Özcan Öztürk-Şair-Yazar
Köşe Yazarı
Özcan Öztürk-Şair-Yazar
 

Gündem Maddesi

Sosyal medyada ve çevremden gelen görsel ve yazılı materyalleri izliyor ve okuyorum. Çok uzunca bir süredir seçim sonuçları dışında televizyondan haber izlemiyorum. İnternetten takip ediyorum ilgimi çekerse. Onun dışında edebiyatla daha iç içe olmak stresten uzaklaştırıyor. Geçtiğimiz günlerde bir dostumdan gelen mesajı okuduktan sonra sizinle paylaşma gereği hissettim. Konuyla ilgili başka makale ve bilimsel bildirilerde okudum. İlginizi çekerse notlarımın arasından dip not olarak paylaşıyorum. (Tükenmişlik Olgusu: Nedenleri, Kişisel Ve Örgütsel Sonuçları)* Gündem Yorgunluğu ya da Haber Tükenmişliği Gündem yorgunluğu, bireylerin sürekli değişen, yoğun, çoğu zaman olumsuz haber akışı karşısında duygusal ve zihinsel olarak yorulmaları, ilgi kaybı yaşamaları ve bilinçli olarak gündemden uzaklaşmaları durumu. Bu yorgunluk özellikle siyasal, ekonomik ve toplumsal kriz dönemlerinde belirginleşiyor. Örneğin savaş haberleri, ekonomik krizler, politik tartışmalar, doğal afetler, seçim süreçleri gibi konularla sürekli karşı karşıya kalan kişilerde sık görülüyor Belirtileri Sürekli haber takip etme isteğinin azalması Gündemle ilgili konuşmalardan kaçınma  “Artık hiçbir şey değişmiyor” duygusu Umutsuzluk, karamsarlık veya sinir hali Sosyal medyada “mute”, “unfollow” ya da “haber sayfalarından uzak durma” davranışı Akademik Temeli Oxford Üniversitesi Reuters Institute’un her yıl yayımladığı Digital News Report’ta “news avoidance” (haber kaçınması) eğilimi son yıllarda hızla artıyor. Özellikle 2020 sonrası (pandemi, savaş, ekonomik kriz, iklim felaketleri) dönemde birçok insan “haberlerin moralimi bozduğunu” gerekçesiyle haberlerden uzaklaştığını ifade ediyor. Psikolojik açıdan bu, “duygusal tükenmişlik” ve “öğrenilmiş çaresizlik” kavramlarıyla da ilişkilendiriliyor: Kişi sürekli olumsuz bilgiye maruz kalınca, kontrol hissini yitiriyor ve zihni kendini korumak için “kapatma” moduna geçiyor. Ne Yapılabilir? Haber diyetine girmek (günde belli bir süreyle sınırlamak) Kaynak seçici olmak (analiz odaklı, güvenilir yayınları tercih etmek) Duygusal denge için sanat, doğa, spor veya insan ilişkilerine zaman ayırmak Sosyal medya detoksu yapmak Ne Yapılabilir? Sorusunun cevapları anlaşılır diye düşünüyorum. Çünkü bunu yazımın başında belirttiğim gibi uzunca bir süredir beş, altı yıldır televizyondan haber izlemiyorum. Kitap okuyor, inceleme yazıyorum ve şu birkaç aydır yazar koçluğu, yazı tasarımı danışmanlığı yapıyorum. Nedeni ise Ulus Gazetesinde yaklaşık bir yıldır yazılarımı takip eden çevreden gelen yapıcı eleştiriler neden oldu. Yazılarım daha çok toplumsal bakışımı sanat ve edebiyat üzerinden yorumlamaktı. Uzunca bir sürede böyle devam edeceğe benziyor. Kimi çevreleri rahatsız etmiş olduğum içinde ayrıca bir özür borçluyum. Yakın çevreme, arkadaşlarıma, dostlarıma Ulus Gazetesinde yazılarımı sosyal medyadan, whatsapp ve diğer paylaşımlardan duyurmaya çalışıyorum. Rahatsızlık verdiysem engellemelerini ve hatta arkadaş, dost çevresinden çıkara bileceklerini kendilerine iletiyorum. Hiç dönüş yapmayan, tepki dahi yapmayanları bir ay sabırla otokontrol yaptıktan sonra ben engelliyorum, siliyorum. Çünkü bana yapılmasını istemediğim hiçbir şeyi başkasına yapamam. Empati yoksunu olmak en kötüsü. İnanın daha verimli, sağlıklı sonuçlar alıyorum. Kalan sağlar bizimdir… Yayıncılar Birliğinin her yılın sonuna doğru yayıncılık raporlarını paylaşır. Yayıncılık sektöründe basılı ve görsel materyallerin verilerini yayıncılar ve okurların tercihlerini sergiler. Sektörün ve okur kitlesinin yıllara göre dönemsel dağılımlarını görmemiz açısından çok önemli. Hangi yayınlarda gerileme, hangi yayınlarda bir sıçrama ya da durağanlık yaşandığının haritası, grafikleri anlamamıza yardımcı olur. Sevindirici olan yıllık çocuk ve gençlik edebiyatında olan artış. ** Bu yıl yazılarımda ağırlık verdiğim çocuk ve gençlik edebiyatı üzerine olması benim açımdan sevindiriciydi. Yazılarımdaki yorumlar ve yaptığımız toplantıların ne kadar verimli geçtiğini görüp yaşamak mutlu ediyor. Nokta atışı yapmak birazda bu olsa gerek. Zaten biz edebiyatçılar neler ürettiğimizi az çok biliyor ve tanıtmaya çalışıyoruz. Asıl gerçek yetişen yeni nesile hangi dille ve nasıl aktarmamız gerektiğidir. Çocukların ve gençlerin dünyasını algılamak hiç zor olamasa gerek. Kendi yaşantımızdan yola çıkarak çocukların, gençlerin duygusuyla düşünmek ‘‘duygusal zekâ’’ görmeye çalışırsak nitelikli eserler verebiliriz. Sağlıcakla ve sevgiyle kalın. Haftaya görüşmek dileğiyle… *Tükenmişlik Olgusu: Nedenleri, Kişisel Ve Örgütsel Sonuçları.  https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/848624 **  https://turkyaybir.org.tr/wp-content/uploads/2025/05/KitapPazarRaporu2024-SON.pdf  
Ekleme Tarihi: 05 Kasım 2025 -Çarşamba

Gündem Maddesi

Sosyal medyada ve çevremden gelen görsel ve yazılı materyalleri izliyor ve okuyorum. Çok uzunca bir süredir seçim sonuçları dışında televizyondan haber izlemiyorum. İnternetten takip ediyorum ilgimi çekerse. Onun dışında edebiyatla daha iç içe olmak stresten uzaklaştırıyor. Geçtiğimiz günlerde bir dostumdan gelen mesajı okuduktan sonra sizinle paylaşma gereği hissettim. Konuyla ilgili başka makale ve bilimsel bildirilerde okudum. İlginizi çekerse notlarımın arasından dip not olarak paylaşıyorum. (Tükenmişlik Olgusu: Nedenleri, Kişisel Ve Örgütsel Sonuçları)*

Gündem Yorgunluğu ya da Haber Tükenmişliği

Gündem yorgunluğu, bireylerin sürekli değişen, yoğun, çoğu zaman olumsuz haber akışı karşısında duygusal ve zihinsel olarak yorulmaları, ilgi kaybı yaşamaları ve bilinçli olarak gündemden uzaklaşmaları durumu.

Bu yorgunluk özellikle siyasal, ekonomik ve toplumsal kriz dönemlerinde belirginleşiyor.

Örneğin savaş haberleri, ekonomik krizler, politik tartışmalar, doğal afetler, seçim süreçleri gibi konularla sürekli karşı karşıya kalan kişilerde sık görülüyor

Belirtileri

Sürekli haber takip etme isteğinin azalması

Gündemle ilgili konuşmalardan kaçınma

 “Artık hiçbir şey değişmiyor” duygusu

Umutsuzluk, karamsarlık veya sinir hali

Sosyal medyada “mute”, “unfollow” ya da “haber sayfalarından uzak durma” davranışı

Akademik Temeli

Oxford Üniversitesi Reuters Institute’un her yıl yayımladığı Digital News Report’ta “news avoidance” (haber kaçınması) eğilimi son yıllarda hızla artıyor.

Özellikle 2020 sonrası (pandemi, savaş, ekonomik kriz, iklim felaketleri) dönemde birçok insan “haberlerin moralimi bozduğunu” gerekçesiyle haberlerden uzaklaştığını ifade ediyor.

Psikolojik açıdan bu, “duygusal tükenmişlik” ve “öğrenilmiş çaresizlik” kavramlarıyla da ilişkilendiriliyor: Kişi sürekli olumsuz bilgiye maruz kalınca, kontrol hissini yitiriyor ve zihni kendini korumak için “kapatma” moduna geçiyor.

Ne Yapılabilir?

Haber diyetine girmek (günde belli bir süreyle sınırlamak)

Kaynak seçici olmak (analiz odaklı, güvenilir yayınları tercih etmek)

Duygusal denge için sanat, doğa, spor veya insan ilişkilerine zaman ayırmak

Sosyal medya detoksu yapmak

Ne Yapılabilir? Sorusunun cevapları anlaşılır diye düşünüyorum. Çünkü bunu yazımın başında belirttiğim gibi uzunca bir süredir beş, altı yıldır televizyondan haber izlemiyorum. Kitap okuyor, inceleme yazıyorum ve şu birkaç aydır yazar koçluğu, yazı tasarımı danışmanlığı yapıyorum. Nedeni ise Ulus Gazetesinde yaklaşık bir yıldır yazılarımı takip eden çevreden gelen yapıcı eleştiriler neden oldu.

Yazılarım daha çok toplumsal bakışımı sanat ve edebiyat üzerinden yorumlamaktı. Uzunca bir sürede böyle devam edeceğe benziyor.

Kimi çevreleri rahatsız etmiş olduğum içinde ayrıca bir özür borçluyum. Yakın çevreme, arkadaşlarıma, dostlarıma Ulus Gazetesinde yazılarımı sosyal medyadan, whatsapp ve diğer paylaşımlardan duyurmaya çalışıyorum. Rahatsızlık verdiysem engellemelerini ve hatta arkadaş, dost çevresinden çıkara bileceklerini kendilerine iletiyorum. Hiç dönüş yapmayan, tepki dahi yapmayanları bir ay sabırla otokontrol yaptıktan sonra ben engelliyorum, siliyorum.

Çünkü bana yapılmasını istemediğim hiçbir şeyi başkasına yapamam. Empati yoksunu olmak en kötüsü. İnanın daha verimli, sağlıklı sonuçlar alıyorum. Kalan sağlar bizimdir…

Yayıncılar Birliğinin her yılın sonuna doğru yayıncılık raporlarını paylaşır. Yayıncılık sektöründe basılı ve görsel materyallerin verilerini yayıncılar ve okurların tercihlerini sergiler. Sektörün ve okur kitlesinin yıllara göre dönemsel dağılımlarını görmemiz açısından çok önemli. Hangi yayınlarda gerileme, hangi yayınlarda bir sıçrama ya da durağanlık yaşandığının haritası, grafikleri anlamamıza yardımcı olur. Sevindirici olan yıllık çocuk ve gençlik edebiyatında olan artış. **

Bu yıl yazılarımda ağırlık verdiğim çocuk ve gençlik edebiyatı üzerine olması benim açımdan sevindiriciydi. Yazılarımdaki yorumlar ve yaptığımız toplantıların ne kadar verimli geçtiğini görüp yaşamak mutlu ediyor. Nokta atışı yapmak birazda bu olsa gerek.

Zaten biz edebiyatçılar neler ürettiğimizi az çok biliyor ve tanıtmaya çalışıyoruz. Asıl gerçek yetişen yeni nesile hangi dille ve nasıl aktarmamız gerektiğidir. Çocukların ve gençlerin dünyasını algılamak hiç zor olamasa gerek. Kendi yaşantımızdan yola çıkarak çocukların, gençlerin duygusuyla düşünmek ‘‘duygusal zekâ’’ görmeye çalışırsak nitelikli eserler verebiliriz.

Sağlıcakla ve sevgiyle kalın. Haftaya görüşmek dileğiyle…

*Tükenmişlik Olgusu: Nedenleri, Kişisel Ve Örgütsel Sonuçları.  https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/848624

**  https://turkyaybir.org.tr/wp-content/uploads/2025/05/KitapPazarRaporu2024-SON.pdf

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Nevzat
(05.11.2025 08:18 - #4087)
Sizin gibi entelektüel bir yazarı takip etmek ne kadar güzel. Her yazınız bir başka değerli ve içerikli. Özellikle bugünlerde bir başka değerlendirmelerini. Teşekkürler
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Arzu Kök
(05.11.2025 09:41 - #4088)
Özellikle son yıllarda artan haber kaçınması (news avoidance) eğilimi olarak adlandırılan bir durum bu anlattığınız. Bu yazı, yalnızca bir bireyin haberlerden yorulma sürecini değil, aynı zamanda çağımızın ruhsal panoramasını anlatıyor. Edebiyatı bir sığınak değil, bir yeniden bağ kurma alanı olarak konumlandırmanız da oldukça kıymetli.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.