Batur İLTER - ADD Kadıköy E. Bşk.
Köşe Yazarı
Batur İLTER - ADD Kadıköy E. Bşk.
 

CHP TÜZÜĞÜ ÜSTÜNE ÖNERİLER

            Tüzük bir partinin anayasasıdır, derler... Aslında ona parti iç ortak yaşamın koşullarının belirlendiği bir metindir de diyebiliriz. O nedenle ülke için oluşturmayı düşündüğümüz yaşam biçimine uygun bir yapının köşe taşları, söz konusu metinde olmalıdır. Ayrıca ideolojik bakış açımızın da metne yansımış olması kaçınılmazdır. Öte yandan siyasi parti olarak hedef iktidar olduğuna göre, tüzüğün başarıya prim veren bir yapıda olması doğal olanıdır. Kuşkusuz, biraz da tüzük yapmasını bilmek gerekir, herhalde!             2018 tüzük kurultayı sonuçları, anti-demokratik bir yapıyı sağlama konusunda ciddi bir adım olmuştur. Eğer son seçimlerdeki durumu yukarıdaki açılardan değerlendirirsek, nereye gittiğimiz açıkça ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla gidişata dur demenin çabasını göstermek, yalnız partinin değil ülkenin bekası açısından da kaçınılmazdır. Duruma sessiz kalanların, Türkiye'nin düşeceği kaotik durumdan sorumlu olacağı aşikardır. Nasıl bir seçim olduğu tartışılmadan, anlaşılmadan pas geçilmeye çalışılan son seçimin sürecine bakarsak, partideki bugünkü yönetim anlayışının demokrasi kültürüne sahip olmadığı gibi ileriyi görme konusundaki yeteneğinin de çok yetersiz olduğunu görürüz. Ancak parti içi iktidarı elinde tutma konusunda çok istekli oldukları, gerek son tüzük kurultayında getirilen ve çok kısa bir sürede delegenin tartışmasına bile fırsat verilmeden geçirilen anti demokratik maddelerle ve gerekse son MV listeleri ile açıkça ortaya çıkmıştır.            Burada önemli olan, hem tüzüğün demokratik bir parti yaşamını sağlar içerikte olması hem de mutlaka uygulanması ve duruma göre rafa kaldırılması uygulamalarının kesinlikle önlenmesidir. Söz konusu durumun aslında ciddi bir çalışma ile yapılacak bir tüzük kongresinde ele alınması ve olağan kurultay sürecine katkıda bulunması sağlanmalıdır. Aksi takdirde 2 günlük seçimli kurultayda sağlıklı bir sonuç alınması fiilen mümkün değildir. Kurultay ısrarla bu şekilde yapılacaksa süre 4 güne yükseltilmeli ve 2 günü Tüzüğe ayrılmalıdır. Dolayısıyla, yukarısı bildiğini okursa yeni tartışmaların bu konuda da çıkması kaçınılmaz hale gelecektir.1 milyon 300000 kişiye mesaj attıktan sonra kurultay tüzük-seçim tüzük çorbası haline gelirse, bu yeni bir hayal kırıklığından başka bir şey olmayacaktır. Her şeye karşın birçok arkadaşla da oluşturduğumuz önerilerin bir bölümünü yazıya ekliyorum.           1)Mahalle delege seçimlerinden başlayarak tüm blok listeli seçimlerde nispi temsil yöntemi uygulanmalıdır. Böylece yalnız tek başına kazanan değil diğerlerinin de temsili sağlanacak, ayrışma ve tasfiyenin partiyi kemirmesinin önünü kesme konusuna önemli bir katkı yapılmış olacaktır.            2)Kadın ve Gençlik kolları resmi örgüt şemasına girdiği andan itibaren hakları da beraberinde verilmeliydi. Ancak 1999 da siyasi partiler kanunun 7. maddesine konulan bu olanak uzun süre kullanılmamış ve hakları verilmemiştir. Eğer ülkede demokrasi isteniyorsa herhalde öncülüğü CHP'nin yapması en doğal olanıdır! Dolayısıyla seçilmiş kol başkanları, oy ve söz hakları olmak üzere aşağıdan yukarıya kadar ana kademelerinde temsil edilmelidirler. Ayrıca seçilmiş kol başkanları ve yönetim kurulu üyeleri kendi ana kademelerinin doğal kongre delegesi olmalıdırlar.          3)Aday üyeliğin kaldırılması, CHP konumunda bir parti için kabul edilebilir bir uygulama değildir. Kitle partisi olmak demek herkesin elini kolunu sallayarak girdiği bir parti olmak demek değildir. Partiye giren her üye önce bir müddet partinin havasını solumalı, işleyişini görmeli, çalışmalarına, toplantılarına katılmalı ve bu süreçte partiyi her yönüyle tanıtan kısa bir eğitimden geçmelidir. CHP'nin herhangi bir parti olmadığı, Cumhuriyeti kuran Atatürk'ün partisi olduğu asla unutulmamalı, bugünkü zafiyetlerimizden birinin sıradanlaşma olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Dolayısıyla üyeliğe başvuru yapıldıktan altı ay sonra başvuran kişi asil üye olarak kabul edilebilmeli ve yeni üyeler ilçelerinde askıya çıkarılarak parti üyelerinin bilgilendirilmesi sağlanmalı, herhangi bir itirazları olup olmadığı da böylece anlaşılmalıdır.         4)İlçe ve il başkan adaylığı için imza sayısı, Genel Başkanlıkta olduğu gibi %5 olmalıdır. Ayrıca bu 3 başkan adaylığında da delegenin imza verme olanağı ikiye çıkarılmalıdır. Böylece hem seçeneğin artması hem de delegenin baskı altında kalmaması sağlanabilir.        5)Madde 51 de bulunan PM ADAYI olmak için 10 kurultay delegesinden imza alma zorunluluğu kaldırılmalıdır. Demokrasiden bahsedip, aday olma olanağını sen ben bizim oğlan düzeyine düşürmek kabul edilemez bir uygulamadır        6)Nedense birdenbire buharlaştırılan ön seçim delegeleri yeniden ihdas edilmelidir. Kuşkusuz ön seçim ve aday yoklamasını unutanlar açısından bunun bir önemi yoktur. Ancak iki nedenle bu önemlidir. A)ön seçim delege sayısı mahallerde birçok üyenin devreye girmesini sağlayacağından aidiyet hissini ciddi bir biçimde arttıracaktır. Eğer nispi temsil sistemi de devreye girerse herkesin tatmin olması sağlanabilecektir. B)MV ve büyükşehir belediye seçimlerinde ilçelerin aldıkları oy oranına göre temsil edilmeleri ,ancak aday yoklamasının ön seçim delegeleri ile yapılmasıyla mümkün ve demokratik olacaktır. Diğerlerinin tüm üyeyle yapılması parti içi demokrasiye uygundur.       7)Madde 37 ve 47 de olan nisaplı ve nisapsız kongrelerin en az 3 saat arayla yapılabilmesi garabeti ortadan kaldırılmalıdır. 5 yaşında çocuğun bile bildiği, 2 ayrı kongrenin farklı günlerde yapılması gerçeğine karşın, ne yazık ki bu madde CHP tüzüğüne girebilmiştir! Ayrıca bu siyasi partiler kanununa da aykırıdır.       8)Madde 42 ve74 de var olan ,asil üyelerin yarısından fazlası aynı gün istifa  ederse, yedekler çağrılmaz ve kurul düşmüş sayılır cümlesi kaldırılmalıdır. Ayrıca bu da kanuna aykırıdır.2008 tüzük ve program kurultayında 3-4 saatte her şey bitirilirken, hiçbir gerekçesi olmayan bu kural araya sıkıştırılmış olup hala devam etmektedir!       9)Doğal olarak ve tüzük kuralıyla, her seçimden sonra il, ilçe danışma kurulları ,ardından kadın ve gençlik kolları kurultayı ile Küçük Kurultay toplanırdı. Ancak son tüzük kurultayında bu konularla ilgili 56.ıncı maddenin buharlaştığı görülmüştür. Söz konusu madde artık farklı içeriktedir. Sonuçta küçük kurultay ortadan kaldırılmıştır. Öyleyse bu durumdan, seçim sonrası ya da önemli bir olay olduğunda veya periyodik olarak örgütün toplanarak değerlendirme yapmasına gerek yok anlamımı çıkartılmalıdır. Zaten son seçimden sonra da hiçbir şey yapılmamıştır. Eğer bunların yapılması örgütün ciddiye alındığının ve varlığının bir göstergesi ise tüzükte olması gerektiği gibi kurallara bağlanması ve uygulamada kimsenin iki dudağı arasında kalmaması sağlanmalıdır.        Sonuçta Genel Başkan, PM, MYK, Genel- Yerel seçimler ve görevden almalarla ilgili ek görüşleri daha sonra yazıya dökmeyi daha doğru buldum. Zaten bu tüzüğün demokratik anlamda doğru dürüst bir araya getirilmesi isteniyorsa aşağıdan yukarı ciddi bir çalışma yapılması kaçınılmaz bir gereksinimdir.    
Ekleme Tarihi: 19 Temmuz 2023 - Çarşamba

CHP TÜZÜĞÜ ÜSTÜNE ÖNERİLER

           

Tüzük bir partinin anayasasıdır, derler... Aslında ona parti iç ortak yaşamın koşullarının belirlendiği bir metindir de diyebiliriz. O nedenle ülke için oluşturmayı düşündüğümüz yaşam biçimine uygun bir yapının köşe taşları, söz konusu metinde olmalıdır. Ayrıca ideolojik bakış açımızın da metne yansımış olması kaçınılmazdır. Öte yandan siyasi parti olarak hedef iktidar olduğuna göre, tüzüğün başarıya prim veren bir yapıda olması doğal olanıdır. Kuşkusuz, biraz da tüzük yapmasını bilmek gerekir, herhalde!

            2018 tüzük kurultayı sonuçları, anti-demokratik bir yapıyı sağlama konusunda ciddi bir adım olmuştur. Eğer son seçimlerdeki durumu yukarıdaki açılardan değerlendirirsek, nereye gittiğimiz açıkça ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla gidişata dur demenin çabasını göstermek, yalnız partinin değil ülkenin bekası açısından da kaçınılmazdır. Duruma sessiz kalanların, Türkiye'nin düşeceği kaotik durumdan sorumlu olacağı aşikardır. Nasıl bir seçim olduğu tartışılmadan, anlaşılmadan pas geçilmeye çalışılan son seçimin sürecine bakarsak, partideki bugünkü yönetim anlayışının demokrasi kültürüne sahip olmadığı gibi ileriyi görme konusundaki yeteneğinin de çok yetersiz olduğunu görürüz. Ancak parti içi iktidarı elinde tutma konusunda çok istekli oldukları, gerek son tüzük kurultayında getirilen ve çok kısa bir sürede delegenin tartışmasına bile fırsat verilmeden geçirilen anti demokratik maddelerle ve gerekse son MV listeleri ile açıkça ortaya çıkmıştır.

           Burada önemli olan, hem tüzüğün demokratik bir parti yaşamını sağlar içerikte olması hem de mutlaka uygulanması ve duruma göre rafa kaldırılması uygulamalarının kesinlikle önlenmesidir. Söz konusu durumun aslında ciddi bir çalışma ile yapılacak bir tüzük kongresinde ele alınması ve olağan kurultay sürecine katkıda bulunması sağlanmalıdır. Aksi takdirde 2 günlük seçimli kurultayda sağlıklı bir sonuç alınması fiilen mümkün değildir. Kurultay ısrarla bu şekilde yapılacaksa süre 4 güne yükseltilmeli ve 2 günü Tüzüğe ayrılmalıdır. Dolayısıyla, yukarısı bildiğini okursa yeni tartışmaların bu konuda da çıkması kaçınılmaz hale gelecektir.1 milyon 300000 kişiye mesaj attıktan sonra kurultay tüzük-seçim tüzük çorbası haline gelirse, bu yeni bir hayal kırıklığından başka bir şey olmayacaktır. Her şeye karşın birçok arkadaşla da oluşturduğumuz önerilerin bir bölümünü yazıya ekliyorum.

          1)Mahalle delege seçimlerinden başlayarak tüm blok listeli seçimlerde nispi temsil yöntemi uygulanmalıdır. Böylece yalnız tek başına kazanan değil diğerlerinin de temsili sağlanacak, ayrışma ve tasfiyenin partiyi kemirmesinin önünü kesme konusuna önemli bir katkı yapılmış olacaktır. 

          2)Kadın ve Gençlik kolları resmi örgüt şemasına girdiği andan itibaren hakları da beraberinde verilmeliydi. Ancak 1999 da siyasi partiler kanunun 7. maddesine konulan bu olanak uzun süre kullanılmamış ve hakları verilmemiştir. Eğer ülkede demokrasi isteniyorsa herhalde öncülüğü CHP'nin yapması en doğal olanıdır! Dolayısıyla seçilmiş kol başkanları, oy ve söz hakları olmak üzere aşağıdan yukarıya kadar ana kademelerinde temsil edilmelidirler. Ayrıca seçilmiş kol başkanları ve yönetim kurulu üyeleri kendi ana kademelerinin doğal kongre delegesi olmalıdırlar.

         3)Aday üyeliğin kaldırılması, CHP konumunda bir parti için kabul edilebilir bir uygulama değildir. Kitle partisi olmak demek herkesin elini kolunu sallayarak girdiği bir parti olmak demek değildir. Partiye giren her üye önce bir müddet partinin havasını solumalı, işleyişini görmeli, çalışmalarına, toplantılarına katılmalı ve bu süreçte partiyi her yönüyle tanıtan kısa bir eğitimden geçmelidir. CHP'nin herhangi bir parti olmadığı, Cumhuriyeti kuran Atatürk'ün partisi olduğu asla unutulmamalı, bugünkü zafiyetlerimizden birinin sıradanlaşma olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Dolayısıyla üyeliğe başvuru yapıldıktan altı ay sonra başvuran kişi asil üye olarak kabul edilebilmeli ve yeni üyeler ilçelerinde askıya çıkarılarak parti üyelerinin bilgilendirilmesi sağlanmalı, herhangi bir itirazları olup olmadığı da böylece anlaşılmalıdır.

        4)İlçe ve il başkan adaylığı için imza sayısı, Genel Başkanlıkta olduğu gibi %5 olmalıdır. Ayrıca bu 3 başkan adaylığında da delegenin imza verme olanağı ikiye çıkarılmalıdır. Böylece hem seçeneğin artması hem de delegenin baskı altında kalmaması sağlanabilir.

       5)Madde 51 de bulunan PM ADAYI olmak için 10 kurultay delegesinden imza alma zorunluluğu kaldırılmalıdır. Demokrasiden bahsedip, aday olma olanağını sen ben bizim oğlan düzeyine düşürmek kabul edilemez bir uygulamadır

       6)Nedense birdenbire buharlaştırılan ön seçim delegeleri yeniden ihdas edilmelidir. Kuşkusuz ön seçim ve aday yoklamasını unutanlar açısından bunun bir önemi yoktur. Ancak iki nedenle bu önemlidir. A)ön seçim delege sayısı mahallerde birçok üyenin devreye girmesini sağlayacağından aidiyet hissini ciddi bir biçimde arttıracaktır. Eğer nispi temsil sistemi de devreye girerse herkesin tatmin olması sağlanabilecektir. B)MV ve büyükşehir belediye seçimlerinde ilçelerin aldıkları oy oranına göre temsil edilmeleri ,ancak aday yoklamasının ön seçim delegeleri ile yapılmasıyla mümkün ve demokratik olacaktır. Diğerlerinin tüm üyeyle yapılması parti içi demokrasiye uygundur.

      7)Madde 37 ve 47 de olan nisaplı ve nisapsız kongrelerin en az 3 saat arayla yapılabilmesi garabeti ortadan kaldırılmalıdır. 5 yaşında çocuğun bile bildiği, 2 ayrı kongrenin farklı günlerde yapılması gerçeğine karşın, ne yazık ki bu madde CHP tüzüğüne girebilmiştir! Ayrıca bu siyasi partiler kanununa da aykırıdır.

      8)Madde 42 ve74 de var olan ,asil üyelerin yarısından fazlası aynı gün istifa  ederse, yedekler çağrılmaz ve kurul düşmüş sayılır cümlesi kaldırılmalıdır. Ayrıca bu da kanuna aykırıdır.2008 tüzük ve program kurultayında 3-4 saatte her şey bitirilirken, hiçbir gerekçesi olmayan bu kural araya sıkıştırılmış olup hala devam etmektedir!

      9)Doğal olarak ve tüzük kuralıyla, her seçimden sonra il, ilçe danışma kurulları ,ardından kadın ve gençlik kolları kurultayı ile Küçük Kurultay toplanırdı. Ancak son tüzük kurultayında bu konularla ilgili 56.ıncı maddenin buharlaştığı görülmüştür. Söz konusu madde artık farklı içeriktedir. Sonuçta küçük kurultay ortadan kaldırılmıştır. Öyleyse bu durumdan, seçim sonrası ya da önemli bir olay olduğunda veya periyodik olarak örgütün toplanarak değerlendirme yapmasına gerek yok anlamımı çıkartılmalıdır. Zaten son seçimden sonra da hiçbir şey yapılmamıştır. Eğer bunların yapılması örgütün ciddiye alındığının ve varlığının bir göstergesi ise tüzükte olması gerektiği gibi kurallara bağlanması ve uygulamada kimsenin iki dudağı arasında kalmaması sağlanmalıdır.

       Sonuçta Genel Başkan, PM, MYK, Genel- Yerel seçimler ve görevden almalarla ilgili ek görüşleri daha sonra yazıya dökmeyi daha doğru buldum. Zaten bu tüzüğün demokratik anlamda doğru dürüst bir araya getirilmesi isteniyorsa aşağıdan yukarı ciddi bir çalışma yapılması kaçınılmaz bir gereksinimdir.

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.