Arzu Kök - Şair ve Yazar
Köşe Yazarı
Arzu Kök - Şair ve Yazar
 

Deli Eve Gelirse-Nevres Pfister

Nevres Pfister imzalı bir romandan bahsedeceğim bugün size. Bir falcı kadının zamanında fal baktığı gelişen olaylara şahit olduğu olayları belki ders alması belki yaşamı ve insanları tanıması adına anlattığı yaşam öykülerinden bir tanesi olarak başlıyor roman. Ancak gerek kurgusu gerek anlatım şekliyle okuyucuyu sürükleyen bir tarafı var. “Romanlar bize gündeliğin sıradanlığının yanı sıra büyüsünü de verir; şeylere sıradışılık zerk eder, cansız dünyaya can katar, çoğu zaman gözden kaçan, sıradan fenomenlerin estetik, duygusal, hatta metafizik anlamların birer taşıyıcısı halini alarak ışık saçmalarını sağlar.” der Rita Felski ve çok doğru söyler. “Deli Eve Gelirse” de işte tüm bunları içinde barındıran bir roman. Dünyanın kendine biçtiği elbiseyi görmezden gelmek metafiziğin işe yaramaz haliyse, yaşlılığı, gençliği, deliliği düşünmek gerek. Belki de ‘yaşlı’, ‘deli’ diye yaftalananlar gerçek bir hazinedir değeri bilinmeyen. Roman ile bunu sorgulamak farklı ufuklar açıyor insana hiç ummadığı. Yükleri altında ezilmiş, evlerinde kendilerine ve başkalarına hapis olmuş insanların öyküleri var burada. Söylemek istediklerini söyleyememiş, yaşamak istediklerini yaşayamamış, başkalarının hayatlarını yaşamış, iç seslerinden korkmuş insanların öyküleri bunlar. Bu yaşanmamışlıkların insanı getirdiği nokta… Falcı kadın aklın, başarının, başarısızlığın, iyilik ve kötülüğün sokaklarında dolaştırıyor bizi. Kendi ve toplum labirentinde kaybolmuş insanların evleri, sokakları nasıl bir tımarhaneye çevirdiğini anlatıyor. İnsafsızlıkla kılıç çekenlerin sonunda insafsızların kılıcıyla öleceğini anlatıyor. Bir delinin olayların iç yüzünü nasıl görüp, sezinlediğini anlatıyor. Toplum ile deli ruhunun nasıl bir kesişme olduğunu görüyoruz okurken. İnsanoğlunun hep bir eş arayan zavallı ruhunu bir türlü alıştıramadığı teklik halini, bu hale duyulan isteğin yarattığı dayanılmaz çaresizliği ve çelişkiye, toplumsal bir varlık olma ile bir tekil olma arasındaki sonsuz ruhsal çatışmayı görüyor, sorguluyoruz. “Aykırı hayat, hayatın insanlık dışı akıntısına karşı kürek çeken hayattır.” derler, ancak aykırı hayat bir aynadır aynı zamanda. Bu aynada herkes iyi ya da kötü tarafta görebilir kendini bir anlamda, yeter ki o aynaya bakma cesareti olsun. Nevres Pfister’in bu romanı o aynaya bakma cesareti olanları çağırıyor. Kurgusunun tutarlılığı, kültürel arka planının, sözcük dağarcığının zenginliği, yetkin biçemi açısından değerli bir eser var karşınızda ve bu eser İzan Yayıncılık’tan çıktı, toplamda 355 sayfa. Keyifli okumalar.
Ekleme Tarihi: 07 May 2025 - Wednesday

Deli Eve Gelirse-Nevres Pfister

Nevres Pfister imzalı bir romandan bahsedeceğim bugün size. Bir falcı kadının zamanında fal baktığı gelişen olaylara şahit olduğu olayları belki ders alması belki yaşamı ve insanları tanıması adına anlattığı yaşam öykülerinden bir tanesi olarak başlıyor roman. Ancak gerek kurgusu gerek anlatım şekliyle okuyucuyu sürükleyen bir tarafı var.

“Romanlar bize gündeliğin sıradanlığının yanı sıra büyüsünü de verir; şeylere sıradışılık zerk eder, cansız dünyaya can katar, çoğu zaman gözden kaçan, sıradan fenomenlerin estetik, duygusal, hatta metafizik anlamların birer taşıyıcısı halini alarak ışık saçmalarını sağlar.” der Rita Felski ve çok doğru söyler. “Deli Eve Gelirse” de işte tüm bunları içinde barındıran bir roman.

Dünyanın kendine biçtiği elbiseyi görmezden gelmek metafiziğin işe yaramaz haliyse, yaşlılığı, gençliği, deliliği düşünmek gerek. Belki de ‘yaşlı’, ‘deli’ diye yaftalananlar gerçek bir hazinedir değeri bilinmeyen. Roman ile bunu sorgulamak farklı ufuklar açıyor insana hiç ummadığı.

Yükleri altında ezilmiş, evlerinde kendilerine ve başkalarına hapis olmuş insanların öyküleri var burada. Söylemek istediklerini söyleyememiş, yaşamak istediklerini yaşayamamış, başkalarının hayatlarını yaşamış, iç seslerinden korkmuş insanların öyküleri bunlar. Bu yaşanmamışlıkların insanı getirdiği nokta…

Falcı kadın aklın, başarının, başarısızlığın, iyilik ve kötülüğün sokaklarında dolaştırıyor bizi. Kendi ve toplum labirentinde kaybolmuş insanların evleri, sokakları nasıl bir tımarhaneye çevirdiğini anlatıyor. İnsafsızlıkla kılıç çekenlerin sonunda insafsızların kılıcıyla öleceğini anlatıyor. Bir delinin olayların iç yüzünü nasıl görüp, sezinlediğini anlatıyor. Toplum ile deli ruhunun nasıl bir kesişme olduğunu görüyoruz okurken.

İnsanoğlunun hep bir eş arayan zavallı ruhunu bir türlü alıştıramadığı teklik halini, bu hale duyulan isteğin yarattığı dayanılmaz çaresizliği ve çelişkiye, toplumsal bir varlık olma ile bir tekil olma arasındaki sonsuz ruhsal çatışmayı görüyor, sorguluyoruz.

“Aykırı hayat, hayatın insanlık dışı akıntısına karşı kürek çeken hayattır.” derler, ancak aykırı hayat bir aynadır aynı zamanda. Bu aynada herkes iyi ya da kötü tarafta görebilir kendini bir anlamda, yeter ki o aynaya bakma cesareti olsun. Nevres Pfister’in bu romanı o aynaya bakma cesareti olanları çağırıyor.

Kurgusunun tutarlılığı, kültürel arka planının, sözcük dağarcığının zenginliği, yetkin biçemi açısından değerli bir eser var karşınızda ve bu eser İzan Yayıncılık’tan çıktı, toplamda 355 sayfa. Keyifli okumalar.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Deniz
(16.05.2025 12:21 - #3106)
Harika bir kitap. Ben de okudum , yazarın kalemi çok güçlü.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.