Prof.Dr. KEMAL DURUHAN
Köşe Yazarı
Prof.Dr. KEMAL DURUHAN
 

Kürt Kapanı – Suriye’de Otonomi, Türkiye’de Açılım Tuzağı

Çukur derin. Ne de olsa Yahudi ve Anglo-Sakson zekâsının dokusu bu. Suriye sahnesi uluslararası kamuoyuna açık bir tiyatro sahnesi gibi işletiliyor. Oysa Türkiye’de oynanan, çok daha eski bir halk geleneğinin parodisi: bir orta oyunu. Kavuklu kim, pişekâr kim, perde arkasındaki komisyoncular kim, net değil. Ama ortada kesin olan bir şey var: Bu bir kapan. Adı da “Kürt Kapanı”.   Fakat bu kapanın içine yalnızca Kürtler değil, uzun vadede Türkler, Aleviler, Araplar ve bölgenin diğer halkları da çekilecek. Çukurdan çıkan olmayacak; çıkan da lime lime edilmiş, iradesi elinden alınmış bir halk olacak.   Kürtler İçin Kapanın Senaryosu   Önce mezhep farklılıkları üzerinden bölünecekler: Alevi–Sünni ayrımı keskinleştirilecek. Ardından etnik varyantlar devreye girecek: Kürt–Zaza ayrılığı. Sonra sıra lehçeler ve aşiretler üzerinden parçalamaya gelecek. Her bir ayrım, kapanın içini daraltan bir dişli olacak.   Bununla da kalmayacak:   Ermeniler, tarihsel iddialarını güncelleyerek Kürtlerden yerleşim ve toprak talebinde bulunacak.   Kökeni Yahudi olan Kürtler, “Beyaz Kürt” olarak ayrıcalıklı bir statüde öne çıkarılacak. Diğer Kürtler ise bu hegemonya altında, ağaların marabası gibi yaşamaya mahkûm edilecek.   “Vatandaş” sıfatı eriyecek, yerine “tebaa” sıfatı geçecek.   Sonuçta Kürtler, Türkiye Cumhuriyeti’nin yurttaşı iken kendi ülkelerinde kul-köle statüsüne indirgenecek. Afganistan’ın paramparça halkları gibi: dağınık, yoksul, sömürülmüş ve esamesi okunmayan bir topluluk.   Suriye’de Açık Oyun, Türkiye’de Orta Oyunu   Suriye sahnesinde ABD ve İsrail’in yazdığı senaryonun dekorları hazır: federatif yapılar, özerklik vaatleri, güvenli bölge kurguları. Uluslararası kamuoyuna “demokratikleşme” ve “özgürlük” tiyatrosu sergileniyor.   Türkiye’de ise aynı oyun, halkın gözüne eski usul orta oyunuyla sokuluyor. Açılım süreci denen perdenin arkasında rol paylaşımı belirsiz:   Kavuklu kim?   Pişekâr kim?   Seyirciyi yönlendiren komisyoncular kim?   Cevap ortada yok. Ama oyun, bir kapan oyunu. Açılımın adı demokrasi, içi tuzak.   “Dokunan Don” ve Türkiye’nin Pozisyonu   Bu kapan aslında dışarıda dokunmuş bir kumaş: ABD ve İsrail’in dokuduğu don. Bu donun giydirilmeye çalışıldığı halk Kürtler; pazarı kurulmak istenen ülke ise Türkiye.   Türkiye bu pazara izin verirse, yalnızca Kürtler değil; Türkler, Aleviler, Araplar da aynı kapanın içinde öğütülecek. İç kavgalarla dağıtılmış, kimlikleri parçalanmış, dışarıya bağımlı bir coğrafya ortaya çıkacak.   Bu yüzden yapılması gereken, basit ama hayati:   Arkayı iyi kollamak.   Öndeki dekoru yutmamak.   Sağı–solu sürekli kontrol etmek.   Ve en önemlisi, açılımın bir tuzak olduğunu bilmek.   Sonuç: Kapanın İçi Hepimize Dar   Kürt Kapanı sadece Kürtlerin kapanı değildir. İçine düşecek olan, bu coğrafyanın bütün halklarıdır. Yahudi–Anglo-Sakson zekâsının bu senaryosu, etnik ve mezhepsel fay hatlarını tetikleyerek herkesi lime lime etmeyi hedeflemektedir.   Bugün açılım diye pazarlanan şey, yarın bir kapan olarak üzerimize kapanacaktır. Bunu görmek, uyanık kalmak ve oyunu bozmak Türkiye’nin ve bölgedeki bütün halkların en temel sorumluluğudur.
Ekleme Tarihi: 05 Eylül 2025 -Cuma

Kürt Kapanı – Suriye’de Otonomi, Türkiye’de Açılım Tuzağı

Çukur derin. Ne de olsa Yahudi ve Anglo-Sakson zekâsının dokusu bu. Suriye sahnesi uluslararası kamuoyuna açık bir tiyatro sahnesi gibi işletiliyor. Oysa Türkiye’de oynanan, çok daha eski bir halk geleneğinin parodisi: bir orta oyunu. Kavuklu kim, pişekâr kim, perde arkasındaki komisyoncular kim, net değil. Ama ortada kesin olan bir şey var: Bu bir kapan. Adı da “Kürt Kapanı”.
 
Fakat bu kapanın içine yalnızca Kürtler değil, uzun vadede Türkler, Aleviler, Araplar ve bölgenin diğer halkları da çekilecek. Çukurdan çıkan olmayacak; çıkan da lime lime edilmiş, iradesi elinden alınmış bir halk olacak.
 
Kürtler İçin Kapanın Senaryosu
 
Önce mezhep farklılıkları üzerinden bölünecekler: Alevi–Sünni ayrımı keskinleştirilecek. Ardından etnik varyantlar devreye girecek: Kürt–Zaza ayrılığı. Sonra sıra lehçeler ve aşiretler üzerinden parçalamaya gelecek. Her bir ayrım, kapanın içini daraltan bir dişli olacak.
 
Bununla da kalmayacak:
 
Ermeniler, tarihsel iddialarını güncelleyerek Kürtlerden yerleşim ve toprak talebinde bulunacak.
 
Kökeni Yahudi olan Kürtler, “Beyaz Kürt” olarak ayrıcalıklı bir statüde öne çıkarılacak. Diğer Kürtler ise bu hegemonya altında, ağaların marabası gibi yaşamaya mahkûm edilecek.
 
“Vatandaş” sıfatı eriyecek, yerine “tebaa” sıfatı geçecek.
 
Sonuçta Kürtler, Türkiye Cumhuriyeti’nin yurttaşı iken kendi ülkelerinde kul-köle statüsüne indirgenecek. Afganistan’ın paramparça halkları gibi: dağınık, yoksul, sömürülmüş ve esamesi okunmayan bir topluluk.
 
Suriye’de Açık Oyun, Türkiye’de Orta Oyunu
 
Suriye sahnesinde ABD ve İsrail’in yazdığı senaryonun dekorları hazır: federatif yapılar, özerklik vaatleri, güvenli bölge kurguları. Uluslararası kamuoyuna “demokratikleşme” ve “özgürlük” tiyatrosu sergileniyor.
 
Türkiye’de ise aynı oyun, halkın gözüne eski usul orta oyunuyla sokuluyor. Açılım süreci denen perdenin arkasında rol paylaşımı belirsiz:
 
Kavuklu kim?
 
Pişekâr kim?
 
Seyirciyi yönlendiren komisyoncular kim?
 
Cevap ortada yok. Ama oyun, bir kapan oyunu. Açılımın adı demokrasi, içi tuzak.
 
“Dokunan Don” ve Türkiye’nin Pozisyonu
 
Bu kapan aslında dışarıda dokunmuş bir kumaş: ABD ve İsrail’in dokuduğu don. Bu donun giydirilmeye çalışıldığı halk Kürtler; pazarı kurulmak istenen ülke ise Türkiye.
 
Türkiye bu pazara izin verirse, yalnızca Kürtler değil; Türkler, Aleviler, Araplar da aynı kapanın içinde öğütülecek. İç kavgalarla dağıtılmış, kimlikleri parçalanmış, dışarıya bağımlı bir coğrafya ortaya çıkacak.
 
Bu yüzden yapılması gereken, basit ama hayati:
 
Arkayı iyi kollamak.
 
Öndeki dekoru yutmamak.
 
Sağı–solu sürekli kontrol etmek.
 
Ve en önemlisi, açılımın bir tuzak olduğunu bilmek.
 
Sonuç: Kapanın İçi Hepimize Dar
 
Kürt Kapanı sadece Kürtlerin kapanı değildir. İçine düşecek olan, bu coğrafyanın bütün halklarıdır. Yahudi–Anglo-Sakson zekâsının bu senaryosu, etnik ve mezhepsel fay hatlarını tetikleyerek herkesi lime lime etmeyi hedeflemektedir.
 
Bugün açılım diye pazarlanan şey, yarın bir kapan olarak üzerimize kapanacaktır. Bunu görmek, uyanık kalmak ve oyunu bozmak Türkiye’nin ve bölgedeki bütün halkların en temel sorumluluğudur.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Kgc
(14.09.2025 22:46 - #3730)
Aklın yolu birdir. Emek ve satırlarınıza teşekkürler
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.