At ve Fili Piyonlara Devirtmeyeceğiz...
Bugün bize açılım, federasyon, demokrasi paketi diye satılanların hepsi aslında dünün Sevr’inden başka bir şey değildir. Adına ne derlerse desinler, özünde hedef bellidir: Ortadoğu’yu, özellikle Fırat ve Dicle havzasını kontrol altına almak.
Çünkü dünya değişiyor, iklim değişiyor; su artık petrolden bile değerli. Ve bu coğrafyada kim suyu tutarsa, geleceğin kaderini de o belirler. Dün Haçlı orduları bu topraklara su yolları için gelmişti, bugün ise maskeli yüzleriyle emperyalizm aynı hedefin peşinde: Fırat ve Dicle’nin hâkimi olmak.
Ama unuttukları bir şey var: Bu milletin damarlarında dolaşan kan kadar, nehirlerinde akan su da özgürdür.
Gazi Mustafa Kemal, “Yurtta sulh, cihanda sulh” derken hiçbir zaman zulme, sömürüye, iki yüzlülüğe kapı aralamadı. O sözün ardında hem adalet vardır, hem de bağımsızlığın şimşek gibi çakan iradesi. “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır; o satıh bütün vatandır” derken de işte bu topraklarda suyun, ekmeğin, bayrağın bölünmezliğini kastetti.
Bizim için Fırat da Dicle de vatanın şahdamarıdır.
Nasıl ki vücudumuz susuz yaşayamazsa, Türkiye de bu nehirlerin sağlam rejiminden koparıldığında yaşayamaz.
O yüzden biz diyoruz ki:
Federasyonmuş, açılımmış, ikinci Sevr projeleriymiş… Bunlar bize masal, bize ucube, bize ihanettir!
Ve buradan bir kez daha bütün dünyaya haykırıyoruz:
Bu topraklarda ikinci bir bayrak dalgalanmayacak!
Ağrı’dan Toros’a uzanan huyumuz, Fırat ve Dicle’den içtiğimiz suyumuz bize yeter de artar.
Bugün masada piyonlar oynatılıyor; sözde demokrasi havarileri, sözde insan hakları nöbetçileri... Ama biz biliyoruz ki, satranç tahtasında piyonların ömrü kısa, asıl hesap at ve fillerin hamlesinde gizli. İşte biz tam da bu noktada diyoruz: Atı da fili de deviremeyecekler, piyon oyunlarına yedirmeyeceğiz!
Türkiye, bu coğrafyanın mihenk taşıdır. Biz olmazsak Ortadoğu’nun dengesi çöker, mazlumların umudu solar. Bu yüzden emperyalizmin hesabı sadece suya değil, Türk’ün iradesine de zincir vurmak üzerinedir. Ama unutmasınlar, zincir kırılmak içindir!
Ve son söz:
Fırat ve Dicle’nin suyunu kendine akıtmaya çalışan her güç, bu milletin azmiyle boğulacaktır.
