Arzu Kök - Şair ve Yazar
Köşe Yazarı
Arzu Kök - Şair ve Yazar
 

YÜRÜYEN ZAMAN

Haydar Ünal, Ankara’da yaşayan şairlerden. Edebiyatçılar Derneği’nin kurucu üyesi ve uzun bir süre Damar Edebiyat dergisi yazı işleri müdürlüğü ve editörlüğü yaptı. Şiirleri ve yazıları Yaba Öykü, Gerçek Sanat, Agora, Karşı, Evrensel, Damar, Edebiyat ve Eleştiri, Varlık, Milliyet Sanat, Cumhuriyet Kitap, Turnalar, Deliler Teknesi, Sincan İstasyonu vb. dergi ve gazetelerde yer aldı. 1991 yılında basılan ilk şiir kitabı ile Petrol-iş Sendikası Şiir Ödülü’nü aldı. Gelseydin O Gün adlı kitabı ile Sunullah Arısoy Şiir Ödülü ve SES Şiir Ödülü’ne layık görüldü. Dört şiir kitabı var ve bugün sizlere son kitap olan “Yürüyen Zaman”dan bahsedeceğiz. Haydar Ünal herkesin sahip olmak isteyeceği gerçek bir dost. Yüksek sesle okunabilecek, lirik şiirleri var. Şiirlerinde kardeşlik kol geziyor. Bir ressamın attığı coşkulu fırça darbeleri, pastoral dokunuşlar ve renk cümbüşü alır götürür sizi onun şiirlerini okurken. Açıkçası uzun süredir bekliyordum yeni kitabını.  Ama kitabı çıktığı zaman düzenlenen kitap tanıtımı ve sohbet etkinliğine katılamadım yazık ki. Ancak şiir kitabını da edindim hemen. Daha önce yazacaktım ama biraz sindirmek, tekrar tekrar okumak istedim. Şimdi yazıyorum ama dilerim hakkını verebilirim. Öncelikle şunu söyleyeyim ki ilk etapta üçüncü kitabı “Gelseydin O Günün” devamı gibi geldi. Ancak okuyup irdeledikçe diğer eserlerinden farklı olarak, içerik ve biçim açısından belirgin bir değişim gösterdiğini gördüm. Bize bitmeyen bir acının sesini duyuruyor bize yeniden. Kulağınızın belleğinde ağıtlar, bozlaklar ya da yanık türküler gibi sesler yankılanacak. Ancak şair, bu seslerin tortulaşmış, kalıplaşmış tuzağına düşmeden yapar bunu. Sivas’ta katledilen canlar ve o yangından çıkmış olmanın, kaybedilen dostları kurtaramamanın acısı ve belki de onlar katledilirken hayatta kalmanın üzgünlüğü… İşte tüm bunları Pir Sultan Abdal’ın sesiyle duyuruyor bize. “İbrahim’e su taşıyan karınca Bilir Damlanın sudaki gerçeklik payını Tarihin bulanık gölgesinde İrinle yakılan ateşe doğru Madımak kadar Sivas kadar Bağışlanamaz acısına yürür” ‘Yürüyen Zaman’da bireysel duyguların ötesinde, toplumsal gerçeklikleri ve insanın içsel yolculuğunu ele alan bir şiir anlayışı söz konusu. Doğa imgeleriyle bezeli bir dil kullanarak, insanın varoluşsal sorgulamalarını ve yaşamın geçiciliğini işliyor. Bireyin iç dünyası ile toplumun sesi arasında bir köprü kurup hem bireysel hem de toplumsal bir yankı uyandırmak gibi bir niyet sezinleniyor. Zamanın ve mekânın insan ruhundaki etkisi o kadar güzel yansıtılır ki kitapta kendinizi bulunduğunuz mekânla ruhunuzun uyumu, uyumsuzluğu konusunda sorgularken buluyorsunuz. Zamanın akışını ve mekânın izlerini, bireyin hafızasında ve ruhunda nasıl izler bıraktığını sorguluyor. Durum böyle olunca da şiirlerde hem bireysel bir yolculuğun hem de toplumsal bir belleğin izlerini görebiliyorsunuz. Haydar Ünal’ın şiirlerinde doğa, insanın içsel dünyasını yansıtan bir ayna gibidir. "Yürüyen Zaman"da da doğa imgeleri, insanın duygusal ve ruhsal durumlarıyla paralel bir şekilde kullanılır. Güneş, dağlar, çiçekler gibi imgeler, insanın içsel yolculuğunu ve zamanın geçişini simgeler. “Yürüyen Zaman” adeta Haydar Ünal’ın şiirindeki olgunluk dönemini yansıtıyor. Derinlikli ve düşündürücü bir eser. Şiir severler için, bireysel ve toplumsal temaların iç içe geçtiği, dilin ve imgelerin ustaca kullanıldığı bir okuma deneyimi sunuyor okura. Haydar Ünal’ın şiirlerinde lirizm ve coşku ön planda. "Yürüyen Zaman"da da bu özellikler belirgin bir şekilde hissediliyor. Şiirlerinde, bireysel acılar, özlemler ve toplumsal eleştiriler, yoğun bir duygusal etkiyle sunulur. Bu coşkulu anlatım tarzı, okuyucuyu derinden etkiler. Haydar Ünal’ın "Yürüyen Zaman" kitabında bize gelip geçen yaşam, zaman içinde yel değirmenleriyle savaşanların mağlup olsa da her zaman mağrur olanların sesi olarak duruyor karşımızda. Eminim ki bu kitap Türk şiirinin önemli eserlerinden biri olarak kabul edilecektir süreç içerisinde. Kitap Ürün Yayınlarından çıktı ve toplam 80 sayfadan oluşuyor. “Yürüyen Zaman”a yetişmeye ne dersiniz? Arka kapaktaki dizelerini paylaşayım sizlere: “Rüzgârın getirdiği telaş var saçlarında Uzaklara hep uzaklara Büyük vazgeçişleri ertelemiş İki yanardağ Gözlerin Uzun sürmüş yenilgilerin Tarihle olan hesabından geçiyor   Bense balıkçıların yanağından süzülen Bir damla güneşin içine düşüyorum Kendimi biriktirdiğim yangınlara Bu rüzgâr bu deniz bu yosun Vurgun yemiş tarihime ne çok benziyor”
Ekleme Tarihi: 18 June 2025 - Wednesday

YÜRÜYEN ZAMAN

Haydar Ünal, Ankara’da yaşayan şairlerden. Edebiyatçılar Derneği’nin kurucu üyesi ve uzun bir süre Damar Edebiyat dergisi yazı işleri müdürlüğü ve editörlüğü yaptı. Şiirleri ve yazıları Yaba Öykü, Gerçek Sanat, Agora, Karşı, Evrensel, Damar, Edebiyat ve Eleştiri, Varlık, Milliyet Sanat, Cumhuriyet Kitap, Turnalar, Deliler Teknesi, Sincan İstasyonu vb. dergi ve gazetelerde yer aldı. 1991 yılında basılan ilk şiir kitabı ile Petrol-iş Sendikası Şiir Ödülü’nü aldı. Gelseydin O Gün adlı kitabı ile Sunullah Arısoy Şiir Ödülü ve SES Şiir Ödülü’ne layık görüldü. Dört şiir kitabı var ve bugün sizlere son kitap olan “Yürüyen Zaman”dan bahsedeceğiz.

Haydar Ünal herkesin sahip olmak isteyeceği gerçek bir dost. Yüksek sesle okunabilecek, lirik şiirleri var. Şiirlerinde kardeşlik kol geziyor. Bir ressamın attığı coşkulu fırça darbeleri, pastoral dokunuşlar ve renk cümbüşü alır götürür sizi onun şiirlerini okurken. Açıkçası uzun süredir bekliyordum yeni kitabını.  Ama kitabı çıktığı zaman düzenlenen kitap tanıtımı ve sohbet etkinliğine katılamadım yazık ki. Ancak şiir kitabını da edindim hemen. Daha önce yazacaktım ama biraz sindirmek, tekrar tekrar okumak istedim. Şimdi yazıyorum ama dilerim hakkını verebilirim.

Öncelikle şunu söyleyeyim ki ilk etapta üçüncü kitabı “Gelseydin O Günün” devamı gibi geldi. Ancak okuyup irdeledikçe diğer eserlerinden farklı olarak, içerik ve biçim açısından belirgin bir değişim gösterdiğini gördüm. Bize bitmeyen bir acının sesini duyuruyor bize yeniden. Kulağınızın belleğinde ağıtlar, bozlaklar ya da yanık türküler gibi sesler yankılanacak. Ancak şair, bu seslerin tortulaşmış, kalıplaşmış tuzağına düşmeden yapar bunu. Sivas’ta katledilen canlar ve o yangından çıkmış olmanın, kaybedilen dostları kurtaramamanın acısı ve belki de onlar katledilirken hayatta kalmanın üzgünlüğü… İşte tüm bunları Pir Sultan Abdal’ın sesiyle duyuruyor bize.

“İbrahim’e su taşıyan karınca

Bilir

Damlanın sudaki gerçeklik payını

Tarihin bulanık gölgesinde

İrinle yakılan ateşe doğru

Madımak kadar

Sivas kadar

Bağışlanamaz acısına yürür”

‘Yürüyen Zaman’da bireysel duyguların ötesinde, toplumsal gerçeklikleri ve insanın içsel yolculuğunu ele alan bir şiir anlayışı söz konusu. Doğa imgeleriyle bezeli bir dil kullanarak, insanın varoluşsal sorgulamalarını ve yaşamın geçiciliğini işliyor. Bireyin iç dünyası ile toplumun sesi arasında bir köprü kurup hem bireysel hem de toplumsal bir yankı uyandırmak gibi bir niyet sezinleniyor.

Zamanın ve mekânın insan ruhundaki etkisi o kadar güzel yansıtılır ki kitapta kendinizi bulunduğunuz mekânla ruhunuzun uyumu, uyumsuzluğu konusunda sorgularken buluyorsunuz. Zamanın akışını ve mekânın izlerini, bireyin hafızasında ve ruhunda nasıl izler bıraktığını sorguluyor. Durum böyle olunca da şiirlerde hem bireysel bir yolculuğun hem de toplumsal bir belleğin izlerini görebiliyorsunuz.

Haydar Ünal’ın şiirlerinde doğa, insanın içsel dünyasını yansıtan bir ayna gibidir. "Yürüyen Zaman"da da doğa imgeleri, insanın duygusal ve ruhsal durumlarıyla paralel bir şekilde kullanılır. Güneş, dağlar, çiçekler gibi imgeler, insanın içsel yolculuğunu ve zamanın geçişini simgeler.

“Yürüyen Zaman” adeta Haydar Ünal’ın şiirindeki olgunluk dönemini yansıtıyor. Derinlikli ve düşündürücü bir eser. Şiir severler için, bireysel ve toplumsal temaların iç içe geçtiği, dilin ve imgelerin ustaca kullanıldığı bir okuma deneyimi sunuyor okura. Haydar Ünal’ın şiirlerinde lirizm ve coşku ön planda. "Yürüyen Zaman"da da bu özellikler belirgin bir şekilde hissediliyor. Şiirlerinde, bireysel acılar, özlemler ve toplumsal eleştiriler, yoğun bir duygusal etkiyle sunulur. Bu coşkulu anlatım tarzı, okuyucuyu derinden etkiler.

Haydar Ünal’ın "Yürüyen Zaman" kitabında bize gelip geçen yaşam, zaman içinde yel değirmenleriyle savaşanların mağlup olsa da her zaman mağrur olanların sesi olarak duruyor karşımızda. Eminim ki bu kitap Türk şiirinin önemli eserlerinden biri olarak kabul edilecektir süreç içerisinde. Kitap Ürün Yayınlarından çıktı ve toplam 80 sayfadan oluşuyor. “Yürüyen Zaman”a yetişmeye ne dersiniz?

Arka kapaktaki dizelerini paylaşayım sizlere:

“Rüzgârın getirdiği telaş var saçlarında

Uzaklara hep uzaklara

Büyük vazgeçişleri ertelemiş

İki yanardağ

Gözlerin

Uzun sürmüş yenilgilerin

Tarihle olan hesabından geçiyor

 

Bense balıkçıların yanağından süzülen

Bir damla güneşin içine düşüyorum

Kendimi biriktirdiğim yangınlara

Bu rüzgâr bu deniz bu yosun

Vurgun yemiş tarihime ne çok benziyor”

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (3)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Ozan Koç Yener
(18.06.2025 11:27 - #3339)
Arzu hanım, sizi ve şair kardeşimi tebrik ederim.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Haydar Eroglu
(23.06.2025 16:39 - #3350)
Her ikinizi de kutlarım...
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Dagbey
(01.07.2025 10:23 - #3381)
Çok teşekkür ederim Arzu hocam, güzel bir yorum. Ayrıca 40 yillik dostum Haydar Unali da kutlarım.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.