Yazıyoruz, düşüncelerimizi, bilgilerimizi tecrübelerimizin imbiğinden geçirerek size aktarıyoruz.
Bu yazılarımız en fazla 140 civarında beğeni, 50 ‘ye yakın yorum, bir o kadar da paylaşım alıyor.
Sonra görüyorum ki, okuyanların, beğenenlerin, benim gibi düşünenlerin sayısı, aslında çok daha fazla, ama kendi düşüncelerinin bilinmesinden korkuyorlar.
Ya kendileri, ya çocukları, ya da başka bir yakınlarının ekmek parası için korkuyorlar.
İçlerinde memurlar var, esnaf var, iş adamı var, profesörler var, ama demokrasi tarihimizin inişlerine ve çıkışlarında yaşanan olaylara rağmen, bir türlü “Korkunun ecele faydası olmadığını “anlamıyorlar.
Rastladıklarında yüzüme karşı sevgi göstererek söylüyor, telefon ettiklerinde de kulağıma fısıldıyorlar.
Fikrinin çilesini çekmeye razı olamayanların, kamusal alanlarını ve haklarını koruyamayanların, aslında, şikâyete hakları yok.
Dünyada hiçbir evrensel insan hakkı, hiçbir rejimde hiç çile çekmeden kazanılmamıştır.
Çilehaneye girmeyen derviş mertebe alamaz, çile çekmeyen bugünün insanı demokrasinin huzuruna kavuşamaz.
Sırtımı sıvazlayanların içlerinde memur var, esnaf var, iş adamı var, profesör var.
Bunların hiçbiri maalesef “Ben din görevlisiyim, yalan söyleyemem, o gün camide içki içilmedi. “ diyen Dolmabahçe’deki “ Bez-i Alem Valide Sultan Camii” müezzini Fuat Yıldırım kadar olamıyor.
O’da memur, O’nun da bir ailesi, okuması gereken çocukları, ödenmesi gereken borçları var.
O korkunun değil de, doğrunun yanında oldu.
Mimlenmesine, görev yerinin değiştirilmesine aldırış etmeden,” Hayır “diyebildi.
Siz de, memursanız kanunsuz emre “Bu emir anayasaya aykırı” ; öğretmenseniz “ Bu çağdaş eğitim anlayışı değil”; hakim, savcı, avukat iseniz, “Adalet bağımsız olmalı “; ekonomistseniz, “ Faiz sebep, enflasyon neticedir “ anlayışı iktisat ilmine aykırı; mühendisseniz “ Bu hak ediş “ fahiş “; bankacıysanız “ Bu para transferleri ,ülkeye ihanet “ diyemiyorsanız, siz demokrasiyi hak etmiyorsunuz, şikâyete hakkınız yok, çünkü, siz modern yurttaş değil; korkaksınız!
Dini inançlarınız varsa ve siz iktidara “ Kamu malını yağmalayamazsınız, çocukların ırzına geçilmesine razı olamazsınız, yalana sarılamazsınız, kul hakkını unutamazsınız, tanımadığınız, özel hayatını bilmediğiniz, zinasını ayet-i kerimede zikredilen şartlarda tespit etmediğiniz kadınlarımıza, kızlarımıza, analarımıza ‘sürtük’, fahişe anlamına gelen ‘çürük ‘ diyemezseniz.“ diye itiraz edemiyorsanız, o zaman siz inancınızı sorgulayınız; çünkü bu yukarıda sayılanların Müslümanlıkla da , Hristiyanlıkla da, Musevilik ile de ilgisi yok.
Hele insanlıkla hiç yok.
