Farkında olmadan bağımlı hale getiriyor! Hayalet titreşim sendromu nedir?

Uzmanlar, akıllı telefonların artık yalnızca birer "araç" değil, duygusal reflekslerimizi yönlendiren birer psikolojik tetikleyici haline geldiğini vurguluyor. Concordia Üniversitesi'nden İletişim Bilimleri Uzmanı Stephen Monteiro, bu cihazların insan bedenine ve duygularına nasıl tepki veren bir varlık gibi davrandığını açıklıyor. Modern insanın teknolojiyle kurduğu bağ giderek bir dostluktan çok bir bağımlılığa dönüşüyor.

DUYGULARIMIZI TANIYOR

Yüz tanıma, dokunmatik ekran, titreşim, sesli uyarılar ve hareket algılama gibi özellikler artık sadece pratiklik değil, duygusal bir bağ yaratma aracı haline geldi. Bir bakışla açılan ekran, bir titreşimle uyarı veren cihaz, bizi adeta tanıyor gibi davranıyor. Monteiro'ya göre bu durum, telefonları hayatımızda benzersiz bir konuma yerleştiriyor.

HAYALET TİTREŞİM SENDROMU

Birçok kişi, telefon çalmadığı halde titreştiğini sanıyor. Bu durum bilimsel olarak "hayalet titreşim sendromu (phantom vibration syndrome)" olarak tanımlanıyor. Araştırmalara göre beyin, küçük uyarıları yanlış yorumlayarak cihazdan gelen sinyalleri gerçek sanıyor. Bu da sürekli tetikte olmamıza, dikkatimizin bölünmesine ve dijital strese yol açıyor.

KÖKLERİ 1970'LERE DAYANIYOR

Birçok akıllı cihaz özelliği aslında bambaşka amaçlarla yıllar önce geliştirildi. GPS teknolojisi, ilk olarak 1970'lerin başında ABD ordusu tarafından askeri hedefleme ve konum tespiti amacıyla tasarlandı. Zamanla sivil kullanıma açılan bu sistem, denizciler ve doğa yürüyüşçüleri tarafından hem yön bulmak hem de gerektiğinde konumlarını başkalarına iletmek için kullanılmaya başlandı.

Benzer şekilde, bugün telefonlarda vazgeçilmez hale gelen titreşimli bildirimler, 1970'lerin sonlarında çağrı cihazları için geliştirildi. Bu özellik, hastane personeli ve seyahat eden satış temsilcileri gibi profesyonellerin, gelen önemli aramalardan sessizce haberdar olmasını sağlamak amacıyla tasarlanmıştı.

BAĞIMLILIK YÖNETİLEBİLİR Mİ?

Stephen Monteiro, bağımlılıktan kurtulmanın ilk adımının farkındalık olduğunu söylüyor. Uzmana göre, konum hizmetlerini sadece ihtiyaç anında açmak, yüz tanıma yerine şifre kullanmak, titreşimleri sınırlamak gibi basit adımlar, teknolojiyle olan psikolojik bağı zayıflatabiliyor. Akılsız telefonlar olarak bilinen sade modellerin yeniden gündeme gelmesinin, dijital detoksun bir parçası olabileceğini belirtiyor.