Prof.Dr. KEMAL DURUHAN
Köşe Yazarı
Prof.Dr. KEMAL DURUHAN
 

BAKANSANIZ BU BAKARKÖRLÜK NİYE!

— Lütfen  gereğini yapın, göremiyorsanız Bakan olmayın...   Son günlerde sokaklarımızda gördüklerimiz bir film sahnesi değil; giderek artan bir utanç tablosu. 14, 16, 19 yaşındaki çocukların; savcılar, polisler, masum aile fertleri ve küçük yaştaki kardeşler üzerinde işledikleri vahşi saldırılar, sadece ceza olayı değil — toplumun çığlığıdır. TÜİK’in güvenlik birimlerine gelen çocuklarla ilgili verileri, çocukların karıştığı olaylarda kayda değer bir artış gösterdiğini açıkça söylüyor. Bu artış tesadüf değil; sistematik bir ihmalin sonucudur.    İzmir Balçova’da karakola yönelik saldırıyı düzenleyenlerin yaşlarının genç olması ve benzeri olayların birbirini izlemesi, meseleyi “birkaç çapulcu” meselesi olmaktan çıkarıp milli güvenlik ve gelecek sorunu hâline getiriyor. Son vakalar medyada geniş yer buldu; daha fazlası olabilir — ve bu daha fazlası geleceğimizin parçalarını da alıp götürebilir.    Medya, dizi ve film endüstrisi genç zihinleri şekillendiriyor. Şiddeti olağanlaştıran, zengin-mafya yaşamını cazip gösteren içerikler; aile yapısı zayıf, ekonomik umudu az ve denetimsiz erişimi olan gençlerde taklit etme, özenme ve en kötüsü şiddete yönelme eğilimini güçlendiriyor. RTÜK ve akademik çalışmalar, medya içeriklerinin gençler üzerinde olumsuz etkiler oluşturabileceğini yıllardır işaret ediyor.    Peki hangi bakanlık ne yapıyor? Ya da daha doğrusu: ne yapmalı?   Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı’na, Bu çocuklar ailelerinin eksik olduğu, ihmale uğradığı ya da suça itildiği ortamlardan geliyor. Bakanlık olarak acil koruma, aile rehberliği, ev ziyaretleri, kriz müdahale hatları ve çocukların ailelerine yönelik zorunlu danışmanlık/rehabilitasyon programlarını genişletmek zorundasınız. Hangi tedbirler alındı, kaç aileye ulaşıldı, hangi çocuklar koruma altına alındı? Şeffaf rapor bekliyoruz.   İçişleri Bakanı’na, İstihbarat sadece “büyük terör” değil; kent içi çete yapılanmaları, çocuklara yönelik tahrik edici yönlendirmeler ve silah akışı takibi de istihbaratınızın konusu olmalı. Suça bulaşmış çocukları içeren ağlar tespit edilip, kolluk ve sosyal hizmetler koordinasyonuyla rehabilitasyona teslim edilmeli — sadece gözaltı değil, koruma ve yeniden yönlendirme.   Adalet / Ceza ve İnfaz Politikaları ve Ekonomi Bakanı’na, Ceza politikaları dengeyi kurmalı: suça sürüklenen çocukları zincirlemek çözüm değil; ama cezasızlık algısı da suçlanmaya yol açıyor. Ekonomi Bakanlığı’na ise sesleniyorum: yoksunluk, umutsuzluk ve işsizlik; gençlerin suça itilmesinin zeminidir. Çocukların ceplerine koyulacak sembolik harçlık, meslek edindirme, staj ve yönlendirme programları; “hediye” değil, yatırım olmalı. (Ekonomik politikaların suçla bağlantısını gösteren veriler mevcut.)    Belediye Başkanları'na, Gençlerin enerjisini olumlu kanallara aktaracak tesisler — ücretsiz spor salonları, kültür atölyeleri, akşamları açık gençlik merkezleri, mentorluk programları — sadece “kültürel” yatırım değil; suç önleme stratejisidir. Hangi tesislerde kaç gence ulaştınız? Yerelde hızlı destek modelleri oluşturun.   Gençlik ve Spor Bakanı'na, Bakanlık projeksiyonunuz ne? Sokakta “silah oyunu” oynayan, şiddet sahnelerini taklit eden gençleri alıp spor, sanat ve meslek programlarına yönlendiren acil kapsayıcı programlara ihtiyacımız var. Rehabilitasyon protokollerini okullar, aileler ve kollukla birlikte işletin.   Medya patronlarına ve yapımcılarına, Siz sadece reyting peşinde koşarken toplum biçimleniyor. Şiddeti yüceltmeyin; genç izleyiciyi koruyacak bilinçli kurgular, “şiddetin sonuçlarını, mağdurun yüzünü” gösteren, sorumluluk sahibi yapımlar üretin. Para kazanmayı anlaşılır buluyoruz ama geleceğimizi göz göre göre yakmayın.   RTÜK’e, Küfür ve hakaret cezaları önemli, fakat ekranda sürekli adam öldürme temalı içeriklerin, çocukların erişebildiği saat dilimlerinde yaygınlaşmasının etkisini ölçüp düzenleyin. Denetim sadece dilde değil içerikte olmalı; “şiddet temsili” ile “özenme tehdidi” arasındaki çizgiyi netleştirin.    Somut, acil adımlar (öncelik sırasıyla)   1. Acil müdahale birimleri: Polis + sosyal hizmet + psikolog ekipleri — çocuk vakalarında kolluğun yanı sıra anında terapi ve koruma devreye girsin. 2. Medya saat ve işaretlemeleri: Şiddet içeren diziler için erişim saatleri, zorunlu uyarı ve “şiddet sonrası bilgilendirme” seansları uygulansın. 3. Gençlik merkezleri ve ekonomik destek: Belediyelerde 7/24 açık gençlik merkezleri; devlet destekli “meslek kartı” ile 15-18 yaş arası gençlere staj/harçlık. 4. Okul içi erken uyarı sistemleri: Öğretmenler ve rehber öğretmenler için şiddet eğilimi gösteren öğrenciyi işaretleme ve müdahale protokolleri. 5. Aile destek paketleri: Eğitim, psikolojik rehberlik, ebeveynlik kursları ve ekonomik destek kombinasyonu. 6. Ceza-adalet reformu: Suça sürüklenen çocuklar için rehabilitasyon odaklı, kısa süreli yaptırımlar + yükümlülük programları. 7. Şeffaf raporlama: Hangi bakanlık ne yaptı, kaç çocuğa ulaştı, hangi sonuçlar alındı — aylık kamu raporu yayımlansın.   Son söz Eğer bakansanız görmek zorundasınız; eğer göremiyorsanız orada durmaya hakkınız yok. Bu mesele, parti politikası değil, insanlık meselesidir. Sessizlik, erteleme ve göstermelik hamleler çocuklarımızın canına mal oluyor. Türkiye bugün acilen bütüncül, koordineli ve cesur bir müdahale bekliyor. Aksi takdirde sözünü ettiğiniz karanlık senaryolar, maalesef uzak hayal olmayacak.
Ekleme Tarihi: 15 Eylül 2025 -Pazartesi

BAKANSANIZ BU BAKARKÖRLÜK NİYE!

— Lütfen  gereğini yapın, göremiyorsanız Bakan olmayın...
 
Son günlerde sokaklarımızda gördüklerimiz bir film sahnesi değil; giderek artan bir utanç tablosu. 14, 16, 19 yaşındaki çocukların; savcılar, polisler, masum aile fertleri ve küçük yaştaki kardeşler üzerinde işledikleri vahşi saldırılar, sadece ceza olayı değil — toplumun çığlığıdır. TÜİK’in güvenlik birimlerine gelen çocuklarla ilgili verileri, çocukların karıştığı olaylarda kayda değer bir artış gösterdiğini açıkça söylüyor. Bu artış tesadüf değil; sistematik bir ihmalin sonucudur. 
 
İzmir Balçova’da karakola yönelik saldırıyı düzenleyenlerin yaşlarının genç olması ve benzeri olayların birbirini izlemesi, meseleyi “birkaç çapulcu” meselesi olmaktan çıkarıp milli güvenlik ve gelecek sorunu hâline getiriyor. Son vakalar medyada geniş yer buldu; daha fazlası olabilir — ve bu daha fazlası geleceğimizin parçalarını da alıp götürebilir. 
 
Medya, dizi ve film endüstrisi genç zihinleri şekillendiriyor. Şiddeti olağanlaştıran, zengin-mafya yaşamını cazip gösteren içerikler; aile yapısı zayıf, ekonomik umudu az ve denetimsiz erişimi olan gençlerde taklit etme, özenme ve en kötüsü şiddete yönelme eğilimini güçlendiriyor. RTÜK ve akademik çalışmalar, medya içeriklerinin gençler üzerinde olumsuz etkiler oluşturabileceğini yıllardır işaret ediyor. 
 
Peki hangi bakanlık ne yapıyor? Ya da daha doğrusu: ne yapmalı?
 
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı’na,
Bu çocuklar ailelerinin eksik olduğu, ihmale uğradığı ya da suça itildiği ortamlardan geliyor. Bakanlık olarak acil koruma, aile rehberliği, ev ziyaretleri, kriz müdahale hatları ve çocukların ailelerine yönelik zorunlu danışmanlık/rehabilitasyon programlarını genişletmek zorundasınız. Hangi tedbirler alındı, kaç aileye ulaşıldı, hangi çocuklar koruma altına alındı? Şeffaf rapor bekliyoruz.
 
İçişleri Bakanı’na,
İstihbarat sadece “büyük terör” değil; kent içi çete yapılanmaları, çocuklara yönelik tahrik edici yönlendirmeler ve silah akışı takibi de istihbaratınızın konusu olmalı. Suça bulaşmış çocukları içeren ağlar tespit edilip, kolluk ve sosyal hizmetler koordinasyonuyla rehabilitasyona teslim edilmeli — sadece gözaltı değil, koruma ve yeniden yönlendirme.
 
Adalet / Ceza ve İnfaz Politikaları ve Ekonomi Bakanı’na,
Ceza politikaları dengeyi kurmalı: suça sürüklenen çocukları zincirlemek çözüm değil; ama cezasızlık algısı da suçlanmaya yol açıyor. Ekonomi Bakanlığı’na ise sesleniyorum: yoksunluk, umutsuzluk ve işsizlik; gençlerin suça itilmesinin zeminidir. Çocukların ceplerine koyulacak sembolik harçlık, meslek edindirme, staj ve yönlendirme programları; “hediye” değil, yatırım olmalı. (Ekonomik politikaların suçla bağlantısını gösteren veriler mevcut.) 
 
Belediye Başkanları'na,
Gençlerin enerjisini olumlu kanallara aktaracak tesisler — ücretsiz spor salonları, kültür atölyeleri, akşamları açık gençlik merkezleri, mentorluk programları — sadece “kültürel” yatırım değil; suç önleme stratejisidir. Hangi tesislerde kaç gence ulaştınız? Yerelde hızlı destek modelleri oluşturun.
 
Gençlik ve Spor Bakanı'na,
Bakanlık projeksiyonunuz ne? Sokakta “silah oyunu” oynayan, şiddet sahnelerini taklit eden gençleri alıp spor, sanat ve meslek programlarına yönlendiren acil kapsayıcı programlara ihtiyacımız var. Rehabilitasyon protokollerini okullar, aileler ve kollukla birlikte işletin.
 
Medya patronlarına ve yapımcılarına,
Siz sadece reyting peşinde koşarken toplum biçimleniyor. Şiddeti yüceltmeyin; genç izleyiciyi koruyacak bilinçli kurgular, “şiddetin sonuçlarını, mağdurun yüzünü” gösteren, sorumluluk sahibi yapımlar üretin. Para kazanmayı anlaşılır buluyoruz ama geleceğimizi göz göre göre yakmayın.
 
RTÜK’e,
Küfür ve hakaret cezaları önemli, fakat ekranda sürekli adam öldürme temalı içeriklerin, çocukların erişebildiği saat dilimlerinde yaygınlaşmasının etkisini ölçüp düzenleyin. Denetim sadece dilde değil içerikte olmalı; “şiddet temsili” ile “özenme tehdidi” arasındaki çizgiyi netleştirin. 
 
Somut, acil adımlar (öncelik sırasıyla)
 
1. Acil müdahale birimleri: Polis + sosyal hizmet + psikolog ekipleri — çocuk vakalarında kolluğun yanı sıra anında terapi ve koruma devreye girsin.
2. Medya saat ve işaretlemeleri: Şiddet içeren diziler için erişim saatleri, zorunlu uyarı ve “şiddet sonrası bilgilendirme” seansları uygulansın.
3. Gençlik merkezleri ve ekonomik destek: Belediyelerde 7/24 açık gençlik merkezleri; devlet destekli “meslek kartı” ile 15-18 yaş arası gençlere staj/harçlık.
4. Okul içi erken uyarı sistemleri: Öğretmenler ve rehber öğretmenler için şiddet eğilimi gösteren öğrenciyi işaretleme ve müdahale protokolleri.
5. Aile destek paketleri: Eğitim, psikolojik rehberlik, ebeveynlik kursları ve ekonomik destek kombinasyonu.
6. Ceza-adalet reformu: Suça sürüklenen çocuklar için rehabilitasyon odaklı, kısa süreli yaptırımlar + yükümlülük programları.
7. Şeffaf raporlama: Hangi bakanlık ne yaptı, kaç çocuğa ulaştı, hangi sonuçlar alındı — aylık kamu raporu yayımlansın.
 
Son söz
Eğer bakansanız görmek zorundasınız; eğer göremiyorsanız orada durmaya hakkınız yok. Bu mesele, parti politikası değil, insanlık meselesidir. Sessizlik, erteleme ve göstermelik hamleler çocuklarımızın canına mal oluyor. Türkiye bugün acilen bütüncül, koordineli ve cesur bir müdahale bekliyor. Aksi takdirde sözünü ettiğiniz karanlık senaryolar, maalesef uzak hayal olmayacak.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.