Işık ülkesi Likya'dan merhaba...
Tarihte; demokrasi birliğinin ilk örneğinden, mavi uygarlıklardan kocaman bir MERHABA...
Bilimin-sanatın- felsefenin başlangıcı Akdeniz’den yürek dolusu sevgiler...
Azra Erhat'ların, Cevat Şakirlerin, Bedri Rahmilerin başlattığı mavi yolculuk diyarlarından sesleneceğim, ama; içim elvermiyor.
Niye?
Çünkü onlar tam bir anti- kapitalist turizm anlayışı başlatmışlardı.
Nerde, o büyük insanların, kültüre- tarihe- mitolojiye- kitaplara ve araştırmaya dayanan turizm gezileri...
Nerde şimdiki insanların tamamen ticarileşmiş, paraya, ranta yaslanan açgözlü "turizm faaliyetleri"?...
Şehirlerde, sokaklarda araba koyacak yer yok, her şeyin fiyatı uçmuş, Ölüdeniz'de her noktaya parayla girilmekte, plajın dibine çardaklar kurulmuş, minnacık Kara parçası üzerine bir yığın cafe, lokanta yerleşmiş...
Sanki millet sabahtan akşama et, döner, pizza yiyecek...
Nerde, büyük öykücü Salim Şengil'in öyküleri?...
Işık Taban Kayaköy öykülerini, mübadele dramlarını yazdı kaç kez?
Elbette birkaç günlük tatilde, kentin ekonomi politiğini, esnafın durumunu derinliğine yazamayız, ama; sosyal demokrat belediyeciliğin kültüre-sanata- bilime-tarihe öncelik veren uygulamalarını görmekteyiz, müzede, kitaplıkta, tarımda, kent estetiğinde...
Hem güzel hem fırsatçı uygulamalar var.
Fırsatçılar kâr peşinde olanlar...
Gelecek yazıda devam edeceğiz...