Damla Kumul / Astrolog-Araştırmacı-Yazar- Sanatçı
Köşe Yazarı
Damla Kumul / Astrolog-Araştırmacı-Yazar- Sanatçı
 

Z KUŞAĞINA ASTROLOJİK BAKIŞ

Bilindiği gibi Samanyolu Galaksisi'nde her gezegenin kendi ve güneş etrafındaki yolculuklarını tamamlama süreleri farklıdır. Bu süreler bize astrolojik olarak, gezegenlerin burç değiştirmesini sunar. Örneğin, döngüleri her gün değişen, dolunan, hilalleşen ve bazen de gecenin karanlığında kaybolan Ay, yaklaşık 2.5 günde bir burç değiştirmektedir. Güneş'ten uzaklaştıkça gezegenlerin burç değiştirme süresi artmaktadır. Bu nedenle, Samanyolu'nun en uç gezegenleri bize doğum haritasındaki kişisel özelliklerimizden ziyade, jenerasyonları, devrimleri ve kuşakları anlatır. Bunun en önemli göstergesi ise Plüton'dur. Ben de bu yazımda 1998-2008 arası doğan neslin jenerasyonu Plüto Yay'a ve Z kuşağı ile arasındaki ilişkiye ışık tutacak; kendi jenerasyonumun anlaşılmadığı noktaları astrolojik ve psikanalitik bir düzlemden yorumlayacağım. Yay, sembolize edildiği yaydan fırlamış ok misali, sınırları aşan ve ufuk genişleten bir burçtur. İnanç, anlam, yüksek öğrenim, seyahat, kültürler arası köprüler ve hakikat arayışıyla ilgilidir. Plüton ise değişimi, yıkımı, yeniden doğumu, gizil gücü ve ortaya çıkmayı bekleyen potansiyelleri gösterir. Yıkmak, yeniden doğurmak, derinlemesine dönüştürmek ister. Bu yüzden Plüton Yay dönemleri, fikirlerin ve inançların yerinden oynadığı, dogmaların sorgulanıp yıkıldığı bir çağın sembolüdür. Yay burcu doğası gereği yola çıkan, öğrenen, öğreten bir burçtur. Plüton'un burada olması, kutsal olanın sorgulanacağı, yeni hakikat biçimlerinin doğacağı bir çağın ve bu çağı getirecek insanların habercisidir. Tarih, önceki Pluto Yay geçişlerinde de benzer titreşimler göstermiştir. Bunun en güzel örneği 1748–1762 yıllarında, yani Aydınlanma Çağı'nın en parlak günlerinde Plüton'un yine Yay burcunda olmasıdır. O günlerde halkın kolektif aklı, din ve iktidarın zincirlerini kırmaya başlamış, fikirsel bir devrimin kıvılcımları doğup harlanmıştır. Aydınlanma filozoflarının yazıları kısa süre sonra Amerikan ve Fransız Devrimleri’ni beslemiştir. İnanç yerine bilgi, dogma yerine özgür düşünce geçmiştir. Günümüzde ise bu ateşi, uyum sağlamak için değil, yeniden tanımlamak için doğan Z jenerasyonu taşımaktadır. Bu da bize, Z kuşağının çoğu zaman tembel, ilgisiz veya apolitik olarak yaftalanmasının, aslında onların klasik iktidar biçimlerini ve kalıplaşmış sosyal interaksiyonları reddetmelerinden kaynaklanıyor olabileceğini düşündürmektedir. Belki de biz Z kuşağı, meydanlardan önce; kendi yaşam biçimimizde, kimliklerimizde, ilişkilerimizde devrim yapıyor; sessiz bir şekilde, sistemi içerden çözerek ve eski dünyaya ait hiyerarşileri reddederek dönüşüm yaratıyoruz. Plüton Yay enerjisi, bu kuşağa “neden?” diye sorma cesareti verdi. Neden böyle yaşamalıyım? Neden bu şekilde inanmalıyım? Neden boyun eğmeliyim? Bir zamanların Fransız Devrimi'ni yapan bu kuşak, bugün aynı enerji ile Nepal'de yozlaşmış hükumeti yıktı. Bakalım bu sorgulama ve devinim ateşi bizde nasıl kıvılcımlar alevlendirecek.
Ekleme Tarihi: 18 Ekim 2025 -Cumartesi

Z KUŞAĞINA ASTROLOJİK BAKIŞ

Bilindiği gibi Samanyolu Galaksisi'nde her gezegenin kendi ve güneş etrafındaki yolculuklarını tamamlama süreleri farklıdır. Bu süreler bize astrolojik olarak, gezegenlerin burç değiştirmesini sunar. Örneğin, döngüleri her gün değişen, dolunan, hilalleşen ve bazen de gecenin karanlığında kaybolan Ay, yaklaşık 2.5 günde bir burç değiştirmektedir.

Güneş'ten uzaklaştıkça gezegenlerin burç değiştirme süresi artmaktadır. Bu nedenle, Samanyolu'nun en uç gezegenleri bize doğum haritasındaki kişisel özelliklerimizden ziyade, jenerasyonları, devrimleri ve kuşakları anlatır. Bunun en önemli göstergesi ise Plüton'dur. Ben de bu yazımda 1998-2008 arası doğan neslin jenerasyonu Plüto Yay'a ve Z kuşağı ile arasındaki ilişkiye ışık tutacak; kendi jenerasyonumun anlaşılmadığı noktaları astrolojik ve psikanalitik bir düzlemden yorumlayacağım.

Yay, sembolize edildiği yaydan fırlamış ok misali, sınırları aşan ve ufuk genişleten bir burçtur. İnanç, anlam, yüksek öğrenim, seyahat, kültürler arası köprüler ve hakikat arayışıyla ilgilidir. Plüton ise değişimi, yıkımı, yeniden doğumu, gizil gücü ve ortaya çıkmayı bekleyen potansiyelleri gösterir. Yıkmak, yeniden doğurmak, derinlemesine dönüştürmek ister. Bu yüzden Plüton Yay dönemleri, fikirlerin ve inançların yerinden oynadığı, dogmaların sorgulanıp yıkıldığı bir çağın sembolüdür. Yay burcu doğası gereği yola çıkan, öğrenen, öğreten bir burçtur. Plüton'un burada olması, kutsal olanın sorgulanacağı, yeni hakikat biçimlerinin doğacağı bir çağın ve bu çağı getirecek insanların habercisidir.

Tarih, önceki Pluto Yay geçişlerinde de benzer titreşimler göstermiştir. Bunun en güzel örneği 1748–1762 yıllarında, yani Aydınlanma Çağı'nın en parlak günlerinde Plüton'un yine Yay burcunda olmasıdır. O günlerde halkın kolektif aklı, din ve iktidarın zincirlerini kırmaya başlamış, fikirsel bir devrimin kıvılcımları doğup harlanmıştır. Aydınlanma filozoflarının yazıları kısa süre sonra Amerikan ve Fransız Devrimleri’ni beslemiştir. İnanç yerine bilgi, dogma yerine özgür düşünce geçmiştir.

Günümüzde ise bu ateşi, uyum sağlamak için değil, yeniden tanımlamak için doğan Z jenerasyonu taşımaktadır.

Bu da bize, Z kuşağının çoğu zaman tembel, ilgisiz veya apolitik olarak yaftalanmasının, aslında onların klasik iktidar biçimlerini ve kalıplaşmış sosyal interaksiyonları reddetmelerinden kaynaklanıyor olabileceğini düşündürmektedir.

Belki de biz Z kuşağı, meydanlardan önce; kendi yaşam biçimimizde, kimliklerimizde, ilişkilerimizde devrim yapıyor; sessiz bir şekilde, sistemi içerden çözerek ve eski dünyaya ait hiyerarşileri reddederek dönüşüm yaratıyoruz.

Plüton Yay enerjisi, bu kuşağa “neden?” diye sorma cesareti verdi.

Neden böyle yaşamalıyım?

Neden bu şekilde inanmalıyım?

Neden boyun eğmeliyim?

Bir zamanların Fransız Devrimi'ni yapan bu kuşak, bugün aynı enerji ile Nepal'de yozlaşmış hükumeti yıktı. Bakalım bu sorgulama ve devinim ateşi bizde nasıl kıvılcımlar alevlendirecek.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.