FEYZULLAH BUDAK- Araştırmacı Yazar
Köşe Yazarı
FEYZULLAH BUDAK- Araştırmacı Yazar
 

ATA’YI DOĞRU ANLAMAK

Büyük Atatürk’ü kaybedişimizden bu yana tam 87 yıl geçti. Onsuz geçen yıllarımızda ve halen gelişmekte olan olaylar, onu ne kadar az anlayabilmiş olduğumuzu, her gün biraz daha yüzümüze vuruyor. Öncelikle ondan, neredeyse tüm dünya ile savaşarak yeniden kurulmuş olmasına rağmen  bütün dünya ile dost ve tüm dünya nezdinde yüksek saygınlığa sahip bir ülke devralmıştık. Ama bugün  en azından tüm komşuları ile sorunları olduğu gibi, bunları çözme gücü sergileyemeyen, uluslararası  saygınlığı ise onun bıraktığı miras ile kıyaslanamayacak bir ülkede yaşıyoruz. Devlet yönetiminde ve uluslararası  ilişkilerde onun kendisine ve milletine duyduğu güven; bu inanç içerisinde oluşturduğu liderlik üslubu artık sadece bir tarihi masal gibi hafızalarımızı süslüyor. Onun olaylara tâbi olan ve olayların  arkasında sürüklenen değil, onlara yön ve şekil veren gücü, meğer bu ülke ve bu coğrafya için ne kadar gerekliymiş. O, az zamanda çok büyük işler başardı ama bu başarıları her zaman milletin azmi ve gücü ile izah etti. Çünkü o gerçekten milletin azmi ve gücüne inanarak, ona dayanıyordu. Şimdi aynı millette hâlâ var olan  bu gücün yeniden fark edilmesine ve bu güce dayanılmasına ne kadar da ihtiyacımız var. O, yanmış-yıkılmış bir devletin külleri arasından ayağa kaldırdığı yeni bir Cumhuriyeti, tüm imkansızlıklara ve tüm olumsuz gelişmelere rağmen, bölgenin cazibe merkezi, en önemli güç odağı haline getirmişti. Acaba meselelere onun gibi bakmaya devam edebilmiş olsaydık, yaşanan pek çok hadisenin Türkiye’ye güçlü ve önemli olmayı dayattığı bir dünyada yükseleceğimiz yer, bugün bulunduğumuz yer ile kıyaslanabilir miydi? Elbette herkesten Atatürk olmasını beklemiyoruz.  Çünkü onun kendisine has Tanrı vergisi yetenekleri vardı ve bu yeteneklerini ilk gençlik yıllarından itibaren büyük bir irade ve azimle geliştirmişti.  Ama O, bu gücünü, milletinin gücü ve imkanları ile birleştirmeyi başarmıştı.  Şimdi aynı millet yine var. Üstelik şimdi o millet Atatürk’ün dayandığı güç ve imkanlardan çok daha fazlasına sahip.
Ekleme Tarihi: 22 April 2025 - Tuesday

ATA’YI DOĞRU ANLAMAK

Büyük Atatürk’ü kaybedişimizden bu yana tam 87 yıl geçti. Onsuz geçen yıllarımızda ve halen gelişmekte olan olaylar, onu ne kadar az anlayabilmiş olduğumuzu, her gün biraz daha yüzümüze vuruyor.

Öncelikle ondan, neredeyse tüm dünya ile savaşarak yeniden kurulmuş olmasına rağmen  bütün dünya ile dost ve tüm dünya nezdinde yüksek saygınlığa sahip bir ülke devralmıştık. Ama bugün  en azından tüm komşuları ile sorunları olduğu gibi, bunları çözme gücü sergileyemeyen, uluslararası  saygınlığı ise onun bıraktığı miras ile kıyaslanamayacak bir ülkede yaşıyoruz.

Devlet yönetiminde ve uluslararası  ilişkilerde onun kendisine ve milletine duyduğu güven; bu inanç içerisinde oluşturduğu liderlik üslubu artık sadece bir tarihi masal gibi hafızalarımızı süslüyor.

Onun olaylara tâbi olan ve olayların  arkasında sürüklenen değil, onlara yön ve şekil veren gücü, meğer bu ülke ve bu coğrafya için ne kadar gerekliymiş.

O, az zamanda çok büyük işler başardı ama bu başarıları her zaman milletin azmi ve gücü ile izah etti. Çünkü o gerçekten milletin azmi ve gücüne inanarak, ona dayanıyordu. Şimdi aynı millette hâlâ var olan  bu gücün yeniden fark edilmesine ve bu güce dayanılmasına ne kadar da ihtiyacımız var.

O, yanmış-yıkılmış bir devletin külleri arasından ayağa kaldırdığı yeni bir Cumhuriyeti, tüm imkansızlıklara ve tüm olumsuz gelişmelere rağmen, bölgenin cazibe merkezi, en önemli güç odağı haline getirmişti. Acaba meselelere onun gibi bakmaya devam edebilmiş olsaydık, yaşanan pek çok hadisenin Türkiye’ye güçlü ve önemli olmayı dayattığı bir dünyada yükseleceğimiz yer, bugün bulunduğumuz yer ile kıyaslanabilir miydi?

Elbette herkesten Atatürk olmasını beklemiyoruz.  Çünkü onun kendisine has Tanrı vergisi yetenekleri vardı ve bu yeteneklerini ilk gençlik yıllarından itibaren büyük bir irade ve azimle geliştirmişti.  Ama O, bu gücünü, milletinin gücü ve imkanları ile birleştirmeyi başarmıştı.  Şimdi aynı millet yine var. Üstelik şimdi o millet Atatürk’ün dayandığı güç ve imkanlardan çok daha fazlasına sahip.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Çoruh’un Kızı Ümran Dağaşan Özlük.
(22.04.2025 17:16 - #2933)
Değerli bilgen Feyzullah Budak Bey insanın beynine oksijen gönderen yazınıza teşekkür ederim .Herkesin okumasını dilerim.Şu anda cephe savaşı hariç adı konulmamış çok yönlü çoklu savaşların içindeyiz. Tek çözüm Atatürk 'ü anlamakla ve onun gibi düşünmekle geçer. Ülkemizde bizi bile ileride oz yurdumuzda göçmen durumuna düşürecek olanlarla mücadele için Kutlu Söylev-Nutuk 'u herkesin anlayarak okuması gerekmektedir.Saygilarimla
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.