Genelde kitapları iki boyutta ele alabiliriz.
Etik ve estetik boyut.
Etik boyutta; kitabın konusu, önemi, amacı, kapsamı ve dayandığı felsefi temel ile toplumsal gerçekliği üzerinde durulur.
Estetik boyut ise, yönteme ilişkindir. Eserin nasıl yazıldığı, eğer edebi bir yapıtsa, kurgusu, dil ve anlatımı, karakterleri, sanatsal derinliği, eserin biçim ve biçemi irdelenir.
Estetik, Yunanca duymak, duyumlamak, algılamak anlamına gelen aisthanestei fiilinden yapılma bir sözcüktür.
Sanat toplumsal bir bilinç biçimidir.
Sanat yapıtlarının biçim ve içeriğini toplumsal yapı ve gelişme belirler.
Her sanat yapıtı toplumsal değişim ve dönüşüme katkı sunabilmelidir.
Elbette bu kısa yazıda sanat felsefesine girecek değiliz.
Gelecek yazılarımızda konunun değişik yönlerine eğileceğiz.
Sanat felsefesinde tavrımız şudur:
Halkın, toplumun ekonomi politiğini, bu alandaki öykülerini, toplumsal bilinçlendirme amaçlarıyla, toplumsal ve bireysel gerçekliği kavramanın da yollarından biri olarak, toplumsal gerçekçilik yöntemiyle okuyup yazacağız, öğrenip anlatacağız…
Bunları yaparken elbette her an ilk planda materyalist felsefe temelinden hareket edeceğiz.
Gerçekçi bir yazar olarak, anlatımımız doğru olacak, anlatılan olaylara somut bir tarihsel yaklaşımımız olacak, karakterlerin özgün yönlerini yansıtacağız, canlı ve bireysel özelliklerini yine canlı imgelerle anlatacağız ve şahısları ait oldukları sınıfsal ortamın psikolojisiyle yazacağız.
Bu anlayış çerçevesinde, Türk ve Dünya ekonomi politiğinin edebiyata yansımasını etik ve estetik açılardan değerlendireceğiz.
Mücadelesini verdiğimiz geleceğin toplumu gerçek özgürlüktür.
Çünkü bireyin her yönüyle ve uyumlu gelişimi bu toplumda olanaklıdır.
Sömürüden kurtulmuş emek bütün sanatsal yaratıcılığın kaynağıdır.
Genelde bir yapıtın, neyi-niçin ve nasıl anlattığı yanıtlanabilirse sağlıklı bir değerlendirmenin ilk kapısından girilmiş demektir.
Elbette bundan sonra daha derinlikli olarak eserin dayandığı felsefi yaklaşım, konunun tarihsel ve toplumsal gelişimi, sanatsal biçim ve biçem incelikleri gibi estetik boyutlara da geçilmesi olanaklı olabilir.
Gerek sanatsal gerek akademik yazılarda, kitaplarda; konuyu, amacı, kapsamı, yöntemi, olgunun neliği ve gerçekliğini, tarihsel ve toplumsal gelişimini diyalektik yaklaşım çerçevesinde ortaya koyabilmek zorundayız.
Böylece geleceğin daha güzel insan yaşantısına bilimden ve sanattan hareketle önemli bir katkı yapabiliriz.