TÜRKİYELİ Ermeni Kardeşim Hrant,
Topu topu 53 yıl (1954 - 2007) yaşatmışız seni. En az benim kadar (87) yaşayacağını düşünürsek, 34 yılını çalmışız. Çok haksız, adi bir hırsızlık. Hayatının belki de en güzel, en verimli yıllarını çalmışız. I am sorry. İngiliz, bu kısacık cümle ile hem özür diler hem de üzüntüsünü belirler. Ben de, I am çok sorry.
Gelelim bu Açık Mektuba. Yaşlı bir adam, durup dururken, 53 yaşındaki Hrant Dink’e, başkalarını da ilgilendireceğini DÜŞÜNDÜĞÜ, neler söyleyecek?
Önce biraz geri gideceğiz, 1961 yılı Eylül ayına. Erivan’da geniş bir meydanda, bir gece önce trende tanıştığım Nahçıvanlı Ali ile yüksek sesle konuşarak, kapılarına etiketler yapıştırılmış evlere bakıyoruz. Ali, bir etiketteki yazıyı okuyup çeviriyor: “Bu bina … 1962 tarihinde yıkılacak yerine … katlı yenisi yapılacaktır.”
Tam o an, yüzünü hiç unutmadığım, 30 – 35 yaşlarında, hafif tombul, bir kadın boynuma sarılıp iki yanağımdan öperek, şöyle konuşmuştu: “Sen çok özlediğim İstanbul Türkçesi ile konuşuyorsun. Biraz daha konuş, lütfen.”
İşte bu mektubu yazarken o hanımı hatırladım. O, eskiden Türkiyeli Ermeni hanımı. Bugün sekiz aydır her Cuma günü gelen AGOS’ta artık bulamadığım, bir Türk’ü Türk olduğu için kucaklayan hanımdaki dostluğu-sıcaklığı.
Senin gazeten biz Türklere karşı BUZ gibi. Hiç YOKMUŞUZ gibi, olumsuz olaylar haberleri dışında. Abonesi olduğum son sekiz ayda AGOS’a göre biz Türkler kayda değer hiçbir şey yapmamışız. Voleybolcu kızlarımızın Dünya İkinciliğine bile sevinememiş AGOS. Tek bir satır yok.
Ben, 2019 yılı Ağustos ayında, Cambridge’ten arkadaşım Robert Cox ile ortak kitabımızın ilk baskısı çıktığında, AGOS’un künyesinde adı olan herkese birer adet göndermiş ve bir mail ile “1915’de gerçekten neler olduysa birlikte araştıralım, bulalım ve birlikte yayımlayalım” demiştim. AGOS’tan tek bir cevap almamıştım. O mail arşivimde saklı.
Ermeni Kardeşim Hrant,
16 milyon kişinin yaşadığı İstanbul’da en büyük Hristiyan topluluk Ermeniler. 1955 yılı Eylül ayında yaşanan üzücü olaylarda 50 bin Ermeni varmış, bugün 65 – 70 bin. Azalmamış, artmış. Patrik Maşalyan, bizi, gidip Trump’a – Mrump’a şikâyet etmediği gibi, tam tersine, çok önemli bir gerçeği açıklamış: “DİYASPORA 100 Yıl Geride Kaldı” 2 Ocak 2020, AKŞAM Gazetesi, EK-1.
Başta eşin Rakel Hanım ve adını taşıyan Vakıf, her fırsatta “Türkler soykırım yaptı” diyor. ABD Başkanları da faturayı kesiyorlar, her yıl 24 Nisan günleri, aynı sözcüklerle yayımladıkları bildirilerle: “…1.5 milyon Ermeni… katledildi...”
Eğer Türkler soykırım yapmış ve 1.5 milyon Osmanlı Ermeni’sini katletmiş olsa idi;
Sen Malatya’da, Rakel Hanım Silopi’de gelemezdiniz bu dünyaya,
Türkiye ve Türk düşmanı Kayserili Kardaşyan, 22 Nisan 1927 günü, “Bugün, yaklaşık bir milyon, ABD Vatandaşı olan, (Osmanlı) Ermeni’si…” diye başlayamazdı protesto konuşmasına (ABD Arşiv Belgesi),
1915 – 1916 kışının tam ortasında 486 000 Osmanlı Ermeni’si Vilayeti Sitte’den Suriye’ye sağ-salim varmış olamazdı. (8 Şubat 1915 tarihli ABD Halep Konsolosu Mektubu),
Rus Prensi Şakhovski, 8 Ekim 1916 tarihli 4 sayfalık Telgrafında, “Yaklaşık bir yıldır Van-Bitlis bölgesindeyim. Burada Ermeni köyleri-köylüleri, Ermeni halkı, Ermeni çeteleri var…” açıklamasını yapamazdı. (Çarlık Rusya’sı Arşiv Belgesi),
1955 Yılında New York’ta faaliyette bulunan Ermeni Enformasyon Servisi Editörü Arthur Derunyan, şu açıklamayı yapamazdı: “Rus askerleri; 1917 Ekim sonundan itibaren işgal bölgesinden (Doğu Anadolu’dan) kuzeye doğru çekilip çıkınca, geride bıraktıkları ağır silahları ve bölgenin yönetimini o tarihte bölgede var olan Ermeniler devralmışlardı.”
1918 yılı Mart ayında Trabzon’da, Güney Kafkasyalılar (Gürcüler-%33, Azerbaycanlılar-%30, Ermeniler-%27 ve diğerleri-%10) ile Osmanlı Devleti arasında toplanan Barış Arayışı Konferans’ında, Taşnak Partisi adına şu yazılı talep açıklanamazdı: “Doğu Anadolu için, Osmanlı Devleti içinde özerklik.” (Hani tek bir Ermeni kalmamıştı Doğu Anadolu’da?)
Anılan Konferans’ta 25 Mart günü özel bir görüşmede, Taşnak Partisi Baş Temsilcisi Hatisyan, Osmanlı Devleti Heyeti Başkanı Rauf Bey’den (Orbay) şunu isteyemezdi: “1915 Ağustos ayında Vilayeti Sitte’den Rusya’ya iltica eden 400 bin Ermeni için geri dönüş izni”
Hatisyan 1930 yılında Atina’da basılan, çok ayrıntılı (368 sayfa), Ermenistan Cumhuriyeti’nin (EC) Doğuşu ve Gelişimi başlıklı kitabında, EC’nin 28 Mayıs 1918 tarihinde Osmanlı Devleti’nin Ültimatomu doğrultusunda kurulduğunu ve 4 Haziran’da Batum’da Osmanlı Devleti ile Ermenistan Cumhuriyeti arasında Barış ve Dostluk Antlaşması imzalandığını yazamazdı. Soykırım yapanla dostluk antlaşması ???
Ermeni Kardeşim Hrant, Eğri Oturup[1] Doğruları Konuşursak,
Gördüğün gibi, 4 Haziran 1918 günü el sıkışıp artık DOST olduğumuzda[2] Ermenilerin;
- 486 bini Suriye’de, (Daha sonra bir kısmı Çukurova’ya gelmiş ve 1921’de geri gitmişti.)
- 400 bini Rusya’da, (Hatisyan’ın geri dönüş izni istedikleri)
- 200 bini Doğu Anadolu’da, (Derunyan’ın belirttiği senin ve eşinin dedeleri)
- 200 bini Türk aileler tarafından koruma altına alınan kadın ve çocuklar, EK -2[3]
- 314 bini Trakya, İstanbul ve Batı Anadolu’da,[4]
Toplamda 1 milyon 600 bini HAYATTAYMIŞ. İşte bu nedenle, akıl sahibi herkesin göreceği ve kabul edeceği gibi SOYKIRIM-MOYKIRIM iddiası DOĞRU değil. NOKTA.
27 Mayıs 1915 tarihinde Osmanlı Devleti askeri zorunluluk[5] nedeniyle ‘Sevk ve İsyan Kanunu Muvakkat’ (Kanun hükmünde kararname) kabul ve ilan etmişti. Bu kanuna göre vatana ihanet edenler kurşuna dizilmeyecek, savaş bölgesinden dışarı çıkarılarak Suriye’ye ve Kuzey Irak’a gönderilecekti.
Uygulama 1 Haziran 1915 – 15 Mart 1916 arasında olacaktı. Ancak kış şartları nedeni ile 25 Kasım 1915 tarihinde yayımlanan bir genelge ile yoldaki kafileler dışında yeni sevk olmayacaktı. Böylelikle SOYKIRIM yapıldığı iddia edilen süre ortalama 7 aydı.
Auschwitz’te Hitler Almanya’sı 3 yılda özel geliştirilen zehirli gazlar kullanarak 1.3 milyon Yahudi öldürebilmişti.
Netenyahu 2 yılda tanklar ve çok etkili ağır bombardıman uçakları kullanarak ancak 80 bin kadar Gazzeliyi katletti.
1915 koşullarında, Sarıkamış Faciası sonunda Doğu Anadolu’daki 3. Ordu’nun kolu - kanadı kırılmış ve Çanakkale’de İngiliz ile Fransız ordularına karşı hayati bir savunma yapabilmek için tüm askeri güçlerle çarpışırken; olmayan asker, olmayan tüfek ve olmayan mühimmat[6] ile Osmanlı’nın 7 ayda Suriye’ye 486 bin Ermeni’yi sevk ve orada iskan ettiği gerçeğine rağmen 1.5 milyon Ermeni’yi katlettiği iddiası absürt değil de sence nedir?
Keşke bunları karşılıklı görüşebilseydik. I am gerçekten çok SORRY.
MEHMET ARİF DEMİRER, TÜRK-ERMENİ KONUSUNU ARAŞTIRMA VAKFI KURUCUSU
NOT: Bu Mektup’taki tüm bilgiler, KAYNAK bilgileri dahil, Ocak (2025) ayında yayımladığım “AGOS Dergisi”nde vardır. Kapağındaki ARTİN PENİK ile ilgili paralı ilan önerimizin kabul edilmediği bilgisini de vurguladığım. Dergi, AGOS’a gönderilmiştir. Tepki: SIFIR, BUZ gibi.
EK-1
EK-2
AGOS’ta BİR İLAN
NOT: 10 EKİM 2025 GÜNÜ AYLİN HANIMI ARADIK. BABAANNESİ’NİN ERMENİ ANNESİ ASİYE HAKKINDA BİLGİ ALMAK İSTEDİK. TEK ÖĞRENEBİLDİĞİMİZ ŞU OLDU: BABAANNESİNİN AİLESİ ASİYE’Yİ SOKAKTA BULMUŞ, YANLARINA ALMIŞ VE BÜYÜTMÜŞLER.
[1] BEN ARTIK KAMBURUM ÇIKTI, EĞRİ OTURUP YALNIZ DOĞRULARI KONUŞMAYA ÖZEN GÖSTERİYORUM
[2] ESKİDEN OLDUĞU GİBİ
[3] SENİN ADINI TAŞIYAN VAKIF’A GÖRE “MÜSLÜMANLAŞTIRILMIŞ.” BU, ÇOOOOOOOOOOOOOOOOOOK YANLIŞ VE HAKSIZ BİR SUÇLAMA, BKZ. EK-2 VE “AYTUN ÇIRAY’IN YENGESİ”
[4] KAYNAK: ABD NARA ARŞİV BELGESİ VE LEPSIUS.
[5] TAŞNAKLAR, 1914 YILI AĞUSTOS AYINDA ALDIKLARI KONGRE KARARI DOĞRULTUSUNDA BİR OLASI OSMANLI – RUS SAVAŞINDA RUS ORDULARINA “MÜMKÜN HER ŞEKİLDE YARDIMCI” OLACAKLARDI. BU HEDEFE YÖNELİK OLARAK ON BİNLERCE SİLAHLANDIRILMIŞ ERMENİ GENCİ (GÖNÜLLÜLER) ASKERİ EĞİTİM ALMIŞTI
1915 YILI MART – NİSAN AYLARINDA İTİBAREN, SARIKAMIŞ FACİASINDAN SONRA DOĞU ANADOLU’DA OLUŞAN ASKER BOŞLUĞUNDAN YARARLANARAK, GELİBOLU’DA DEVAM EDEN İNGİLİZ VE FRANSIZ SALDIRILARI İLE EŞANLI OLARAK, AYAKLANAN ERMENİLER, VAN ŞEHİR MERKEZİNİ ELE GEÇİRMİŞ VE 20 MAYIS 1915 GÜNÜ RUS ASKERLERİNE TESLİM ETMİŞLERDİ. İŞTE “ASKERİ ZORUNLULUK” BU İDİ.
KAYNAKLAR: PASTIRMACIYAN (1918), KAÇAZNUNİ (1923), ERİCKSON (2011)
