Halit Suiçmez - Ekonomist/Yazar
Köşe Yazarı
Halit Suiçmez - Ekonomist/Yazar
 

YÜKSEK ENFLASYON; TEŞHİS VE TEDAVİ…

Yapılan bilimsel çalışmalar, yüksek enflasyonun yüksek karlılıklardan kaynaklandığını doğrulamaktadır. BBC News Türkçe ’de çıkan bir makalede (Merve Karakaşka, 23 Ocak, 2024); Euro Bölgesinde tüketici fiyatlarındaki artışın yüzde 45’inin kar oranlarındaki artıştan kaynaklandığı öne sürülmüştür. Ücretlerin enflasyona etkisi yüzde 4,5 seviyesindedir. (IMF, Haziran Raporu, 2024) BBC sorularını yanıtlayan uzmanlar; “Türkiye’de enflasyonun doğrudan kar marjlarının şişkinleştirilmesinden kaynaklandığını” belirtmişlerdir. Bunun adı; “kar itilimli enflayon”dur, “karların sürüklediği enflasyon” da denilmektedir. Peki enflasyon nasıl küresel bir sorun haline geldi? Covid-19 ile uluslararası ticaret yavaşladı, ardından Rusya-Ukrayna savaşı fosil yakıt fiyatlarını yükseltmiştir. 2022’de enflasyon ABD ve İngiltere’de son kırk yılın, Euro Bölgesinde de tarihin en yüksek seviyelerine geldi. Avrupa Merkez Bankası’na göre; 2022’de Euro Bölgesinde birim karların enflasyona katkısı üçte iki oranındadır. Londra’da Kamu Politikası Araştırma Enstitüsü’nün görüşü de konuya açıklık kazandırmaktadır. “…Küresel enflasyon döneminde bazı büyük uluslararası şirketler rahatlıkla fiyat artışlarına giderek kar marjlarını korur.” “…Hatta yükseltirken hane halklarının reel gelirleri azaldı.” Türkiye’de durum; Milli gelir içinde işgücünün payı 2016’dan sonra giderek düşmüştür. 2022’de yüzde 20’ye kadar düşmüştür. Sermayenin payı ise 2016’dan sonra giderek artmıştır. 2022’de yüzde 70 ‘e kadar çıkmıştır. (Kaynak, TÜİK, BBC) İktisatçı Ümit Akçay; “enflasyon döneminde süper karlar ve emeğin milli gelirden aldığı payın gerilemesi aynı madalyonun iki yüzüdür” diyerek bir kesim çok kazanırken diğer kesimlerin de çok kaybettiğini ve yoksullaştığını vurgulamaktadır. Bu konudaki en kapsamlı araştırma Aralık 2023’te Boratav ve arkadaşları tarafından yapılmıştır. (Boratav, Yeldan, Köse, “Türkiye’de Derinleşen Yapısal Kriz Eğilimi Ve Kar İtilimli Enflasyon Dinamikleri” İktisat ve Toplum Aralık 2023”) Çalışmanın temel bulgusu; 2018 sonrasında katma değerde işgücünün payı gerilemiştir. Karların (faiz ve rant ile birlikte) payının da sert biçimde arttığı saptanmıştır. Boratav buna “bölüşüm şoku” demektedir. Sol org’taki yazısında (05.01.2024) karların enflasyonu hızlandırdığını öne sürmektedir. 2016’da toplam gelirdeki ücret payı yüzde 32 iken 2022’de son çeyrekte yüzde 24’e gerilemiştir. Kâr payı ise yüzde 56’dan 66’ya çıkmıştır. Erinç Yeldan BBC’ye verdiği yanıtta; “bu dönüşümde en önemli etkenin yüksek yoğunlaşma payları” olduğunu vurgulamıştır. Yoğunlaşma, büyük firmaların pazar payındaki artıştır. Tüketim malları pazarında yoğunlaşma oranı 2010’da yüzde 26 iken, 2021’de yüzde 77’ye ulaşmıştır. (Kaynak; Rekabet Kurumu) TÜİK 2015’den sonra yoğunlaşma oranlarını yayımlamayı durdurmuştur. Tekelleşme arttıkça enflasyon yükselmekte, fiyatlar hızlandıkça da gelir dağılımı daha da bozulmaktadır. Bu konularda birkaç temel önerimiz şudur; -Her alanda üretkenlik arttırıcı çalışmalara büyük ihtiyaç bulunmaktadır. -Büyüme kapsayıcı olmalı, vergi adil olmalı, kamu yönetiminde şeffaflık sağlanmalıdır. -Karların vergilendirilmesi öncelikli olmalı. -Rekabetin iyileştirilmesi gerekir, tekelci fiyatlama davranışlarının önü kesilmeli, Rekabet Kurumu etkin olmalıdır. Yönetim anlayışı da gerçekten değişmeli ve hukukun üstünlüğünü esas alan bir adalet anlayışıyla üretkenliğe dayalı bir toplumsal kalkınmayı önceleyen bakış egemen olmalıdır.
Ekleme Tarihi: 17 Eylül 2025 -Çarşamba

YÜKSEK ENFLASYON; TEŞHİS VE TEDAVİ…

Yapılan bilimsel çalışmalar, yüksek enflasyonun yüksek karlılıklardan kaynaklandığını doğrulamaktadır.

BBC News Türkçe ’de çıkan bir makalede (Merve Karakaşka, 23 Ocak, 2024); Euro Bölgesinde tüketici fiyatlarındaki artışın yüzde 45’inin kar oranlarındaki artıştan kaynaklandığı öne sürülmüştür.

Ücretlerin enflasyona etkisi yüzde 4,5 seviyesindedir. (IMF, Haziran Raporu, 2024)

BBC sorularını yanıtlayan uzmanlar; “Türkiye’de enflasyonun doğrudan kar marjlarının şişkinleştirilmesinden kaynaklandığını” belirtmişlerdir.

Bunun adı; “kar itilimli enflayon”dur, “karların sürüklediği enflasyon” da denilmektedir.

Peki enflasyon nasıl küresel bir sorun haline geldi?

Covid-19 ile uluslararası ticaret yavaşladı, ardından Rusya-Ukrayna savaşı fosil yakıt fiyatlarını yükseltmiştir.

2022’de enflasyon ABD ve İngiltere’de son kırk yılın, Euro Bölgesinde de tarihin en yüksek seviyelerine geldi.

Avrupa Merkez Bankası’na göre; 2022’de Euro Bölgesinde birim karların enflasyona katkısı üçte iki oranındadır.

Londra’da Kamu Politikası Araştırma Enstitüsü’nün görüşü de konuya açıklık kazandırmaktadır.

“…Küresel enflasyon döneminde bazı büyük uluslararası şirketler rahatlıkla fiyat artışlarına giderek kar marjlarını korur.”

“…Hatta yükseltirken hane halklarının reel gelirleri azaldı.”

Türkiye’de durum;

Milli gelir içinde işgücünün payı 2016’dan sonra giderek düşmüştür.

2022’de yüzde 20’ye kadar düşmüştür.

Sermayenin payı ise 2016’dan sonra giderek artmıştır.

2022’de yüzde 70 ‘e kadar çıkmıştır. (Kaynak, TÜİK, BBC)

İktisatçı Ümit Akçay; “enflasyon döneminde süper karlar ve emeğin milli gelirden aldığı payın gerilemesi aynı madalyonun iki yüzüdür” diyerek bir kesim çok kazanırken diğer kesimlerin de çok kaybettiğini ve yoksullaştığını vurgulamaktadır.

Bu konudaki en kapsamlı araştırma Aralık 2023’te Boratav ve arkadaşları tarafından yapılmıştır.

(Boratav, Yeldan, Köse, “Türkiye’de Derinleşen Yapısal Kriz Eğilimi Ve Kar İtilimli Enflasyon Dinamikleri” İktisat ve Toplum Aralık 2023”)

Çalışmanın temel bulgusu; 2018 sonrasında katma değerde işgücünün payı gerilemiştir.

Karların (faiz ve rant ile birlikte) payının da sert biçimde arttığı saptanmıştır.

Boratav buna “bölüşüm şoku” demektedir.

Sol org’taki yazısında (05.01.2024) karların enflasyonu hızlandırdığını öne sürmektedir.

2016’da toplam gelirdeki ücret payı yüzde 32 iken 2022’de son çeyrekte yüzde 24’e gerilemiştir.

Kâr payı ise yüzde 56’dan 66’ya çıkmıştır.

Erinç Yeldan BBC’ye verdiği yanıtta; “bu dönüşümde en önemli etkenin yüksek yoğunlaşma payları” olduğunu vurgulamıştır.

Yoğunlaşma, büyük firmaların pazar payındaki artıştır.

Tüketim malları pazarında yoğunlaşma oranı 2010’da yüzde 26 iken, 2021’de yüzde 77’ye ulaşmıştır. (Kaynak; Rekabet Kurumu)

TÜİK 2015’den sonra yoğunlaşma oranlarını yayımlamayı durdurmuştur.

Tekelleşme arttıkça enflasyon yükselmekte, fiyatlar hızlandıkça da gelir dağılımı daha da bozulmaktadır.

Bu konularda birkaç temel önerimiz şudur;

-Her alanda üretkenlik arttırıcı çalışmalara büyük ihtiyaç bulunmaktadır.

-Büyüme kapsayıcı olmalı, vergi adil olmalı, kamu yönetiminde şeffaflık sağlanmalıdır.

-Karların vergilendirilmesi öncelikli olmalı.

-Rekabetin iyileştirilmesi gerekir, tekelci fiyatlama davranışlarının önü kesilmeli, Rekabet Kurumu etkin olmalıdır.

Yönetim anlayışı da gerçekten değişmeli ve hukukun üstünlüğünü esas alan bir adalet anlayışıyla üretkenliğe dayalı bir toplumsal kalkınmayı önceleyen bakış egemen olmalıdır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.