Antarktika’da keşif: Tarihin en eski buzulu

Antarktika’da keşif: Tarihin en eski buzulu

Bilim insanları, Antarktika topraklarından çıkardıkları dünyanın en yaşlı buz çekirdeğini eriterek gezegenimizin iklim tarihine ışık tutacak verileri gün yüzüne çıkarmaya hazırlanıyor. Tahmini yaşı 1,5 milyon yıl olan buz parçası, Cambridge, Almanya ve İsviçre'de özel koruma altında analiz ediliyor. Buzun içinde donmuş hava kabarcıkları, antik toz zerreleri, volkanik küller ve mikroskobik algler bulunuyor. Bu bulunan maddeler geçmişteki sıcaklık seviyelerini, rüzgâr modellerini, deniz seviyelerindeki değişimleri, volkanik patlamalarıanlamak için kullanılacak. Araştırmacı bilim adamı, "Bu buzun içinde atalarımızın soluduğu hava var" diyerek keşfin önemini vurguladı. Buz parçaları, geçmiş atmosfer koşullarının izlerini taşıyor ve bunlar gelecekte yaşanabilecek iklim olaylarını öngörme imkânı sunuyor. Araştırmacılar, buzun içindeki suyu eritip ICPMS adı verilen cihazla analiz edecek. Bu cihaz: Nadir toprak elementlerini, deniz tuzlarını, metaller ve volkanik izleri ayrıştırarak milyonlarca yıl öncesine ait iklim verilerini ortaya koyacak. Buzul döngülerinin 41 bin yıldan 100 bin yıla uzadığı bu gizemli geçiş dönemi, bilim dünyasında "en büyük cevapsız sorulardan biri" olarak görülüyor. Araştırmalar bu geçişin nedenlerini aydınlatabilir. Araştırmacılardan Dr.Liz Thomas, "İklim sistemimizi anlamak için zamanda geriye gitmeliyiz" diyerek araştırmanın uzun vadeli önemine işaret ediyor. Elde edilecek bilgiler, günümüzdeki sera gazı artışlarının doğaya etkilerini modellemekte büyük katkı sağlayacak. Kazı yeri: Antarktika’nın doğusundaki Küçük Kubbe C Bu yerin yüksekliği Yüksekliği 3.000 metre, çekirdek uzunluğu: 2,8 kilometre,sıcaklık: -35 derece Araştırmanın en kritik sonuçlarından biri, geçmişteki deniz seviyesi yükselmeleri ile ilgili olabilir. Buzda bulunan toz zerrecikleri ve deniz elementi izleri sayesinde, yüzey buzullarının nasıl eridiği ve deniz seviyesini nasıl etkilediği anlaşılabilecek. Bu keşifle, geçmiş iklim döngüleri anlaşılacak, karbondioksit yoğunluğu karşılaştırması yapılacak, doğal felaketler (volkanik patlamalar, rüzgar modelleri) analiz edilecek, iklim değişikliğinin gelecekteki etkileri daha net öngörülebilecek