Batur İLTER - ADD Kadıköy E. Bşk.
Köşe Yazarı
Batur İLTER - ADD Kadıköy E. Bşk.
 

Program Değişikliği Nereden Çıktı

      Seçimli bir kurultay için yeterli kargaşa ve tüzük değişikliği gibi ciddi bir konu varken, bir anda program değişikliğinin ortaya atılması, kurultayı kaotik bir ortama sürüklemekten başka bir sonuç doğurmaz. Yerel seçimlere yakın bir süreçte program tartışması yapılması siyasi anlamda da zaman açısından da isabetli bir tercih değildir. Yerel seçimlere giderken konuyla ilgili seçim bildirgesi oluşturulması ve bunun hem büyük şehirlere hem de kırsal bölgelere, küçük şehirlere yönelik düzenlenmesi gereklidir. Temel ülke sorunlarının birkaç tanesinin de bölgelere göre değerlendirilerek propaganda paketine katılması yeterli olacaktır. Aksi takdirde yeniden kafalar karışacak, içerde ve dışarda partinin ne anlattığı tartışmalı hale gelecek ya da anlaşılmayacaktır.      Ayrıca bu kadar kısa zamanda program tartışması yapılmasının sağlıklı bir biçimde oluşması ve parti örgütünün buna katılacağı düşüncesinin gerçekleşmesi hayali bir yaklaşımdır. Öte yandan bazı soruların ortaya atılıp üyelerden bunlara yanıt istenmesi enteresan bir girişimdir. Bence partiyi buraya kadar getiren ve bu sonuçları aldıran arkadaşların söz konusu sorulara yanıt vermesi, örgütün onların konulara nasıl baktığını anlaması açısından önceliklidir. Kısacası program tartışması ayrı bir kongrede ve son dakikada olmamak kaydıyla, genel seçimlere yönelik olarak yapılmalıdır. Temennim, bu karışık ortamda partiyi daha da tartışmalı alanlara çekecek şeylerin tüzük ve programa konulma çabalarına fırsat verilmemesidir. Bu girişimlerden birisi CHP'ni sade suya tirit bir sosyal demokrat parti yapma çabasıdır. Oysa CHP, Atatürk'ün kurduğu, Altı Oka bağlı, Sosyal Demokrasinin Evrensel ilkelerini benimseyen Demokratik Sol bir partidir. Kaldı ki bu durum tüzük de de benzer biçimde ifade edilmiştir. Aslında sosyal demokrasiden bahseden arkadaşlar, parti içi demokrasi de acaba hangi konuda gereken tavrı koymuşlardır. En yakın örnek Milletvekillerinin nasıl saptandığına verilecek yanıttır! Ben, program tartışmasının ayrı bir kongrede, örgütleri içeren, toplumsal kesimlerinde önerilerini alan ciddi bir ön çalışma yapılmasından sonra gerçekleştirilmesi gerektiğini düşündüğümden, Program ile ilgili görüş belirtmemeyi doğru buluyorum. Söz konusu kararı alanların da, bu konuyu daha sonraki bir tarihte ele almayı planlamalarını öneriyorum.    
Ekleme Tarihi: 14 Eylül 2023 - Perşembe

Program Değişikliği Nereden Çıktı

      Seçimli bir kurultay için yeterli kargaşa ve tüzük değişikliği gibi ciddi bir konu varken, bir anda program değişikliğinin ortaya atılması, kurultayı kaotik bir ortama sürüklemekten başka bir sonuç doğurmaz. Yerel seçimlere yakın bir süreçte program tartışması yapılması siyasi anlamda da zaman açısından da isabetli bir tercih değildir. Yerel seçimlere giderken konuyla ilgili seçim bildirgesi oluşturulması ve bunun hem büyük şehirlere hem de kırsal bölgelere, küçük şehirlere yönelik düzenlenmesi gereklidir. Temel ülke sorunlarının birkaç tanesinin de bölgelere göre değerlendirilerek propaganda paketine katılması yeterli olacaktır. Aksi takdirde yeniden kafalar karışacak, içerde ve dışarda partinin ne anlattığı tartışmalı hale gelecek ya da anlaşılmayacaktır.

     Ayrıca bu kadar kısa zamanda program tartışması yapılmasının sağlıklı bir biçimde oluşması ve parti örgütünün buna katılacağı düşüncesinin gerçekleşmesi hayali bir yaklaşımdır. Öte yandan bazı soruların ortaya atılıp üyelerden bunlara yanıt istenmesi enteresan bir girişimdir. Bence partiyi buraya kadar getiren ve bu sonuçları aldıran arkadaşların söz konusu sorulara yanıt vermesi, örgütün onların konulara nasıl baktığını anlaması açısından önceliklidir. Kısacası program tartışması ayrı bir kongrede ve son dakikada olmamak kaydıyla, genel seçimlere yönelik olarak yapılmalıdır. Temennim, bu karışık ortamda partiyi daha da tartışmalı alanlara çekecek şeylerin tüzük ve programa konulma çabalarına fırsat verilmemesidir. Bu girişimlerden birisi CHP'ni sade suya tirit bir sosyal demokrat parti yapma çabasıdır. Oysa CHP, Atatürk'ün kurduğu, Altı Oka bağlı, Sosyal Demokrasinin Evrensel ilkelerini benimseyen Demokratik Sol bir partidir. Kaldı ki bu durum tüzük de de benzer biçimde ifade edilmiştir. Aslında sosyal demokrasiden bahseden arkadaşlar, parti içi demokrasi de acaba hangi konuda gereken tavrı koymuşlardır. En yakın örnek Milletvekillerinin nasıl saptandığına verilecek yanıttır! Ben, program tartışmasının ayrı bir kongrede, örgütleri içeren, toplumsal kesimlerinde önerilerini alan ciddi bir ön çalışma yapılmasından sonra gerçekleştirilmesi gerektiğini düşündüğümden, Program ile ilgili görüş belirtmemeyi doğru buluyorum. Söz konusu kararı alanların da, bu konuyu daha sonraki bir tarihte ele almayı planlamalarını öneriyorum.

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.