Safiye Özşener - Araştırmacı, Yazar
Köşe Yazarı
Safiye Özşener - Araştırmacı, Yazar
 

Altın Olsa Ne, Taş Olsa Ne

Bir dönem vardı. 2000’lerin başları. Hızlı zamanlardı… Henüz basılı medyada rafa kalkmamış, her sabah kalktığımızda, gazeteler boy boy yazardı. Kimler nasıl zenginleşiyor, merdivenleri üçer beşer atlıyor, bir çırpıda yükseliyor, okurduk... E devir değişti tabi, şimdi sosyal medya var. Her sabah kalktığımızda, twit twit atıyorlar. O günlerin bu hızı nereden gelmiş, kim nereyi nasıl atlamış, kaynaklar nasıl tüketilmiş, yetim hakkı nasıl yenilmiş, duyuyoruz… Çarpık eğitim sisteminden, sağlığa, ekonomiden, hukuka her şey bayır aşağıya… Elimizde; o dönemden bugüne bir boy pos atmışlar, bir de gitgide fakirleşen halk var… Güvence yok, huzur yok. Halkta kalmamış umut, mutluluk yok… Bir kap veriyorlar her dönem, şeklini aldın aldın… Ya onlardansın… Ya karşısındasın onların… Şekle girenler yürümüşler… Şimdi istiyorlar ki, şekli veren düzende gitmesin… Karşı mahallede oturanın canı çıksın, kime ne… Tek, kendilerine dokunulmasın… Ama artık dert yalnız, karşı mahallenin derdi değil. Tüm memleketin derdi. Zam üstüne zam, boğaza yetmiyor eldeki… Borç yiğidin kamçısı diye, vermişler bize yıllarca gazı, ama gel gör ki, ortada kamçılanacak yiğit kalmadı… İlk kez ekonomi tüm sorunların önüne geçti… Piyasalar alabora, yaşam durmuş çarşı pazarda… Analar babalar, çoluk çocuğu nasıl doyuracaklar. Kafalar diz arasında kara kara düşünüyorlar. Evde, sokakta konuşulan tek şey; peynirin domatesin kilosu… Hal böyleyken, umutlar yine bağlanmış olası bir seçime… Tabi kulisler tam gaz çalışıyor… İYİP, yeniden Akşener mi diyecek. İktidarla barışacak mı, DEVA, GELECEK? Velev ki Akşener geri geldi. DEVA, GELECEK birleşti. Ne değişecek? Bu tabloda hiç mi payları yok? Bugün sayıp sayıştırdıklarıyla birleşince, kim, halka ne verecek? Hoca Nasreddin’ in yolu bir gün bir ile düşer. Orada bazı garipliklerle karşılaşır. Bunlardan biri de bazı evlerin üzerine bayrak dikilmesidir. Hoca bu, sözü bir punduna getirir sorar: -Yahu, bazı evlerin üzerinde bayrak asılı, sebebi nedir? deyince hep bir ağızdan; -Hocam, o bayrak asılı evlerde küp dolusu altın vardır. derler. Bayrak dikmenin sebebini öğrenen Hoca, çarşıdan koca bir küp alır, orda kaldığı eve getirir. Küpün içini bir güzel çakıl taşlarıyla doldurur.  Hoca öğrenmiş, âdettenmiş, evinde altın olanlar, küplere karşı sohbet ederlermiş. Sıra Hoca’ya gelir. Başlarlar küpe bakmaya. Görürler ki, küpün içinde altın yerine çakıl taşları var. Misafirlerden birisi; -Hoca Efendi, bu nasıl iş, senin küpünde altın yerine çakıl taşları dolu.” deyince Hoca bu hemen cevabı yapıştırır. -Yahu komşular neye üzülüyorsunuz, küpte yattıktan sonra altın olsa ne, taş olsa ne? Fark eden ne ki?  der. Şimdi, aynılar aynı yerde birleştikçe, derde derman mı olur? Mevcut koşullarda, seçim olsa ne olmasa ne… Hukukun üstünlüğü olmadan, çözüm mü olur? Önce hukukun üstünlüğü, seçimin güvenliği… Sandık sonra, belki o zaman bir umut olur…
Ekleme Tarihi: 20 Kasım 2025 -Perşembe

Altın Olsa Ne, Taş Olsa Ne

Bir dönem vardı. 2000’lerin başları. Hızlı zamanlardı…

Henüz basılı medyada rafa kalkmamış, her sabah kalktığımızda, gazeteler boy boy yazardı.

Kimler nasıl zenginleşiyor, merdivenleri üçer beşer atlıyor, bir çırpıda yükseliyor, okurduk...

E devir değişti tabi, şimdi sosyal medya var. Her sabah kalktığımızda, twit twit atıyorlar.

O günlerin bu hızı nereden gelmiş, kim nereyi nasıl atlamış, kaynaklar nasıl tüketilmiş, yetim hakkı nasıl yenilmiş, duyuyoruz…

Çarpık eğitim sisteminden, sağlığa, ekonomiden, hukuka her şey bayır aşağıya…

Elimizde; o dönemden bugüne bir boy pos atmışlar, bir de gitgide fakirleşen halk var…

Güvence yok, huzur yok.

Halkta kalmamış umut, mutluluk yok…

Bir kap veriyorlar her dönem, şeklini aldın aldın…

Ya onlardansın…

Ya karşısındasın onların…

Şekle girenler yürümüşler…

Şimdi istiyorlar ki, şekli veren düzende gitmesin…

Karşı mahallede oturanın canı çıksın, kime ne…

Tek, kendilerine dokunulmasın…

Ama artık dert yalnız, karşı mahallenin derdi değil.

Tüm memleketin derdi.

Zam üstüne zam, boğaza yetmiyor eldeki…

Borç yiğidin kamçısı diye, vermişler bize yıllarca gazı, ama gel gör ki, ortada kamçılanacak yiğit kalmadı…

İlk kez ekonomi tüm sorunların önüne geçti…

Piyasalar alabora, yaşam durmuş çarşı pazarda…

Analar babalar, çoluk çocuğu nasıl doyuracaklar. Kafalar diz arasında kara kara düşünüyorlar.

Evde, sokakta konuşulan tek şey; peynirin domatesin kilosu…

Hal böyleyken, umutlar yine bağlanmış olası bir seçime…

Tabi kulisler tam gaz çalışıyor…

İYİP, yeniden Akşener mi diyecek.

İktidarla barışacak mı,

DEVA, GELECEK?

Velev ki Akşener geri geldi. DEVA, GELECEK birleşti.

Ne değişecek?

Bu tabloda hiç mi payları yok?

Bugün sayıp sayıştırdıklarıyla birleşince, kim, halka ne verecek?

Hoca Nasreddin’ in yolu bir gün bir ile düşer. Orada bazı garipliklerle karşılaşır. Bunlardan biri de bazı evlerin üzerine bayrak dikilmesidir. Hoca bu, sözü bir punduna getirir sorar:

-Yahu, bazı evlerin üzerinde bayrak asılı, sebebi nedir?

deyince hep bir ağızdan;

-Hocam, o bayrak asılı evlerde küp dolusu altın vardır.

derler.

Bayrak dikmenin sebebini öğrenen Hoca, çarşıdan koca bir küp alır, orda kaldığı eve getirir. Küpün içini bir güzel çakıl taşlarıyla doldurur.  Hoca öğrenmiş, âdettenmiş, evinde altın olanlar, küplere karşı sohbet ederlermiş. Sıra Hoca’ya gelir. Başlarlar küpe bakmaya. Görürler ki, küpün içinde altın yerine çakıl taşları var.

Misafirlerden birisi;

-Hoca Efendi, bu nasıl iş, senin küpünde altın yerine çakıl taşları dolu.” deyince Hoca bu hemen cevabı yapıştırır.

-Yahu komşular neye üzülüyorsunuz, küpte yattıktan sonra altın olsa ne, taş olsa ne? Fark eden ne ki?  der.

Şimdi, aynılar aynı yerde birleştikçe, derde derman mı olur?

Mevcut koşullarda, seçim olsa ne olmasa ne…

Hukukun üstünlüğü olmadan, çözüm mü olur?

Önce hukukun üstünlüğü, seçimin güvenliği…

Sandık sonra, belki o zaman bir umut olur…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.