Sevgili okurlarım; Bugünkü yazımızda da Baytarlık yani Veteriner Sağlık Teknisyeni mesleğinin ülke hayvancılığına yapmış olduğu katkılarını aktarmaya devam edeceğiz.
1930 yılında başlatılan kıvırcık koyunların merinos ırka çevrilmesi sürecinde yapılan suni tohumlama çalışmalarının tümü veteriner sağlık teknisyenleri tarafından yapılmıştır.
1935 yılında başlatılan yerli ırk sığırların İsviçre Esmeri ırka dönüştürülmesi sürecinde yapılan suni tohumlama çalışmalarının tümüne yakını yine veteriner sağlık teknisyenleri tarafından yapılmıştır.
Sonrasında işler değişti. 1980’den sonra suni tohumlama işi kazançlı hale getirildi. Akla gelmedik gerekçeler öne sürülerek veteriner sağlık teknisyenleri suni tohumlama işlerinden dışlandı! Fakat bu arada okul diplomalarında yazılı olan “suni tohumlama teknisyeni” ibaresi unutuldu!
Yukarıdaki söylemlerimizin ne kadar doğrudur. Bu önemli konunun sizler tarafından daha iyi anlaşılabilmesi için; Tarım Eski Bakanı Sayın Necmettin Cevheri’nin, Veteriner Sağlık Teknisyenleri Derneği (VESTED) 18. Genel Kurul Toplantısında yapmış olduğu konuşmasını şimdi bilginize sunuyoruz.
***
Tarih: 18 Nisan 1992
Yer: Ankara Türk İş Toplantı Salonu
NECMETTİN CEVHERİ:
“Ben bu meslekten değilim hukukçuyum ama sizlere meslektaşım demekten büyük kıvanç duyuyorum. Çünkü aynı hizmeti yapıyoruz. Bugün burada sizlerle birlikte yurdun en ücra köşelerinden gelen sizlere samimi hislerimi ve mesleğinize olan ilgilerimi ifade etmeye çalışacağım. Sizler yurdun her yerinden insanlarla konuşmakla kalmayıp, onların en büyük ekonomik güvencesi olan büyük ve küçükbaş hayvanlarla birlikte balığından tavuğuna kadar her türlü hayvanların hizmetine koşuyorsunuz…
Sevgili meslektaşlarım: Güzel olan şeyleri bir gün has bel kader sizlerle beraber görev yapmak durumunda bir kişi olarak değerli Ziraat Mühendisi, değerli Veteriner Hekim ve değerli Veteriner Sağlık Teknisyenleri arkadaşlarım, en uçta olan elamanlarsınız. Ben bu ülkenin balığından tavuğuna kadar ulaşan sizleri burada saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum. Beni ziyadesiyle memnun eden, sevindiren olayları başkanınız değil, bizim de başkanımız olan Adnan Korkmazın Türkiye’nin yalnız hayvancılık değil, hayvancılıkla birlikte, onunla birlikte yürüyen tarımsal meselelerine de büyük bir lütufla, bilinçle değinmiş olmasını da yine inanınız ki gururla ve memnuniyetle dinledim. Burada sanki bir bütçe müzakeresi gibi, bakanlığımızın bütçe müzakerelerinin yapıldığı intibası uyandı. Sendika dâhil bir günü alacak geniş konuları kısa bir sürede mesleki sorunuyla birlikte açıkladı.
Bakanlığımızın bütçesi mecliste enine, boyuna tartışılarak görüşülmesi 13-14 saat hatta 15 saati alır. Değerli başkanımızın vukuf ile nasıl her meselesinde ve o alanın her kesimine, her meselesine derinliğine değinmiş olmasını ve buraya derinliğine çözümünü birlikte getirmiş olmasını da ben yine kendilerinin işaret ettikleri örgütsel çalışmalardan birçok güzel örneği ve ispati olarak burada zevkle ve memnuniyetle dinlediğimi arz etmek istiyorum. Kendisine de ayrıca teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlar: örgütsel toplumun örgütsel çalışması demokratik hayatın ayrılmaz bir parçasıdır. Beraberce hizmet etmek imkânı bulduğum insanların örgütsel bir yapıdan mahrum oluşları bugün Türkiye’nin bulunduğu noktanın, dünyada arzu edilen çizgilerin gerisinde olması sebeplerden bir tanesidir.
Tarım sigortasına geçmeye çalışıyoruz. Demokratik kitle hareketleri olarak bir dayanışma, beklenti, arayış ve gerçekleşme içerisinde olmamız yalnız kendimizin değil memleketimizin sorunlarının çözülmesinde kullanılan ve kullanılması gereken çok önemli bir vasıtadır.
Değerli arkadaşlarım; dünyada tarım ve tarım içerisinde ayrılmaz bir parçası olan hayvancılığın önemini izah etmeye gerek duymuyorum. Bundan 15 gün önce Paris’te yapılan Tarım Bakanları toplantısına katıldım, orada gördüğüm manzara ve edindiğim izlenimimi siz değerli arkadaşlarıma anlatmak istiyorum. Tarımda çalışan nüfusun % 4’lere, 3’lere hatta 2’lere, 1’lere indiren ülkeler tarım ve hayvancılığa ne kadar çok önem veriyorlar ve ulaştıkları yüksek seviyeleri nasıl gerçekleştirdiklerini görmemek çok büyük bir kayıptır.
Değerli arkadaşın söyledi, Avrupa ortalamasında süt verimi 4200 kg. bizde 2000 kg. ise bu kendi kendine olmuyor, bu işi bilen insanların, bu işi bilen bir politika, bu işi bilen bir yaklaşım içerisinde sizin gibi değerli, bu alanda hizmet eden bilinçli insanların emeğinin ve bilgisini birleştirilip değerlendirilmesi zorunludur.
Biz daha onların hayvanlarını getiriyoruz, melezleme dediğimiz olayı kendi ırklarımızla uyum sağlamaya çalışıyoruz. Onların yaptığını yapmaya, onları kim yapıyor onları sizler gibi çalışan insanlar, sizler gibi bu işleri bilen ve bildiğini gerçekleştirme imkânına sahip olan insanlar gerçekleştiriyor. Biz bunu yapmalıyız. Burada değerli arkadaşımın söylediği devlet ve topluma hizmet eden insanların çalışma imkânlarını, huzurunu ve topluma verdikleri hizmetlerin karşılığını almak isteme haklarına sahip oldukları bilmeleridir.
Burada değerli arkadaşım; ön lisans dâhil bütün hakların yasal düzenlemesi yapılacak. Müsteşar arkadaşıma, Ziraat Mühendisleri, Veteriner Hekimleri başkanı arkadaşlarımıza ilk günden beri kendilerine ifade ettiğim şudur, bakanlık olarak, hizmet olarak, heyet olarak kuruluşlarınızla, onların görüşleriyle birlikte bütün yasal düzenlemeler arkadaşlarımızın kişisel katkıları başta olmak üzere. Çünkü kişisel hakları olduğu gibi, olabildiği kadar, olabildiğinden ötesine sağlayamadığımız takdirde bizim sizlerden hizmet istemeye hakkımız yok.
Açıkça ifade ediyorum, benden sonra bu işle yetkili olan arkadaşım burada, ne düzenleme gerekiyorsa bu alanda çalışan insanlara bu ülkenin tavuğundan balığına kadar, ahırındaki sığırına kadar ulaşan insanlara yardımcı olacağız…
Değerli arkadaşlarım; başkanımın değindiği hususların bazılarına da bilginiz olsun, mesela suni tohumlama konusu bence mesleğinizin aşağı yukarı en güzel yönlerinden birisidir. Bunlar sizin eserinizdir. Ben bir de Sığır Vebası hastalığı dolayısıyla değerli arkadaşın ifade ettiği hizmete buradan teşekkürlerimi, şükranlarımı sunmak istiyorum.
Gerçekten sizin hizmetinizle ve gayretinizle, geçmiş kampanya döneminde devletin desteğiyle Sığır Vebası Hastalığını milli felaket haline dönüştürmeden söndüren siz değerli insanları, siz değerli ve fedakâr arkadaşlarıma tekraren teşekkür eder sevgiyle, saygıyla selamlarım. Aşılama mücadelesi devlete 41 milyara mal oldu. Gece, gündüz demeden koştunuz, bunlar emeğinizin karşılığı olarak değil, ülkeye sağladığınız yararın karşılığıdır.
Gerçekten ülkeyi felaketten kurtardınız. Zaten hayvancılık büyük bir felaket noktasına yaklaşmış ve sıkıntıyı yaşayan bir sektördür. 29 tane kombinadan 19 tanesi kapalı, 15 adet süt fabrikasından 13 tanesi kapalıdır. Şimdi neden 70-80 milyon hayvan olan Türkiye sizler gibi feragatle, fedakarlıkla tavuğundan balığına kadar koşan insanlar varken niçin hayvancılık bu sıkıntı içerisinde olsun. Bunun yanlış politika sonucu olduğunu söylemek bizim görevimizdir.
Değerli arkadaşlarım; Almanya 3200 marka sattığı eti bize 800-900 marka ihraç ediyor. Bu ne demektir? Bu insanlar kendi ülkesindeki insanları koruyor demektir. Nüfusun sadece yüzde 3-4’ü tarımda çalıştığı halde onu koruyor, ben nüfusun yüzde 40’ı tarımda çalışan korumazsanız olmaz. Yani buna devletçilik diyemezsiniz. Bu toplumculuktur. Ben bu toplumda çalışan, üreten insanları korumaj mecburiyetindeyim. Başkalarının dampingleri karşısında bu üretim kaynaklarını kurutmuşsak yarını tüketiriz. Bütün dünyanın yaptığı gibi; herkes kendi üreticisini koruyor, biz de kendi üreticimizi koruyacağız.
Değerli arkadaşlarım; o kadar yaygın bir hizmet alanında çalışıyorsunuz ki bunların hepsini söyleyerek zamanınızı almak istemiyorum. Yine değerli başkanımızın söylediği yem meselesi önümüze geliyor. Yani devletin toplum içerisindeki tüm hizmet kesimlerinin nasıl iç içe girdiğini doğrulamak için söylüyorum…
Değerli arkadaşlarım; inancımız şudur. Sizlerin emeği ve sizlerin gayretleriniz mutlaka değerlendirilmesi ve hakkınızın karşılığını devletçe karşılanması sistem ve anlayışı içerisinde yapacağımız çok şey vardır. Bunların hepsini de hep birlikte yapacağımıza inanıyoruz.
Hayvancılığımızın içinde bulunduğu dar boğazlar ve sıkıntılarını biliyoruz. Getirdiğimiz teşvik kredileriyle besiciliğimizi, et ve süt inekçiliğimizi geliştireceğiz. Sizlerin gayret ve emekleriyle sıkıntıda bulunan kuruluşları canlandırmak ve onları sizin hizmet ettiğiniz birer müessese olarak ayakta tutmak zorundayız. En kıymetli varlık insandır. İnsanın gücü beyin gücüdür, emek gücüdür. Siz bunların temsilcilerisiniz. Çok kıymetli ve insan dediğimiz o vasıta ile olur, o araçla olur. İmkânlar ne olursa olsun o araç ve gereç hizmete ulaştıracak vasıta olarak siz değerli arkadaşlarımsınız.
Değerli gayretlerinizi, emeğinizi, toplum tarafından veya devlet tarafından, siyasi idareler tarafından, bizler olmak üzere mutlaka karşılanması gerektiğini bir defa daha ifade ederek hepinizin üstün gayretlerine bugün, bu an için hükümette bulunan bir arkadaşınız olarak size şükranlarımızı arz ile teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum.” Demişti.
***
Aramızdan ayrılarak ebediyete göç eden Tarım Eski Bakanı Sayın Necmettin Cevheri’yi mesleğimize karşı göstermiş olduğu ilgiden dolayı kendisini buradan bir kez daha sevgiyle, saygıyla anıyoruz.
Yaralanılan Kaynak:
Veteriner Sağlık Teknisyenleri Dergisi
Yıl: 1992, Cilt: 2, Sayı: 1-2