Hasan İLERİ - Med.Dr.
Köşe Yazarı
Hasan İLERİ - Med.Dr.
 

Sayın Soner Yalçın’a Açık Mektup (1)

Sayın Soner Yalçın, SÖZCÜ Gazet6esinin 28 Şubat 2024 tarihli baskısında HAKİKAT isimli köşenizde “KAFALAR KARIŞIK” başlıklı yazınızı okudum. Söze yani yazıma size teşekkür etmekle başlamak istiyorum. Seçim haberlerinin, adayların, parti sözcülerinin doldurduğu yazılı ve görsel medyada sizin yazılarınızla nefes alma imkanı buldum. Bu yazınızdaki ve bundan sonraki iki yazınızla ilgili bazı hususları gündeme getirmek, ortaya koymak istiyorum. Sayın Soner Yalçın, “Ortadaki yapısal krizin köküne dair görüşünüz…Krizin çözümüne dair fikriniz, sağcı mı, solcu mu olduğunuzu ortaya koyar” diyorsunuz. Misaller veriyorsunuz. Misallerinize genel olarak katılıyorum. Sosyal demokratların krizin ilacını kapitalizmde aradığını belirtiyorsunuz.  Sosyal demokratlar krizin ilacını neden kapitalizmde arıyor? Sosyal demokrat partiler neden gelir dağılımına önem veriyor? Nostaljik önlemlerin bilindik tekrarları demekle neyi kastediyorsunuz? Neoliberalizmin ideolojik hegemonyası tüm solu altüst etti ne demektir? Şanla dolu yenilgiler mevcut muhafazakar statükonun işine yaradı demekle neyi kastediyorsunuz? Sosyal demokrasinin tarifinde (Deniz Baykal-İsmail Cem YENİ SOL 1990) insanla toplumun, bireycilikle toplumculuğun uyumlu olarak bütünleşmesi üzerinde durulur. MASLOW ihtiyaçlar piramidinde insan ihtiyaçlarının en tepe noktasında TANINMA, SAYGI GÖRME, DİKKAT ÇEKME ve YÖNETME ihtiyaçları yer alır. Marksist rejim bu ihtiyaçları büyük oranda ıskalamış, görmezden gelmiştir. İnsanı toplum içinde eritmek istemiş ama eritememiştir. Zaten bu da mümkün olmamıştır, mümkün de değildir. Sosyal demokrasi tarihinde olduğu gibi insanı uyumlu olarak toplumla bütünleştirmek istemiş ama başaramamıştır. İnsan egosunda önemli bir parçası olan yukarıda saydığımız tepe ihtiyaçları, bilgi ve iletişim toplumu nedeniyle özgürlük, yani liberalizm öne geçmiş toplumculuk arka plana düşmüştür. 1950 iktidarıyla beraber “Her mahallede bir milyoner” yaklaşımı toplumculukta daha çok beğenilmiş ve de benimsenmiştir. Bizde Toplumculuk, Halkçılık ilkesi olarak ilkesi olarak öne çıkmıştır. Devam edeceğiz….
Ekleme Tarihi: 06 Mart 2024 - Çarşamba

Sayın Soner Yalçın’a Açık Mektup (1)

Sayın Soner Yalçın,

SÖZCÜ Gazet6esinin 28 Şubat 2024 tarihli baskısında HAKİKAT isimli köşenizde “KAFALAR KARIŞIK” başlıklı yazınızı okudum. Söze yani yazıma size teşekkür etmekle başlamak istiyorum. Seçim haberlerinin, adayların, parti sözcülerinin doldurduğu yazılı ve görsel medyada sizin yazılarınızla nefes alma imkanı buldum. Bu yazınızdaki ve bundan sonraki iki yazınızla ilgili bazı hususları gündeme getirmek, ortaya koymak istiyorum.

Sayın Soner Yalçın,

“Ortadaki yapısal krizin köküne dair görüşünüz…Krizin çözümüne dair fikriniz, sağcı mı, solcu mu olduğunuzu ortaya koyar” diyorsunuz. Misaller veriyorsunuz. Misallerinize genel olarak katılıyorum.

Sosyal demokratların krizin ilacını kapitalizmde aradığını belirtiyorsunuz. 

Sosyal demokratlar krizin ilacını neden kapitalizmde arıyor?

Sosyal demokrat partiler neden gelir dağılımına önem veriyor?

Nostaljik önlemlerin bilindik tekrarları demekle neyi kastediyorsunuz?

Neoliberalizmin ideolojik hegemonyası tüm solu altüst etti ne demektir?

Şanla dolu yenilgiler mevcut muhafazakar statükonun işine yaradı demekle neyi kastediyorsunuz?

Sosyal demokrasinin tarifinde (Deniz Baykal-İsmail Cem YENİ SOL 1990) insanla toplumun, bireycilikle toplumculuğun uyumlu olarak bütünleşmesi üzerinde durulur. MASLOW ihtiyaçlar piramidinde insan ihtiyaçlarının en tepe noktasında TANINMA, SAYGI GÖRME, DİKKAT ÇEKME ve YÖNETME ihtiyaçları yer alır. Marksist rejim bu ihtiyaçları büyük oranda ıskalamış, görmezden gelmiştir. İnsanı toplum içinde eritmek istemiş ama eritememiştir. Zaten bu da mümkün olmamıştır, mümkün de değildir.

Sosyal demokrasi tarihinde olduğu gibi insanı uyumlu olarak toplumla bütünleştirmek istemiş ama başaramamıştır. İnsan egosunda önemli bir parçası olan yukarıda saydığımız tepe ihtiyaçları, bilgi ve iletişim toplumu nedeniyle özgürlük, yani liberalizm öne geçmiş toplumculuk arka plana düşmüştür.

1950 iktidarıyla beraber “Her mahallede bir milyoner” yaklaşımı toplumculukta daha çok beğenilmiş ve de benimsenmiştir. Bizde Toplumculuk, Halkçılık ilkesi olarak ilkesi olarak öne çıkmıştır.

Devam edeceğiz….

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Ayhan
(07.03.2024 13:40 - #913)
Yazının devamını heyecanla bekliyoruz.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.