Türkiye’nin demokratik geleceği dünya için neden önemli?
Türkiye’nin demokratik geleceği dünya için neden önemli?
Silivri’de tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, Financial Times’daki makalesiyle dünyaya seslendi.
Girişinde, “Makalenin yazarı İstanbul’un Belediye Başkanı. Silivri hapishanesinden yazıyor” ifadesi yer alan makaleye İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Türkiye’nin jeopolitik konumunun önemine dikkat çekerek başladı: “Kuzeyinde Rusya'nın Ukrayna'daki savaşı. Güneyde ise Orta Doğu. Tüm bunlara rağmen Türkiye küresel ticaret, güvenlik ve diplomaside kilit bir oyuncu olmaya devam ediyor. Yönümüz sadece bizim için değil, uluslararası düzenin istikrarı için de önemli.”
İmamoğlu daha sonra kendi alternatif arayışını aktardı: “2019'da İstanbul Belediye Başkanı olduğumdan beri bir alternatif arayışı içindeyim. Erdoğan'ın otoriter popülizminin aksine -bonkörce verilen ancak yerine getirilemeyen sözler- benim ‘gelişimci halkçılık' (yazıda developmental people-ism olarak geçiyor) dediğim şeyi tanıttık: İnsan onuruna, pratik çözümlere ve kamu güvenine dayanan bir sivil model. Bu vizyon, 2024 yılında İstanbul'un 16 milyon sakinine üçüncü kez belediye başkanı seçildiğimde teyit edildi. Zaferimiz, Cumhuriyet Halk Partisi'nin ulusal çapta elde ettiği kapsamlı başarının bir parçasıydı. Mesaj açıktı: Türkiye halkı değişime hazır.”
Bu çabalarına halkın verdiği desteğin ardından adaylığını ilan ettiğini belirten İBB Başkanı, bundan sonra hükümetin kendisi ve CHP belediyeleri üzerindeki baskıyı artırdığını, önce 35 yıl önce aldığı diplomanın iptal edildiğini, ardından da asılsız suçlamalarla gözaltına alınıp tutuklandığını aktardı.
“Bu alanların her birinde demokratik ve laik bir Türkiye sadece yardımcı değil, aynı zamanda elzemdir” diyen İmamoğlu şu notu düşüyor: “AB büyüyen sınamalara karşı kendini güçlendirmeye çalışırken, demokratik bir Türkiye'nin varlığı vazgeçilmezdir. Gençlerini susturan, muhalefeti ezen ve korkuyla yöneten bir rejim sadece bölgesel istikrarsızlığı derinleştirecektir.”
Ticaret savaşı nedeniyle küresel tedarik zincirlerinin yeniden şekillendiği dünyada “Coğrafyamız ve sanayi tabanımız bizi doğal bir ortak haline getirmektedir” ifadesini kullanan İmamoğlu, uyarıyor: “Ancak bu potansiyel ancak ülkenin güvenilir, şeffaf ve kurallara dayalı ekonomi politikalarıyla yönetilmesi halinde hayata geçirilebilir. Aksi takdirde yatırımcı güveni kaybolur ve sermaye başka yerlere akar.”
İmamoğlu, Financial Times’daki makalesini şu ifadelerle tamamladı: “Türk halkı iki yüzyılı aşkın bir süredir anayasacılık, sivil temsil ve adalet için mücadele ederek otoriterliğin Türkiye'nin doğal durumu olduğu efsanesini çürütmüştür. Dünya genelinde demokratik dayanışma, ortak geleceğimizin inşası için artık elzemdir. Küresel demokratik gerileme dalgası Türkiye'de başlamış olabilir. Geri püskürtmenin burada da başlayacağına inanıyorum.”
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.