Uzay Penceresinden - Prof.Dr.Halil KIRBIYIK - E. ODTÜ Dekanı
Köşe Yazarı
Uzay Penceresinden - Prof.Dr.Halil KIRBIYIK - E. ODTÜ Dekanı
 

EVREN BİLİM VE BÜYÜK PATLAMA-2

Büyük Patlama evren modelini destekleyen gözlemleri tekrar hatırlayacak ve bugün nasıl bir evrende yaşadığımız tespitini yapacağız. Uzayda gördüğümüz her cisim bizden uzaklaşmaktadır. E. Hubble’ın keşfi (1929). Evren uzaklıkla doğru orantılı olarak genişlemektedir. Böyle fiziksel bir olay tekil bir noktayı işaret etmektedir. Zamanın ve uzayın sıfır olduğu bir başlangıç noktası. Daha sonra ayrıntısına belki gireriz; sadece genişlemiyor aynı zamanda 1998 yılındaki bir gözlemle evrenin ivmeli olarak genişlediği bulunmuştur. Hızlanarak genişlemektedir. Evrenin her noktası veya her galaksi merkez kabul edildiği için aynı gözlem her yerden aynı bulunacaktır. Büyük Patlama kuramının ikinci desteği, evrenin her yerini kaplayan ve her yönde, izotropik olarak gözlenen radyo ışınımı (Mikrodalga arka alan ışınımı). Böyle bir gözlem Büyük Patlamaya önemli destektir. Bu kadar yüksek düzeyde eş yönlü olan bir enerji tek noktadan merkezi bir patlamayla elde edilebiliyor. Büyük Patlama modelini destekleyen üçüncü bulgu ise evrende, bugün gözlediğimiz ve deneyimlediğimiz helyum miktarıdır. Bilindiği gibi periyodik tabloda hidrojenden sonra kararlı ikinci elementtir. Evrenin bu günkü kimyasal yapısı, yaklaşık % 73’ü hidrojen, % 25’i helyum ve geri kalanı da karbon, oksijen, demir, magnezyum, bakır, uranyum ve altın gibi elementlerden  oluşmaktadır. Büyük Patlama modelinde, evrenin yaşı birkaç dakika iken, mevcut proton (hidrojen) ve nötronlardan tam da bu oranda helyum üretilebilmektedir. Bu deneysel gözlemler bizi Büyük Patlama modelinin mevcut evreni açıklayabilecek en iyi kuram olduğunu söylemektedir. Öyleyse kozmoloji hakkında bildiklerimizi ve bildiğimizi zannettiklerimizi gözden geçirebiliriz: Biz olduğumuz yerdeyiz; güneş sistemi içinde. Karmaşık moleküller ve yaşam uzayın bu bölgesinde gelişme şansına sahip olmuştur. Yıldızlar yoğun gaz bulutları içinde oluşmuş ve kütle çekimsel etki altında evrimleşmiş; belli bir aşamada içindeki tüm maddeyi uzaya saçmıştır. Bu anlayış çerçevesinde şu andaki güneşimiz de ikinci kuşak bir yıldızdır. Güneşten önce burada var olan yıldız yaşamını tamamlayarak içindeki tüm maddeyi uzaya, patlama ile saçmış ve bizler de o kimyasal yapıdan oluşmuşuz. Galaksilerin (Gök adalar)  evrenin temel taşları olduğu ve merkezlerindeki büyük karadelikler yüksek enerji aktiviteleri gösterdikleri bilinmektedir. Bugünkü evrende dört boyut vardır. Üç uzaysal ve bir zaman boyutu. Bu boyutlar, evren genişledikçe büyümektedir. Bugünkü bulgularımıza göre evren genişlemeyi sürdürmekte ve sürdürecektir. Şimdilik genişlemeyi durduracak yeterli madde gözlenememiştir. Evrenin sadece %4 ünün bildiğimiz görünür maddeden oluştuğu bilinmektedir; %70’i tabiatı bilinmeyen karanlık enerji ve geri kalanı da göremediğimiz karanlık maddedir. Doğada dört temel kuvvet vardır. Bildiğimiz madde altı kuark (maddenin temel taşı) ve altı lepton (elektron gibi parçacıklar) türünden oluşmuştur. Maddeye karşı bir de karşı madde vardır ancak anti veya karşı madde miktarı önemsizdir. Evrende madde hakimdir. Büyük Patlama modeli evreni en iyi açıklayan kuramdır.        Yukarda belirtilen gözlemsel verilere uyan ve bunları açıklayabilen bir kuram fizikçilerin nihai hedefi olmuştur. Sıcak büyük bir patlamayı ve evrimini anlamamıza yardım edecek koşulların dünyada yaratılması olası mıdır? Böyle bir çalışma da sürdürülmektedir. Başlangıçtaki olağanüstü fiziksel koşulların yaratılabilmesi için “süper hızlandırıcı” ların kurulması gerekir. Böyle bir girişim de yüksek maliyetli olduğu için kolay değildir. Bugün var olan dört kuvvetin ( Kütle çekim, Zayıf Çekirdek, Elektromanyetik ve Şiddetli Çekirdek) tek bir kuvvete indirgenmesini sağlayacak olan enerji karşılığı sıcaklık bir milyon milyar derecedir (1015)). Böyle bir girişim İsviçre’de CERN laboratuvarında denenmiş ve sıfır noktasında olası fiziksel olaylar izlenmiş ve yol gösterici bazı sonuçlar elde edilmiştir.          Bir sonraki yazımızda bu konuya açıklık getirmeye çalışacağız.      
Ekleme Tarihi: 05 Ağustos 2025 -Salı

EVREN BİLİM VE BÜYÜK PATLAMA-2

Büyük Patlama evren modelini destekleyen gözlemleri tekrar hatırlayacak ve bugün nasıl bir evrende yaşadığımız tespitini yapacağız.

Uzayda gördüğümüz her cisim bizden uzaklaşmaktadır. E. Hubble’ın keşfi (1929). Evren uzaklıkla doğru orantılı olarak genişlemektedir. Böyle fiziksel bir olay tekil bir noktayı işaret etmektedir. Zamanın ve uzayın sıfır olduğu bir başlangıç noktası. Daha sonra ayrıntısına belki gireriz; sadece genişlemiyor aynı zamanda 1998 yılındaki bir gözlemle evrenin ivmeli olarak genişlediği bulunmuştur. Hızlanarak genişlemektedir. Evrenin her noktası veya her galaksi merkez kabul edildiği için aynı gözlem her yerden aynı bulunacaktır.

Büyük Patlama kuramının ikinci desteği, evrenin her yerini kaplayan ve her yönde, izotropik olarak gözlenen radyo ışınımı (Mikrodalga arka alan ışınımı). Böyle bir gözlem Büyük Patlamaya önemli destektir. Bu kadar yüksek düzeyde eş yönlü olan bir enerji tek noktadan merkezi bir patlamayla elde edilebiliyor.

Büyük Patlama modelini destekleyen üçüncü bulgu ise evrende, bugün gözlediğimiz ve deneyimlediğimiz helyum miktarıdır. Bilindiği gibi periyodik tabloda hidrojenden sonra kararlı ikinci elementtir. Evrenin bu günkü kimyasal yapısı, yaklaşık % 73’ü hidrojen, % 25’i helyum ve geri kalanı da karbon, oksijen, demir, magnezyum, bakır, uranyum ve altın gibi elementlerden  oluşmaktadır. Büyük Patlama modelinde, evrenin yaşı birkaç dakika iken, mevcut proton (hidrojen) ve nötronlardan tam da bu oranda helyum üretilebilmektedir.

Bu deneysel gözlemler bizi Büyük Patlama modelinin mevcut evreni açıklayabilecek en iyi kuram olduğunu söylemektedir. Öyleyse kozmoloji hakkında bildiklerimizi ve bildiğimizi zannettiklerimizi gözden geçirebiliriz:

  • Biz olduğumuz yerdeyiz; güneş sistemi içinde. Karmaşık moleküller ve yaşam uzayın bu bölgesinde gelişme şansına sahip olmuştur.
  • Yıldızlar yoğun gaz bulutları içinde oluşmuş ve kütle çekimsel etki altında evrimleşmiş; belli bir aşamada içindeki tüm maddeyi uzaya saçmıştır. Bu anlayış çerçevesinde şu andaki güneşimiz de ikinci kuşak bir yıldızdır. Güneşten önce burada var olan yıldız yaşamını tamamlayarak içindeki tüm maddeyi uzaya, patlama ile saçmış ve bizler de o kimyasal yapıdan oluşmuşuz.
  • Galaksilerin (Gök adalar)  evrenin temel taşları olduğu ve merkezlerindeki büyük karadelikler yüksek enerji aktiviteleri gösterdikleri bilinmektedir.
  • Bugünkü evrende dört boyut vardır. Üç uzaysal ve bir zaman boyutu. Bu boyutlar, evren genişledikçe büyümektedir.
  • Bugünkü bulgularımıza göre evren genişlemeyi sürdürmekte ve sürdürecektir. Şimdilik genişlemeyi durduracak yeterli madde gözlenememiştir. Evrenin sadece %4 ünün bildiğimiz görünür maddeden oluştuğu bilinmektedir; %70’i tabiatı bilinmeyen karanlık enerji ve geri kalanı da göremediğimiz karanlık maddedir.
  • Doğada dört temel kuvvet vardır. Bildiğimiz madde altı kuark (maddenin temel taşı) ve altı lepton (elektron gibi parçacıklar) türünden oluşmuştur. Maddeye karşı bir de karşı madde vardır ancak anti veya karşı madde miktarı önemsizdir. Evrende madde hakimdir.
  • Büyük Patlama modeli evreni en iyi açıklayan kuramdır.

       Yukarda belirtilen gözlemsel verilere uyan ve bunları açıklayabilen bir kuram fizikçilerin nihai hedefi olmuştur. Sıcak büyük bir patlamayı ve evrimini anlamamıza yardım edecek koşulların dünyada yaratılması olası mıdır? Böyle bir çalışma da sürdürülmektedir. Başlangıçtaki olağanüstü fiziksel koşulların yaratılabilmesi için “süper hızlandırıcı” ların kurulması gerekir. Böyle bir girişim de yüksek maliyetli olduğu için kolay değildir. Bugün var olan dört kuvvetin ( Kütle çekim, Zayıf Çekirdek, Elektromanyetik ve Şiddetli Çekirdek) tek bir kuvvete indirgenmesini sağlayacak olan enerji karşılığı sıcaklık bir milyon milyar derecedir (1015)). Böyle bir girişim İsviçre’de CERN laboratuvarında denenmiş ve sıfır noktasında olası fiziksel olaylar izlenmiş ve yol gösterici bazı sonuçlar elde edilmiştir.

         Bir sonraki yazımızda bu konuya açıklık getirmeye çalışacağız.

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.