Londra Mektupları - Ahmet Rıfat Ökçün - E.Büyükelçi
Köşe Yazarı
Londra Mektupları - Ahmet Rıfat Ökçün - E.Büyükelçi
 

1 NİSAN

16.yüzyıl ortalarında Fransa  krallarından biri, “bayram yok, seyran yokken” Fransız  halkını tutmuş, öpüvermiş. Buyurmuş ki, “Şimdiye değin yıl sonu Mart ayının hitamında olurdu, yılbaşını 1 Nisanda kutlardınız…İmdiii, öyle münasip gördüm ki yılın başı 1 Ocak olsun, yılbaşı da o tarihte kutlansın”. Tabii, o tarihte Resmi Gazete yok, gayrıresmi gazete de yok, telefon desen namevcut, internet nanay, TV/radyo hepten  hikaye, peki ya “media sociale” (Fransızcam  nasıl ama ?)  nema problema. Yani Fransız halkının çoğunun bu değişiklikten haberi olmamış, yılbaşını 1 Nisanda kutlamaya devam etmişler. Bu kişilere Fransız vükelası ve ukalası çevreler “Poisson d’Avril”, yani “Nisan Balığı” demişler. Bizde de bazı kişiler için kullandığımız “Sazan balığı” ifadesi var ya, onun gibi bir şey işte. Bilahare 1 Nisan tarihi “şaka günü” olarak kutlanır olmuş. Asırlar boyu Fransa ile “rüzgara karşı üre”  yarışında olan İngilizler “Alın da kaçan mı?  Yok öyle 25 kuruşa simit. “Şaka gününü” ilk biz icad ettik” diyorlar. Nasıl mı ? Efendim, 14.asırın  ortasında doğup sonuna kadar yaşayan, “İngiliz Edebiyatının ve de Şiirinin babası” addedilen (Shakespeare’e ne oldu yahu ?) Geoffrey  Chaucker’in “Canterbury Masalları” isimli kitabında bir kandırma hkayesinin anlatıldığı bir masal varmış. Eeee? Bu masal,  “Mart başından bu yana 32 gün  geçmişti…” diye başlıyormuş. Eeee ? Yani “kandırma olayı Nisan başında gerçekleşmiş. Eeee ? Onun için 1 Nisana “Aptallar günü / April Fools’ Day” denirmiş ve “Şaka Günü” olarak taaa o tarihten ber kutlanırmış. Yani Fransızların “Nisan Balığı”, İngilizlerin “Nisan Alığı” olmuş. Breh, breh, breh……gelin bir de buradan yakın. …………………….  Bu yıl Nisan başında İngililer “şaka gibi” öyle iki olayla karşılaştılar ki “April Fool” deyimini “April Awful”a çevirdiler. (“Awful” çok kötü, berbat anlamını taşımaktadır). İki olaydan  birincisini Birleşik  Krallığın İşçi Partili Başbakanı Keir Starmer açıkladı……..Acil Bütçe ilan etti. Ne içeriyordu bu “Acil Bütçe” ? -Elektriğe % (bazı bölgelerde % 9.4 zam) 6.5, suya, havagazına %5 zam (Londra’da suya zam % 35). - Emlak Vergisine zam, -TV lisanslarına zam, - Yol Vergisine zam, -İnternete zam, -Sigorta ödemelerine zam, -Cep telefonu konuşma ücretlerine zam….. …. Ona zam, buna zam,herşeye zam. Ayrıca fakirlere, düşük gelirlilere, yaşlılara, özürlülere yapılan yardım ve devlet desteklerinin bir kısmı azaltıldı, bir kısmı tamamen kaldırıldı. Yetmedi, özerk kuruluş olan Ulusal Sağlık Hizmetleri (NHS) Hükümete bağlanarak tasarruf gerekçesiyle binlerce kişi işten çıkarıldı.   İşsizlik ödemeleri çok kısıtlandı. Daha bir çok tedbir öngörüldü. Şook…” Şaka gibi”….” 1 Nisan şakası” gibi  Neden peki? Zira bütçe açığı artmış da artmış……100  milyar Sterline ulaşmış. Kelle başına düşen bütçe açığı miktarı 40 bin Sterlini bulmuş. Muhalefetin eleştirilerine karşı Başbakan, “bu borcun 26 milyarlık kısmı İşçi Partisinden kalma” diyor “ enkaz devraldık”  savsatasının arkasına saklanmaya çalışıyor ama “devraldığı 26 milyar borç enkazı 14 yıl süren Muhafazakar Partinin mirası olsa da gerisi, yani 74milyar Sterlinlik bölümü kendisinin sadece 9 aylık iktidarının yaptığı borçlanma olduğunu unutmuş görünüyor. “Amaaaa”  diyor Başbakan “ faizleri indirdik, asgari ücretlere yıllık 1400 Sterlin artış sağladık” (Ara Not: Birleşik Krallık’ta farklı yaş gruplarına farklı asgari ücret ödenir. Başbakanın bahsettiği ücret artış bu grupların sadece birine ve vergi kesintisi belirtilmeden,  brüt olarak  yapılmış yıllık artışı ifade etmektedir). Bir de ekonominin durumuna bakmak gerekir, değil mi? 2024 yılının son çeyreğinde büyüme % 0.01 olmuş (2025 ilk çeyrek rakamları henüz açıklanmadı). Yani bu büyümeye  siz büyüme diyorsanız Birleşik Krallık da büyümüş demektir. (İlginç bir cümle oldu, değil mi?) Enflasyona gelince 2025 Şubatında, bir önceki aya göre  enflasyon %2.9’dan %2.8’e inmiş. Bunu da enflasyon düşmesi olarak kabul ediyorsanız Hükumet başarılı olmuş demektir. Tabii bu genel enflasyon. Kalem kalem bakınca halkın aslında ne hissettiği daha belirginleşiyor: Gıda fiyatları % 3.5, kiralar % 7.4, hizmetler % 3 artmış vs. Ya Devletin  toplam borcu?…. 2.8 trilyon Sterlincik canım. Kim bilir  yılda ne kadar faiz ödüyorlar. Ne demişler …..”Borç yiğidin kamçısıdır”….İngilizler de epey “yiğit”lermiş, baksanıza. (Ara Not:Bütçe açığının artmasının ve daha da artacak olmasının sebeplerinden biri olarak Ukrayna’ya yapılan maddi ve askeri yardımlar gösteriliyor. ABD’nin elini çekmesiyle doğacak boşluğun telafisinde Avrupa Devletleri ile birlikte alınacak tedbirlerin maliyetinin de karşılanması  gerekiyor. Starmer, bu alanda ilk olarak, Birleşik Krallığın “soft power” araçlarından  biri olan Dış Yardımlar faslındaki paraların neredeyse tamamını Ukrayna konusunda harcamaya karar verdi. Başbakanın bu kararı sadece Muhalefetten değil kendi Partisinden de tepkileri yol açtı). ………………… Derken ikinci “Nisan Şakası” şoku geldi.. Başkan Trump ABD’nin “ekonomik bağımsızlığını ve kurtuluş gününü (!)” ilan etti. Beyaz Sarayın Gül Bahçesinde  (ama kırmızı laleler önünde), elinde bir tabelayla kendisini izleyenlerin önüne çıktı. . Tabela dediğim, hani şu hipodromlarda bahisçilerin  ellerinde tuttukları, at ve kazanma oranlarını gösteren levhalar vardır ya, işte onun gibi bir şey. Levhada ülke isimleri, onların ABD’ye uyguladıkları gümrük vergileri ve ABD’nin onlara tatbik edeceği yeni gümrük vergi oranları yer alıyordu. Yani bir nevi Dünya ekonomisinin  merkezindeki bir çuval incirin içine………doldurulan cevizin listesi. (Tabii ki siz arif okuyucular “doldurulan ceviz” yerine başka ifadeler de koyabilirsiniz ). Dünyada ikiyüzü aşkın ülke var. Bunlardan  193’ü BM üyesi. Gerisi tanınmayan devletler. BM’nin iki de “Gözlemci üyesi” var : Vatikan ve Filistin.   Trump’ın yeni gümrük vergileri uygulayacağını gösteren listede sadece 185 ülke yer almakta. Yani 8 ülkeye yeni gümrük vergileri öngörülmüyor. Bu 8 imtiyazlı ülkeden en ilgi çekici olanı…….Rusya. Geri kalanlar dört kategoriye ayrılmış. Trump’ın çok koydukları, mutedil koydukları, biraz koydukları ve ucundan azıcık koydukları. Çok koyulan ülkelerin çoğu Asya ülkeleri:  Çin %34, Vietnam % 46,, Tayvan % 32, Japonya % 24,  Hindistan % 26, Güney Kore % 25, Tayland % 36, Endonezya % 32, Kamboçya %45, Malezya  %24, Pakistan %34, Myanmar %44, Brunei %24, Irak % 39, Suriye% 41, Bangladeş  % 34, Pakistan % 34, Laos % 48,vs. Afrika’dan da bu gruba giren ülkeler var : Libya % 37,  Angola % 32, Namibya % 21, Güney Afrika% 30 , Madagaskar % 47 Botsvana % 37, Cezayir % 38, Lesoto % 38, Libya %37. Ya Amerika kıtasından (Trump’ın daha önce hallettiği ;(!) Kanada ve Meksika’ya ilaveten) Falkland Adaları %41, Venezuela %41. (Hayret bu grupta Panama yok) Ya Trump’ın Avrupa’da çok koydukları var mı ? Olmaz mı hiç: Lihtenstayn %. 37,  Bosna Hersek % 35, Sırbistan % 37, Moldova % 31, Makedonya % 35, İsviçre % 31. Peki Trump AB’ye ne koydu? Biraz insaflı davrandı, onların yıllardır ABD’ye uyguladıkları % 39 gümrük vergisinin yarısını koydu : %20. Tabii ki bu, daha önce çelik /aluminyum ürünleri ile otomobillere getirilen %25 gümrük vergisine ilaveten uygulanacak gümrük vergileri. % 20’nin  altında da ,%10-% 20 arası ülkeler grubu var. En şaşırtıcısı İsrail % 17. Netanyahu herhalde “Trump abi , neden yahu beni muaf tutmadın?” diye  Ağlama Duvarına gitmiştir. Trump 119 ülkeye de kıyak geçmiş ve gümrük vergisini % 10’da tutmuş . İnanılır gibi değil ama İran da bu grupta…Netenyahu çatlamıştır herhalde.  Türkiye de bu grupta. Sevinmemiz mi gerekir acaba? Bu grupta olmaktan hem sevinen, hem üzülen ülke ise Birleşik Krallık. Seviniyorlar çünkü  %10’luk  gruptalar.  “G 7 içinde en düşük gümrük vergisi uygulanacak ülke biziz. ” diyorlar. Ayrıca “iyi ki AB’den çıkmışız” tesellisini yaşıyorlar. Üzülüyorlar çünkü “kuzen” saydıkları  ABD’nin kendilerini diğer devletlerden farksız gördüğünü müşahede ediyorlar. Ayrıca ABD’ye yaptıkları en büyük  ikinci ihracat kalemi olan % 25’lik  oto  vergisinin AB üyeleri gibi kendilerine de uygulanmasından rahatsız oluyorlar.  Üstelik şaşırıyorlar da; “ o kadar alttan aldık, eleştirmekten kaçındık, hatta Kral Charles’a davet bile ettirdik de ne oldu,, neye yaradı” diye düşünüyorlar.  Ama ümitlerini de kesmiş değiller. Görüşmeler yaparak daha uygun şartlar sağlayabileceklerine hala inanıyorlar. Başbakan Starmer yiğitliğe de sürdürmüyor, “Olmazsa ‘B Planımız’  hazır “ diyor ve AB ile ortak hareket sinyalleri veriyor. En büyük “şaşkın”lardan biri de Zelenski  olsa gerek. Daha geçenlerde Beyaz Saray’da gördüğü muameleyi unutmuşçasına “Rusya’ya herhangi bir vergi uygulanmazken, bana neden gümrük vergisi konuluyor” hayal kırıklığını yaşıyor. İlginçtir Grönland’ın  adına listelerde rastlayamadım. Atladım mı acaba?  Yoksa Trump orayı Danimarka ile beraber AB içinde  mi mütala ediyor yahut daha şimdiden Amerikan toprağı gibi mi görüyor, bilemedim doğrusu. …………………… Bundan sonra gelişmeler ne olacak, Trump’ın uygulaması beklediği yararı getirecek mi, yoksa geri mi tepecek,  ABD’de fiyat artışlarına, ekonominin dengesinin  etkilenmesine  mi yol açacak , ihracat mallarına yeni  gümrük vergileri getirileri ülkeler mukabelede bulunacaklar mı (Çin Amerikan mallarına %34 gümrük vergisi uyguylayacağını açıkladı bile), global ekonomi bu gelişmelerden nasıl  etkilenecek…………….Trump “kaş yapayım derken göz mü  çıkardı? “, “Kendi bacağını mı vurdu “, “Bir çuval incirin….içine…..ceviz mi doldurdu? …….. Bekleyip göreceğiz.      
Ekleme Tarihi: 06 April 2025 - Sunday

1 NİSAN

16.yüzyıl ortalarında Fransa  krallarından biri, “bayram yok, seyran yokken” Fransız  halkını tutmuş, öpüvermiş.

Buyurmuş ki, “Şimdiye değin yıl sonu Mart ayının hitamında olurdu, yılbaşını 1 Nisanda kutlardınız…İmdiii, öyle münasip gördüm ki yılın başı 1 Ocak olsun, yılbaşı da o tarihte kutlansın”.

Tabii, o tarihte Resmi Gazete yok, gayrıresmi gazete de yok, telefon desen namevcut, internet nanay, TV/radyo hepten  hikaye, peki ya “media sociale” (Fransızcam  nasıl ama ?)  nema problema.

Yani Fransız halkının çoğunun bu değişiklikten haberi olmamış, yılbaşını 1 Nisanda kutlamaya devam etmişler. Bu kişilere Fransız vükelası ve ukalası çevreler “Poisson d’Avril”, yani “Nisan Balığı” demişler. Bizde de bazı kişiler için kullandığımız “Sazan balığı” ifadesi var ya, onun gibi bir şey işte.

Bilahare 1 Nisan tarihi “şaka günü” olarak kutlanır olmuş.

Asırlar boyu Fransa ile “rüzgara karşı üre”  yarışında olan İngilizler “Alın da kaçan mı?  Yok öyle 25 kuruşa simit. “Şaka gününü” ilk biz icad ettik” diyorlar.

Nasıl mı ?

Efendim, 14.asırın  ortasında doğup sonuna kadar yaşayan, “İngiliz Edebiyatının ve de Şiirinin babası” addedilen (Shakespeare’e ne oldu yahu ?) Geoffrey  Chaucker’in “Canterbury Masalları” isimli kitabında bir kandırma hkayesinin anlatıldığı bir masal varmış.

Eeee?

Bu masal,  “Mart başından bu yana 32 gün  geçmişti…” diye başlıyormuş.

Eeee ?

Yani “kandırma olayı Nisan başında gerçekleşmiş.

Eeee ?

Onun için 1 Nisana “Aptallar günü / April Fools’ Day” denirmiş ve “Şaka Günü” olarak taaa o tarihten ber kutlanırmış.

Yani Fransızların “Nisan Balığı”, İngilizlerin “Nisan Alığı” olmuş.

Breh, breh, breh……gelin bir de buradan yakın.

……………………. 

Bu yıl Nisan başında İngililer “şaka gibi” öyle iki olayla karşılaştılar ki “April Fool” deyimini “April Awful”a çevirdiler. (“Awful” çok kötü, berbat anlamını taşımaktadır).

İki olaydan  birincisini Birleşik  Krallığın İşçi Partili Başbakanı Keir Starmer açıkladı……..Acil Bütçe ilan etti.

Ne içeriyordu bu “Acil Bütçe” ?

-Elektriğe % (bazı bölgelerde % 9.4 zam) 6.5, suya, havagazına %5 zam (Londra’da suya zam % 35).

- Emlak Vergisine zam,

-TV lisanslarına zam,

- Yol Vergisine zam,

-İnternete zam,

-Sigorta ödemelerine zam,

-Cep telefonu konuşma ücretlerine zam…..

…. Ona zam, buna zam,herşeye zam.

Ayrıca fakirlere, düşük gelirlilere, yaşlılara, özürlülere yapılan yardım ve devlet desteklerinin bir kısmı azaltıldı, bir kısmı tamamen kaldırıldı.

Yetmedi, özerk kuruluş olan Ulusal Sağlık Hizmetleri (NHS) Hükümete bağlanarak tasarruf gerekçesiyle binlerce kişi işten çıkarıldı.

 

İşsizlik ödemeleri çok kısıtlandı.

Daha bir çok tedbir öngörüldü.

Şook…” Şaka gibi”….” 1 Nisan şakası” gibi 

Neden peki?

Zira bütçe açığı artmış da artmış……100  milyar Sterline ulaşmış.

Kelle başına düşen bütçe açığı miktarı 40 bin Sterlini bulmuş.

Muhalefetin eleştirilerine karşı Başbakan, “bu borcun 26 milyarlık kısmı İşçi Partisinden kalma” diyor “ enkaz devraldık”  savsatasının arkasına saklanmaya çalışıyor ama “devraldığı 26 milyar borç enkazı 14 yıl süren Muhafazakar Partinin mirası olsa da gerisi, yani 74milyar Sterlinlik bölümü kendisinin sadece 9 aylık iktidarının yaptığı borçlanma olduğunu unutmuş görünüyor.

“Amaaaa”  diyor Başbakan “ faizleri indirdik, asgari ücretlere yıllık 1400 Sterlin artış sağladık”

(Ara Not: Birleşik Krallık’ta farklı yaş gruplarına farklı asgari ücret ödenir. Başbakanın bahsettiği ücret artış bu grupların sadece birine ve vergi kesintisi belirtilmeden,  brüt olarak  yapılmış yıllık artışı ifade etmektedir).

Bir de ekonominin durumuna bakmak gerekir, değil mi?

2024 yılının son çeyreğinde büyüme % 0.01 olmuş (2025 ilk çeyrek rakamları henüz açıklanmadı). Yani bu büyümeye  siz büyüme diyorsanız Birleşik Krallık da büyümüş demektir. (İlginç bir cümle oldu, değil mi?)

Enflasyona gelince 2025 Şubatında, bir önceki aya göre  enflasyon %2.9’dan %2.8’e inmiş. Bunu da enflasyon düşmesi olarak kabul ediyorsanız Hükumet başarılı olmuş demektir.

Tabii bu genel enflasyon. Kalem kalem bakınca halkın aslında ne hissettiği daha belirginleşiyor: Gıda fiyatları % 3.5, kiralar % 7.4, hizmetler % 3 artmış vs.

Ya Devletin  toplam borcu?…. 2.8 trilyon Sterlincik canım. Kim bilir  yılda ne kadar faiz ödüyorlar.

Ne demişler …..”Borç yiğidin kamçısıdır”….İngilizler de epey “yiğit”lermiş, baksanıza.

(Ara Not:Bütçe açığının artmasının ve daha da artacak olmasının sebeplerinden biri olarak Ukrayna’ya yapılan maddi ve askeri yardımlar gösteriliyor. ABD’nin elini çekmesiyle doğacak boşluğun telafisinde Avrupa Devletleri ile birlikte alınacak tedbirlerin maliyetinin de karşılanması  gerekiyor. Starmer, bu alanda ilk olarak, Birleşik Krallığın “soft power” araçlarından  biri olan Dış Yardımlar faslındaki paraların neredeyse tamamını Ukrayna konusunda harcamaya karar verdi. Başbakanın bu kararı sadece Muhalefetten değil kendi Partisinden de tepkileri yol açtı).

…………………

Derken ikinci “Nisan Şakası” şoku geldi..

Başkan Trump ABD’nin “ekonomik bağımsızlığını ve kurtuluş gününü (!)” ilan etti. Beyaz Sarayın Gül Bahçesinde  (ama kırmızı laleler önünde), elinde bir tabelayla kendisini izleyenlerin önüne çıktı. . Tabela dediğim, hani şu hipodromlarda bahisçilerin  ellerinde tuttukları, at ve kazanma oranlarını gösteren levhalar vardır ya, işte onun gibi bir şey.

Levhada ülke isimleri, onların ABD’ye uyguladıkları gümrük vergileri ve ABD’nin onlara tatbik edeceği yeni gümrük vergi oranları yer alıyordu. Yani bir nevi Dünya ekonomisinin  merkezindeki bir çuval incirin içine………doldurulan cevizin listesi. (Tabii ki siz arif okuyucular “doldurulan ceviz” yerine başka ifadeler de koyabilirsiniz ).

Dünyada ikiyüzü aşkın ülke var. Bunlardan  193’ü BM üyesi. Gerisi tanınmayan devletler. BM’nin iki de “Gözlemci üyesi” var : Vatikan ve Filistin.

 

Trump’ın yeni gümrük vergileri uygulayacağını gösteren listede sadece 185 ülke yer almakta. Yani 8 ülkeye yeni gümrük vergileri öngörülmüyor.

Bu 8 imtiyazlı ülkeden en ilgi çekici olanı…….Rusya.

Geri kalanlar dört kategoriye ayrılmış. Trump’ın çok koydukları, mutedil koydukları, biraz koydukları ve ucundan azıcık koydukları.

Çok koyulan ülkelerin çoğu Asya ülkeleri:  Çin %34, Vietnam % 46,, Tayvan % 32, Japonya % 24,  Hindistan % 26, Güney Kore % 25, Tayland % 36, Endonezya % 32, Kamboçya %45, Malezya  %24, Pakistan %34, Myanmar %44, Brunei %24, Irak % 39, Suriye% 41, Bangladeş  % 34, Pakistan % 34, Laos % 48,vs.

Afrika’dan da bu gruba giren ülkeler var : Libya % 37,  Angola % 32,

Namibya % 21, Güney Afrika% 30 , Madagaskar % 47 Botsvana % 37, Cezayir % 38, Lesoto % 38, Libya %37.

Ya Amerika kıtasından (Trump’ın daha önce hallettiği ;(!) Kanada ve Meksika’ya ilaveten) Falkland Adaları %41, Venezuela %41. (Hayret bu grupta Panama yok)

Ya Trump’ın Avrupa’da çok koydukları var mı ? Olmaz mı hiç: Lihtenstayn %. 37,  Bosna Hersek % 35, Sırbistan % 37, Moldova % 31, Makedonya % 35, İsviçre % 31.

Peki Trump AB’ye ne koydu? Biraz insaflı davrandı, onların yıllardır ABD’ye uyguladıkları % 39 gümrük vergisinin yarısını koydu : %20. Tabii ki bu, daha önce çelik /aluminyum ürünleri ile otomobillere getirilen %25 gümrük vergisine ilaveten uygulanacak gümrük vergileri.

% 20’nin  altında da ,%10-% 20 arası ülkeler grubu var. En şaşırtıcısı İsrail % 17. Netanyahu herhalde “Trump abi , neden yahu beni muaf tutmadın?” diye  Ağlama Duvarına gitmiştir.

Trump 119 ülkeye de kıyak geçmiş ve gümrük vergisini % 10’da tutmuş . İnanılır gibi değil ama İran da bu grupta…Netenyahu çatlamıştır herhalde. 

Türkiye de bu grupta. Sevinmemiz mi gerekir acaba?

Bu grupta olmaktan hem sevinen, hem üzülen ülke ise Birleşik Krallık.

Seviniyorlar çünkü  %10’luk  gruptalar.  “G 7 içinde en düşük gümrük vergisi uygulanacak ülke biziz. ” diyorlar. Ayrıca “iyi ki AB’den çıkmışız” tesellisini yaşıyorlar.

Üzülüyorlar çünkü “kuzen” saydıkları  ABD’nin kendilerini diğer devletlerden farksız gördüğünü müşahede ediyorlar. Ayrıca ABD’ye yaptıkları en büyük  ikinci ihracat kalemi olan % 25’lik  oto  vergisinin AB üyeleri gibi kendilerine de uygulanmasından rahatsız oluyorlar. 

Üstelik şaşırıyorlar da; “ o kadar alttan aldık, eleştirmekten kaçındık, hatta Kral Charles’a davet bile ettirdik de ne oldu,, neye yaradı” diye düşünüyorlar. 

Ama ümitlerini de kesmiş değiller. Görüşmeler yaparak daha uygun şartlar sağlayabileceklerine hala inanıyorlar. Başbakan Starmer yiğitliğe de sürdürmüyor, “Olmazsa ‘B Planımız’  hazır “ diyor ve AB ile ortak hareket sinyalleri veriyor.

En büyük “şaşkın”lardan biri de Zelenski  olsa gerek. Daha geçenlerde Beyaz Saray’da gördüğü muameleyi unutmuşçasına “Rusya’ya herhangi bir vergi uygulanmazken, bana neden gümrük vergisi konuluyor” hayal kırıklığını yaşıyor.

İlginçtir Grönland’ın  adına listelerde rastlayamadım. Atladım mı acaba?  Yoksa Trump orayı Danimarka ile beraber AB içinde  mi mütala ediyor yahut daha şimdiden Amerikan toprağı gibi mi görüyor, bilemedim doğrusu.

……………………

Bundan sonra gelişmeler ne olacak, Trump’ın uygulaması beklediği yararı getirecek mi, yoksa geri mi tepecek,  ABD’de fiyat artışlarına, ekonominin dengesinin  etkilenmesine  mi yol açacak , ihracat mallarına yeni  gümrük vergileri getirileri ülkeler mukabelede bulunacaklar mı (Çin Amerikan mallarına %34 gümrük vergisi uyguylayacağını açıkladı bile), global ekonomi bu gelişmelerden nasıl  etkilenecek…………….Trump “kaş yapayım derken göz mü 

çıkardı? “, “Kendi bacağını mı vurdu “, “Bir çuval incirin….içine…..ceviz mi doldurdu? ……..

Bekleyip göreceğiz.

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.