Londra Mektupları - Ahmet Rıfat Ökçün - E.Büyükelçi
Köşe Yazarı
Londra Mektupları - Ahmet Rıfat Ökçün - E.Büyükelçi
 

Herşeye Zam, Emekliye Zamazingo

“Kimin ağır o bağırır” diye bir söz vardır, bilirsiniz. Benim de içinde bulunduğum emekliler taifesinin maaşına yapılan  artışı duyunca, her ne kadar “ekonomist” olmasam da bu konuyu  ele almak geldi içimden. Önce başlıktaki kelimelerle başlayalım bu Pazar yazısına, ne dersiniz? “Zam”…..Arapçadan aldığımız bir sözcük. “Ekleme, üstüne koyma” anlamını taşıyor. Bu dili konuşanlar kelimenin başındaki “d” sesini telaffuz edemedikleri için “the”şeklinde söylüyorlar. Dilinizi üst  dişlerinize yaklaştırıp üfler gibi “the” derseniz “d”ye benzer bir ses çıktığını işiteceksiniz. Deneyin bakın. Bu nedenle, Arapça “zam”kelimesini Latin harflerle yazarsanız  “Damm”  biçiminde yazmanız gerekiyor. Bu sadece “zam” sözcüğü için gererli bir kural değil. Araplar içinde  “The” sesi olan kelimeleri Latin alfabesi ile yazdıklarında “z” harfi yerine “d” kullanıyorlar. Böylece bizim “ramazan” olarak yazdığımız sözcük Latin harfe dökülen Arapçada “ramadan” oluveriyor. Dini bütün vatandaşlarımız  oğullarına “Ramazan” adını koyarken, dini daha da bütün  vatandaşlarımız “Ramadan” ismini veriyorlar. “Emekli” sözcüğüne gelirseeek. Türkçe olan  bu kelime  “emek” kökeninden türetilmiş Anlamını biliyorsunuz tabii. Lakin ben bu sözcüğe kendimce bir açıklama getiriyorum ve “artık yeniden emeklemeye başlamış kişi” diyorum ve emeklediği istikametin neresi olduğunu düşünmek bile istemiyorum. Geldik “zamazingo”ya. Akla gelmeyecek kadar ufak tefek,değersiz, hava cıva  kabilinden şeyler için kullandığımız bir argo ifade. Başlıkta kullandığım şekliyle yorumunu sizlere bırakıyorum. …………………. “Zam” sözcüğünün “para ile olan ilişkisini düşününce insanın aklına hemen “Zampara” kelimesi geliyor ama  o başka bir konu. (Farsadan alıp yanlış telaffuz ettiğimiz “Zampara” sözcüğünün aslı, daha önce bir çok kez yazdığım gibi, “zanbare”dir. “Zan/zen” kadın anlamına geldiği için “zanbare”” de “kadına düşkün” demektir). ……………….. 2024 yılı boyunca kafamıza yağan “zam yağmuru” yıl sonunda ve 2025 başında yapılan zamlarla “zam sağnağı”na dönüştü. Hatta bir çok zam, zama da zam, zam muazzam haline geldi. Eee, olacak tabii….normaldir. Ne de olsa memurların, emeklilerin maşlarına da zam geldi, asgari ücret yükseltildi (!). Haa, o maaş, ücret yükseltmelerinin oranı TUİK verilerinin dahi, enflasyonun bile, hatta diğer zamların da altında kalıyormuş….o kadar kusur kadı kızında da olur, oturup şükredelim (!). Yazdıklarıma şöyle bir göz atayım dedim……..yahu ben meğerse yanlış deyimler kullanıyormuşum…….maaş, ve ücret artışları için “zam”, mal ve hizmet alımlarına yapılan zam  için ise “fiyat düzenlemesi” demeliymişim. Görüyorsunuz işte, insan “ekonomist” olmayınca böyle hatalar yapabiliyor. ……………………. Zam sağnağından şikayetler eskiden müzikal şekilde ifade edilirdi. Mesela ben, Pir Sultan Abdal’ın “Demedim mi”sini Seldan Bağcan’dan  zam uyarlaması ile dinlediğimi hatırlıyorum. Sonracığıma, Barış Manço’nun “Hal hal” nakaratlı şarkısının, bir çok sanatçı tarafından “zam, zam” şeklinde okunduğunu biliyorum.   Ne oldu da zamlardan eskinin o zarif yakınmaları artık duyulmaz oldu? Nefesimiz mi kesildi, acep? …………………….. Zam denildiğinde o meşhur Karadeniz fıkrasını hatırlamadan edemiyorum. Bilirsiniz. Dursun koşa koşa kahvehaneye gelmiş.  Pişpirik oynamakta olan Temel’e nefes nefes seslenmiş. “Ula Temel, kalk çabik, benzuna zam geluyormiş, gidup arabakarimizun depolarını doldiralum”. Elinde iki fanti olan Temel başını dahi kaldırmadan “Bana farketmes. Ben hep bin liraluk benzun aluyorim” ……………………… Yıllar önce oturduğum binanın kapıcısı yılbaşlarında , bayramlarda, seyranlarda hep telefon eder. Vefakar kapıcı…..çok özür dilerim artık “kapıcı” denilmiyormuş, onun yerine “apartman görevlisi”demek gerekiyormuş. Tıpkı “çöpçü” yerine “temizlik görevlisi”, sekreter” yerine “yönetici asistanı” , “personel dairesi” yerine  “insan kaynakları” kullnılması gerektiği gibi. Bakalım, yanlış çağırışımlara yol açabileceği için uçaklardaki hosteslere ne zaman “Gök konuksal avrat” demeye başlayacağız.. Ne diyorduk, yahu ? Haa, evet. Karşılıklı yeni yıl temennilerinden sonra bizim apartman görevlisine işini sordum. Meğerse, apartmanın yeni yöneticisi kalorifer sistemini bilgisayara bağladığından, merdivenlerin falan silinmesini de bir temizlik şirketine verdiğinden bizimkini  işten çıkarmış. O da gidip emekli olmuş. Apartman yöneticisi, maaş almadan sabahları çöpleri toplaması karşılığında tek odalı kapıcı dairesinde kalmaya devam etmesine izin vermiş. “Peki, dairelerinin bakkal,market falan  alışverişleri n’oldu?” diye sordum. “Beyim” dedi “artık herkes bilgisayardan alışveriş yapıyor Bize ihtiyacı olan pek kalmadı. Bilgisayardan anlamayan bir iki ihtiyarcığın alışverişini ee sevabıma ben yapıyorum”. “ Memlekette ekonomik durum çok bozukmuş. enflasyon, fiyatlar, zamlar falan….sen nasıl idare ediyorsun?” “Beyim, muhalefetin abartması bunlar. Türkiye büyüyor, güçleniyor, çekemeyenler bunları uyduruyorlar. Baksana bütün Avrupa bizi kıskanıyormuş. Allah eksikliklerini göstermesin, bizi yönetenler işlerini çok güzel yapıyorlar, gül gibi yaşıyoruz. Bazan biraz sıkışsak da sabrediyoruz. Maaşımız her altı ayda bir artıyor, bayramlarda da bahşişimizi alıyoruz……daha ne ister insan?”. “Elektiriğe, suya, doğal gaza zam gelmiş…”,  “Beni etkilemiyor, bunları apartmandan bedavaya karşılıyorum zaten” “Damacana su fiyatları da…” “Ben musluktan içiyorum…Balediye Başkanı dedi ya, musluk suyu çok temizmiş”. “Benzine, mazota zam” “Beyim güldürme beni…arabam mı var sanki” “Toplu taşıma fiyatları da çok artmış” “Beni hiç ilgilendirmiyor….yaşlı kartlım var, bedava gidiyorum istediğim yere”. “Şehirlerarası otobüslerde ve trenlerde ki yaşlı indirimi azaltılmış ama. “ “Abi, şehir dışına  gittiğim yok ki” “Uçak fiyatları…” “Hayatımda hiç binmedim ……bana ne” “Hiç tatile gitmiyor musun ?” “Sana ne” “ÖTV, MTV”   “Onlar da ne ?” “Vergi ve harçlar da artmış” “Abi, malım mı var ki emlak vergisi ile ilgileneyim. Maaşımdan gelir vergisi zaten  kaynakta kesiliyor. Noterle işim olmaz. Yurt dışına ne gitmişliğim ne de gideceğim var,,,pasaport ücreti, yurt dışı çıkış harcı falan benim için hikaye” “Simit, çay, kahve…” “Almam, içmem” “İçki, sigara” “Hayatta  ağzıma koymadım, hem sonra günah” “Peki gazoz, kola falan” “En son iki yıl önce berber Salih abinin düğününde içmiştim”. “Köprü, otoyol, Avrasya geçidi falan diye hiç sormayacağım” “İyi edersin , hiç sorma” “Nikah ücreti de %100 artmış… düğün salonları…” “Bu yaştan sonra artsa ne yazar, artmasa ne” “Cep telefonuna, internete gelen zamlar” “Güldürme beni Abi. O zamları onlara sahip olanlar, alanlar düşünsün” “Bedelli askerlik” “Benim oğlan, ellerinizden öper, bedelsizini yıllar önce yaptı, bitirdi” “Okul ücretleri, servis ücretleri filan” “Beyim biliyorsun, bir oğlum var, o da zaten okuyamadı” “Berber fiyatları artmış. Damat traşına da büyük zam gelmiş”. “Hanım sağ olsun, yıllardır saçımı o keser. Damat traşı damatların problemi” “Meyva, sebze fiyatları da çok artmış” “Biz hanımla, kapanmasına yakın saatte pazara gidiyoruz. O zaman fiyatlar çok düşüyor” “Pazarcıların attığı çürük meyva, sebze……” “Yok Abi, onları biz değil fakirler topluyor” “Yani sen ‘fakir’ sayılmıyor musun ? “ “Olur mu Beyim, benim maaşım var. Ben ‘oırta halli’yim” “Peki et, tavuk, balık falan alabiliyor musun ? “ “Biz köylü kısmıyız, balığa malığa alışkın değiliz zaten.  Kasap Rıza’nın dükkanını temizliyorum ara sıra. O da bana kemik veriyor. Hanım da kemik suyuna kırıklı pirinçten bir pilav yapıyor ki parmaklarını yersin. Hanım çok marifetlidir. Börek açar, mantı yapar. İçine mercimek koyar….. tadından yenmez. Yazın sonunda sebzeler ucuzlayınca  salça yapar, kışlık sebzelerimizi hazırlar, turşumuzu kurar. Bir de reçel yapar ki, hiç bir yerde emsalini bulamazsın” “Artan apartman aidatlarını sormayacağım” “Sorma”. “Ama iki konu daha var ki, senin keseni de ilgilendirdiğinden eminim” “Neymiş onlar ?” “İlki; Aile Hekimliğinde muayene ücretlerine zam yapılmış. Ayrıca  hastahanelere ,ve ilaç ücretlerine ödediğin katkı payı arttırılmış” “Beyim, Allah kimseye hastalık derdi vermesin; doktora, hastahaneye düşürmesin  İlaç katkı payına gelince, bizim hanım pek beceriklidir, kocakarı devalarını bilir. Üşütsem sırtıma şişe çeker. Öksürsem hemen nane limon kaynatır” “Peki, bakalım ikinci söyleyeceğime ne cevap vereceksin. Ekmek fiyatları  da artmış. Seni etkilemiyor mu ?” “O kadar da olacak abi. Lakin, etkisi fazla değil. Bi kere biz Halk ekmek alıyoruz, o daha hesaplı geliyor. Ayrıca, çoğu kez ekmek yerine makarna yiyoruz. Her ne kadar yemeğin suyuna makarna batıramıyorsak da kilogram fiyatı ekmekten daha ucuza geliyor. Sonra, arada sırada hanımla birlikte Kent Lokantasına gidiyoruz, 40 liaya tıka basa karnımızı doyuruyoruz”. “Hiç bir şikayetin yok yani” “Yok Beyim, Allah yönetimden tazı olsun. Henüz elme geçmedi ama emekli  maaşım 14 469 liraya çıktı. Eski maaşla gül gibi geçiniyorduk  zaten. Şimdi artış olunca gülün dalına bir de bülbül konacak” Ağızım açık kaldı. adam haklı…gelen zamların hiç birinden etkilenmiyor…….gül  gibi geçiniyor. Tıpkı arabasına hep bin liralık benzin alan Temel gibi. Ya siz arabanıza kaç liralık benzin koyuyorsunuz ?      
Ekleme Tarihi: 22 Ocak 2025 - Çarşamba

Herşeye Zam, Emekliye Zamazingo

“Kimin ağır o bağırır” diye bir söz vardır, bilirsiniz.

Benim de içinde bulunduğum emekliler taifesinin maaşına yapılan  artışı duyunca, her ne kadar “ekonomist” olmasam da bu konuyu  ele almak geldi içimden.

Önce başlıktaki kelimelerle başlayalım bu Pazar yazısına, ne dersiniz?

“Zam”…..Arapçadan aldığımız bir sözcük. “Ekleme, üstüne koyma” anlamını taşıyor. Bu dili konuşanlar kelimenin başındaki “d” sesini telaffuz edemedikleri için “the”şeklinde söylüyorlar. Dilinizi üst  dişlerinize yaklaştırıp üfler gibi “the” derseniz “d”ye benzer bir ses çıktığını işiteceksiniz. Deneyin bakın.

Bu nedenle, Arapça “zam”kelimesini Latin harflerle yazarsanız  “Damm”  biçiminde yazmanız gerekiyor.

Bu sadece “zam” sözcüğü için gererli bir kural değil. Araplar içinde  “The” sesi olan kelimeleri Latin alfabesi ile yazdıklarında “z” harfi yerine “d” kullanıyorlar.

Böylece bizim “ramazan” olarak yazdığımız sözcük Latin harfe dökülen Arapçada “ramadan” oluveriyor. Dini bütün vatandaşlarımız  oğullarına “Ramazan” adını koyarken, dini daha da bütün  vatandaşlarımız “Ramadan” ismini veriyorlar.

“Emekli” sözcüğüne gelirseeek. Türkçe olan  bu kelime  “emek” kökeninden türetilmiş Anlamını biliyorsunuz tabii. Lakin ben bu sözcüğe kendimce bir açıklama getiriyorum ve “artık yeniden emeklemeye başlamış kişi” diyorum ve emeklediği istikametin neresi olduğunu düşünmek bile istemiyorum.

Geldik “zamazingo”ya. Akla gelmeyecek kadar ufak tefek,değersiz, hava cıva  kabilinden şeyler için kullandığımız bir argo ifade. Başlıkta kullandığım şekliyle yorumunu sizlere bırakıyorum.

………………….

“Zam” sözcüğünün “para ile olan ilişkisini düşününce insanın aklına hemen “Zampara” kelimesi geliyor ama  o başka bir konu.

(Farsadan alıp yanlış telaffuz ettiğimiz “Zampara” sözcüğünün aslı, daha önce bir çok kez yazdığım gibi, “zanbare”dir. “Zan/zen” kadın anlamına geldiği için “zanbare”” de “kadına düşkün” demektir).

………………..

2024 yılı boyunca kafamıza yağan “zam yağmuru” yıl sonunda ve 2025 başında yapılan zamlarla “zam sağnağı”na dönüştü. Hatta bir çok zam, zama da zam, zam muazzam haline geldi.

Eee, olacak tabii….normaldir. Ne de olsa memurların, emeklilerin maşlarına da zam geldi, asgari ücret yükseltildi (!). Haa, o maaş, ücret yükseltmelerinin oranı TUİK verilerinin dahi, enflasyonun bile, hatta diğer zamların da altında kalıyormuş….o kadar kusur kadı kızında da olur, oturup şükredelim (!).

Yazdıklarıma şöyle bir göz atayım dedim……..yahu ben meğerse yanlış deyimler kullanıyormuşum…….maaş, ve ücret artışları için “zam”, mal ve hizmet alımlarına yapılan zam  için ise “fiyat düzenlemesi” demeliymişim.

Görüyorsunuz işte, insan “ekonomist” olmayınca böyle hatalar yapabiliyor.

…………………….

Zam sağnağından şikayetler eskiden müzikal şekilde ifade edilirdi. Mesela ben, Pir Sultan Abdal’ın “Demedim mi”sini Seldan Bağcan’dan  zam uyarlaması ile dinlediğimi hatırlıyorum. Sonracığıma, Barış Manço’nun “Hal hal” nakaratlı şarkısının, bir çok sanatçı tarafından “zam, zam” şeklinde okunduğunu biliyorum.

 

Ne oldu da zamlardan eskinin o zarif yakınmaları artık duyulmaz oldu? Nefesimiz mi kesildi, acep?

……………………..

Zam denildiğinde o meşhur Karadeniz fıkrasını hatırlamadan edemiyorum.

Bilirsiniz.

Dursun koşa koşa kahvehaneye gelmiş.  Pişpirik oynamakta olan Temel’e nefes nefes seslenmiş. “Ula Temel, kalk çabik, benzuna zam geluyormiş, gidup arabakarimizun depolarını doldiralum”.

Elinde iki fanti olan Temel başını dahi kaldırmadan “Bana farketmes. Ben hep bin liraluk benzun aluyorim”

………………………

Yıllar önce oturduğum binanın kapıcısı yılbaşlarında , bayramlarda, seyranlarda hep telefon eder. Vefakar kapıcı…..çok özür dilerim artık “kapıcı” denilmiyormuş, onun yerine “apartman görevlisi”demek gerekiyormuş. Tıpkı “çöpçü” yerine “temizlik görevlisi”, sekreter” yerine “yönetici asistanı” , “personel dairesi” yerine  “insan kaynakları” kullnılması gerektiği gibi. Bakalım, yanlış çağırışımlara yol açabileceği için uçaklardaki hosteslere ne zaman “Gök konuksal avrat” demeye başlayacağız..

Ne diyorduk, yahu ?

Haa, evet. Karşılıklı yeni yıl temennilerinden sonra bizim apartman görevlisine işini sordum. Meğerse, apartmanın yeni yöneticisi kalorifer sistemini bilgisayara bağladığından, merdivenlerin falan silinmesini de bir temizlik şirketine verdiğinden bizimkini  işten çıkarmış. O da gidip emekli olmuş. Apartman yöneticisi, maaş almadan sabahları çöpleri toplaması karşılığında tek odalı kapıcı dairesinde kalmaya devam etmesine izin vermiş.

“Peki, dairelerinin bakkal,market falan  alışverişleri n’oldu?” diye sordum. “Beyim” dedi “artık herkes bilgisayardan alışveriş yapıyor Bize ihtiyacı olan pek kalmadı. Bilgisayardan anlamayan bir iki ihtiyarcığın alışverişini ee sevabıma ben yapıyorum”.

“ Memlekette ekonomik durum çok bozukmuş. enflasyon, fiyatlar, zamlar falan….sen nasıl idare ediyorsun?”

“Beyim, muhalefetin abartması bunlar. Türkiye büyüyor, güçleniyor, çekemeyenler bunları uyduruyorlar. Baksana bütün Avrupa bizi kıskanıyormuş. Allah eksikliklerini göstermesin, bizi yönetenler işlerini çok güzel yapıyorlar, gül gibi yaşıyoruz. Bazan biraz sıkışsak da sabrediyoruz. Maaşımız her altı ayda bir artıyor, bayramlarda da bahşişimizi alıyoruz……daha ne ister insan?”.

“Elektiriğe, suya, doğal gaza zam gelmiş…”,

 “Beni etkilemiyor, bunları apartmandan bedavaya karşılıyorum zaten”

“Damacana su fiyatları da…”

“Ben musluktan içiyorum…Balediye Başkanı dedi ya, musluk suyu çok temizmiş”.

“Benzine, mazota zam”

“Beyim güldürme beni…arabam mı var sanki”

“Toplu taşıma fiyatları da çok artmış”

“Beni hiç ilgilendirmiyor….yaşlı kartlım var, bedava gidiyorum istediğim yere”.

“Şehirlerarası otobüslerde ve trenlerde ki yaşlı indirimi azaltılmış ama. “

“Abi, şehir dışına  gittiğim yok ki”

“Uçak fiyatları…”

“Hayatımda hiç binmedim ……bana ne”

“Hiç tatile gitmiyor musun ?”

“Sana ne”

“ÖTV, MTV”

 

“Onlar da ne ?”

“Vergi ve harçlar da artmış”

“Abi, malım mı var ki emlak vergisi ile ilgileneyim. Maaşımdan gelir vergisi zaten  kaynakta kesiliyor. Noterle işim olmaz. Yurt dışına ne gitmişliğim ne de gideceğim var,,,pasaport ücreti, yurt dışı çıkış harcı falan benim için hikaye”

“Simit, çay, kahve…”

“Almam, içmem”

“İçki, sigara”

“Hayatta  ağzıma koymadım, hem sonra günah”

“Peki gazoz, kola falan”

“En son iki yıl önce berber Salih abinin düğününde içmiştim”.

“Köprü, otoyol, Avrasya geçidi falan diye hiç sormayacağım”

“İyi edersin , hiç sorma”

“Nikah ücreti de %100 artmış… düğün salonları…”

“Bu yaştan sonra artsa ne yazar, artmasa ne”

“Cep telefonuna, internete gelen zamlar”

“Güldürme beni Abi. O zamları onlara sahip olanlar, alanlar düşünsün”

“Bedelli askerlik”

“Benim oğlan, ellerinizden öper, bedelsizini yıllar önce yaptı, bitirdi”

“Okul ücretleri, servis ücretleri filan”

“Beyim biliyorsun, bir oğlum var, o da zaten okuyamadı”

“Berber fiyatları artmış. Damat traşına da büyük zam gelmiş”.

“Hanım sağ olsun, yıllardır saçımı o keser. Damat traşı damatların problemi”

“Meyva, sebze fiyatları da çok artmış”

“Biz hanımla, kapanmasına yakın saatte pazara gidiyoruz. O zaman fiyatlar çok düşüyor”

“Pazarcıların attığı çürük meyva, sebze……”

“Yok Abi, onları biz değil fakirler topluyor”

“Yani sen ‘fakir’ sayılmıyor musun ? “

“Olur mu Beyim, benim maaşım var. Ben ‘oırta halli’yim”

“Peki et, tavuk, balık falan alabiliyor musun ? “

“Biz köylü kısmıyız, balığa malığa alışkın değiliz zaten.  Kasap Rıza’nın dükkanını temizliyorum ara sıra. O da bana kemik veriyor. Hanım da kemik suyuna kırıklı pirinçten bir pilav yapıyor ki parmaklarını yersin. Hanım çok marifetlidir. Börek açar, mantı yapar. İçine mercimek koyar….. tadından yenmez. Yazın sonunda sebzeler ucuzlayınca  salça yapar, kışlık sebzelerimizi hazırlar, turşumuzu kurar. Bir de reçel yapar ki, hiç bir yerde emsalini bulamazsın”

“Artan apartman aidatlarını sormayacağım”

“Sorma”.

“Ama iki konu daha var ki, senin keseni de ilgilendirdiğinden eminim”

“Neymiş onlar ?”

“İlki; Aile Hekimliğinde muayene ücretlerine zam yapılmış. Ayrıca  hastahanelere ,ve ilaç ücretlerine ödediğin katkı payı arttırılmış”

“Beyim, Allah kimseye hastalık derdi vermesin; doktora, hastahaneye düşürmesin  İlaç katkı payına gelince, bizim hanım pek beceriklidir, kocakarı devalarını bilir. Üşütsem sırtıma şişe çeker. Öksürsem hemen nane limon kaynatır”

“Peki, bakalım ikinci söyleyeceğime ne cevap vereceksin. Ekmek

fiyatları  da artmış. Seni etkilemiyor mu ?”

“O kadar da olacak abi. Lakin, etkisi fazla değil. Bi kere biz Halk ekmek alıyoruz, o daha hesaplı geliyor. Ayrıca, çoğu kez ekmek yerine makarna yiyoruz. Her ne kadar yemeğin suyuna makarna batıramıyorsak da kilogram fiyatı ekmekten daha ucuza geliyor. Sonra, arada sırada hanımla birlikte Kent Lokantasına gidiyoruz, 40 liaya tıka basa karnımızı doyuruyoruz”.

“Hiç bir şikayetin yok yani”

“Yok Beyim, Allah yönetimden tazı olsun. Henüz elme geçmedi ama emekli  maaşım 14 469 liraya çıktı. Eski maaşla gül gibi geçiniyorduk  zaten. Şimdi artış olunca gülün dalına bir de bülbül konacak”

Ağızım açık kaldı. adam haklı…gelen zamların hiç birinden etkilenmiyor…….gül  gibi geçiniyor. Tıpkı arabasına hep bin liralık benzin alan Temel gibi.

Ya siz arabanıza kaç liralık benzin koyuyorsunuz ?

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Şule Vural
(25.01.2025 11:10 - #2430)
Olağanüstü ironik bir şekilde, ülkenin ekonomik durumu ele alınmış. Hiç abartı yok. Ellerine sağlık.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.