Mehmet Latif Sağlam ile Sanatı ve Gri Kare Üzerine Söyleşi
Mehmet Latif Sağlam ile Sanatı ve Gri Kare Üzerine Söyleşi
Mehmet Latif Sağlam ile Söyleşi
Mehmet Latif Sağlam, genellikle M. Latif Sağlam olarak da anılan, ressam ve heykeltıraş bir sanatçıdır. Sanatçı, eserlerinde toplumsal konulara, ezilenlere ve kültürel hafızaya odaklanan temalar işler.
1966, Mardin’in Kızıltepe ilçesinde doğmuştur. Marmara Üniversitesi Resim-İş Eğitimi Bölümü (Heykel ana sanat dalı) mezunudur.
Mehmet Latif Sağlam’ın sanatı, toplumsal bilinç ve farkındalık oluşturmayı amaçlar. Çalışmalarında özellikle toplumun yaşadığı acıları, adalet arayışını, ezilenlerin sesini ve kültürel anlatıları işler. Eserlerinde resim, heykel, seramik, baskı gibi farklı teknikleri kullanmaktadır. Ahmed Arif’in “Otuzüç Kurşun” şiirinden ilham alan eserler üretmiştir; bu eserler toplumsal bellek ve direniş temalarını işler.
Bu değerli sanatçı dost ile sanatı ve Ankara’da açtıkları Gri Kare isimli merkez üzerine konuştuk.
Ulus: Sanat pratiğinizde sizi sürekli geri çağıran temel bir soru var mı? Yaptığınız her işte bu sorunun izini sürmek mümkün mü?
M. Latif Sağlam: Sanat pratiği hayat gibidir. Hakikati aramak, gerçeği görmek, örneğin haksızlığa uğramışlığın nedenini aramak, olana değil, olanı var olmaya süren, olanı olma durumuna iten, olduran nedenlere, şeylere bakmak. Sorgulama, anlama, kavrama, sezmeye çalışmak. Sanat kendini anlatma çabasının bir halidir, bu anlatma çabası içerisinde, şeyler çoğu zaman yetersiz kalsa bile.
Ulus: Üretimlerinizde sezgi ile düşünce arasındaki dengeyi nasıl kuruyorsunuz? Bir işiniz ne zaman “tamamlanmış” sayılır?
M. Latif Sağlam: Başlangıçta hayattan etkilenirsiniz, olay ve olgulardan. Kültürel kodlarınız, bireysel ilgi ve yöneliminizin pusulası da sezgidir. Bu süreç düşünceyle varoluşuna yaklaşır. Anlamaya ve anlatmaya çalışırsınız. Teori ile pratik arasında gitgellerimiz olur. O olguyla ve işle ilgili ne kadar olur, sürece bağlı.
Tamamlanma aslında bir çalışmanın sanatçısı tarafından üretilmesiyle oluşmaz. Eser sanatçıdan ayrıldıktan sonra kendi başına olur. Eser kendisiyle ilişki ve bağ kuracak izleyicisiyle tamamlanır. Bazen bu anlamda tamamlanmadan yarım kalan bir hal içerisinde varlık dünyasında bir serüvene çıkar.
Ulus: Zaman içinde işlerinize baktığınızda, sizi şaşırtan bir dönüşüm görüyor musunuz? Bu dönüşüm bilinçli mi, kaçınılmaz mıydı?
M. Latif Sağlam: Her an değişen bir varlık dünyası içerisindeyiz. Sanatsal anlamda zaten bu bir zorunluluk ve gerekliliktir dönüşmek. Birikimimiz arttıkça bakış açımız farklılaşır. Sezgimiz, tecrübemiz vb. olgular adım adım olgunlaşır. Bazen bilinçlidir, bazen bilinçdışı tetikler, bu bilinçdışı tetiklenmeler de şaşırtıcı olur. Dönüşüm bir kısmıyla bilinçli, bir kısmıyla bilinçdışı, kesinlikle kaçınılmazdır. …….
Ulus: Sanatınızda kişisel deneyim ile kolektif hafıza arasında nasıl bir ilişki kuruyorsunuz?
M. Latif Sağlam: Beni oluşturan öğeler bir yanıyla kollektif hafızanın bir parçasıdır. Ben o hafızanın içerisine doğdum. Onlardan esinlendim, etkilendim, kişisel farklılıklarımla da ben, ben oldum. Ama kendi çalışmalarımla, anlatmaya çalıştığım işlerle, aynı zamanda kollektif hafızayı inşa edenlerden biri oldum. Bu olgular birbirini besleyen ve var eden iki olgudur.
Ulus: Sanatla ilişkinizi düşününce, bugün sizi üretmeye iten ilk kıvılcım hâlâ aynı mı, yoksa bambaşka bir yerden mi besleniyor?
M. Latif Sağlam: Sanatsal üretim hazzı ilk günden daha fazla. İnanın insanın hayatına müthiş bir anlam, haz ve heyecan katıyor.
Ulus: Estetik kararlarınızda “güzel” olanla “rahatsız edici” olan arasında bir gerilim var mı?
M. Latif Sağlam: Eksikliklerden, olumsuzluklardan arınma güzel olan durumunda olma hali rahatsız edici şeyler, süreçler, sürekli belirlenimden yoksun, kararsız vb araflardan sıyrılıp tamamlanma ve güzel olana varma süreci gerilim barındırır. Bu kaçınılmazdır ve rahatsız edicidir. Genel olarak rahatsız edici olanı pek sevmeyiz ama bizi güzele iten genelde o olur. Güzel olanla rahatsız edici olan arasında trajik bir gerilim vardır.
Ulus: Yaptığınız işlere geriye dönüp baktığınızda “bunu bugün yapmazdım” dediğiniz işler oluyor mu? O mesafe size ne söylüyor?
M. Latif Sağlam: Elbette yaşanmışlıklar arttıkça bunu şöyle yapardım duygusu olur. Çoçukluğumuzdan karar verdiğimiz bir şeyin tüm hayatımız boyunca aynı ilgi ve değerde olması mümkün değildir. Hayat gibi her an dönüşen değişen oluşan başkalaşan, dinamik canlılık budur. Tecrübe etmiyor bakış açınızı değiştirmiyor, değişmeyen bir duygu düşünce durumunda olmanız, canlılığınızı yitiren bir durumda olduğunuzu gösterir. Elbette oluyor, sanatsal üretim motivasyonumu bu değişim ve dinamik durum tetikliyor.
Ulus: Bir fikri çöpe attığınız anlar oluyor mu, yoksa her şey bir şekilde yolunu mu buluyor?
M. Latif Sağlam: Bir fikri çöpe atmam. Oluşması ve doğması için beklemesi gerekir. Zamanla bir şekilde başlangıçtaki formundan başka bir form bularak çıkıverir. Bu nedenlem çöpe atmam, beslenmesi, gelişmesi ve olgunlaşması için ona zaman veririm.
Ulus: Kullandığınız malzemeler sizin için birer araç mı, yoksa başlı başına anlam taşıyan unsurlar mı?
M. Latif Sağlam: Bir sözcüğü oluşturan harflerin her biri başlıbaşına bir anlam ifade etmez. Ama harflerin doğru bir şekilde dizilimiyle sözcük olur ve bir anlam ifade eder. Duygunun, düşüncenin, tecrübe ve sezginizin vücut bularak varlık dünyasında görülmesidir. Kısaca anlama elbise giydirip görünür kılan şeylerdir. Onları alırsanız anlam kaybolur. Onlarsız anlam görünür olmaz. Malzemeler çoğunlukla araç gibi görünür ama az da olsa bazen dokularıyla, özleriyle anlama katkıda bulunurlar.
Ulus: Biçim mi düşünceyi doğurur, yoksa düşünce mi biçimi zorlar? Kendi pratiğinizde bu ilişki nasıl ilerliyor?
M. Latif Sağlam: Günlük hayatta gördüğümüz sayısızca biçimler bıraktığı etkilere göre sanatçının kendinde düşünmesini tetikler ve şekillendirir. İçsel bir yolculuk yaşatır. Sanatsal üretim boyutunda ise düşünce biçimi zorlar. O onda istenilen en ideal forma ulaşma serüvenine çıkar. Karaktere bürünür, yani bir nevi ruh taşımaya başlar.
Ulus: Kendinizi güncel sanat sahnesinde bir yere “ait” hissediyor musunuz, yoksa bu aidiyetsizlik bilinçli bir tercih mi?
M. Latif Sağlam: Aidiyetsizlik bilinçli bir tercih. Kenarda durmak daha net görmeyi sağlar. Bu durum aynı zaman beni daha özgür kılıyor.
Ulus: Sanatçının toplumsal meseleler karşısındaki sorumluluğu sizce nedir? Sessizlik de bir tavır olabilir mi?
M. Latif Sağlam: Ben Sanatçı olarak kendimde olan bir şeyi kendime anlatmak için sanat yapmıyorum. Tabii ki sanatçının toplumsal meseleler karşısında sorumluluğu vardır. Bu sorumluluktan kaçamaz. Ben sanatımla zaten bunları sorgulayan ve ifade eden bir sanatçıyım. Sanatçı sanatıyla konuşur. Bu konuşma evrensel bir dile dönüşerek sınırları aşar, aynı zamanda kısa bir ana sıkışmaz eserin varlığıyla devam eder.
Ulus: Gri Kare fikri ilk ortaya çıktığında aklınızda nasıl bir yer vardı? Bugün geldiği nokta o hayale ne kadar yakın?
M. Latif Sağlam: Gri Kare fikri mevcut mekânla şekillendi. Bu şekilleniş de kollektif bir bilinçle mekana ruh ve anlam katma amacıyla oluştu.
Ulus: Gri Kare ismi biraz arada kalmayı çağrıştırıyor. Siz bu gri alanı daha çok bir özgürlük mü, yoksa bir risk olarak mı görüyorsunuz?
M. Latif Sağlam: Gri Kare bir kaidedir. Onda olan her sanatçı ve sanat eserinin kendini özgürce ifade edebilmesi için tercih edilmiştir. Arada kalmak değil, fikirlere düşüncelere saygı duymak olarak görüyorum.
Ulus: Gri Kare’yi kurarken “burada asla şunu yapmayacağız” dediğiniz bir şey oldu mu?
M. Latif Sağlam: Keskin çizgiler koymamakla birlikte popüler kültüre hizmet etmemek diyebilirim. Ama “asla” dediğiniz şey, yarın tam da ihtiyaç duyduğunuz bir yer olabilir. Umarım böyle bir şeye ihtiyaç duymayız.
Ulus: Mekânın sanatçıya ne kadar müdahale etmesini istersiniz? Gri Kare; yönlendiren mi, alan açan mı?
M. Latif Sağlam: Mekânın fısıldamasını isterim, bağırmasını değil.
Ulus: Sergi mekânını “nötr” bir alan olarak mı görüyorsunuz, yoksa başlı başına bir ifade alanı mı?
M. Latif Sağlam: Sanatçıyı zorlamadan, ama tamamen nötrde kalmadan, diyalog önermesi yapmalı.
Ulus: Türkiye’de güncel sanat ortamında sizi en çok zorlayan ya da düşündüren şey ne?
M. Latif Sağlam: Düşünsel derinliği korumaya çalışarak ayakta kalabilmek. Ve bazı şeylerin sürdürülebilir olamaması.
Ulus: Alternatif sanat mekânlarının bugün üstlendiği rol sizce yeterince anlaşılıyor mu?
M. Latif Sağlam: Yeterince değil, öncelilikli görülmemesi ve tali konumda kalmaları.
Ulus: Gri Kare’nin geleceğinde sizi en çok heyecanlandıran ihtimal ne? En çok korkutan?
M. Latif Sağlam: En çok heyecanlandıran, düşlemek, üretmek ve paylaşmak. Korkutan ise vahşi kapital dış dünyaya mahkum kalıp, kafeye ve benzeri bir mekana dönüşmek zorunda kalmak (!)
Ulus: Henüz yapmaya cesaret edemediğiniz bir proje ya da sergi fikri var mı?
M. Latif Sağlam: Var…
Ulus: Gri Kare’ye gelen birinin buradan tek bir hisle ayrılmasını isteseniz, bu ne olurdu?
M. Latif Sağlam: Ön yargılarını kırarak ayrılmasını isteriz. Yaşama, hayale ve üretmeye dair...
Ulus: Son olarak şu ara sizi en çok meşgul eden soru ne? Atölyede ya da hayatta.
M. Latif Sağlam: Gereksiz tüketim, anlaşılmaz doyumsuzluk.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.
