Prof. Dr. Bilal SAMBUR - Akademisyen - Araştırmacı - Yazar
Köşe Yazarı
Prof. Dr. Bilal SAMBUR - Akademisyen - Araştırmacı - Yazar
 

DOGMA, DÜŞÜNME DEĞİLDİR!

Özgür ve özgün düşünme yeteneğine ve kapasitesine sahip olmak, mümkündür, ama çok zordur. Descartes, Kant, Marx, Hegel, Levinas, Sartre, Russell, Foucault, Socrates, Aristoteles, Comte, Deleuze, Nietzsche, Marx, Durkheim, Freud, Darwin özgün, özgür ve yaratıcı düşünmenin mümkün olduğunu gösteren sahici insanlardır. Özgür ve özgün düşünen insanlarla sevmek ve onlara bağımlı olmak şeklinde duygusal ve doğmatik bir ilişki kurulamaz. Düşünme tecrübesinin özgür ve özgün olması gerektiği gibi, düşünmüş ve düşünen insanlarlada özgünlük, yaratıcılık ve özgürlük temelinde ilişki kurulmalı, düşünceler sorgulanmalı, tartışılmalı, konuşulmalı ve aşılmalıdır. Bedevi dogmaların dayatıldığı ve Ortaçağ’da üretilen kalıplarla, kaynaklarla ve kurumlarla özgür ve özgün düşünmek mümkün değildir. Ortaçağ talim kurumlarında körelmiş ve kararmış kişilerin ve kaynakların, günümüz dünyasında düşünür, mütefekkir, filozof, münevver olarak sunulmasının hiçbir gerçekliği ve geçerliliği bulunmamaktadır. Düşünme, yerlilik, dinsellik, ulusallık gibi kalıplara sığmayacak kadar evrensel ve doğal bir insani tecrübedir. Yerlilik, dinsellik, ulusallık, geleneksellik, cemaatsellik, cinsiyetçilik gibi kalıplar içinde düşündüğünü iddia eden insan, aslında düşünmediğini, ancak dogmatikliğini ifade etmektedir. Dogmatiklik, düşünme değildir. Dogmatiklik, düşünmemedir. Dogmatik olan kişiler, düşünmedikleri gibi, orijinal olmadıkları gibi, anlayan, anlamlandıran ve açıklayan kişiler de değildir. Ortalıkta dogmatik kişilerden ve kitaplarından geçilmemektedir, ancak ortada özgürce ve özgünce düşünen insan ve eser yoktur. Dogmatik, gerici ve Ortaçağcı kalıblar, kurallar ve kaynaklar çerçevesinde düşünemeyen fakat düşündüğünü vehmeden kişilerin özgün ve orijinal düşünür olmaları mümkün değildir. Doğmatizmden düşünme çıkmaz. Doğal, insani ve evrensel olmayan bir   zihniyet, bilinç ve biliş dünyasından özgür ve özgün düşünme çıkmaz. Düşünmek için dogmatizme, yapay kurumlara, kalıblara, kurallara, insanüstü ve ötesi olduğu vehmedilen kurgulara ihtiyaç yoktur. Düşünmek için, varlığı, bilgiyi ve değeri sürekli olarak üretmek lazımdır. Bütün hakikatin, değerin ve bilginin kendisinde olduğunu vehmeden ve dayatan despotik bir bedevi dünyadan, düşünme değil, cehalet çıkmaktadır. Düşünme, varlığı, bilgiyi ve değeri sürekli var etme, yenileme ve yaratma tecrübesidir. Hakikate, bilgiye, varlığa ve değere mutlak doğru olarak sahip olduğunu, insan üstü ve ötesi bilgi kaynakları olduğunu vehmeden doğmatik cehalet, aslında düşünmeye, duyguya ve duymaya dair her şeyi ortadan kaldırmaktadır. Dogmatizmde düşünme olmadığı gibi, duygu ve duyarlılık da yoktur. Dogmatizmde ilim yoktur. Dogmalarını dayatmak için yazılan cilt cilt kitaplar, ilim değildir. Dogmatizm, cilt cilt kalın kitaplar yazdırır, ancak insanı inceltecek rafine edilmiş incelikli, açık ve çoğulcu teorilere, fikirlere, ufuklara ve zihniyetlere sahip değildir. Dogmatizm, kalınlaştırır. Düşünme ise inceltir. Dogmatizm, insana, dünyaya ve doğaya yabancıdır ve karşıdır. Sahte kurguları ve vehimleri, doğru, bilgi ve değer olarak dayatmak, düşünme değil, dogmatizmdir. Hiçbir doğmatizm, çözüm ve cevap değildir. Dogmatizm, çözüm değil, sorundur. Dogmatik olmak,  doğaya yabancı olmak, insana ve dünyaya karşıt olmak demektir.Doğada ve dünyada yer edinemeyenler, kendilerine yerlilik adına sahte, yapay, katı ve kalın hapishaneler inşa ederler.Olmayan dünyaları ve hayatları ezeli ve ebedi hakikat olarak dayatan doğmatizm, insanı kendisinden ve dünyadan koparmakta, olmayan sahteliklerin kölesi ve kulu yapmaktadır.Dünyayı, doğayı ve insanlığı önemseyenler, düşünebilir, duygulanabilir ve duyabilir.Yerlilik adına bir etnisite, din, kabile, mezhep kurgusu çerçevesinde kendi olmak gibi  bir vehmin peşinde olmak, insanın  insanlığını inkar etmesidir. Kişi, insan olmalıdır. İnsan için en önemli soru, kendim sahici anlamda dolu dolu düşünen, duygulanan ve duyan bir insan nasıl olabilirim sorusudur. Dolu dolu düşünmeyen, duygulanmayan ve duymayan birisinin özgürce ve özgünce düşünmesi mümkün değildir. Özgürlük ve özgünlük, doğada ve dünyada insan olmanın ve düşünmenin olmazsa olmazlarıdır. Dogmatik düşüncesizlik, aklı değersizleştirir ve yüzyıllar öncesinden kurgulanan kuralların, kaynakların ve kurumların mutlak doğru olduğunu savunur. Hiçbir doğma, akılla meşrulaştırılamaz ve düzenlenemez. Dogma, kendisini her zaman en başa alır ve mutlak doğru olarak dayatır. Dogma, dünya ve doğa yerine dünya ötesi ve doğaötesi alemler, varlıklar ve hayatlar vehmederek, insanların onları nihai amaç edinmelerini dayatır. Dogmanın olduğu yerde düşünme ve akıl yoktur.
Ekleme Tarihi: 02 Haziran 2025 -Pazartesi

DOGMA, DÜŞÜNME DEĞİLDİR!

Özgür ve özgün düşünme yeteneğine ve kapasitesine sahip olmak, mümkündür, ama çok zordur. Descartes, Kant, Marx, Hegel, Levinas, Sartre, Russell, Foucault, Socrates, Aristoteles, Comte, Deleuze, Nietzsche, Marx, Durkheim, Freud, Darwin özgün, özgür ve yaratıcı düşünmenin mümkün olduğunu gösteren sahici insanlardır. Özgür ve özgün düşünen insanlarla sevmek ve onlara bağımlı olmak şeklinde duygusal ve doğmatik bir ilişki kurulamaz. Düşünme tecrübesinin özgür ve özgün olması gerektiği gibi, düşünmüş ve düşünen insanlarlada özgünlük, yaratıcılık ve özgürlük temelinde ilişki kurulmalı, düşünceler sorgulanmalı, tartışılmalı, konuşulmalı ve aşılmalıdır.

Bedevi dogmaların dayatıldığı ve Ortaçağ’da üretilen kalıplarla, kaynaklarla ve kurumlarla özgür ve özgün düşünmek mümkün değildir. Ortaçağ talim kurumlarında körelmiş ve kararmış kişilerin ve kaynakların, günümüz dünyasında düşünür, mütefekkir, filozof, münevver olarak sunulmasının hiçbir gerçekliği ve geçerliliği bulunmamaktadır.

Düşünme, yerlilik, dinsellik, ulusallık gibi kalıplara sığmayacak kadar evrensel ve doğal bir insani tecrübedir. Yerlilik, dinsellik, ulusallık, geleneksellik, cemaatsellik, cinsiyetçilik gibi kalıplar içinde düşündüğünü iddia eden insan, aslında düşünmediğini, ancak dogmatikliğini ifade etmektedir. Dogmatiklik, düşünme değildir. Dogmatiklik, düşünmemedir. Dogmatik olan kişiler, düşünmedikleri gibi, orijinal olmadıkları gibi, anlayan, anlamlandıran ve açıklayan kişiler de değildir. Ortalıkta dogmatik kişilerden ve kitaplarından geçilmemektedir, ancak ortada özgürce ve özgünce düşünen insan ve eser yoktur.

Dogmatik, gerici ve Ortaçağcı kalıblar, kurallar ve kaynaklar çerçevesinde düşünemeyen fakat düşündüğünü vehmeden kişilerin özgün ve orijinal düşünür olmaları mümkün değildir. Doğmatizmden düşünme çıkmaz. Doğal, insani ve evrensel olmayan bir   zihniyet, bilinç ve biliş dünyasından özgür ve özgün düşünme çıkmaz. Düşünmek için dogmatizme, yapay kurumlara, kalıblara, kurallara, insanüstü ve ötesi olduğu vehmedilen kurgulara ihtiyaç yoktur. Düşünmek için, varlığı, bilgiyi ve değeri sürekli olarak üretmek lazımdır. Bütün hakikatin, değerin ve bilginin kendisinde olduğunu vehmeden ve dayatan despotik bir bedevi dünyadan, düşünme değil, cehalet çıkmaktadır. Düşünme, varlığı, bilgiyi ve değeri sürekli var etme, yenileme ve yaratma tecrübesidir.

Hakikate, bilgiye, varlığa ve değere mutlak doğru olarak sahip olduğunu, insan üstü ve ötesi bilgi kaynakları olduğunu vehmeden doğmatik cehalet, aslında düşünmeye, duyguya ve duymaya dair her şeyi ortadan kaldırmaktadır. Dogmatizmde düşünme olmadığı gibi, duygu ve duyarlılık da yoktur. Dogmatizmde ilim yoktur. Dogmalarını dayatmak için yazılan cilt cilt kitaplar, ilim değildir. Dogmatizm, cilt cilt kalın kitaplar yazdırır, ancak insanı inceltecek rafine edilmiş incelikli, açık ve çoğulcu teorilere, fikirlere, ufuklara ve zihniyetlere sahip değildir. Dogmatizm, kalınlaştırır. Düşünme ise inceltir.

Dogmatizm, insana, dünyaya ve doğaya yabancıdır ve karşıdır. Sahte kurguları ve vehimleri, doğru, bilgi ve değer olarak dayatmak, düşünme değil, dogmatizmdir. Hiçbir doğmatizm, çözüm ve cevap değildir. Dogmatizm, çözüm değil, sorundur.

Dogmatik olmak,  doğaya yabancı olmak, insana ve dünyaya karşıt olmak demektir.Doğada ve dünyada yer edinemeyenler, kendilerine yerlilik adına sahte, yapay, katı ve kalın hapishaneler inşa ederler.Olmayan dünyaları ve hayatları ezeli ve ebedi hakikat olarak dayatan doğmatizm, insanı kendisinden ve dünyadan koparmakta, olmayan sahteliklerin kölesi ve kulu yapmaktadır.Dünyayı, doğayı ve insanlığı önemseyenler, düşünebilir, duygulanabilir ve duyabilir.Yerlilik adına bir etnisite, din, kabile, mezhep kurgusu çerçevesinde kendi olmak gibi  bir vehmin peşinde olmak, insanın  insanlığını inkar etmesidir. Kişi, insan olmalıdır. İnsan için en önemli soru, kendim sahici anlamda dolu dolu düşünen, duygulanan ve duyan bir insan nasıl olabilirim sorusudur. Dolu dolu düşünmeyen, duygulanmayan ve duymayan birisinin özgürce ve özgünce düşünmesi mümkün değildir. Özgürlük ve özgünlük, doğada ve dünyada insan olmanın ve düşünmenin olmazsa olmazlarıdır.

Dogmatik düşüncesizlik, aklı değersizleştirir ve yüzyıllar öncesinden kurgulanan kuralların, kaynakların ve kurumların mutlak doğru olduğunu savunur. Hiçbir doğma, akılla meşrulaştırılamaz ve düzenlenemez. Dogma, kendisini her zaman en başa alır ve mutlak doğru olarak dayatır. Dogma, dünya ve doğa yerine dünya ötesi ve doğaötesi alemler, varlıklar ve hayatlar vehmederek, insanların onları nihai amaç edinmelerini dayatır. Dogmanın olduğu yerde düşünme ve akıl yoktur.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.