hayal edelim:
Ortada bir koltuk, üzerinde bir ceket, altında bir vantilatör.
Çocuklar etrafında dönüyor, ellerinde karton mikrofonlar.
Her biri sırayla bağırıyor:

“Yorumlayamıyoruz ama görüyoruz!”
“Adalet oturmadı, biz buradayız!”
“Koltuk boşsa, vicdan doludur!”

Sonra hep birlikte koltuğun etrafına oturuyorlar.
Sessizce.
Ama herkes anlıyor: bu sessizlik, bir haykırış.

Ve tam bu sessizliğin ortasında, ekran kararırken, Fatih Altaylı’nın sesi duyuluyor:

Ne bağırıyor, ne fısıldıyor.

Sadece diyor ki:

“Bize biraz müsaade…”

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (8)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sadegül alagoz
(06.10.2025 12:21 - #3918)
Boş bir koltuk, dolu bir vicdan Susturulan sesler artık Sessizlik devrimdir çünkü bazen bir koltuk binlerce sözü taşır
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
İrfan Hasözbek
(06.10.2025 13:57 - #3919)
Varlığı muhteşem ve yeri doldurulamaz o koltuk boş değil onun karşısında duran onu yargilayan insanlar boş
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Fahri Berker
(06.10.2025 23:03 - #3920)
Basın susturulamaz !!!
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Fidan Okyar sarıer
(07.10.2025 22:50 - #3923)
Ellerine sağlık
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Okay hocan
(09.10.2025 13:49 - #3935)
Harikasın güzel evlat gönlümüzü yazıyorsun ,gönlüne kalemine sağlık
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Elif Erkmen
(10.10.2025 19:32 - #3939)
Halkin vicdani kazanacaktir.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Ali rıza Değerli
(13.10.2025 12:33 - #3961)
Eline sağlık
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Naci ozcan
(21.10.2025 04:09 - #4000)
Emeğine. kalemine sağlık ne güzel anlatım.,..,....
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.