Ahmet Erdem AKYÜZ - Avukat
Köşe Yazarı
Ahmet Erdem AKYÜZ - Avukat
 

BARIŞ KOMISYONU’NUN BAĞIMSIZLIĞI VE GÖREVİ

İçinde bulunduğumuz koşulları, maddeler ve bölümler halinde değerlendirmek yararlı olacaktır.                                                           1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir çok Siyasi Parti’nin temsilcileri ve Milletvekilleri ile kurulan ‘Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’ bu güne kadar çok sayıda toplantı yaptı. Bu toplantılarda gene çok sayıda; sivil toplum örgütleri temsilcileri, eski ve yeni siyasi parti yöneticileri, değişik kesimlerden kişiler dinlendi. Bir değerlendirme beklenirken Sn. Recep Tayyip Erdoğan ‘Dem Parti heyetini kabul ettik. Kendileri ile yapıcı, verimli ve geleceğe dair umut verici görüşmeler yaptık. Görüşmenin yansımalarını yakında göreceğiz’ demiştir. Böylece; Komisyonun bağımsız olmadığı, karar verici asıl mekanizmanın kim olduğu meydana çıkmıştır. Komisyonun kendini feshetmesi doğru olacaktır.              2.-Bu güne kadar, bu siyasi partilerin kapılarında; evlatları, terör örgütleri tarafından dağa kaçırılan, katledilen gençlerin anneleri nöbet tutardı. Ne oldu da şimdi diğer bazı siyasi partiler nöbet tutmaya, kapı önlerinde karşılamaya başladılar. Bunun bir siyasi ve toplumsal örgütlenmeye doğru gittiği açık olarak görülmektedir.             3.-Kurulan senaryo, yavaş yavaş “Anayasa Değişikliğine” kadar gitmektedir. Bir terör örgütünün fesih edilmesi süreci ile Anayasanın değiştirilmesi arasında hiçbir bağlantı yoktur. Giderek değiştirilecek maddelerin nereye kadar uzanacağını tahmin etmek güç değildir.             4.-Türk Milletini, yerel dil ve söylemler altında bölmek çok yanlış ve zararlıdır ve mümkün olmayacaktır. Laz, Çerkez, Zaza, Kürt, Gakgoş gibi adlandırmalar, yerel dil ve lehçelerden kaynaklanan biraz da esprili kavramlardır. Türk halkının; yerel dil, söylem ve lehçeleri yönünden, bulundukları yer, makam, eğitim, iş olanakları ve yaşam koşulları bakımından birbirinden hiçbir farkı yoktur. Bu farkı yaratmaya çalışmak, bölücülüğe hizmet etmekten başka hiçbir anlam taşımamaktadır.             5.-Eğer bazı suçların önlenmesi için, suç örgütleri liderleri ile görüşmek, onların görüşlerini almak ve Meclis kürsüsünde konuşmaya davet etmek gerekli ve yararlı ise, bu suç örgütü uzantısı nereye kadar gidecektir. Tecavüz veya dolandırıcılıktan mahkum olanların da görüşlerini almak yararlı olacak mıdır.             6.-Cezaevinde yatan kişilerin bulunduğu ortam ve yaşam koşulları merak konusu olmaktadır. Bazı mahkumları, siyasi parti temsilcileri uzun süre ziyaret etmekte, geniş salonlarda, kalabalık bir kitle ile fotoğraflar çekerek yayınlamaktadırlar. Diğer siyasi görüş tutukluları da aynı koşullarda mı yaşamaktadırlar. Örneğin; Osman Kavala, tutuklu gazeteci, düşünür ve seçilmiş yöneticiler ve diğer siyasiler ile tutuklu belediye başkanlarının da ikamet ve günlük yaşam koşullarını merak etmekteyiz.  Birer görsel olarak yayınlamaları yararlı olacaktır.                                           7.-Kendisi gibi, ismi de uzun ve ilginç olan “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” toplantıları, senaryosu önceden yazılan ‘dizi film’ gibi devam edip gidiyor. Toplumun gazını almak için ‘dinlenmeyen kişi ve gurup’ kalmadı. Komisyonun alacağı kararlar önceden belirlenmiş gibi görünüyor. Sonunda yapılacak açıklamanın altında yanlışlıkla “eski bir tarih” bulunması halinde şaşırmayacağız. Çünkü senaryosu önceden yazılmış bir dizi film izliyoruz.             Yaşadığımız oldukça karanlık ve belirsiz günlerin ve içinde bulunduğumuz koşulların, kısaca maddeler ve bölümler halinde değerlendirilmesi yararlı ve zorunludur. Katkı, destek ve yorumlarınızı bekleriz. Saygılarımla. Av. Ahmet Erdem Akyüz          Hukukun egemenliği Derneği Kurucu ve Onursal Genel Başkanı        
Ekleme Tarihi: 05 Kasım 2025 -Çarşamba

BARIŞ KOMISYONU’NUN BAĞIMSIZLIĞI VE GÖREVİ

İçinde bulunduğumuz koşulları, maddeler ve bölümler halinde değerlendirmek yararlı olacaktır.                                              

            1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir çok Siyasi Parti’nin temsilcileri ve Milletvekilleri ile kurulan ‘Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’ bu güne kadar çok sayıda toplantı yaptı. Bu toplantılarda gene çok sayıda; sivil toplum örgütleri temsilcileri, eski ve yeni siyasi parti yöneticileri, değişik kesimlerden kişiler dinlendi. Bir değerlendirme beklenirken Sn. Recep Tayyip Erdoğan ‘Dem Parti heyetini kabul ettik. Kendileri ile yapıcı, verimli ve geleceğe dair umut verici görüşmeler yaptık. Görüşmenin yansımalarını yakında göreceğiz’ demiştir. Böylece; Komisyonun bağımsız olmadığı, karar verici asıl mekanizmanın kim olduğu meydana çıkmıştır. Komisyonun kendini feshetmesi doğru olacaktır. 

            2.-Bu güne kadar, bu siyasi partilerin kapılarında; evlatları, terör örgütleri tarafından dağa kaçırılan, katledilen gençlerin anneleri nöbet tutardı. Ne oldu da şimdi diğer bazı siyasi partiler nöbet tutmaya, kapı önlerinde karşılamaya başladılar. Bunun bir siyasi ve toplumsal örgütlenmeye doğru gittiği açık olarak görülmektedir.

            3.-Kurulan senaryo, yavaş yavaş “Anayasa Değişikliğine” kadar gitmektedir. Bir terör örgütünün fesih edilmesi süreci ile Anayasanın değiştirilmesi arasında hiçbir bağlantı yoktur. Giderek değiştirilecek maddelerin nereye kadar uzanacağını tahmin etmek güç değildir.

            4.-Türk Milletini, yerel dil ve söylemler altında bölmek çok yanlış ve zararlıdır ve mümkün olmayacaktır. Laz, Çerkez, Zaza, Kürt, Gakgoş gibi adlandırmalar, yerel dil ve lehçelerden kaynaklanan biraz da esprili kavramlardır. Türk halkının; yerel dil, söylem ve lehçeleri yönünden, bulundukları yer, makam, eğitim, iş olanakları ve yaşam koşulları bakımından birbirinden hiçbir farkı yoktur. Bu farkı yaratmaya çalışmak, bölücülüğe hizmet etmekten başka hiçbir anlam taşımamaktadır.

            5.-Eğer bazı suçların önlenmesi için, suç örgütleri liderleri ile görüşmek, onların görüşlerini almak ve Meclis kürsüsünde konuşmaya davet etmek gerekli ve yararlı ise, bu suç örgütü uzantısı nereye kadar gidecektir. Tecavüz veya dolandırıcılıktan mahkum olanların da görüşlerini almak yararlı olacak mıdır.

            6.-Cezaevinde yatan kişilerin bulunduğu ortam ve yaşam koşulları merak konusu olmaktadır. Bazı mahkumları, siyasi parti temsilcileri uzun süre ziyaret etmekte, geniş salonlarda, kalabalık bir kitle ile fotoğraflar çekerek yayınlamaktadırlar. Diğer siyasi görüş tutukluları da aynı koşullarda mı yaşamaktadırlar. Örneğin; Osman Kavala, tutuklu gazeteci, düşünür ve seçilmiş yöneticiler ve diğer siyasiler ile tutuklu belediye başkanlarının da ikamet ve günlük yaşam koşullarını merak etmekteyiz.  Birer görsel olarak yayınlamaları yararlı olacaktır.
                             
            7.-Kendisi gibi, ismi de uzun ve ilginç olan “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” toplantıları, senaryosu önceden yazılan ‘dizi film’ gibi devam edip gidiyor. Toplumun gazını almak için ‘dinlenmeyen kişi ve gurup’ kalmadı. Komisyonun alacağı kararlar önceden belirlenmiş gibi görünüyor. Sonunda yapılacak açıklamanın altında yanlışlıkla “eski bir tarih” bulunması halinde şaşırmayacağız. Çünkü senaryosu önceden yazılmış bir dizi film izliyoruz.

            Yaşadığımız oldukça karanlık ve belirsiz günlerin ve içinde bulunduğumuz koşulların, kısaca maddeler ve bölümler halinde değerlendirilmesi yararlı ve zorunludur. Katkı, destek ve yorumlarınızı bekleriz. Saygılarımla.

Av. Ahmet Erdem Akyüz         
Hukukun egemenliği Derneği
Kurucu ve Onursal Genel Başkanı

 

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
E. Hakim Şükrü Türe
(05.11.2025 18:27 - #4094)
Çok net, güzel ve doğru bir açıklama
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Muhittin Savaş
(08.11.2025 16:46 - #4101)
Her zamanki gibi güzel bir analiz, tebrikler. Gerçek durumu bilmemiz, bakalım olacakları önleyebilecek mi ?
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.