Özcan Öztürk-Şair-Yazar
Köşe Yazarı
Özcan Öztürk-Şair-Yazar
 

İlk Dersimiz Hata Bilgisi

Merhaba dostlar. Hepimizin ilkokul öğrencisi olduğumuz yıllarda Hayat Bilgisi dersimiz vardı. Bugünlerde dikkatimi çeken çocuk kitaplarının dışında M. E. B Ders kitaplarından HAYAT BİLGİSİ. İLKOKUL 2. Sınıf Ders Kitaplarından olan 1. Kitap HAYAT BİLGİSİ. Yazarlar: Dr. Nagihan ŞAHİN Betül ALTUNTAŞ Gürhan DİKMEN Hüseyin GÜLEÇ Nurgül GENÇ* Emeği geçenlere çok teşekkür ederim. İşlenen konu beni sevindiren yanı şu metindi. "Bazı duygu, düşünce ve davranışlarımız olumsuzdur. Arkadaşımız bize selam vermeden sırasına oturdu. Duygu: Kendimizi değersiz, dışlanmış hissedebilir; üzülebilir ya da kızabiliriz. Düşünce: Olumsuz duygularımıza olumsuz düşünceler eşlik edebilir. “Çok kaba bir davranış! Acaba bana küstü mü?” diye düşünebiliriz. Davranış: Olumsuz düşüncelerimiz sonucu arkadaşımıza kızabilir ya da küsebiliriz. Arkadaşlarımız kendilerini mutsuz ve kızgın hissedebilir, bize kırılabilirler. Bazı duygu, düşünce ve davranışlarımız olumludur. Arkadaşımız bize selam vermeden sırasına oturdu. Duygu: Şaşırabilir, arkadaşımızın neden böyle davrandığını merak edebiliriz. Düşünce: Olumsuz olmayan duygularımıza yapıcı düşünceler eşlik edebilir. “Beni fark etmedi. Bu sabah çok dalgın.” diye düşünebiliriz.  Davranış: Olumlu ve yapıcı düşüncelerimiz sonucu arkadaşımızın yanına gidebiliriz. Onunla nazikçe iletişime geçebiliriz. Arkadaşımız bize güvenir. Aramızda sevgi bağı oluşur. Arkadaşlık ilişkimiz gelişir. Arkadaşlık ilişkilerimizi geliştirmek için duygu, düşünce ve davranışlarımızı kontrol etmeliyiz. Birbirimizin fikirlerine değer vermeli, farklı fikirlere de saygı duymalıyız. Arkadaşlık ilişkilerimizle ilgili öğretmenimizden ya da ailemizden destek alabiliriz…" *** Yıllar önce bu konuya benzer bir anımı hatırladım. Küçük kızım ilkokul 3.sınıfa gittiği dönemde onunla oturup sohbet ederiz. Derslerini takip etmek bir yana hayata ve yaşama dair olumlu, olumsuz şeyler paylaşırız. Kendisiyle baş başa kaldığımızda; bana anlatmak istediğin, seni mutlu ya da mutsuzluk veren durumlar oluyor mu? Demiştim. Kendisi bana: Evet, baba sınıfımızda bir erkek öğrenci hepimize kötü davranıyor, elleriyle bazen ayak ve kollarıyla bize vuruyor. Neden vuruyor ona üzdüğünüz için mi? Hayır, hepimize aynı şiddeti yapıyor, kimsede onunla oynamıyor, konuşmuyor… Peki, bu sınıf arkadaşınızın bir sağlık sorunu mu var? Evet, işitme engeli var, işitme cihazı var ama az duyuyor. Şimdi anladım. Seninle bir oyun oynayalım mı? Oynayalım nasıl bir oyun? Çok kolay. Birimiz kulaklarını ili eliyle kapatacak diğerimiz konuşacak. Komik ya da kötü sözcükler söyleyecek bakalım nasıl tepki vereceğiz. Olur Önce sen başla ben kulaklarımı sıkıca kapatıp senin ne söylediğini dudak hareketlerinden, yüzündeki mimiklerden çözmeye çalışacağım. Eğlenceliymiş baba. Öncelikle şunu bilmenizi isterim ki. Bu durumu veli toplantısında sınıf öğretmeni bize anlatmıştı. Velilerin çoğunluğu engelli çocuğun başka bir sınıfa alınmasını olmuyorsa kendi çocuklarını başka sınıflara alacaklarını anlatmışlardı. Engelli çocuğun velisi olarak gelen dedesiydi. Öğrendik ki annesi evden ayrılmış, baba işçi geç saatlere kadar çalışıyor. Şartlar ortada. Bende durumu öğrendikten sonra neler yapabilirim düşüncesi aklımda dönüp duruyor ortak bir yol bulabiliriz duygusuyla eve dönmüştüm. Aradan geçen bir hafta sonunda çözüm olarak kızıma kurguladığım bu oyunu oynayarak farkındalık yaratmak istedim. Oyunumuza kaldığımız yerden devam edeyim. Kızım birçok sözcük söyledi, kedi ve köpek seslerini taklit etti. Tabii ki ben hepsini duyacak şekilde kulaklarımı kapamadan dinliyor komik sözcüklere suratımı asıyor, anlamsızca bakıyor ve tekrar surat asıyor, kızgınlığımı yüz hareketlerimle ifade ediyordum. Sonra kızım elleriyle benim ellerimi kulaklarımdan çekti. Üzülerek Baba hiç duymadığın nasılda belli komik sözcüklerime bile yüzünü astın, ne söylediysen hiç tepki vermedin. Tamam, sıra bende bakalım sen nasıl tepki vereceksin dedim. Tabii ki tek bir cümle etmeden sadece konuşuyormuş gibi ağzımı açıp kaparken gülükler atıyor, kızgınlık ifadeleriyle dudaklarımı büzüyordum. Oyun sona erdi. Kızım şakın, şaşkın bana şunu söyledi. Baba anlattıklarının hiç birini duymadım, ne kızgın ne öfkeli nede sevinçliydin niye böyle oldu? İşte kuzucuğum hayatımızda karşılaştığımız insanlarım yaşam biçimleri bizlerin anlayışını değiştiriyor. Ön yargılı olunca insanları anlamadan suçluyoruz. Sınıf arkadaşın neden sizi duymadığını anlamaya çalış sizin komik bulduğunuz şey onu üzüyor olabilir. Onunla dalga geçtiğinizi, kötü davrandığınızı ve yalnız bırakıldığı için size şiddet uyguluyor olabilir. Kendini onun yerine koyduğumuzda şimdi neler yaşadık düşünsene. Bizde başka insanlar gibi engelli olabilirdik. O yüzden arkadaşınızı anlamaya ona yardımcı olmaya çalışın. Oda sizin gibi biri olmak istemez miydi? Evet, çok doğru… Ardan bir iki ay geçmişti veli toplantısına eşim gitmişti. Eve döndüğünde hep birlikte oturup sohbetimizi yaparken eşim şunu söyledi. Özcan sen yine ne yaptın! Sınıf öğretmeni teşekkürlerini iletti. Anlamadım. Ama sağ olsun, neden teşekkür etti? Ilgına ne anlattıysan oda sınıfta arkadaşlarıyla senin oyununu oynatmış. Sonrada işitme engeli olan sınıf arkadaşlarından hepsi özür dilemiş. Oyunlarına katmışlar. Ilgın sınıfına liderlik edip kaynaştırmış. Veliler şikâyetlerini geri çekmiş ve deden özür dilemişler. Sınıf öğretmeni ben bu yaşımda bir şey daha öğrendim. Özcan beye teşekkürlerimi iletirseniz tüm sınıfım ve veliler adına dedi… Çok şaşırmış ve mutluluk içindeydim. Kendim için değil kızım için, sınıf arkadaşları için, veliler için,  sınıf öğretmeni için ve özellikle işitme engelli öğrenci için, dedesi için… Hatalarımızdan ders almak, Hayat Bilgimize bir not daha eklemekti.
Ekleme Tarihi: 12 Kasım 2025 -Çarşamba

İlk Dersimiz Hata Bilgisi

Merhaba dostlar. Hepimizin ilkokul öğrencisi olduğumuz yıllarda Hayat Bilgisi dersimiz vardı. Bugünlerde dikkatimi çeken çocuk kitaplarının dışında M. E. B Ders kitaplarından HAYAT BİLGİSİ. İLKOKUL 2. Sınıf Ders Kitaplarından olan 1. Kitap HAYAT BİLGİSİ. Yazarlar: Dr. Nagihan ŞAHİN Betül ALTUNTAŞ Gürhan DİKMEN Hüseyin GÜLEÇ Nurgül GENÇ*

Emeği geçenlere çok teşekkür ederim. İşlenen konu beni sevindiren yanı şu metindi.

"Bazı duygu, düşünce ve davranışlarımız olumsuzdur.

Arkadaşımız bize selam vermeden sırasına oturdu. Duygu: Kendimizi değersiz, dışlanmış hissedebilir; üzülebilir ya da kızabiliriz. Düşünce: Olumsuz duygularımıza olumsuz düşünceler eşlik edebilir. “Çok kaba bir davranış! Acaba bana küstü mü?” diye düşünebiliriz. Davranış: Olumsuz düşüncelerimiz sonucu arkadaşımıza kızabilir ya da küsebiliriz. Arkadaşlarımız kendilerini mutsuz ve kızgın hissedebilir, bize kırılabilirler.

Bazı duygu, düşünce ve davranışlarımız olumludur.

Arkadaşımız bize selam vermeden sırasına oturdu. Duygu: Şaşırabilir, arkadaşımızın neden böyle davrandığını merak edebiliriz. Düşünce: Olumsuz olmayan duygularımıza yapıcı düşünceler eşlik edebilir. “Beni fark etmedi. Bu sabah çok dalgın.” diye düşünebiliriz.  Davranış: Olumlu ve yapıcı düşüncelerimiz sonucu arkadaşımızın yanına gidebiliriz. Onunla nazikçe iletişime geçebiliriz. Arkadaşımız bize güvenir. Aramızda sevgi bağı oluşur. Arkadaşlık ilişkimiz gelişir.

Arkadaşlık ilişkilerimizi geliştirmek için duygu, düşünce ve davranışlarımızı kontrol etmeliyiz. Birbirimizin fikirlerine değer vermeli, farklı fikirlere de saygı duymalıyız. Arkadaşlık ilişkilerimizle ilgili öğretmenimizden ya da ailemizden destek alabiliriz…"

***

Yıllar önce bu konuya benzer bir anımı hatırladım.

Küçük kızım ilkokul 3.sınıfa gittiği dönemde onunla oturup sohbet ederiz. Derslerini takip etmek bir yana hayata ve yaşama dair olumlu, olumsuz şeyler paylaşırız. Kendisiyle baş başa kaldığımızda; bana anlatmak istediğin, seni mutlu ya da mutsuzluk veren durumlar oluyor mu? Demiştim. Kendisi bana:

  • Evet, baba sınıfımızda bir erkek öğrenci hepimize kötü davranıyor, elleriyle bazen ayak ve kollarıyla bize vuruyor.
  • Neden vuruyor ona üzdüğünüz için mi?
  • Hayır, hepimize aynı şiddeti yapıyor, kimsede onunla oynamıyor, konuşmuyor…
  • Peki, bu sınıf arkadaşınızın bir sağlık sorunu mu var?
  • Evet, işitme engeli var, işitme cihazı var ama az duyuyor.
  • Şimdi anladım. Seninle bir oyun oynayalım mı?
  • Oynayalım nasıl bir oyun?
  • Çok kolay. Birimiz kulaklarını ili eliyle kapatacak diğerimiz konuşacak. Komik ya da kötü sözcükler söyleyecek bakalım nasıl tepki vereceğiz.
  • Olur
  • Önce sen başla ben kulaklarımı sıkıca kapatıp senin ne söylediğini dudak hareketlerinden, yüzündeki mimiklerden çözmeye çalışacağım.
  • Eğlenceliymiş baba.

Öncelikle şunu bilmenizi isterim ki. Bu durumu veli toplantısında sınıf öğretmeni bize anlatmıştı. Velilerin çoğunluğu engelli çocuğun başka bir sınıfa alınmasını olmuyorsa kendi çocuklarını başka sınıflara alacaklarını anlatmışlardı.

Engelli çocuğun velisi olarak gelen dedesiydi. Öğrendik ki annesi evden ayrılmış, baba işçi geç saatlere kadar çalışıyor. Şartlar ortada. Bende durumu öğrendikten sonra neler yapabilirim düşüncesi aklımda dönüp duruyor ortak bir yol bulabiliriz duygusuyla eve dönmüştüm. Aradan geçen bir hafta sonunda çözüm olarak kızıma kurguladığım bu oyunu oynayarak farkındalık yaratmak istedim.

Oyunumuza kaldığımız yerden devam edeyim.

Kızım birçok sözcük söyledi, kedi ve köpek seslerini taklit etti. Tabii ki ben hepsini duyacak şekilde kulaklarımı kapamadan dinliyor komik sözcüklere suratımı asıyor, anlamsızca bakıyor ve tekrar surat asıyor, kızgınlığımı yüz hareketlerimle ifade ediyordum.

Sonra kızım elleriyle benim ellerimi kulaklarımdan çekti. Üzülerek

  • Baba hiç duymadığın nasılda belli komik sözcüklerime bile yüzünü astın, ne söylediysen hiç tepki vermedin.
  • Tamam, sıra bende bakalım sen nasıl tepki vereceksin dedim.

Tabii ki tek bir cümle etmeden sadece konuşuyormuş gibi ağzımı açıp kaparken gülükler atıyor, kızgınlık ifadeleriyle dudaklarımı büzüyordum. Oyun sona erdi. Kızım şakın, şaşkın bana şunu söyledi.

  • Baba anlattıklarının hiç birini duymadım, ne kızgın ne öfkeli nede sevinçliydin niye böyle oldu?
  • İşte kuzucuğum hayatımızda karşılaştığımız insanlarım yaşam biçimleri bizlerin anlayışını değiştiriyor. Ön yargılı olunca insanları anlamadan suçluyoruz. Sınıf arkadaşın neden sizi duymadığını anlamaya çalış sizin komik bulduğunuz şey onu üzüyor olabilir. Onunla dalga geçtiğinizi, kötü davrandığınızı ve yalnız bırakıldığı için size şiddet uyguluyor olabilir. Kendini onun yerine koyduğumuzda şimdi neler yaşadık düşünsene. Bizde başka insanlar gibi engelli olabilirdik. O yüzden arkadaşınızı anlamaya ona yardımcı olmaya çalışın. Oda sizin gibi biri olmak istemez miydi?
  • Evet, çok doğru…

Ardan bir iki ay geçmişti veli toplantısına eşim gitmişti. Eve döndüğünde hep birlikte oturup sohbetimizi yaparken eşim şunu söyledi.

  • Özcan sen yine ne yaptın! Sınıf öğretmeni teşekkürlerini iletti.
  • Anlamadım. Ama sağ olsun, neden teşekkür etti?
  • Ilgına ne anlattıysan oda sınıfta arkadaşlarıyla senin oyununu oynatmış. Sonrada işitme engeli olan sınıf arkadaşlarından hepsi özür dilemiş. Oyunlarına katmışlar. Ilgın sınıfına liderlik edip kaynaştırmış. Veliler şikâyetlerini geri çekmiş ve deden özür dilemişler. Sınıf öğretmeni ben bu yaşımda bir şey daha öğrendim. Özcan beye teşekkürlerimi iletirseniz tüm sınıfım ve veliler adına dedi…

Çok şaşırmış ve mutluluk içindeydim. Kendim için değil kızım için, sınıf arkadaşları için, veliler için,  sınıf öğretmeni için ve özellikle işitme engelli öğrenci için, dedesi için… Hatalarımızdan ders almak, Hayat Bilgimize bir not daha eklemekti.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.