19 Mayıs, inançlı bir insanın büyük amacına doğru ilk yürüyüşüdür. İnancı ve amacı ne idi? İnancı; güzel günlere, özgürlüğe ve bağımsızlığa kavuşmaktı… Amacı da halkıyla beraber emperyalizme darbe vurmak, işgalcileri ülkeden atmak, toplumu çağdaş yaşama ulaştırmaktı… Bunları büyük ölçüde gerçekleştirdi. O, en büyük eseri Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu ve gençliğe emanet etti. Hangi gençliğe? Elbette halkçı, devrimci, yurtsever gençliğe… Çok okuyan, araştıran, sorgulayan ve yaşamda bilimin en gerçek yol gösterici olduğuna inanan gençliğe… Tarih bilgisi ve bilincini çoğaltıp netleştiren ve günümüz sorunlarını anlayıp çözmede katkı sunan gençliğe. Hangi gençliğe?... Herkes gibi zorlukları olan, ancak güzel günlere inanan, bir amaç uğruna umut biriktiren, öfke ve olumsuzluklarını olumlu uğraşlara çeviren, anlama ve açıklama yeteneklerini geliştiren gençliğe… Çok mu yük var gençlerin sırtında? Elbette var. Onlar; toplumun omuzları en geniş, yürekleri en umutlu ve kafası en dinamik kesimidir. Ama toplum gençliğe bu işlevlerinde yardımcı olmalıdır. Hem toplum hem devlet gençliğin olumlu enerjisinin önüne taş koymamalı, yüreğine- beynine zincir vurulmamalıdır. Gençler gezi direnişlerinde, Cumhuriyet kazanımlarının korunmasında, son dönemlerin hak-hukuk mücadelesinde görevlerini yapmışlar ve ülkenin laik-demokratik-sosyal bir hukuk devleti yapısının korunmasında ve ilerletilmesinde öncüdürler. Son dönemdeki büyük bölüşüm bozulmasından en çok etkilenen kesimlerdendir Gençler… Türkiye’nin dünya ülkeleri arasında en zayıf yönü “çalışma hayatı”dır. Haftalık çalışma saatleri en uzun, buna karşın ele geçen reel ücretleri en düşük olup, insan sağlığının sürekli kötüleştiği bir yapı söz konusudur. Özellikle gençlerin kendi eğitimleri alanında iş bulma ve geliştirme olanakları çok sınırlıdır. Bir yandan onların yaşam koşullarını korumak ve iyileştirmek bir yandan da olumlu enerjilerini güzel geleceğe yönlendirecek koşulları yaratmak zorundayız. Gençlik her zorlukta içinden yeni 19 Mayıs yürüyüşçüleri çıkaracaktır. Yeter ki, eli-dili bağlanmasın, beyni ve yüreği kanatılmasın… 19 Mayıs’lar, sadece bir coşku günü değil, daha ileri gitme ve tam bağımsızlığı kazanıp, demokratik ve özgür bir toplumu kurma mücadelesinde bilincimizi ışıtan sönmez meşalelerden biri olsun…