Londra Mektupları - Ahmet Rıfat Ökçün - E.Büyükelçi
Köşe Yazarı
Londra Mektupları - Ahmet Rıfat Ökçün - E.Büyükelçi
 

ONUR, GURUR, İZZET, ŞEREF, HAYSİYET, ÖZSAYGI … VE ÖLÜM (2.BÖLÜM)

1880,’lerde doğan  ve ömrü savaşlarda geçen bir avuç Rumelili subaylardan biriydi Reşat…….Öldüğünde sadece 41 yaşındaydı. …………………… Ankara’dan arabanızla Güneye inmiş, mesel Bodrum’a gitmişsinizdir mutlaka. Afyonkarahisar’da da ara vermiş,Afyon kaymağı, Afyon sucuğu falan da almışsınızdır, kuşkusuz. Bir dahaki seferinizde yolculuğunuza devam ederken, tabelaları takip edip Afyon’dan yaklaşıp 30 km sonra, Sinanpaşa kavşağını görürsünüz.  Sapın….. Ne olacak yani.…Bodrum’a yarım saat geç gidersiniz.  Ama….. ………ama Cumhuriyet  tarihimiz için çok önemli  bir anıtı görürünüz…. “Çiğiltepe Şehitliği”ni ve Yarbay Reşat için dikilen  anıtı. …………………. 1922 yılının Ağustos ayının sonlarıydı. Yunan istilacılara karşı Büyük Taaruz başlatılmıştı. Birliklerimiz her yerde ilerliyordu. Yunan Ordusunun, başkomutanı General Trikupis Türk ordularını uzun bir cephe boyunca durduramayacağını anlayınca belirli bölgelerde yoğunlaşma ve tahkimat yapma kararını aldı. Dumlupınar yöresinde, Sincanlı Ovasında, stratejik öneme sahip Çiğiltepe de bu yerlerden biriydi. Trikupis çok iyi tahkim ettirdiği bu tepeyi korumak üzere  en güvendiği generallerden birini görevlendirmişti. Ordu Dumlupınar’da ilerlerken yol üstünde çıban başı gibi tek mani Çiğiltepe kalmıştı. Başkumandan Mustafa Kemal, ilerleyen Türk birliklerinin arkasında düşman kalmasını istemiyordu.Çiğiltepe’nin   alınması görevini, eskiden beri tanıdığı, güvendiği silah arkadaşlarından 57 Tümen (yoksa Alay mıydı, hatırlayamadım) komutanı Yarbay Reşat’a verdi. 27 Ağustos, Büyük Taarruzun  ikinci günü. Mustafa  Kemal sabahın  erken saatlerinde sahra telefonundan Yarbay Reşat’ı arıyor ve Tepenin ne zaman alınacağını soruyor. Reşat “en kısa zamanda” cevabını veriyor. Aradan bir kaç saat geçiyor Mustafa Kemal Çiğiltepe’den haber gelmeyince Reşat’ı bir kere daha arıyor. Yarbay Reşat, biraz mahcubiyetle “,yarım  saat içinde alacağıma söz veriyorum Kumandanım” diyor. Mustafa Kemal rahatlamıştır…”Reşat söz verdiyse mutlaka yapacaktır” diye düşünüyor. Yarım saat bir saat oluyor, sonra iki saat. Dayanamıyor Mustafa Kemal, bir daha telefon ediyor. Telefona Reşat değil genç  bir subay çıkıyor “Tepeyi az önce aldık Kumandanım” diyor. “Ya Reşat?” Genç subay bir an için cevap veremiyor, yutkunuyor sonra…… “Reşat Yarbay size verdiği sözü zamanında gerçekleştiremediği için”…. Sesi titriyor, cümlesini bitiremiyor… Mustafa Kemal seszsize telefonu kapatırken mavi gözlerinde bir iki damla  yaş beliriyor…… ………Mustafa  Kemal’in ikinci telefonunda Çiğiltepe’yi yarım  saat içinde almaya söz veren Yarbay Reşat cephenin en önünde çarpışırken sık sık saatine bakmaktaydı. Yarım saat dolduğunda Tepenin hala düşmediğini görünce üniformasının sağ üst cebinden küçük not defterini ve kurşun kalemini çıkardı…. ……..”Yarım saat içinde bu Tepeyi alacağıma dair Size söz vermiştim. Yapamadım. Sözümü gerçekleştiremediğim için artık yaşayamam, Kumandanım”……….  ……diye yazdı. Notu cebine koyduktan sonra sırtüstü döndü, Masmavi Anadolu göğünde pırıl, pırıl parlayan güneşe son bir kez baktı. Ardından  Karadağlı (Rast & Gasser) tabancasını şakağına doğru kaldırdı….. “Onur, Gurur, İzzet, Şeref, Haysiyet, Özsaygı……” Onda hepsi vardı ama keşke biraz daha sabırlı olabilseydi….. …………Çiğiltepe, Yarbay Reşat’ intiharından çok kısa bir süre sonra alınmıştı. ……………….. Son Notlar : 1. Yarbay Reşat’a, ölümünden sonra TBMM’nin kararıyla İstiklal Madalyası verildi. Soyadı kanunu çıktığında da bizzat Atatürk ona “Çiğiltepe” soyadını verdi. 2: Yarbay Reşat;  yazar, şair, tiyatro sanatçısı, AST’nun kurucusu merhum Asaf Çiğiltepe’nin babasıdır. 3. Çiğiltepe alındıktan sonra Türk Orduları hücumunu sürdürdü ve 30 Ağustosta Başkomutanlık Muharebesini de kazanarak düşmanı bozguna uğrattı. 9 Eylülde 5.Süvari Kolordusu  komutanı Mirliva (Tuğgeneral) Fahrettin İzmir’e girdi. Soyadı Kanunu çıkınca Atatürk Fahrettin Paşaya “Altay” soyadını verdi. 4.Artık, seremoniler dışında süvari birliklerimiz bulunmuyor. Bugün onların yerini mekanize birlikler aldı. 2007 yılında imalatına başlanan tanklarımıza Fahrettin Paşaya izafeten “Altay tankı” adı verildi……. Üretilen ilk üç “yerli ve milli” Altay Tankının bu yıl 30 Ağustosta TSK’ne teslimi planlanıyor. Son söz: Onur, Gurur, İzzet, Şeref, Haysiyet ve Özsaygısına hayatından fazla değer veren kim bilir daha kimler vardır. Hepsini hayranlıkla ve saygı ile selamlıyorum.        
Ekleme Tarihi: 10 May 2025 - Saturday

ONUR, GURUR, İZZET, ŞEREF, HAYSİYET, ÖZSAYGI … VE ÖLÜM (2.BÖLÜM)

1880,’lerde doğan  ve ömrü savaşlarda geçen bir avuç Rumelili subaylardan biriydi Reşat…….Öldüğünde sadece 41 yaşındaydı.

……………………

Ankara’dan arabanızla Güneye inmiş, mesel Bodrum’a gitmişsinizdir mutlaka. Afyonkarahisar’da da ara vermiş,Afyon kaymağı, Afyon sucuğu falan da almışsınızdır, kuşkusuz.

Bir dahaki seferinizde yolculuğunuza devam ederken, tabelaları takip edip Afyon’dan yaklaşıp 30 km sonra, Sinanpaşa kavşağını görürsünüz. 

Sapın…..

Ne olacak yani.…Bodrum’a yarım saat geç gidersiniz.  Ama…..

………ama Cumhuriyet  tarihimiz için çok önemli  bir anıtı görürünüz….

“Çiğiltepe Şehitliği”ni ve Yarbay Reşat için dikilen  anıtı.

………………….

1922 yılının Ağustos ayının sonlarıydı. Yunan istilacılara karşı Büyük Taaruz başlatılmıştı. Birliklerimiz her yerde ilerliyordu. Yunan Ordusunun, başkomutanı General Trikupis Türk ordularını uzun bir cephe boyunca durduramayacağını anlayınca belirli bölgelerde yoğunlaşma ve tahkimat yapma kararını aldı.

Dumlupınar yöresinde, Sincanlı Ovasında, stratejik öneme sahip Çiğiltepe de bu yerlerden biriydi. Trikupis çok iyi tahkim ettirdiği bu tepeyi korumak üzere  en güvendiği generallerden birini görevlendirmişti.

Ordu Dumlupınar’da ilerlerken yol üstünde çıban başı gibi tek mani Çiğiltepe kalmıştı. Başkumandan Mustafa Kemal, ilerleyen Türk birliklerinin arkasında düşman kalmasını istemiyordu.Çiğiltepe’nin   alınması görevini, eskiden beri tanıdığı, güvendiği silah arkadaşlarından 57 Tümen (yoksa Alay mıydı, hatırlayamadım) komutanı Yarbay Reşat’a verdi.

27 Ağustos, Büyük Taarruzun  ikinci günü.

Mustafa  Kemal sabahın  erken saatlerinde sahra telefonundan Yarbay Reşat’ı arıyor ve Tepenin ne zaman alınacağını soruyor.

Reşat “en kısa zamanda” cevabını veriyor.

Aradan bir kaç saat geçiyor Mustafa Kemal Çiğiltepe’den haber gelmeyince Reşat’ı bir kere daha arıyor. Yarbay Reşat, biraz mahcubiyetle “,yarım  saat içinde alacağıma söz veriyorum Kumandanım” diyor. Mustafa Kemal rahatlamıştır…”Reşat söz verdiyse mutlaka yapacaktır” diye düşünüyor.

Yarım saat bir saat oluyor, sonra iki saat. Dayanamıyor Mustafa Kemal, bir daha telefon ediyor. Telefona Reşat değil genç  bir subay çıkıyor “Tepeyi az önce aldık Kumandanım” diyor. “Ya Reşat?” Genç subay bir an için cevap veremiyor, yutkunuyor sonra……

“Reşat Yarbay size verdiği sözü zamanında gerçekleştiremediği için”…. Sesi titriyor, cümlesini bitiremiyor… Mustafa Kemal seszsize telefonu kapatırken mavi gözlerinde bir iki damla  yaş beliriyor……

………Mustafa  Kemal’in ikinci telefonunda Çiğiltepe’yi yarım  saat içinde almaya söz veren Yarbay Reşat cephenin en önünde çarpışırken sık sık saatine bakmaktaydı. Yarım saat dolduğunda Tepenin hala düşmediğini görünce üniformasının sağ üst cebinden küçük not defterini ve kurşun kalemini çıkardı….

……..”Yarım saat içinde bu Tepeyi alacağıma dair Size söz vermiştim. Yapamadım. Sözümü gerçekleştiremediğim için artık yaşayamam, Kumandanım”………. 

……diye yazdı.

Notu cebine koyduktan sonra sırtüstü döndü, Masmavi Anadolu göğünde pırıl, pırıl parlayan güneşe son bir kez baktı. Ardından  Karadağlı (Rast & Gasser) tabancasını şakağına doğru kaldırdı…..

“Onur, Gurur, İzzet, Şeref, Haysiyet, Özsaygı……” Onda hepsi vardı ama keşke biraz daha sabırlı olabilseydi…..

…………Çiğiltepe, Yarbay Reşat’ intiharından çok kısa bir süre sonra alınmıştı.

………………..

Son Notlar :

1. Yarbay Reşat’a, ölümünden sonra TBMM’nin kararıyla İstiklal Madalyası verildi. Soyadı kanunu çıktığında da bizzat Atatürk ona “Çiğiltepe” soyadını verdi.

2: Yarbay Reşat;  yazar, şair, tiyatro sanatçısı, AST’nun kurucusu merhum Asaf Çiğiltepe’nin babasıdır.

3. Çiğiltepe alındıktan sonra Türk Orduları hücumunu sürdürdü ve 30 Ağustosta Başkomutanlık Muharebesini de kazanarak düşmanı bozguna uğrattı. 9 Eylülde 5.Süvari Kolordusu  komutanı Mirliva (Tuğgeneral) Fahrettin İzmir’e girdi. Soyadı Kanunu çıkınca Atatürk Fahrettin Paşaya “Altay” soyadını verdi.

4.Artık, seremoniler dışında süvari birliklerimiz bulunmuyor. Bugün onların yerini mekanize birlikler aldı. 2007 yılında imalatına başlanan tanklarımıza Fahrettin Paşaya izafeten “Altay tankı” adı verildi……. Üretilen ilk üç “yerli ve milli” Altay Tankının bu yıl 30 Ağustosta TSK’ne teslimi planlanıyor.

Son söz: Onur, Gurur, İzzet, Şeref, Haysiyet ve Özsaygısına hayatından fazla değer veren kim bilir daha kimler vardır. Hepsini hayranlıkla ve saygı ile selamlıyorum.

 

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.