1826 yılında bir kararname ile haremlik selamlık olmak kaydıyla, Faytoncular Esnaf Topluluğu adı altında hayatımıza giren, paytonlar 1950 yılına kadar ulaşım aracı olarak kullanımı devam etmiştir. Cumhuriyetle birlikte gelişen teknolojik ulaşım sistemleri sayesinde şehirlerde kaldırılsa da adalarda turistlere hitaben, 1919 -1920‘lere kadar varlığını sürdürmüşlerdir
Turistlere hitaben taşımacılıkta kullanılan dilsiz dostlarımızdan, her yıl ortalama 400 atın çeşitli sebeplerden, 200 -250 atında ruam hastalığından öldüğü, 20-25 yıl olan normal at ömrünün 2 yıla kadar düştüğü, adaya her yıl 300 -400 yeni at getirildiği, daha da vahimi, ölen bu atların, adanın orta yerine bırakılıp, ada halkının ve turist olarak gelen misafirlerin gözleri önünde, köpekler tarafından parçalanıp yendiği, resmi makamlarca da bilinen bir gerçekti.
Büyükada’nın çevresi 13 kilometredir. Payton çekerek 7 saat mesai yapan atlar 70 Km yol kat ederler. Bu adada büyük tura çıkan bir atın kat ettiği mesafe 14 km’dir. Sabah 07’de mesaiye başlayan atlar, son vapurun geldiği gece 24 – 01 00 kadar, faytona koşulan atların gün boyu öldürülesiye çalıştırıldığı, mesaisi bitip ahıra dönen atların yorgunluktan bitap düşüp yere yığılırken, gözlerinden süzülen yaşlara dönüp bakmayan sahiplerinin, tamamına yakınının Rum olduğu ve atları için bir ahır dahi yapmadığı, evlerinin bir bölümünü atları ile paylaştığını, yetkili merciler bilse de kimse müdahale etmiyordu
İmamoğlu’nu, başkan seçilip bu düzene dur dediğinde, İl trafik komisyonu kararı uyarınca Adalar Belediyesi tarafınca tescil edilmiş 277 adet tescilli payton plakasına biçtiği 250 bin lirayı, Ekrem İmamoğlu önderliğinde CHP gurubu 300 bin liraya çıkarırken, Paytonların her birine 3, atların her birine 4 bin lira bedelle satın alınmasına karar verir. Bu karardan hemen sonra 1179 adet atı satın alarak, Adalar ilçesinde fayton devrini sonlandırıp, Adalarda ulaşımın sadece elektrikli araçlarla sağlanmasına karar kılar.
Faytonculardan satın aldığı bu atlardan istek üzerine 605’i belediyelere, 60’ı Üniversitelere, 42’i sivil toplum örgütlerine, 148’i şahıslara, 5’i de muhtarlarca sahiplendirilir.
Geri kalan atlardan bakım sürecinde 219’u ölürken, 115 atın bakımını da İBB kurum olarak üstlenerek, adadaki çilekeş atların her birini teker teker emekli edip, adanın en güzel yerinde, hayatlarının ve emeklilik dönemlerinin altın çağını yaşatır.
Bu atlar ile işçilerin kaderleri bire bir aynı olduğu halde, emekli atların başında İmamoğlu varken, neden emekli işçilerin başında bir başka İmamoğlu yok? Yoksa İmamoğlu’ndan başka İmamoğlu’mu yok, tıpkı Mustafa Kemal Atatürk’ten başka, bir tane daha Mustafa Kemal Atatürk’ün olmadığı, olamadığı, olmayacağı gibi.
Onca çile cefadan sonra emekli işçilere, hayatı zehir eden bir zihniyet elinde mağdur olmaktansa, hazır başımızda Ekrem İmamoğlu gibi bir başkan varken, acaba adalarda payton atımı olsaydık
İmamoğlu Sen Çok Yaşa
Can canansın yâr yarensin
İmamoğlu sen çok yaşa
Kemal’imden sonra sensin
İmamoğlu sen çok yaşa
Saat başı dil duada
Gece gündün el semada
Örnek ilçe oldu ada
İmamoğlu sen çok yaşa
Hiçe sayar cellatları
Mafya tipli damatları
Emekli ettin atları
İmamoğlu sen çok yaşa
Canlıların hür nefesi
Her kimsesiz dostun sesi
Sorumluluk abidesi
İmamoğlu sen çok yaşa
Yer sofrana kurar bağdaş
Tanır omu bilir dağ taş
Hoşgörülü cömert çağdaş
İmamoğlu sen çok yaşa
Çağlar akar coşkun selsin
Hem cesur hem mükemmelsin
Söyle Şükrü dünya bilsin
İmamoğlu sen çok yaşa
Altınel (Şükrü Altınel)
